Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

1. Dünya Savaşı Cepheleri ve Savaşları | Tarih |

1 Dünya Savaşı Irak Cephesi, 1 Dünya Savaşı Kafkas Cephesi Sonuçları, 1. Dünya Savaşı Balkan Cephesi, 1. Dünya Savaşı Doğu Cephesi, 1.Dünya Savaşı Deniz Muharebeleri,1 Dünya savaşı cepheleri hakkında bilgi,1. Dünya Savaşı Cepheleri ve Savaşları 2.147.000 (83 tümen) kişilik sekiz Alman ordusunun yedisi batıdaki hasımlara, 8. ordusu (10 tümen) Doğu Prusya’da Ruslara karşı toplandı.

1. Dünya Savaşı Cepheleri ve Savaşları
2.147.000 (83 tümen) kişilik sekiz Alman ordusunun yedisi batıdaki hasımlara, 8. ordusu (10 tümen) Doğu Prusya’da Ruslara karşı toplandı.

Fransızların uyguladıkları XVII nolu harekât planı, önce Alsace Lorraine’i ele geçirmek, aynı zamanda Alman ordularının sol kanadını kuşatmak amacıyla saldırıya geçmekti.

2.150.000 kişilik beş Fransız ordusu (68 tümen) İsviçre ve Belçika sınırları arasında toplandı.

Fransızların soluna 4 tümenli 134.000 kişilik General French komutasındaki İngiliz seferî ordusu Maubeuge dolayında yerleşerek savaşlara katıldı.

Fransız Başkomutanı General Joffre, Liege Kalesi’nin direneceğine, Alsace’tan yapacağı taarruzun Alman sağ kanadından kuvvet çekeceğine ve böylece Lorraine’den yapacağı asıl taarruzun gelişeceğine inanıyordu.

  Batı cephesi savaşları

Batı Avrupa cephesinde savaşlar sınır savaşları olarak başladı. Alman sağ kanat orduları (1. ve 5.) Lüksemburg ve Belçika’ya girdiler.

Sol kanat orduları ise (6. ve 7.) Alsace-Lorraine’de gösteri yaptılar.

Belçika içlerinde gelişen Alman taarruzları sırasında Belçika kuvvetleri (100.000 kişilik) Namur Kalesi’ne dayanarak Meuse Irmağı gerisinde savunmaya geçtilerse de Almanlar Namur Kalesi’ni kuşatıp, Meuse ve Sambre ırmakları boyunca ilerleyerek Fransa’ya girdiler.

General Joffre, Lorraine’den düşündüğü saldırıyı yaptı ve sol kanat orduları (4. ve 5.) ile yardım için Belçika topraklarına girdi ise de, (1. ve 2.) Fransız orduları Morhange- Sarrebourg Savaşı’nda (17-20 Ağustos), 4. Fransız ordusu Nefchateau Savaşı’ nda (22 Ağustos) ve 5. ordusu Charleroi Savaşı’nda (22 Ağustos) yenildiler.
Asıl kuvvetlerden 40 km. uzakda kalan 3.Fransız ordusu ile sol kanatta İngiliz seferî ordusu çekilerek kuşatılmaktan kurtuldular.
General Joffre tehlikeli bir çembere girmemek için, zaman kaybetmeksizin düşmandan uzaklaşmaya karar verdi.
Paris’e çekilerek 6. orduyu toplamaya başladı.

Mame Meydan Savaşı

Başarılı ilerlemelerin verdiği iyimserlik, Alman büyük karargâhını doğu cephesindeki Rus tehlikesine karşı iki kolordu göndermeye (25 Ağustos) ve kuşatma kanadını Paris’in batısından doğusuna kaydırmaya yöneltti.
Harekât planında da daha önce, kuzey kanattan iki kolorduyu sol kanada güvenlik bölgesine göndererek değişiklik yapmış olduğundan, Alman harekâtındaki kuvvetli sağ kanat düşüncesi hükümsüz kalmış, böylece asıl plan bir yana bırakılmış oluyordu.
Motorlu araçların yeni ve az olduğu bir devirde, Paris taksi- otomobillerinden bu yığınak sırasında faydalanan Fransız 6. ordusu, ileri bölümleriyle Grand Morin Irmağı’na kadar gelmiş olan Alınan 1. ordusunun sağ kanadına saldırıya başladı (6 Eylül).
Koblenz’de bulunan Alman büyük karargâhından, bu karşı saldırıyla ortaya çıkan durumu, yerinde incelemekle görevlendirilen Yarbay Hentz, Alman 1. ve 2. ordularının büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu inancına vararak bu iki orduya, Alman büyük karargâhı adına çekilme emrini verdi.
Fransızlar Mame Meydan Savaşı’nı, bu savaşın bir dönüm noktası olarak kazandılar ve Alman ordularını 9-14 Eylül günleri arasında gevşekçe izlediler.
Bu izleme Oise Irmağı ile Verdun arasında Almanların cephe tutmasıyla sona erdi.
Bundan sonra da Fransızlar, 1914 sonuna kadar Almanların Manş Denizi’ne yönelen ve “denize doğru yarış” diye de anılan kuşatma teşebbüslerini önlediler.
Bu arada Ypres savaşları (29 Ekim-15 Kasım) çok kanlı oldu.
İngiliz ve Fransız ordularını birbirinden ayırmak için Almanların yaptıkları saldırıların da başarısızlığa uğraması yüzünden savaş, batı cephesinde Ypres-Arras-Soissons-Verdun-Belfort genel çizgisinde siper savaşı niteliğini aldı.
Ypres çıkıntısı dışında Belçika’nın tamamı ile en önemli sanayi kuruluşlarının bulunduğu sekiz Fransız ili Almanların elinde kaldı.
Belçika ordusunun Anvers Kalesi’ndeki direnci 9 Kasımda kırıldı.

1. Dünya Savaşı Doğu Cephesi

Avrupa’da ikinci önemli cephe, Alman-Rus-Avusturya sınırındaki doğu cephesi oldu.
Sınırlarının bir ucu Pasifik Okyanusu’na uzanan Rusya’nın,2.712.000 kişilik 10 orduyu seferber etmesi uzun sürecekti.
Fransızların isteği ile Batı Cephesi’nin yükünü hafifletmek için Ruslar, saldırıya dayanan bir hareket planı kabul ettiler ve ilk ağızda hazırladıkları 6 ordudan Kuzey-Batı Ordular Grubu’nu (1. ve 2. ordular) A İmanlara karşı Güney-Batı Ordular Grubu’nu (3., 4., 5., 8. ordular) Avusturya’ya karşı toplandılar.

  Doğu Prusya’da savaşlar

Temmuzun son günlerinde, savaş ilânından önce Prusya sınırlarında bazı taşkınlıklara başlamış olan Ruslar, Lötzen göllerinin iki yanında 1. ordu ile Prusya’nın doğusundan, 2. ordu ile güneyinden 20 Ağustos ta sınırları geçerek 8. Alman ordusunu kuşatıp yok ettikten sonra, Berlin doğrultusunda yürümek istediler.
Gumbinnen’de, 1. Rus ordusu küçük bir başarı elde etti. Bunun ve 2. Rus ordusunun kuşatıcı etkisiyle, Alman 8. ordusu Doğu Prusya’yı bırakarak Vistula Irmağı gerisine çekilmeye karar verdi.
Bunun üzerine Alman emekli generali Hindenburg 8. ordu komutanlığına atandı.
Yeni komutan çekilmeyi durdurdu ve kuvvetlerinin çoğunu 2. Rus ordusuna yönelterek iki taraflı kuşatma ile (26 Ağustos- 30 Ağustos) savaşın en parlak meydan savaşlarından biri olan Tannenberg zaferini kazandı.
92.000 esir, 50.000 ölü ve yaralı ve 350 top veren Almanlar bundan sonra kuzeye, 1. Rus ordusuna döndüler (7 Eylül) ve güneyden bir kuşatma ile onu da yendiler (10-14 Eylül).
1.400.000 kişilik 5 Avusturya ordusu Rus Güney-Batı Ordular Grubu ile yaptığı Lemberg Meydan Savaşı’nı kaybetti ve 12 Eylülde çekilerek Galiçya’yı Ruslara bıraktı.
Almanların, Hindenburg’un emrinde kurdukları 9. ordu ile Kuzey Polonya’dan, sonra Avusturyalıların da Galiçya’dan katılmalarıyla yaptıkları taarruz sonucunda, Ruslar geri atılarak (15 Ekim) Lemberg- Ivangorod- Varşova çizisi ele geçirildi.
Rusların 24 Kasımda yenilenen taarruzlarına karşılık, Alman 9. ordusu Güney Polonya’dan taarruz edip Lodz Savaşı’nı kazandıysa da, Avusturya cephesinde Ruslar Karpatlardan atılamadı.
1914 yılı sonuna kadar sonuç vermeyen savaşlar sürüp gitti.

