Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Biyografi

Ali Kuşçu Kimdir,Hayatı ve Eserleri | Biyografi |

Ali Kuşçu Biyografi,Ali Kuşçu Hayatı ve Eserleri (1400-1474)-Astronom, matematikçi, yazar, müderris ve elçi.

Ali Kuşçu Hayatı ve Eserleri

“Kuşçu” lakabı babasının Uluğ Bey’in Doğancıbaşısı olmasından, bir söylentiye göre de, av esnasında Uluğ Bey’in doğanını daima Ali’ye bırakmasından ileri gelmektedir.

Semerkant’da doğdu.

İlk öğrenimini memleketinde yaptı.

Bursalı Kadızade-i Rumi’den ve Uluğ Bey’den matematik ve astronomi öğrendi.

Öğrenimini Kirman’da tamamladı.

Uluğ Beğ’in Semerkant’da 1421 yılında kurduğu, ve Gıyasuddin Cemşid ile Kadızade-i Rumi tarafından yönetilen rasathaneye, bunların ölümlerinden sonra müdür oldu.

Abdüllatif’in ihaneti sonucu Uluğ Bey’in öldürülmesi üzerine Mirzalardan “Hac” bahanesinde izin alarak Tebriz’e gitti.

1450 yılında Tebriz’de Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan’dan yakınlık gördü.

Hükümdarın elçisi olarak Osmanlılara barış teklifi yapmak üzere görevlendirildi.

İstanbul’da Fatih Mehmed’in sevgisini kazandığı için devamlı kalması istendi.

Fakat Ali Kuşçu elçilik vazifesini yerine getirdikten sonra gelebileceğini söyleyerek Tebriz’e dondu.

Tebriz’den İstanbul’a döndüğünde Ayasofya müderrisliğine tayin edildi.

1473 yılında Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan’a açılan “Otlukbeli Savaşı”na Fatih Mehmed’le birlikte gitti.

Savaş dönüşü 16 Aralık 1474 tarihinde İstanbul’da vefat etti’.

Mezarı Eyüpsultan’da “Eyüp Sultan Türbesi” arkasında olduğu bazı kaynaklarda geçerse de bugün yerinde yoktur.

Fatih Mehmed’in arzusu ile İstanbul’a yerleşen Ali Kuşçu, günlük harcırah olarak 1000 akçe aldığı zaman bütün akrabalarını getirmiştir.

İstanbul’a girerken zamanın bilginlerinden Hocazade Muslihiddin Mustafa tarafından, saltanat kadırgası ile karşılanmıştır.

Bu bilgin ile Kadırg a’daki bir toplantıda med ve cezir olayı na dair yaptığı bir konuşması vardır ki, oldukça ilgi çekicidir.

İki bilgin İstanbul’da çok iyi anlaşmışlardır.

Ali Kuşçıı’nun bir kızı Kadızade’nin oğlu ile evli idi.

Diğer kızı ile Hocazade’nin oğlu, kendinin ve Kadızade’nin torunu olan Kutbeddin Muhammed ile de Hocazade’nin kızı evlendiler.

Bu son evlenmeden ise astronom Mirim Çelebi doğmuştur.

Diğer bilginlerin kendisini çekemediğini eski memleketine gönderdiği bir mektuptan anlıyoruz.

İstanbul’da astronomi ilmini ilk yayan ve uğraşan kişi olarak bilinir.

Öğrencileri arasında torununun oğlu Mirim Çelebi ile Molla Lütfi bulunmaktadır.

Ayasofya’da günde 200 akçe ile müderrislik yapmıştır.

Ali Kuşçu, yalnız astronomi ve matematik ilmi üzerinde yazılar yazmış, araştırmalar yapmış değildir.

Ali Ekber “Hita-i name”sinde Uluğ Bey’in Ali Kuşçu’yu Çin’e gönderdiğini ve gezisi sırasında yollarda gördüğü her ilginç şeyi yazmasını söylediğini belirtir.

Ali Kuşçu Uzakdoğu’ya gitmiş, Türk kıyafetiyle Herat’ta bulunmuş ve şair Cami ile görüşmüştür.

Fakat bir seyahatnamesine bugüne kadar rastlanmamıştır.

Ya gerçekten yazmamıştır, veya anılarını kaleme aldığı halde günümüze kadar ulaşamamıştır.

Bu konuda ortada kesin bir bilgi yoktur.

Ali Kuşçu İran’da “Şarih-i \Tacrid” diye anılırdı.

Bir yanıt yazın