Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

27 Mayıs Kurucu Meclis,Görev ve Yetkileri | Tarih Bilgileri |

27 Mayıs Kurucu Meclis,Türkiye’de, 27 Mayıs ihtilâlinden sonra yeni anayasayı ve bu anayasada yer alacak kurumları hazırlamak amacıyla kurulmuş geçici yasama organı.

1961 Anayasası Kurucu Meclisi

157 Sayılı Kurucu Meclis Teşkili Hakkında kanun Geçici Anayasa Hükmündeki Kanuna Ek kanun adıyla çıkarıldı.

Bu kanun, 27 Mayıs Kurucu Meclisin, Milli Birlik komitesi ile, demokratik hukuk devletinin kurulması yolunda ve mevcut şartlara uygun olarak milletin en geniş anlamıyla temsili amacını gözeten ve bu kanun hükümlerine göre kurulacak olan Temsilciler meclisinden oluşacağını belirtiyordu.

27 Mayıs Kurucu Meclisin bir parçası olan Temsilciler meclisinin seçimi de, alışılmış seçimden farklı oldu; kanun bu durumu, «mevcut şartlar» ile gerekçelendirmiştir.

27 Mayıs Kurucu Meclisin amacı, demokrasi ve hukuk devleti esaslarını gerçekleştirerek teminat altına alacak olan yeni anayasayı hazırlamaktı.

Ancak iktidarı, yeni sekilecek Türkiye Büyük Millet meclisine, en geç 29 ekim 1961 tarihinde devretme zorunluğu veya isteği.

Anayasa ile birlikte, mevcut ortama ve ihtiyaçlara en uygun Seçim kanununun da hazırlanmasını gerektirdiğinden, bu husus da kanunda belirtildi.

Böylece, Kurucu meclis, anayasa yanında, seçim kanunu da hazırlamakla, görevlendirildi.

Kurucu meclisin bir de, görev süresince kanun yapma (yasama) fonksiyonu vardı.

Buna rağmen, 1961 Anayasasını hazırlayan Kurucu meclis, alışılmış ve bilimsel tanımlamalara göre, yine de gerçek bir kurucu meclis sayılır.

Çünkü gerçekten, mevcut şartlara göre, asıl önemli görevi olan anayasayı hazırlamak amacıyla ve geçici olarak seçilmiş bir temsilciler meclisiyle bir devrim komitesinden meydana geliyordu.

Kurucu Meclisin Görev ve Yetkileri

Kurucu meclisin iki ana görevi vardı ve çalışma usulü de bu görevlere göre değişiyordu:

1. bu kurucu organın asıl kuruluş sebebi olan anayasanın hazırlanmasıyla ilgili çalışmalar.

2. seçim kanunuyla birlikte normal yasama faaliyeti sınırları içinde kalan kanunların ve bütçenin yapılması, hükümetin denetlenmesi v.b. hususlar.

Kurucu meclisin kabul iradesi Temsilciler meclisinin, komisyonlar kurarak görüşüp kabul edeceği anayasa metninin Milli Birlik komitesince görüşülüp kabul edilmesiyle oluşuyordu.

Yani, Temsilciler meclisi ile Milli Birlik komitesi arasında görüşbirliği meydana gelmesi durumunda, Kurucu meclisin bu iki organının biraraya gelmesi gerekli değildi.

Ancak, Temsilciler meclisinin gönderdiği metin, Milli Birlik komitesince aynen kabul edilmezse meclis meseleyi» yeniden görüşecekti.

Temsilciler meclisi, Milli Birlik komitesinden gelen metni aynen kabul etmezse ihtilaflı kalan noktaların çözümlenebilmesi için bir karma komisyon kurulacaktı.

Kurucu meclis birleşik olarak toplanıp bu karma komisyonun hazırladığı metin üstünde, öncelikle ve aralıksız görüşmeler yaparak son metni meydana getiriyordu.

Bu toplantılarda kararlar üçte iki çoğunlukla alınıyordu.

Kurucu Meclis Teşkili Hakkında kanuna göre Seçim kanununun hazırlanmasında da aynı usul takip edilecekti.

Ancak, Kurucu meclisin birleşik toplantısında öncelikle ve aralıksız olarak görüşülecek olan hususlar, yalnız anayasa metnine ilişkin olabilirdi.

Çünkü kanunda, açıkça «halkoyuna sunulacak hale getirme»den söz ediliyordu.

Halkoyuna sunulacak olan da, anayasa tasarısıydı.

Kurucu meclis, Anayasa ile Seçim kanununu en geç 27 Mayıs 1961 tarihine kadar tamamlamak zorunda tutuldu ve bu sürenin bir defa olmak üzere 15 gün uzatılabilmesi öngörüldü.

Kanun, halkoyu sonucunda anayasanın reddedilmesi ihtimalini de gözönünde tutmuş ve Milli Birlik komitesi aynı şekilde muhafaza edilmek, fakat yeni bir Temsilciler meclisi seçimi suretiyle ikinci bir kurucu meclis teşkilini hüküm altına almıştı.

Ancak, Kurucu meclis görevini zamanında tamamladığı, halkoyu sonunda Anayasa da kabul edildiği için, bu hükümlerin uygulanması söz konusu olmadı.