1. Dünya Savaşı Balkan Cephesi

Savaşın patlak verdiği bu bölgede, Avusturya-Macaristan kuvvetleri (400.000) genel durumla bağdaşmayacak şekilde 272.000 kişilik Sırplara taarruz ettiler (12 Ağustos).
Henüz yığınak bitmeden, Galiçya cephesine Ruslara karşı kuvvet kaydırmak amacıyla yaptıklar bu taarruzda başarı elde ede mediler ve büyük kayıplarla çe kildiler.
Yeniden kuvvet getire rek 7 Eylülde daha geniş ölçü de yaptıkları taarruzda, Sırp or duları Rudnik dağlarına çekildi Belgrad alındı (29 Kasım).
Kış yüzünden çok sıkıntı çeken ve kendilerine güvenleri sarsılan, AvusturyalIlara karşı Sırpların 3 Aralıkta yaptıkları baskın taarruzu, Avusturyalıları büyük kayba uğrattı.
Belgrad geri alındı ve Sırp toprakları kurtarıldı (14 Aralık).

  Harekât planı

Planın dayanakları, ortaklar nın Avrupa cephelerindeki yükünü hafifletmek amacı ile Bu garistan ve Romanya üzerin den veya Karadeniz’den çıkarma yaparak, duruma göre Kaf kasya’da Ruslara, Süveyş Kanalı’nda İngilizlere taarruz etmek İstanbul ve Boğazlar bölgesinde stratejik savunmada kalmaktı.
Bu amaçlarla, 4 Osmanlı ordusu (900.000 kişilik) şöyle yığınaklandırıldı: 1 ve 2. ordular Boğazlar bölgesinde, 3. ordu Kafkas Cephesi’nde, 4. ordu Filistin ve Suriye’de.
Bunlar dışında İran ve Afganistan’ı sürükleyerek Hint’e akın yapmak üzere Basra’da Irak bölgesi komutanlığı kuruldu.

1  Dünya Savaşı Kafkas Cephesi Sonuçları

Rus ordusunun Sarıkamış-Erzurum genel doğrultusunda ilerlemesiyle Osmanlı harekât alanının ilk cephesinde savaş başladı.
Rusların cephelerini kısaltma yolunda Narman-Velibaba-Eleşkirt-Doğu Bayezid çizgisini ele geçirmek amacıyla ilerleyerek 3. Osmanlı ordusunun (190.000 kişi) büyük kısmı ile Köprüköy Savaşı (6-9 Kasım) oldu.
Bu savaş Osmanlıların başarılı taarruzları ile geçti.
Rus ordusunun savaşa katılan kuvvetleri kayıp vererek sınır yakınlarına kadar çekildi (16 Kasım).
Osmanlılar kuvvet azlığını ve gelmekte olan mevsimin elverişsizliğini düşünerek Rusları takip etmeyi uygun görmeyen Osmanlı Başkomutan Vekili Enver Paşa, bu cepheye geldi ve ordu komutanlığı görevini de üzerine alarak Sarıkamış kış taarruzunu hazırladı.
Oltu-Sarıkamış doğrultusunda 2.500 m. yükseklikteki geçitlerden geniş bir kuşatma, 22 Aralık 1914’te şiddetli soğuklarda eksik giyim şartlarıyla başladı.
Donma ve kıtadan ayrı düşmeler sonucunda büyük kayıplarla Sarıkamış’a varıldı.
Ruslarla yapılan savaş sonunda bu kuvvetler geri çekildi  112.000 kişilik 3. Osmanlı ordusu çoğu donma yüzünden 60.000 kayıp verdi.
3. Osmanlı ordusu için bu, bir yıkım oldu.

1 Dünya Savaşı Irak Cephesi (1914)

Basra Körfezi petrol sahasına el koymak amacı ile İngiliz-Hint tümeni 15 Ekimde Bahreyn Adası’na, 23 Ekimde Fav’a kolaylıkla asker çıkardı.
İngilizler 23 Kasımda Basra’yı ele geçirip Korne’ye ilerlediler.
Savaşın başındaXII. kolordu Irak’tan alınmış ve bu cephede bir tümen bırakılmıştı.
Bağdad ve Basra’da bulunan ve % 90’ı yerlilerden derlenen 38. tümen, erlerin çoğu kaçtığından eksildi ve ciddi savaş yapamadı.
İngilizler İran’da Ahvaz’ı aldılar.

   Sömürgeler ve savaşlar (1914)

Asya, Afrika ve Pasifik Okyanusu adalarındaki Alman ve Avusturya sömürgelerine müttefikler taarruz ettiler.
Avustur ya’nın Samoa ve Salomon adaları direnç göstermeden Müttetiklerin eline geçti (Ekim ve Kasım) Japonlar Tsing-tao’yu kuşatıp aldılar (15 Ekim- 7 Kasım).
Afrika’da Almanlar, güney ve ‘güneybatı Afrika’yı ele geçirdiler.
Buna karşılık, Almanların Togo sömürgesi Müttefiklerin eline düştü.
Doğu Afrika Alman ;sömürgesi, Ingiliz, Hint, Belçika ve Portekiz kıtalarına karşı savunuldu.

   Deniz savaşları (!914)

Alman donanması (953.700 tonilato) nın İngiliz donanması (2.373.326 tonilato) ile baştan uğraşma durumunda kalacağı ve büyük deniz kuvvetlerinin er geç çarpışacağı düşünüldü.
Bu, önce hafif filoların, sonra donanmaların savaşması şeklinde ve yavaş yavaş gelişti.
Buna karşılık denizaltı savaşları, düşünüldüğünden çok yaygın oldu.
ingilizler savaşın başında ana deniz kuvvetlerini Scapa Flow üslerine çektiler ve Almanya’yı ablukaya alarak öteki sulardaki filolarıyla çarpıştılar.
Müttefiklerin Merkezî devletlere koydukları uzak abluka bir çeşit ekonomik abluka demekti.
Okyanuslara açılmış olan birkaç Alman kruvazörü başarılı ticaret savaşı yaptı.
Pasifik Okyanusu’ndaki Alman filosu Coronel Deniz Savaşı’nda bir İngiliz filosunu yok etti (1 Kasım).
Buna karşı Ingiliz filosu, Falkland’da ticaret savaşı yapan Alman filosunu yendi.
Akdeniz’de “Goeben” ve “Breslau” kruvazörlerinin Çanakkale’ye sığınmaları üzerine (10 Ağustos) Müttefikler Çanakkale Boğazı’na yakın abluka koymuşlardı.
Almanlar donanma varlığı durumunda kalarak, Kuzey Denizi, Mânş Kanalı ve Atlantik’te kontrol kurmak istediler.
Bazı kruvazörlerle İngiliz kıyılarının bombardımanı mümkün olduysa da, denizaltı savaşının İngiliz donanması üzerinde yapacağı yıpratmalarla bir kuvvet dengesi sağlanması beklenerek, büyük deniz kuvvetleri arasında 1914’te savaş olmadı.
Kuzey Denizi’nde İngiltere sularına ilk deniz harekâtı Almanların Thames Irmağı ağzına mayın dökmeleriyle başladı.
22 Eylülde U9 denizaltısı üç İngiliz kruvazörünü batırdı.
Almanlar Baltık Denizi’nde Avusturya donanması Adriya Denizi’nde kapalı kaldı.
Müttefikler öbür denizlerde üstünlük sağladılar.batı cephesinde ilk anda parlak zaferler kazandıkları halde, ana harekât alanlarında hiçbir devlet kesin sonuca varamadı.
Tersine siper savaşının ağır temposu yerleşti.
Bazı devletlerin katılmasıyla savaş genişledi.
Yeni cepheler açıldı ve Merkezî devletler savaşın ağırlığını Rus cephesine kaydırdılar.
Batı cephesi savaşları 1915 yılında Almanlar batı cephesinde stratejik savunmada kaldılar.
İngiliz tümenleriyle kuvvetlenen Müttefiklerin Alman cephesini yârmak amacıyla yaptıkları Aralık 1914-Mavıs Osmanlıların savaşa girmesiyle İngiltere Kıbrıs’ı egemenliğine kattı.
Merkezî devletler 1915 Champagne taarruzları, Mayıs-Haziran aylarında Arras taarruzları istenilen sonuçları vermedi.
Almanlar Ypres’de yaptıkları taarruzda (23 Şubat) ilk zehirli gaz savaşını da yaptılar.
Fransız cephesinde büyük bir gedik açtılarsa da, yedek kuvvetleri olmadığından bu başarıdan yararlanamadılar.
10. Fransız, 1. İngiliz ordularının Artois’da, 2. ve 4. Fransız ordularının Champagne’de yaptıkları yaz taarruzları da 25 Eylülde Almanlardan ancak 1.hat siperlerini almalarıyla sonuçlandı.
Savunma sistemindeki gelişme sonucunda, birkaç mevzi hazırlamakla siperlere gömülmüş kuvvetlerin atılmasının pek güç olduğun anlaşıldı.
Fransızların büyük kayıplar vermesi ve yıpranmasıyla herakât 1916’ya bırakıldı.

