Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Stadyumun Tarihçesi | Tarih Bilgileri |

Stadyumun Tarihçesi Eski Yunanistan’da ve Roma’da koşulara göre düzenlenen stadyum yaklaşık olarak bir stadion (adı buradan gelir) uzunluğunda dar (30 m kadar) bir pistti: Olympia’da 192,27 m, Delphoi ve Attike’de 177,55 m, Epidauros’ta 181,08 m. Saha genellikle, iki yamacın arasına kurulur, böylece oyunlar yüksekten izlenebilirdi.

İki uçta, çıkış yeri olan düz bir çizgi (aphesis) ve varış yeri olan paralel bir çizgi (terma) vardı; bunun arkasında, dört köşe veya yarım daire (sphendone) biçiminde bir set üzerinde yarış hakemleri otururdu.

Bu düzen Olympia’da bugün de görülür.

M.ö. IV. yy.da stadyum anıtsal bir görünüş kazandı; Messene stadyumunda, merdivenlerin kestiği taş sıraların bir kısmı hala sağlamdır; yarım dairenin çevresinde birtakım sütunlar ikili bir büyük kapı meydana getiriyordu.

Bu tip anıtlar Roma’ya yunan oyunlarının moda olması üzerine girdi, fakat burada az gelişti (Domitianus stadyumu).

Türkiye’de stadyum yapımı tarihin çok eski çağlarına kadar uzanır.

Bugün, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde Anadolu’nun eski medeniyetlerinden kalan birçok stadyum vardır.

Bunların en ünlüleri Aydın’ın Karacasu ilçesinde 12 km uzaklıktaki Gayre köyü yakınında 40 bin kişilik Afrodisias; Antalya ili sınırları içinde Aspendos, Yanköy, Side, Perge, Termesos, Selge ve İzmir sınırları içinde Efes ile Bergama’daki stadyumlardır.

Bunların her biri 15 000 – 35 000 seyirci alabilecek büyüklükteydi.

Osmanlılarda sporun yapılmaya ve yeni yeıleşmeye başladığı dönemde yarışmalar, geniş meydanlarda yapılırdı.

Güreşlerin yapıldığı Kırkpınar ile Sarayiçi, okçuluk müsabakalarının yapıldığı Okmeydanı, birer spor alanıydı.

Futbolun ülkedeki ilk yıllarında da İzmir’deki Bornova çayırı ile Mezarlıkönü, Ankara’daki İstiklal sahası, İstanbul’da Kadıköy’de Kuşdili, Papazın Bağı, Baklatarlası çayırları ile Taksim’deki Talimhane, Bakırköy’deki Baruthane sahaları, Yenibahçe’deki Hastahane çayırı, Sultanahmet meydanı, Topkapı sarayı önündeki Sarayiçi sahası, bugünkü üniversite binasının bulunduğu yerdeki Harbiye Nezareti meydanı, Paşabahçe’deki Sultaniye çayırıyla Beykoz ve Baltalimanı çayırları ve Kumkapı’daki Cinci meydanı ilk karşılaşmaların yapıldığı stadyumlardı.

Halkın futbola karşı gösterdiği büyük ilgi karşısında, önce Kadıköy’deki Papazın çayırı düzenlendi (1908) ve çevresine ahşap tribünler konularak Union club adını aldı.

1922’de Taksim kışlasının avlusu, futbol sahası haline getirildi, çevresine arkaları kışla duvarlarına yaslanan ahşap tribünler yapıldı; böylece Türkiye’nin ilk stadyumu olan Taksim stadyumu ortaya çıktı.

1929’da Union club Fenerbahçeliler tarafından alınarak ahşap tribünlerle çevrildi ve Fenerbahçe stadı oldu.

1934’te Beşiktaşlılar Çırağan sarayının bahçesini stadyum haline getirdiler ve İstanbul’un üçüncü stadyumu olan Şeref stadı meydana geldi.

1942’de Vefa kulübü Karagümrük sahasının yerinde Vefa stadı’nı kurdu; 1943’te de Galatasaraylılar, Mecidiyeköy’de  Alisamiyen stadının bulunduğu alanda ilk stadyumlarını yaptılar.

1947’de İnönü stadı (bugün Mithatpaşa stadı) yapıldı.

İzmir’de 1928’de Alsancak stadı; Ankara’da da 1934’te Ankaragücü stadı, 1936’da 19 Mayıs stadı hizmete girdi.

Bugün Türkiye’de çeşitli il ve ilçelerde birçok stadyum vardır.

Bir yanıt yazın