Kurucu Meclisin Özellikleri

Kurucu meclis 13 aralık 1960 tarihli ve 157 Sayılı kanunla kurulduktan sonra 6 ocak 1961’de göreve başladı; tespit edilen süre içinde çalışmalarını bitirerek 27 Mayıs 1961’de, 1961 Anayasasını tamamladı ve 9 temmuz 1961’de halkoyu*na sundu.

Yeni anayasanın yapılması ve 1961 ekiminde seçim sonuçlarına uygun olarak yeni Türkiye Büyük Millet meclisinin göreve başlamasıyla, Anayasanın geçici 4. maddesi gereğince, Kurucu meclisin hukuki varlığı, kendisini oluşturan Milli Birlik komitesi ve Temsilciler meclisiyle birlikte sona erdi ve bunlar kendiliğinden dağıldı.

Kurucu meclisin normal bir yasama organı olarak görev ve çalışmaları.

Kurucu meclis, Anayasa Ye Seçim kanunu ile ilgili çalışmaları yanında, kanun yapma, değiştirme yorumlama ve yürürlükten kaldırma, bütçe ve kesin hesap kanun tasarı ve eklerini görüşme, kabul etme, barışa, savaşa.

yabancı devletlere karşı silâhlı kuvvet kullanılmasına ve zorlama tedbirlerin alınmasına karar verme, yabancı devletler ve milletlerarası teşekküllerle yapılan antlaşmalarla sözleşme ve her türlü anlaşmaları.

Bakanlar kurulunca ilân edilen sıkıyönetim karârını onaylama yetki ve görevlerine sahip kılınmıştı.

Kanun teklif etme hakkı, Bakanlar kurulu ile Kurucu meclis üyelerine aitti.

Ancak Kurucu meclis üyelerince yapılacak kanun tekliflerinin, Kurucu meclisin kurulma biçimine paralel olarak, en az bir Milli Birlik komitesi üyesi ile bir Temsilciler meclisi üyesinin imzalarını taşıması şarttı.

Bir kanun tasarısı üstünde Milli Birlik komitesiyle Temsilciler meclisi arasında ihtilâftı noktalar olursa, Kurucu meclisteki en kıdemli yargıtay temsilcisinin başkanlığında, Milli Birlik komitesinden ve Temsilciler meclisinden seçilen, başkan dahil yedişer üyeden kurulu bir karma komisyonda bu noktalar görüşülecekti.

Karma komisyonda beliren ayrı görüşler, Kurucu meclisin birleşik toplantısında sözcüler tarafından açıklanacak ve metinler görüşmesiz oylanacaktı.

Ancak, Kurucu meclisin iki organı ayrı ayrı toplanarak oylarını kullanacaklardı.

Tasarı, bu şekilde yapılan oylama yüzdeleri ortalamasına göre kabul veya reddolunuyordu.

Kabul edilen kanunlar, yayımlanmak üzere derhal devlet başkanına gönderilecekti.

Devlet başkanının yedi gün içinde, gerekçesiyle birlikte kanunu Kurucu meclise geri gönderme yetkisi vardı.

Geri gönderilen kanun, önce karma komisyonda görüşülecek, sonra Kurucu meclisin birleşik toplantısında daha önce yapıldığı gibi oylanacaktı.

Fakat kanun bu defa kabul oranının 2/3 çoğunluk olduğunu belirterek herhangi bir yüzde oranından söz etmiyordu.

Devlet başkanının, Kurucu meclisin kabul edeceği anayasa, seçim kanunu ve bütçe kanunlarını veto etme yetkisi yoktu; bu yetki, söz konusu kanunların dışındaki kanunlar hakkında tanınmıştı.

Kurucu meclisin önemli fakat normal bir görevi de 1961 yılı Bütçe kanununu kabul etmek oldu.

Bütçenin kabulünde, bugünkü anayasa sisteminde olduğu gibi önce bir karma bütçe komisyonu çalışma yaptı, sonra kanun, Kurucu meclis birleşik toplantısında görüşülerek kabul edildi.

Kurucu meclisin normal bir yasama organı olarak meclisin normal bir yasama organı olarak yaptığı bir başka görev de Bakanlar kurulunu denetlemek, kendi içinden soruşturma komisyonu seçmek ve gerekirse bir yüce divan kurulmasına karar vermekti.

Bakanlar kurulunun denetlenmesinde ve soruşturma ile ilgili hususlarda Kurucu meclis, Milli Birlik komitesi ve Temsilciler meclisinin ayrı ayrı kararlar vermesi şeklindedir.

Anayasa ve kanunların yapılmasında olduğu gibi çalışacak, uyuşmazlık konusu noktalar da yine aynı usulle çözümlenecekti.

Ancak, geçici anayasa durumunda olan 1 Sayılı kanunun 4. maddesi, Milli Birlik komitesine, bakanların denetimi ve görevden çıkarılabilmesi bakımından mutlak bir yetki veriyor.

Kurucu Meclis Teşkili Hakkında kanun da bu yetkiyi saklı tutuyordu.

Bir yanıt yazın