   Doğu cephesi savaşları

Almanların Şubat ayında doğu Prusya’da Mazurya kış harekâtı başarılı oldu ve bir Rus ordusu Augusto ormanında 100.000 esir vererek yenildi.
Buna karşı Şubatla başlayan Rus kuvvetlerinin Avusturya cephesindeki taarruzu, Merkezi devletler için tehlikeli bir şekil aldı.
Przemysi Kalesi düştü ve Ruslar Karpatlara dayandılar.
Bu başarılar ve Çanakkale’de karada tutunma sonucunda, İtalya savaşa girdi ve batı cephesinde Müttefikler teşebbüsü ellerine aldılar.
Avusturya’ya yardımı için Almanlar savaşın ağırlık merkezini doğuya kaydırdılar.
4. Avusturya ordusunun katılmasıyla General Von Mackensen emrindeki 11. Alman ordusu 1 Mayısta başlayan taarruz sonunda Gorlice-Tarnow yarmasında Galiçya’dan Rusların çekilmesini sağladı.
Bu harekâta yazın Polonya’dan 8. Alman ordusu da katılınca Rus orduları Eylül sonunda büyük kayıplara uğramış olarak (750.000 esir) doğuya çekildiler bunun üzerine Rus çarı Alman-Avusturya kuvvetlerine karşı olan harekâtı kendi eline aldı ve bu görevi yapmakta olan Grandük Nikolay Nikolaeviç, Kafkas cephesi başkomutanlığına gönderildi.
Bu yılki savaşlarda Almanlar Rusya’dan Polonya’yı Latviya’yı ve Litvanya’yı aldılar.

    Osmanlı cephelerinde savaşlar (1915)

   l.Sina-Filistin cephesi: Kanal harekâtı
Birinci Dünya Savaşı’nda Süveyş Kanalı önemini koruyan bir yerdi.
Bu sebeple kanalı korumak, geçişi sağlamak gerekiyordu.
Bunu da İngiltere yapıyordu.
Süveyş Kanalı, uluslararası bir şirket tarafından yönetiliyordu.
1914 yılının Ağustos ayında Almanya, Osmanlı İmparatorluğundan Süveyş Kanalı’na bir hareket yapılmasını istedi.
Ağustos ayının sonlarına doğru Osmanlı Genel Karargâhı’nda Alman Elçisi Baron von Wah-genheim, Alman AmiraliSuson ve Alman Askerî Islah Heyeti Reisi olduğu halde bir toplantı yapıldı.
Mısır’a bir hareket yapılması uygun görüldü.
Osmanlı Devleti’nin Boğazlar’da ve Trakya’da kuvvetli olması gerekiyordu.
Bunun için, başka bir yere kuvvet ayırmas mümkün değildi.
Fakat Alman ya’nın baskısı karşısında yapı lan teklifi kabul etmeye mec bur oldu.
Kanal seferi için 4 ordu görevlendirildi.
Ordunun kurmay başkanlığına bir Alman subayı getirildi.
Enver Paşa, Mısır’a yapılacak seferi destekliyordu.
Mısır seferi, İslâm birliğini sağlayacak Arap âleminde etki yapacaktı.
Sadrazam Said Halim Paşa da Mısırlı bir prensti.
Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa da İstanbul’da bulunuyordu.
1914 yılının Ağustos ayında kanala saldırı yapılmasına karar verildi. 8. Kolordu iki tümenle saldırıyı yapacaktı.
Kolordunun diğer tümeni ve seyyar jandarma birlikleri Suriye sahilini savunacaktı.
Süveyş Kanalı’na saldırı için en elverişli ay, Aralık, Ocak ayları idi.
Hazırlıklar da iki ayda tamamlanmıştı.
Kanalı geçiş, orta bölümden olacaktı.
Bütün hazırlıklar, 20.000 kişiye göre yapılmıştı.
Nakliye, yiyecek depolanması ve su meselesi buna göre düzenlenmişti.
Suriye’nin savunmasına 45.000 kişilik bir kuvvet ayrılmıştı.
14-15 Ocak 1915 akşamı asıl kuvvetler yürüyüşe başladı.
Bu kuvvetlere Yarbay Fuad Bey (Cebesoy), komuta ediyordu.
Asıl kuvvetler altı gece yürüdükten sonra kanalın 50 kilo metre doğusundaki İkinci Harba’ya vardılar.
İngilizler kanalı savunmak için 10. ve 11. Hint tümenleri ile bir süvari, iki topçu tuğayı ve bir Mısır bataryası ayırmıştı.
Türkler kanalı geçmeseler bile, kanaldan geçişi zorlayabilirlerdi.
27 Ocakta gönüllüler ve seçme birlikleri Mümtaz Bey komutasında Kantara’ya yaklaştılar.
Orada bulunan İngiliz birlikleriyle savaşa tutuştular.
İngiliz uçakları da Osmanlı birliklerine bomba atıyordu. Osmanlı birliklerinde bulunan Arapların çoğu kaçtılar.
Bu sırada Ordu Kumandanı Cemal Paşa, cepheye geldi.
Artık Kanal Savaşı başlamıştı. Düşman top ateşi ile karşı koymaya çalışıyordu.
Kanalın kenarı dikti. Bu sebeple kanala yaklaşmak zordu. Savaş başarılı olmamıştı. Birçok hatalar yapılmıştı. Cemal Paşa, harekâtı .akından izledi.
Sonunda 3 Şubat 1915 günü öğleden sonra, birliklere geri çekilme emri verdi Karanlık basınca, çekilme baş ayacaktı.
Kanal Savaşı başarısızlıkla bitmiş; buna İngilizler de şaşmışlar,4 Şubat sabahı, OsmanlIları siperlerinde göremeyince, şaşkınlıkları havrete dönmüştü.

   2. Kafkas cephesi

Sarıkamış kış taarruzunda çok kayba uğrayan 3.Osmanlı ordusunda Erzurum bölgesinde tifüs hastalığı çıktı.
Ruslar kuvvetlerine 188.000 Kişiye çıkararak Osmanlı ordusunu iki yandan kuşatmak üzere taarruza geçtiler ve Doğu Anadolu’daki Ermeni azınlığın ayaklanmasını, askerî harekâta zararlı şekilde düzenlediler.
Nisan ortasında Van bölgesi Ermenileri ayaklandılar; silâhsız halka taarruz ve birliklere karşı sabotajlara başladılar.
Benzeri hareketler imparatorluğun her tarafında sıklaştığından Osmanlı Hükümeti cephelere yakın yerlerdeki Ermenileri Suriye ve Kuzey Irak’a yerleştirmek zorunda kaldı.
Rus taarruzları önce Tortum’dan, sonra Karaköse’den olmak üzere 27 Nisan’da başladı.
Ruslar, Van ve Malazgirt’i aldılarsa da, burada toplanan kuvvetlerle 22 Temmuzda yapılan Osmanlı taarruzu sonunda büyük kayba uğratılarak Kara-köse kuzeyine atıldılar.
Van ve Malazgirt kurtarıldı.
5 Ağustos ta karşı taarruza geçen Ruslar biraz ilerlediler.

