Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Coğrafya

Adana | İklimi,Tarihi,Eserleri,Akarsuları | Coğrafya Bilgileri |

Adana,Coğrafyası,İklimi,Tarihi,Eserleri,Akarsuları Deniz seviyesinden 20 m. yükseltide, düz bir zemin üzerinde yerleşmiş bulunan şehrin ortasında Tepebağ mevkii basık bir sırt halinde yükselir.

Adana,Coğrafyası,İklimi,Tarihi,Eserleri,Akarsuları
Adana,Deniz seviyesinden 20 m. yükseltide, düz bir zemin üzerinde yerleşmiş bulunan şehrin ortasında Tepebağ mevkii basık bir sırt halinde yükselir.

Adana, 2.125.981 nüfusuyla Türkiye’nin İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa’dan sonraki 5. büyük şehridir.

Şehir merkezi, güney Anadolu’da Akdeniz’den 30 km içerde Seyhan Nehri’nin üzerinde bulunmaktadır.

Adana ilinin idari merkezidir.

Doğudan batıya 100 kilometre boyunca uzanan Adana-Mersin Büyükşehir Bölgesi, 2,87 milyon nüfusa sahiptir.

Türkiye’deki dördüncü büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir.

Maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir ve manganez, kurşun, çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.

Adana’nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova’nın merkezinde bulunur.

Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.

Adana Tarihi

Adana, İlkçağda, muhtemel olarak Anadolu’yu baştanbaşa kesen ve Gülek boğazından Çukurova’ya inen yol üzerinde, aynı zamanda bir liman durumunda olan Tarsus ile, daha doğuda Ceyhan ırmağı üzerindeki Mopsuestia (Misis) arasında bir konak yeri durumunda idi.

Adana’nın önemi, dağlar arasından ovaya inen Seyhan’ın kolay geçilen bir yerinde «köprü başı» rolü oynamasından ileri gelmiş olmalıdır.

Bizanslı Stefan, Uranüs’ün iki oğlu Adanus ile Sarus’un, Tarsuslular ile savaşarak şehri kurduklarını, bunlardan birinin adını şehre, ötekinin de ırmağa (Sarus, Seyhan’ın eski adı) verdiklerini söyler.

Bu efsanenin, Adana ile Tarsus arasında süre gelen rekabet ve didişmelerin derin köklerini hatırlatmak bakımından değeri vardır.

Çok eskiden beri kullanılmış bir yol üzerinde bulunan Adana, tarih boyunca birçok istilâlara uğradı.

Hitit (M.Ö. XV. yy.), Asur, sonra Pers (M.Ö. VI. yy.).

Büyük İskender’den sonra (M.Ö. 323) Selefki’lerin ve Mısır Ptolemaios hanedanının, nihayet M.Ö. I. yy.’da Pompeius eliyle Roma’nın hâkimiyetine girdi.

Özellikle Doğu Roma devrinde ticareti gelişti.

Seyhan üzerinde 300 m.’ye yakın uzunluktaki 21 gözlü meşhur taş köprü, VI. yy.’ın ilk yarısında Justinianus tarafından, belki Hadrianus’un yaptırmış olduğu daha eski bir köprü yerinde, inşa edildi.

İslâm akıncıları Adana yöresine ilk olarak VII. yy.’da, Halife Ömer zamanında geldiler.

Emevi halifesi Abdülmelik şehri fethetti.

Abbasiler devrinde İslâm hâkimiyeti daha kökleşti ve buraya türk kabileleri yerleştirildi.

X. yy.’da bir aralık Bizanslılara geçen Adana, XI. yy. sonlarında Selçuklular tarafından geri alındı; bir süre Haçlıların, Kilikya

Ermenilerinin eline geçti.

XIV. yy. ortalarına doğru, az çok Mısır Kölemen devletine bağlı türkmen beylerinden Yüregiroğlu Ramazan Bey Adana’ya hâkim oldu.

