Adam Smith Kimdir,Hayatı,Felsefesi | Bilim İnsanları |
Adam Smith Hakkında Bilgi,Adam Smith Kimdir,İskoçyalı iktisatçı ve felsefeci (Kirkcaldy, 1723-Edinburgh, 1790).
Adam Smith Hayatı
Oxford’da okudu, Edinburgh’da ders verdi. Glasgow’da Hutcheson’ın ahlak felsefesi derslerini izledi (1737-1740), Hume ile dost oldu (1752’den itibaren), Avrupa kıtasında dolaştı (1764 – 1766), bu yolculuk sırasında Cenevre’de Voltaire ile, Paris’te Turgot ve Quesnay ile tanıştı.
Glasgow’da ahlak felsefesi (tabiî ilahiyat, ahlak, hukuk ve siyaset) profesörü oldu (1751-1764).
Theory of Moral Sentiments (Ahlaki Duygular Teorisi) [1759] adlı eseriyle tanındı.
Fakat asıl önemli eseri, onun iktisat biliminin kurucusu sayılmasına yol açan Milletlerin Zenginliği Üstüne’dir (lnquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations); Smith 1765’te Toulouse da başladığı bu eseri 1767-1773 arasında Kirkcaldy’de tamamladı ve 1776’da Londra’da yayımladı.
İki yıl sonra Edinburgh gümrük muhafaza müdürü oldu.
Adam Smith Felsefesi
Adam Smith’in düşünceleri birkaç nokta etrafında toplanır:
1, her zenginliğin kaynağı insan çabası, yani emektir; emek, Smith’e göre, hiç değilse ilkel toplumlarda, «bütün malların değiştokuş edilebilen değerinin gerçek ölçüsüdür.» Modern toplumlar, ilkel toplumlardan, zenginliğin artışı sebebiyle ayrılırlar; zenginliğin artışının sebebi, iş bölümüdür;
2. insanın, kişisel çıkar etkisi altında davrandığı her toplumda iyi bir ekonomi düzeni kendiliğinden gerçekleşir.
Aslında malların gerçek bir fiyatı vardır. Bu, onun üretim pahasıdır, pazar fiyatı bu pahanın çevresinde oluşur.
Talep arzdan az olursa, piyasa fiyatı üretim fiyatının altına düşer ve çıkarını bilen bir sanayici, zararına sattığı bir malı yapmaktan vaz geçer, bundan dolayı arz, talebe göre azalmış olur; bu da piyasa fiyatının, üretim fiyatmın üstüne çıkmasına yol açar.
Arz ve talep kanunu ve kişisel çıkarlar, toplumların uyumlu bir biçimde düzenlenmesini ve gelişmesini sağlar, üretimin bu kendiliğinden düzenlenişi sadece iyi değil, aynı zamanda ilahi düzene uygundur.
Fakat durum zenginliklerin dağılımında aynı değildir, «yıllık gelir ve kazanç ücreti yutar; üst sınıflar aşağıdakileri ezer.» önemli olan insanların kaderi değil, milli toplulukların kaderidir; çünkü, «her ülkenin iktisat biliminin ana konusu, ülkenin zenginliğini ve gücünü artırır»;
3. hükümetler milli üretime ve milletlerarası ticarete tam bir serbesti tanımalıdır, çünkü insan «kendi çıkarını gözetirken çoğu zaman toplumun çıkarlarına, kendinden açıkça istenenin ötesinde yararlı olurlar».
Adam Smith, merkantilist siyaseti, korporatist düzenleme ve engellemeleri zararlı bulur ve devletin ekonomiye müdahale etmemesini ister, serbest mübadeleyi över.
Devlet maliyesi konusunda A. Smith, vergi ilkelerini dört kuralda toplar: âdillik («her devlette bireyler hükümet masraflarına elden geldiği kadar kendi imkanlarıyla, yani devletin koruyuculuğu altında elde ettikleri gelir oranında katılmalıdırlar»); kesinlik («her yurttaşa yüklenen vergi keyfi değil, belirli olmalıdır, ödeme dönemi, usulü ve oranı mükellefler için açık ve seçik olmalıdır»); uygunluk («bütün vergiler mükellef için en uygun gözüken zaman ve usulde toplanmalıdır»); tutumluluk («vergi, mükellefin cebinden, mümkün olduğu kadar az masrafla çekilip fazlası hâzineye girecek biçimde konmalıdır.»).