   3. 1 Dünya Savaşı Irak Cephesi

Basra’yı kurtarmak amacıyla bu cephe kumandanlığına atanan Süleyman Askerî, yerli aşiretlerden ve gönüllülerden yararlanarak topladığı kuvvetler ve halk yardımı ile taarruzlar yaptıysa da (12 Nisan), yerli askerlerle gönüllülerin dağılması yüzünden Şuaybiye Savaşı’nda başarı elde edilemedi.
Osmanlı kuvvetleri Kuttü’lemare’ye çekildi.
Kuttü’lemare’yi de alan İngilizler, sıcak mevsimi geçirdikten ve bu arada kuvvetlerini arttırdıktan sonra Bağdat’ı ele geçirmek amacıyla General Tovvshend komutasındaki tümeniyle Eylül sonunda ilerlediler ve Dicle vâdisinde Bağdad’ın yakınında Selmanpak’a ve Fırat vâdisinde Nasıriye’ye kadar geldiler.
Bağdad’ta kurulan 45. Osmanlı tümeni ve Kafkas cephesinden 1. seferî kuvvet (sonra 51. tümen oldu) ve 5. seferî kuvvet (sonra 52. tümen adını aldı) in yetişmesiyle İngilizler Selmanpak’ta durduruldu, iki tarafa da çok kayba mal olan çarpışmalardan sonra İngilizler çekilmek zorunda kaldılar (26 Kasım).
Bu çekilme sonunda, asıl Osmanlı kuvvetleriyle karşılaştığını anlayan General Tows hend, Kuttü’lemare’de Dicle kıvrımına kapandı (8 Aralık).
Düşmanı izleyen Osmanlı ordusu iki kez zorladıktan sonra, kuşatma ile yetindi ve Basra’dan yardıma gelen Ingiliz kuvvetlerini Felahiye’de karşıladı.
İngiliz kuvvetlerinin ilk taarruzu (Aralık 1915) durduruldu.
5 ay süren kuşatmadan sonra 28 Nisan 1916’da General Towshend kuvvetleri (5 general, 10.000 savaşçı olmak üzere 13.300 kişi) teslim alındı.

   İtalya, Bulgaristan ve Yunanistan’ın savaşa katılmaları

İtalya birçok pazarlıklardan sonra savaşın Müttefikler lehine geliştiğini görünce, Müttefiklerin her üçünden büyük tavizler kopararak yaptığı içinde Osmanlı Devleti aleyhine maddeleri bulunan savaşın ikinci gizli anlaşmasını 26 Nisan 1915’te Londra’da imzaladı.
Bu anlaşma gereğince, Mayıs 1915 sonlarında Avusturya’ya karşı savaşa girdi.
İtalyanlar 900.000 kişilik 4 orduya, daha önceden tahkim edilmiş Avusturya mevzilerine karşı yaptıkları taarruzlarda küçük başarılardan başka birşey elde edemediler ve doğuda Isonzo Nehrini bile geçemediler.
Fakat İtalya’nın savaşa girmesi ile Avusturya, İtalya’ya karşı 300.000 kişilik bir kuvvet tutmak zorunda kaldı.
Buna karşı da Fransızlar, İtalya sınırında tuttukları kuvvetleri batı cephesine aktarmak imkânını kazandılar.
Bire üç üstünlükle doğudan Isonzo cephesinde İtalyanların 23 Haziranda başladıkları birinci Isonzo Savaşı, 7 Temmuza kadar sürdü.
Yıl sonuna kadar yapılan daha dört Isonzo savaşı iki tarafa da hiçbir şey kazandırmadı.
Balkan Savaşı’ndan yorgun çıkan, Dobruca’yı Romenlere kaptıran ve savaşın başında seferberlik de yapmayan Bulgarlar tarafsız kaldılar.
Kralla birlikte Avusturya’yı tutan iktidar, muhalifler Rus taraflısı oldukları halde Almanlardan önemli tavizler kopararak, Osmanlılardan da Dimetoka’nın bir bölümü (2.587 Km2 nü alarak 6 Eylül 1915’te Almanya ve Avusturya ile antlaşma imzaladı.
Buna göre, en az 4 Bulgar tümeni Sırbistan’a yapılacak Merkezî devletler taarruzunun başlamasından sonra 5 gün içinde Sırplara taarruz etmeyi kabul etti.
Yunanistan’da ise, Almanları tutan kralcılarla Müttefiklerden yana olan Venizeloscular ikiye ayrıldı.
Başbakan Venizelos’un uygun görmesiyle, General Sarrail komutasındaki Müttefik ordusu Selanik’e çıkarıldı.
Sırbistan Merkezî devletler kuvvetlerince alındıktan sonra, 1916’da ayrı bir Venizelosçu Yunan hükümeti kuruldu ve bu yeni hükümet Müttefiklerce tanınarak onların yanında savaşa girdi.
Yunanistan’da iki ayrı hükümetin birleşmesi krala yapılan baskı sonunda Haziran 1917’de gerçekleşti.

    Sırbistan’ın alınması

İtalya’nın harbe girmesiyle üç cephede savaşmak zorunda kalan Avusturya’nın yükünü hafifletmek, Çanakkale savaşlarını kendi dar kaynaklarıyla yapan Osmanlı Devleti’ne silâh ve gereç yardımında bulunmak için demiryolunu açmak amacıyla Almanlar Sırbistan’ı ele geçirmeye karar verdi.
General Von Mackensen emrindeki 3. Avusturya ve 11. Alman ordularıyla kuzeyden, 1,5 Avusturya tümeni Drava Irmağı dirseğinden batıdan, 1. Bulgar ordusu (4 tümen) doğudan, toplamı 17,5 tümen (450.000 kişi) ile 12 tümenli Sırp kuvvetlerine (250.000 kişi) taarruz edildi.
Tuna’yı 6-7 Ekim gecesi geçerek yapılan taarruz, parlak bir şekilde gelişerek, 200.000 kişilik kayba uğratılan Sırpların 26 Kasımda yenilmesiyle başarıya ulaştı.
4 Aralık 1915’te Sırbistan’ın ele geçirilmesi tamamlandı.
Bu harekâta katılan 2. Bulgar ordusu da Üsküp yönünde ilerleyip Kaçanik Boğazı’nı tutarak Sırpların Selanik’e müttefiklerinin yanına çekilmesini önledi.
Bu zaferin elde edilmesiyle Merkezî devletlerde Kuzey Denizi’nden Dicle Nehri’ne kadar bağlantı sağlanıyor ve Osmanlı Devleti tek başına kalmış olmaktan kurtuluyordu.

   Makedonya cephesi

Müttefik devletler 1915yılında batı cephesinde yıprandıklarından ve Çanakkale cephesine bağlanıp kaldıklarından hemen kuvvet getirip Sırplara yardımda bulunamadılar.
Sırbistan’ın tehlikede olduğu anlaşılınca bir Fransız tümeni Çanakkale’ler getirilerek Selânik’te karaya çıkarıldı (5 Ekim).
Bir İngiliz tümeni ile bir Fransız tugayı da natı cephesinden Selanik’e getirilip General Sarrail’in emrine verildi ve böylece bir savunma cephesi kuruldu.
Yunanistan, ısrar edildiği ve kendisine Kıbrıs’ın verileceği vaad edildiği halde (16 Ekim) savaşa girmedi.
Bu cephenin Sırplara bir yardımı olmadıysa da, buradaki kuvvetler Çanakkale’nin boşaltılması ndan sonra arttırılarak 1. ve 2. Bulgar ve 11. Alman ordularını ve XX, Osmanlı kolordosunu yıllarca tuttular.
Avusturya, Selânik cephesinden çok Arnavutluk’un ele geçirilmesinden yararlandı.

   Sömürgelerde savaş (1915)

Bir Alman sömürgesi olan Kamerun’a 1914 yazında başlayan Müttefik taarruzları sürekli oldu.
1915 sonbaharında başarıya ulaştı ve Şubat 1916’da buranın alınmasıyla sonuçlandı.
Doğu Afrika Alman sömürgesindeki Alman kuvvetlerinin 1914’te Ingiliz ve Belçika sömürgelerine yaptıkları taarruzlarla Müttefiklerin kaybettikleri toprak karşı taarruzlarla 1915 yılı sonuna kadar geri alındı.
Pasifik’teki Alman adaları Ingiliz ve Japon kuvvetlerince ele geçirildi.

1.Dünya Savaşı Deniz Muharebeleri  (1915)

Karadeniz’de üstünlük elinde olduğu halde Rus filosu 1914’te başarılı olamadı.
Ancak yeniden yapılan üç savaş gemisi ve 9 muhribin katılmasıyla üstünlüğün belirli şekilde sağlanmasından sonra askerî ulaştırmaya engel olmak, İstanbul Boğazı’nı, Ereğli, Zonguldak ve Trabzon limanlarını bombardıman etmek, İstanbul Boğazı’nın girişini mayınlamak suretiyle etkili oldu.
Osmanlı filosu Marmara’da ulaştırmayı koruma ve denizaltılarla savaşma işleminde kullanıldı.
Çanakkale Boğazı ağzında Osmanlı küçük filotillası çok yararlı oldu.
Müttefik deniz kuvvetleri (441.740 tonilato tutarında İngiliz, 152.235 tonilato tutarında Fransız savaş gemisi) nin harekâti için Marmara’ya giren Müttefik denizaltıları, Haydarpaşa İzmit demiryolunu bozmaya giriştiler.
Okyanuslarda, özellikle Almanlar, ellerinde bulunan 36 denizaltıyla 18 Şubat 1915’te sınırsız denizaltı savaşına başladılar.
7 Mayıs 1915’te batırılan “Lusitania” adlı İngiliz vapurunda Amerikan uyruklu bazı yolcular bulunduğundan Amerikalıların siyasî teşebbüsleriyle Almanlar, denizaltı savaşlarını sınırlamak zorunda kalarak, denizaltı taarruzlarını yalnız Kuzey Denizi’nde sürdürmeye başladılar (Eylül 1915).
Japonya, Almanya’ya karşı savaş açmakla birlikte, Pasifik’teki Alman adalarını almakla yetinen ve başka alanlarda savaşa katılmadı.
Savaşın birinci yıl dönümünde Papa XV. Benedictus’un savaşçı devletlere verdiği barış önergesi, istenilen başarıya ulaşamadı.
1915’te Merkezî devletler, batıda Fransız ve İngiliz, doğuda Rus kuvvetlerini yıprattıkları, zaferler kazandıkları, Sırbistan’ı aldıkları halde son zafere ulaşamamışlardı.

   1916’da savaş

Müttefikler, savaşın milletler topluluğu arasında oluşunu gözönünde tutarak, 1916 için ortak bir plan yapılması gerektiğini kavradılar.
En yetkili askerlerini Fransız başkomutanlığı karargâhında 6 Aralıkta topladılar.
Elden geldiği kadar büyük kuvvetlerle doğu, batı ve İtalya cephesinde taarruza geçme ve bu taarruzu iklime, düşman durumuna ve siyasî koşullara uydurma, bu cepheler dışında az kuvvet tutma, Merkezî devletlerin kendilerinden önce bir yerde taarruza geçmesi halinde ortaklarının da karşılarındaki düşmana taarruz ederek yardımda bulunma kararma vardılar.
Buna karşı Merkezî devletler böyle bir anlaşmanın gerekli olduğunu düşünmediler.
Almanların, batı cephesinde ve Verdun’-da kesin sonuç aramak istemelerine karşılık, AvusturyalIlar İtalya cephesinde büyük bir taarruz yapmayı düşündüler ve bu planı uyguladılar.

  Verdun savaşları

Verdun bölgesinde taarruz Meuse Nehri’nin iki yakasından, kuvvet yetmezse batısından olması gerekirken, başlangıçta doğudan, sonra batıdan üç evrede şöyle yapıldı.
1. evrede (21- 25 Şubat) Meuse Irmağı doğusunda sistemli bir taarruzla 21 Şubat sabahı ateş hazırlığına başlayıp, öğleden sonra piyade hücum edecek gibi 25 km. cephede Meuse yaylasından; II. evrede (6 Mart-Nisan)Lorraine üzerinden ve Meuse Irmağı batısından; III. evrede» (Mayıs-Eylül) Fransız karşı taarruzlarıyla başlayan Alman yıpratma taarruzları her iki yakadan yapıldı.
Kanlı savaşlar yüzünden, Fransızlar kayıp verdikçe değiştirmek suretiyle Verdun’dan 66 tümen (Almanlar daha az) geçirdiler.
Almanlar 300.000, Fransızlar 400.000 kayıp verdiler.
Bu taarruzlar transız ordusunu sarstı.
Bir aralık Meuse Irmağı doğusuna çekilmeyi düşündülerse de,
Joffre’in dayatması buna engel oldu.
Almanlar, Verdun’da tahkim edilmiş bazı savunma yuvalarını aldılarsa da, 5-6 km. ilerlemekten başka birşey yaramadılar.
Müttefiklerin başkotanları Martta tekrar toplandılar ve her Müttefikin elden geldiği kadar erken taarruza geçmesini, Sırp ordusunun hemen Selânik cephesine aktarılmasını kararlaştırdılar.
Verdun başarısızlığı üzerine Alman başkomutanlığına, zamanı geçmiş bir kararla Hindenburg getirildi (28 Ağustos).
Yeni başkomutana savaşın yönetiminde her çeşit kaynağı seferber etme, işçi yükümlülüğü uygulama, sert ekonomik tedbirler alma konularında geniş yetkiler verildi (15 Eylül).

   Somme taarruzları

2. Fransız ordusu 26 Haziran da Somme Irmağı’nın iki kıyısından, ingilizler ilk defa tanklar da kullanarak Arras’tan taarruza geçtiler.
Daha Ekim 1914’te İngiliz albayı Svvinton ile Fransız albayı Erienne’in buluşları olan tank, gizlice yapılarak kullanılmıştı.
Savaş iki ay sürdü, iki taraf da yıprandı. Bu taarruzlarda Müttefikler 750.000 kayba karşılık, dar bir cephe üzerinde 12 km. ilerleyebildiler.
Bu ve Verdun’daki kayıplar yüzünden Mareşal Joffre’ın Fransız başkomutanlığından çekilmesi istendi.
Almanların bu savaşta kaybı 500.000 kişi idi.

   Doğu cephesi savaşları (1916)

1915 kayıpları ve başarısızlıkları yüzünden Rusların doğu cephesinde esaslı bir harekâta geçmeleri zaman isterdi.
Giriştikleri büyük hazırlıklar arasında Transsibirya demiryolunun çiftleştirilmesi, Arhangelsk limanına kadar demiryolu uzatılması müttefiklerinden gereç yardımı görmek bakımından önemli idi.
Kuvvetlerini de 35 kolordudan, zayıf donatımlı 130 tümenli 60 kolorduya çıkardılar.
Müttefikler Alman stratejisinin iç hatlaıdan yararlanarak bir yerde başarı kazandıktan sonra yenisine geçmek esasına dayandığını anlamışlardı, içlerinden birine taarruz edilmesi halinde, ötekilerin hemen taarruza geçmeleri üzerinde anlaşmışlardı.
Bu anlaşma uyarınca Almanların Verdun taarruzları üzerine Ruslar da yardım taarruzu olarak Naroç ve Svir gölleri arasından iki gün süren çok şiddetli bir topçu hazırlığından sonra 23 tümenle General Ragoza’nın 2. ordusu ile Alınanlara taarruz ettiler (18 Mart-7 Nisan).
100.000 kişi kaybettikleri bu savaşta elde ettikleri toprakları, karşı taarruza geçen Alınanlara bırakmak zorunda kaldılar.

   Rus Brusilov taarruzları

Ruslar bu taarruzu doğu cephesinde Almanlara karşı kesin sonuç almak için yapacaklardı.
Önce General Brusilov emrindeki güney orduları grubu ile AvusturyalIılara taarruz ettiler.
Bu harekât, İtalya’ya karşı Tirol’de yapıları Avusturya taarruzları üzerine İtalyanların yükünü hafifletmek için yapıldı (4 Haziran).
Ruslar ilk 6 gün içinde 100.000 esir aldılar ve 100 km. ilerlediler.
Taarruz başarılı gelişmişti; fakat Ruslar harekâtın ağırlık merkezini buraya almak kararını Pripyat bataklığının iki yanından kuvvet getirerek çabuk uygulayamadıklarından tatbik edemediler.
Ruslar Bukovina’yı ele geçirip, Karpatlara dayandılar.
Merkezi devletlerce, durumu düze’tmek için.
Tirol’de taarruz kesilerek 8 Avusturya tümeni, batı cephesinden sekiz Alman tümeni ve iki Osmanlı tümeni (19 ve 20 tümenleriyle XV. kolordu) hemen buraya gönderildi ve Rus taarruzu durduruldu.
Alman Güney Ordusu emrinde Osmanlı kolordusu, özellikle 20. tümen şiddetli savaşlarla AvusturyalIlara büyük yardımlarda bulundu ve 32.000 kişilik varlığının hemen yarısını buradaki savaşlarda on ayda kaybetti.
Breslav’ın taarruzlarının yükünü hafifletmek için Almanlar Litovsk’tan ve Baranoviçi’den Haziran sonunda taarruz etmişlerdi.
Merkezî devletlerin beklemedikleri, ağır şekilde üç ay süren bu Rus taarruzları, Rusların 1.400.000 kayıpla yıpranmalarıyla sonuçlandı ise de, Romanya’nın kararsızlığını bırakıp müttefikler yanında yer almasına sebep oldu ve Avusturya’nın İtalya’da elde etmek üzere olduğu başarıyı önledi.
İtalya cephesi savaşları 1916’da yapılacak harekât konusunda da Alman ve Avusturya başkomutanları anlaşamadıktan başka, her biri kendi görüşünü uygulamaya karar verdi.
Avusturyalılar İtalya’ya taarruza hazırlanırken İtalyanlar Verdun’da Fransızlara yapılan Alman baskısını hafifletmek amacıyla Mart 1916’da Avusturya cephesine başarısız bir taarruz yaptılar.
Avusturyalılar 15 Mayısta başladıkları Güney Tirol harekâtında Asiago yaylasında 4 Haziranda Alpleri aştılar.
Po Nehri düzlüklerine birkaç km. kalarak başarı ile ilerlemekte oldukları bu sırada, Brusilov taarruzları yüzünden kuvvet çekmek zorunda kalınca ilerleme durduruldu.
Bunun üzerine italyanlar Güney Tirol’den, sonra da isonzo’da 6 Ağustosta 6. Isonzo taarruzu nu yaptılar.
Pek az ilerleyebildiler. 12-15 Ağustosta 7. Isonzo ve daha sonraki aylarda 8. ve 9. Isonzo savaşını tekrarladılarsa da, yine büyük başarı elde edemediler.
Biraz toprak ile Gorica şehrini aldılar.
1916’da İtalya harekât bölgesinde önemli bir savaş yapılmadıysa da, İtalyanların karşısında Avusturya kuvvetlerinin bağlanması sağlandı.

   Romanya’nın savaşa girmesi

Romanya savaşın başında Merkezî devletlerin taarruzuna uğramamış olmasından ötürü savaşa girmedi.
Brusilov taarruzlarının başarısı üzerine, Romenlerin bulundukları yerlerin kendilerine bırakılması, savaş gereçleri verilmesi, Dobruca’ya üç Rus tümeninin getirilmesi, kendileriyle birlikte Rusların da Avusturya’ya taarruz etmeleri ve bunun ardından Müttefiklerin Makedonya’da taarruza geçmeleri şartlarıyla imzaladığı antlaşma (17 Ağustos) ile Avusturya’ya karşı savaşa girdi ve Avusturya sınırından taarruza başladı (27 Ağustos).
Merkezî devletler, sırasıyla Almanya.
Osmanlı Devleti ve Bulgaristan, Romanya’ya savaş ilân ettiler.
Savaş değeri yükseltilememiş ve donatımı zayıf olan Romen ordusu (23 piyade, 3 süvari tümeni olarak 714.000 kişi), Transilvanya’nın üçte birini ele geçirdi.
Merkezî devletler, Pless’te Alman başkomutanlığı karargâhında yaptıkları toplantıda, Romanya’ya uygulanacak ortak harekâtı kararlaştırdılar.
1. Avusturya, 9. Alman, 3. Bulgar orduları ve 6. Osmanlı kolordusu (15, 25 ve sonra 26. tümenler) tutarı 23 tümenle, Romanya seferi parlak bir şekilde yapıldı.
Dobruca’da (2 Eylül), Transilvanya’da (19 Eylül) savaş başladı.
Sonra General von Mackensen’in yönettiği Tuna ordusu, Bulgaristan’da Tuna Nehri üzerinden Ziştov’da kuzeye geçti.
Romen ordusu Bükreş yakınlarında bir daha yenildi (3 Aralık).
Bükreş alındı (7 Aralık). Ocak ayının ilk haftasında Seret Nehri’ne kadar hemen bütün Romanya ele geçirildi.
Kurtulabilen bölümleriyle küçük Romen ordusu kuzeyde Besarabya güney sınırı yakınında Rus orduları kanadında yerleşti (8 Ocak 1917).
Bu harekâta 3. Bulgar ordusuna bağlı olarak katılan 6. Osmanlı kolordusu, ilk önce Ruslarla kuvvetlendirilmiş olan Romen kuvvetlerinin Dobruca’dan yaptıkları taarruzları karşılamaya yetişmiş,sonra bu bölgede düşman cephesinin yarılmasında etkili olmuş ve 26. tümen ile Bükreş’e önde gitmişti.
Bu kolordu Rus ihtilâline kadar Romanya’da kaldı.
Bu süre içinde 42.000 kişilik 6. kolordu 19.100 kayıp verdi.

   Osmanlı cepheleri

1916’da OsmanlIlar yurt dışında üç, yurt içinde ise dört cephede çarpıştılar:Kafkas cephesi Grandük Nikolay komutanlığa atanınca, Ruslar Kafkas cephesindeki kuvvetlerini büyük çapta arttınp, 7 kolorduya çıkarak 11-18 Ocak 1916’da Azap yarmasıyla 3. Orduyu Erzurum’a çekilmek zorunda bıraktılar.
Erzurum’un doğusundan yaptıkları taarruz başarı vermedi.
Ancak daha sonra Kargapazarı dağı üzerinden yaptıkları taarruzla Erzurum kaybedildi.Bundan sonra Bitlis, Muş, İspir,Rize hattında tutunduk.
Çanakkale’nin boşaltılmasından sonra ilk ağızda toplam 100.000 kişi kadar olan 3. ordu kuvvetlendirilmedi.
Buna karşı 7 tümen, yurt dışındaki cephelere gönderildi.
Ancak Erzurum’un kaybından ve zaman geçtikten sonra Erzurum’un geri alınması için Ruslara karşı büyük bir taarruz yapılmasına ve bunun için de Çanakkale’den serbest kalan 2. ordunun doğu cephesi (Elazığ-Malatya bölgesi) ne yığınaklandırılmasına karar verildi.
3. ordu, 5. kolordu ile kuvvetlendiriliyordu.
Verilen emre göre 2. ordunun yığınağının sona ermesine kadar 3. ordu, kesin sonuçlu savaşlardan çekinecekti.
Ruslar, 2. ordunun harekât planını ve dolayısıyla yığınağının Ağustos başında bitirilebileceğini öğrenmiş olduklarından Fırat havzasında 3. orduya taarruz ettiler.
Trabzon’a da bir kolorduları ile ilerlediler.
Bayburt’un kahramanca savunmasına dayanan  3.ordu çokça direndiğinden kayba uğradı ve Kemah-Refahiye- Tirebolu hattına çekilmek zorunda kaldı (Temmuz ortası).
Böylece, plana göre her iki ordunun Erzurum genel doğrultusunda taarruz imkânı ortadan kalktı.
Temmuz ayında Muş Çapakçur (Bingöl) hattında toplanan 2. Osmanlı ordusu 2 Ağustosta tek başına taarruz ederek Bitlis-Buğlan-Kiğı hattını elde etti.
Fakat 3. orduyu yenen Ruslar, buradan kuvvet kaydırıp karşı taarruza geçerek lojistik destek sıkıntısında bulunan 2. orduyu da eski mevzilerine çekilmek zorunda bıraktılar.
Çanakkale’de kahramanlıklar yaratan bu ordunun askeri, yukarıda açıklanan sebepler ve bunlara ek olarak da, en yakın demiryolu istasyonu Pozantı ve Ankara olduğundan, Çanakkale’den bu bölgeye yapılan uzun yürüyüşler, bundan başka, bu bölgede yokluk derecesindeki lojistik eksiklikler yüzünden, kendisinden bekleneni gerçekleştiremedi.
Bundan sonra her iki taraf önemli bir harekette bulunmadı.
Ruslar, kışı geçirmek üzere biraz gerilediler.
2. ordu da, 3. ordunun itirazına rağmen, Bitlis-Genç- Karakoçan hattına çekildi.
Orduya vekillik ederken Mustafa Kemal Paşa karargahını Diyarbakır’a çekti.
Bir kolorduyu da buraya kışı geçirmek için ordugâhlara çekmek istedi ise de, izin verilmedi.

   Irak cephesi

1915 harekâtı sırasında görüldüğü gibi, 6 Osmanlı ordusu (13 ve 18. kolordular), Felâhiye’de İngiliz kuvvetlerinin taarruzlarını kırarak bazen 2.000’e inen kuvvetlerle kuşatmasını devam ettirdikleri Kuttü’l-emare’de General Towshend kuvvetlerini tutacak ve kurtarmaya gelen İngiliz Irak ordusuna 27 Nisanda taarruz edecekti.
Kuttü’l-emare’nin kurtarılması için İngilizlerin yardım istekleri üzerine, bir Rus, süvari tümeninin İran içerisinden ve sınırımızdan geçerek Bağdad’ın kuzeydoğusunda Hanikin’e kadar geldiği öğrenildi.
13. kolordu İran cephesine aktarılarak ve Felâhiye’de 18. kolordu bırakılarak taarruzdan vazgeçildi.
13. kolordu İran içlerine girdi ve Rusları Hemedan’a kadar attı.
Osmanlı başkomutanlığının Kazvin yönünde yapılmasını istediği taarruz, o sıralarda İngilizlerin büyük ölçüde kuvvetlenerek (17.000 savaşçı Osmanlıya karşı 95.000) Dicle boyunca taarruz etmeleriyle İran’daki Osmanlı kuvvetlerinin geri alınmasını gerektirdi.
Bir yıldan beri çok üstün sayıdaki düşmanlara karşı savaşan Osmanlı kuvvetleri Felâhiye’yi bırakmak zorunda kalarak Bağdad’a çekildi.
Takip eden ingilizler Bağdad’a taarruz ettiler.
11 Mart 1917’de şehir İngilizlere bırakıldı.

   Sina-Filistin cephesi

Bu cephede Süveyş Kanalı’na karşı 2. Kanal Seferi hazırlanırken Mekke Şerifi Hüseyin’in yönetimsizlik ve dış etkilerle ayaklanması üzerine bu ayaklanmayı bastırmak için 4. ordudan bir kısım kuvvet gönderildi.
4. ordu kuvvetleri Gazze Şeria-Birüssebi hattında savunma düzenine geçti.
Öteden beri Osmanlılara bağlılığı zayıf olan bu bölgenin güvenliği için barıştaki kuvvetler (7. kolordu ile Hicaz ve Asir bağımsız tümenleri) yerlerinde bırakılmıştı.
Buradaki kuvvetler er kaynağı bulamadıkları için seferber olamadılar.
İngilizlerin kışkırtması ile savaşın ikinci yılında ayaklanmalar başladı.
Mekke Şerifi Hüseyin bağımsızlığını ilân etti.
Böylece Hicaz Krallığı İngilizlerce de tanındı.
Asir’de Seyit İdris de ayaklandı.
Yemen’deimam Yahya bağlı kaldı.
7. kolordunun ana vatanla bağlantısı kesildiğinden beslenme ve lojistik bakımından büyük zorluklarla Medine’yi, Asir’in kuzey bölümünü ve Yemen’i savaşın sonuna kadar tuttu ve ancak müterakeden sonra teslim oldu (23 Ocak 1919).
1917 Şubatında Hicaz seferî kuvveti komutanlığına atanmak üzere Şam’a kadar gelen Mustafa Kemal Paşa, buranın savunulmayıp boşaltılması gerektiğini ileri sürdü.
Başkomutan vekilince de kabul edilen bu fikir, manevî sebepler yüzünden uygulanmadı.
Mustafa Kemal Paşa da atanmadı.

   Sömürgelerde savaşlar (1916)

Müttefikler Afrika’da Kamerun’u ve Doğu Afrika sömürgesinin bir bölümünü çetin savaşlardan sonra elde ettiler.
Bu sömürgelerdeki savaşlarda Müttefiklere yardım ettiğini ileri sürerek Almanya, Portekiz’e savaş ilân etti (9 Mart 1916).

  Deniz harekâtı (1916)

Almanlarla İngilizler arasında 31 Mayısta yapılan Skagerrak veya Jylland Deniz Savaşı, savaşın en önemli deniz savaşı oldu.
Amiral von Scheer komutasındaki Alman donanması.
Amiral Jellicoe emrindeki İngiliz donanmasıyla Skagerrak Boğazı alıklarında karşılaştı.
Almanların kaybı 61.000 tonilato (2 zırhlı, 4 küçük savaş gemisi), İngilizlerin kaybı 120.000 tonilato (6 zırhlı) olduğu halde bu, İngiliz donanmasının çok büyük olan üstünlüğünü ortadan kaldıramadı.
Almanlar denizaltı savaşına büyük önem verdiklerinden, 1916’da bunu geniş olarak sürdürdüler.
Müttefiklere ayda ortalama 300.000 tonilatoluk gemi kaybettirdiler.
Karadeniz’de Osmanlı ve Rus donanmalarının harekâtı 1915’te olduğu gibi sürüp gitti.
Bu arada “Yavuz” ile Rusların yeni hizmete koyduğu “impe-ratritsa Mariya” arasında yarım saatlik bir çarpışma oldu.
“Yavuz”un aldığı yara yüzünden tamire girmesi bu denizde ulaştırmayı güçleştirdi.
Karadeniz’de de asıl etkinlik daha çok de-nizaltılara geçti ve bu denizdeki Alman denizaltısı 12’ye çıktı.
1916’daki hava savaşlarında ise, zeplin akınları Londra üzerinde daha sık görülmeye başladı.

   Barış teşebbüsleri (1916)

Brusilov taarruzlarının kırılmasından ve Romanya’nın alınmasından doğan silâh başarısından yararlanarak Almanlar, barış teşebbüsü yaptılar.
12 Aralıkta Merkezî devletlerin barışa istekli oldukları ve Müttefik tarafın barış şartlarını öğrenmek istedikleri Amerika Birleşik Devletleri’ne bildirildi.
18 Aralıkta Amerika bu önergeyi yerine ulaştırdı ise de, Müttefikler kabul etmediler.
1916’da Merkezî devletler, 1915’e göre daha az da olsa, zafer elde ettikleri halde, savaşın gündümünde hareket serbestliği Müttefiklere geçti.
Merkezî devletlerde savaşın bir elden yönetimine, ancak Romanya’nın savaşa girmesinden doğan durum sonucunda başkomutanların Pless’te toplanmalarıyla önem verilebildi.
Osmanlı başkomutan vekilinin ortak bir savaş güdümü yolundaki önergesi de Hinderburg’un Romanya’ya üçüncü bir tümen ve Makedonya’ya da iki tümen istemesine ve bu isteklerin yerine getirilmesine yol açtı.

   Savaş sürüyor (1917)

Aralık 1916’da İngiltere’de savaşı daha şiddetli uygulamak isteyen Lloyd George hükümeti başa geçti ve Fransa’da Bri-and hükümetinde değişiklikler yapıldı.
Fransız başkomutanı Nivelle’in 1917’de savaş için “batı cephesinde Aisne Nehri’nin iki yakasından baharın girişiyle başlayıp ara vermeksizin sürecek İngiliz Fransız taarruzu, Bulgarları Selanik’ten ve Dobruca’dan atacak İngiliz-Fransız-Sırp- Romen taarruzu, doğu cephesinde Almanya ve Avusturya’ya Rus taarruzu ve Avusturya’ya İtalyan taarruzu”esasına dayanan planı, bütün Müttefik başkomutanlarının temsilcilerince 15 Ocakta kabul edildi.
Kaynakların seferber edilmesi gerektiğinde ortak görüşe varıldı.
Buna karşı, Hindenburg, Alman imparatoru üzerinde bütün gücünü kullanarak, sınır tanımayan denizaltı savaşına yeniden girişilmesini kabul ettirdi.
Amerika, savaşa girse de hazırlanıncaya kadar geçecek beş aylık süre içinde ingilizlerin boyun eğecekleri kabul edildi.
Savaşın ağırlık merkezi denizlere geçecek, karada stratejik savunmada durulacak ve bunun için de stratejik mevziler hazırlanacaktı.

   Doğu cephesi

1916 Brusilöv taarruzlarıyla Ruslar, Galiçya’da başarı göstermişler ve ancak Alman-Osmanlı kıtalarının katılmalarıyla bir felâket önlenebilmişti.
Fakat, bu, Rus ordusunun büyük kayıplar vermesine sebep olmuştu. Bütün cephelerde üç yıldir yalnız insan gücüne dayanan savaşlar yüzünden Ruslar insanca çok zarara uğramıştı.
Bu yüzden, Rusya’da birçok ayaklanmalar çıktı.
Çarlık çöktü, yeni kurulan cumhuriyet yönetimi savaşa devam etti.
Temmuzda Galiçya’da, Eylülde Riga yöresinde bazı başarılar kazanıldı ise de, halkın hoşnutsuzluğu sürüp gitti.
Sonunda Lenin, 7 Kasımda Sovyet Halk Komiserleri Hükûmeti’ni kurdu ve savaşa da son vermek üzere mütareke istedi ve imzaladı (15 Aralık).
Rusya’nın savaştan çekilmesi Müttefikler için büyük bir kayıp olduysa da, Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa girişi bu kaybı fazlasıyla karşıladı.

   Makedonya cephesi savaşları

Bu cephede Müttefiklerce, yapılması kararlaştırılmış olan taarruz, İngilizlerin, bazı birlikleri buraya gönderecek yerde batı cephesine göndermesi Rusya olayları yüzünden Sırpların morallerinin zayıflaması sonucunda genel bir taarruz şeklinde olmadı.
İngilizlerin Nisan ve Mayısta Doyran Gölü dolaylarında yaptıkları iki taarruz bir fayda vermedi.
Fransızların Mart ortasında Manastır ve Mayıs başında Vardar vadisinden giriştikleri taarruzlar da durduruldu.
Bu yıl, Almanların Bulgaristan’dan besin çekmeleri sonucunda bu memlekette ve Makedonya’da açlık çıktı.
Bulgar ordusu besin ve giyecek sıkıntısı içinde idi.
Osmanlı kuvvetleri, Serez- Kavala hattında ve Prespa Gölü bölgesinde savaştılar.
1917’de Irak ve Filistin cephelerinde duyulan kuvvet ihtiyacı ile 46. tümen Irak cephesine, 50. tümen Filistin cephesine alındı.
177. alay Makedonya cephesinde bırakıldı.
Müttefiklerin baskısı ile Yunan Kralı Konstantinos’un ikinci oğlu Aleksandros lehine tahtını bırakması ve Venizelos’un başbakan olmasıyla Yunanistan Merkezî devletlere savaş açtı (27 Haziran).

   İtalya cephesi

İtalyanların savaşa etkileri beklenildiği kadar olmadı.
Isonzo bölgesinde bu yıl yaptıkları taarruzlar (10 ve 11. Isanzo savaşları) büyük bir sonuç vermedi.
Yaptıkları 11. Isonzo taarruzları ile AvusturyalIların mevzilerinden küçük bir bölümünü ele geçirebilmişlerdi.
Rusya’daki devrimin verdiği imkânla, Avusturyalılar kuvvet getirerek Isonzo’dan Tolmein yaylasından Almanlarla birlikte (14. orduyu kurarak) taarruz ettiler.
Tam bir gizlilik içinde yapılan (24 Ekim) bu taarruzu yarmaya çevirdiler ve İtalyanları Caporetto’da bozguna uğrattılar.
Üç günde 40 km. derinliğine girerek ve sonra Cividale’yi alarak Venedik ovasına hâkim oldular.
Bütün toplarını bırakan İtalyanlar Piave Nehri gerisine çekildiler.
İtalyanlar bu harekâtta 800.000 kişilik kayba (250.000’i tutsak) uğradılar.
Bu yenilgi üzerine İtalyan başkomutanlığına General Cadorna’nın yerine General Diaz getirildi.

   Osmanlı cephesinde savaşlar (1917)

Besin ve giyecek eksikliği yüzünden 1917 kışı hem OsmanlIlar hem Ruslar için güç şartlar altında geçti.
Geçirilen kış süresince her iki taraf hastalıktan ağır kayıplar verdi.
Rusya’daki devrimin etkisinin Kafkas cephesine geçişi geç olmuşsa da, Ruslar 1917’de Kafkas cephesinde etkinlik gösteremediler.
Ruslarla 18 Aralıkta Erzincan Mütarekesi yapıldı.
Rus kuvvetlerinin cepheden çekilmesinden sonra, daha önceden örgütlenmiş olan (Van’da 5 tabur olmak üzere) Ermeni çetelerinin halka karşı zulmü başladı.
3. Osmanlı ordusu bu silâhlı Ermeni kuvvetleriyle çarpıştı (2. Osmanlı ordusu birlikleri öteki cephelere alındı) ve 1918 İran’dan 13. kolordunun dönmesi üzerine Osmanlılar Bağdad’ı geri almaya çalıştılarsa da, karşı tarafın büyük sayı üstünlüğü (General Maud ordusu 95.000) yüzünden başarı elde edemediler.
Kısa bir süre sonra İngilizler taarruz ederek Samer-ra’yı aldılar ve Musul’a doğru ilerlemeye başladılar. Bağdad’-ın geri alınması için Osmanlı başkomutanlığı yeniden hazırlıklara başladı.
Halep’te 7. ordu kuruldu; 6. ordu ile Dicle vadisi, 7. ordu ile Fırat vadisi boyunca ilerlenecek, Bağdad geri alınacaktı.
Almanlardan yardım istenildi.
Bu durumda her iki ordu bir komuta altında birleştirilerek Yıldırım Ordular Grubu kuruldu ve komutanlığına da Albaşında Rusların bıraktığı toprakları elde etti.
İran’dan 13. kolordunun dönmesi üzerine Osmanlılar Bağdad’ı geri almaya çalıştılarsa da, karşı tarafın büyük sayı üstünlüğü (General Maud ordusu 95.000) yüzünden başarı elde edemediler.
Kısa bir süre sonra İngilizler taarruz ederek Samerra’yı aldılar ve Musul’a doğru ilerlemeye başladılar.
Bağdad’ın geri alınması için Osmanlı başkomutanlığı yeniden hazırlıklara başladı.
Halep’te 7. ordu kuruldu; 6. ordu ile Dicle vadisi, 7. ordu ile Fırat vadisi boyunca ilerlenecek, Bağdad geri alınacaktı.
Almanlardan yardım istenildi.
Bu durumda her iki ordu bir komuta altında birleştirilerek Yıldırım Ordular Grubu kuruldu ve komutanlığına da Alman orduları başkomutanlığından çekilen Falkenhavn atandı.
Galiçya, Romanya, Makedonya ve Kafkas cephelerinden 5 Osmanlı tümeni geri alındı, Almanya’dan da çeşitli sınıflardan 6 taburlu Asya kolu (savaşçısı 2.000 kişi) ve 300 kamyon bu gruba verildi.
Kuvvetlerin Halep çevresinde toplanması, ulaştırma güçlüğünden uzun zaman aldı. İngilizler irak’ta Tikrit yakınına kadar ilerlediler.

   Filistin cephesi

Osmanlı Savaşı’nın ağırlık noktasının kaymakta olduğu bu cephede: 1_. Gazze Savaşı (Mart ortası)’nda 50.000 kişilik Ingiliz kuvveti taarruz ederek Gazze’ye girdi.
Fakat çok kuvvetli direnme yüzünden tutunamayıp çekildiler.
2. Gazze Savaşı: İngilizler, kuvvetler aldıktan, yolları düzelttikten ve su borularını cephelerinin gerisine uzattıktan sonra Nisan ortasında yeniden taarruz ettiler.
Osmanlıların süvari ile yaptıkları kuşatıcı karşı taarruzla çok kayıp vererek çekildiler.
Haziranda Yıldırım Ordular Grubu komutanı bölgeye geldi, Filistin ve cephelerini inceledi.
İngiliz birliklerinin Filistin cephesinde toplanması, sıcakların geçmesinden sonra taarruza geçeceklerini daha .
Temmuz ayında belli etmişti.
Filistin cephesinde böyle bir tehlike varken Bağdad’a karşı taarruza geçilmesinin doğru olmayacağı yolunda Cemal Paşa’nın uyarması ve olayların sürüklemesiyle kuvvetler Filistin’e yöneltildi.
Yalnız Fırat vadisi için biraz kuvvet ayrılarak Bağdad’ın geri alınması işi ileriye bırakıldı.
Filistin cephesinde kanal harekâtından büsbütün vazgeçildikten sonra, 4. Osmanlı ordusu Gazze-Şeria- Birüssebi hattında yerleşip kalmıştı.
1917 başlarında bu cepheye 2 piyade ve 1 süvari temeni verilmişti.
Yıldırım Orduları Grubu’nun, Irak yerine Filistin- Suriye’de kullanılmasına ve 4. ordu (bir kolordu ve bir süvari tümeni)nun da kurulmasına karar verildikten sonra, Cemal Paşa geri bölgede sorumluluğu arttırılarak ve 4. ordu komutanlığını bırakıp “Batı Arabistan Havalisi Komutanı” oldu.
7. ordu komutanlığına gelen Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mareşal von Falkenhayn’ın menzil ve aşiret işlerini yönetme gibi eylemlere karıştırıldığında ve Filistin’de harekâtın sevk ve idaresinde anlaşamadığından, bütün imparatorluğun durumunu açıklayan ve savaşın yönetimini eleştiren tarihî iki raporunu yazarak Eylül 1917 sonunda istifa etti.
İngiliz Filistin ordusu komutanlığına-General Allenby getirildi.

Bir yanıt yazın