Ramazanoğulları beyliği XV. yy.’da Osmanlı ve Mısır devletleri arasında ayırıcı bir siyasi teşekkül meydana getiriyordu.

XVI. yy.’da Adana, Yavuz Selim’in Mısır seferi sırasında (1517) Osmanlı devletine katıldı ise de, eyalet idaresi daha bir süre Ramazanoğullarında kaldı.

AdanaXVII. yy.’ın ikinci yarısında Adana’dan geçmiş olan Evliya Çelebi (1671), şehir hakkında oldukça geniş bilgi verir.

O sırada Adana’nın iki kapılı ve yedi kuleli, bir tarafı Seyhan ile, öte kenarı hendekler aracılığıyla korunan bir iç kalesi vardı.

Şehir kalenin batı ve kuzey taraflarında uzanıyor, hepsi de kerpiçten olmak üzere 8 700 evi, beşi büyük olmak üzere 70 camii, 130 dükkânı, 17 hanı ve bir kapalıçarşısı bulunuyordu.

Şehrin çevresinde surlar yoktu, ama mahallelerin sokak başlarında geceleri kapatılan kapılar vardı, sokaklar toprak olmakla beraber, çarşı ve pazar yerlerinde yaya kaldırımları yapılmıştı.

Şehrin etrafı bağ ve bahçeler ile çevrili bulunuyor, bunlar bostan dolaplarıyla’ ırmaktan sulanıyordu.

Evliya Çelebi, Adana’nın ürünleri arasında limon, turunç, zeytin, incir, nar, şekerkamışı ve pamuğu saymakta, pamuğun önemli bir gelir kaynağı olduğunu söylemektedir.

Önce Halep eyaletine bağlanan Adana, sonradan ayrı bir eyalete merkez oldu.

XIX. yy.’ın ilk yarısında, Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından istilâ edildi ve Kütahya antlaşması (1840) ile tekrar Osmanlı devletine döndü.

1867’de Adana’da vilâyet teşkilâtı kuruldu, 1886’da iskelesi Mersin’e, demiryolu ile bağlandı; nüfusu 30 000’e yükseldi.

Şehir ve çevrenin nüfusuna, yazın Suriye’den ve komşu bölgelerden gelen on binlerce tarım işçisi de katılırdı.

1914-1918 savaş yıllarında Toros ve Amanos tünelleri açılarak, Adana, demiryolu ile İstanbul ve Halep’e bağlandı.

24 Aralık 1918’de Fransızlar, mütareke hükümlerine dayanarak Adana’ya girdiler.

Sevr (Sevres) antlaşması ile Adana, Osmanlı devletine bırakıldı ise de, Ceyhan’ın aşağı sınırına dayanan sınır çizgisi şehrin 25 km. yakınına kadar sokuldu.

Ermeni milis kuvvetlerinden de faydalanan Fransızlar,Türk mücahitlerinin şiddetli direnmeleriyle karşılaşarak, pekçok kayba uğradılar.

Sonunda, Ankara antlaşması (20 ekim 1920) uyarınca, 5 ocak 1922’de Adana’dan çekildiler.

XX. yy. başlarında Adana’nın nüfusu 20-30 000 arasında tahmin ediliyordu.

Cumhuriyet devrinde yapılan ilk sayımda (1927) bu nüfus 72 600 olarak tespit edildi; 1945’te 100 800’e, 1955’te 168 600’e vardı; 1960’ta 231 500, 1965’te ise 290 000 oldu.

Şehirde nüfusun artması, her ne kadar 1950’den sonra çevrede gelişi güzel kurulan gecekonduların yayılmasına sebep olmuş ise de, bu süre içinde Adana, medeni bir çehre kazandı, asfalt ve parke döşeli geniş caddelere, güzel parklara, büyük iş hanlarına ve sevimli villalara sahip, mali ve ticari bir merkez halini aldı.

Yeni fabrikalar (dokuma ve iplik, nebati yağ ve sabun, un, deri, tütün, kereste, demir araçları), tamirhaneler kurularak Türkiye’nin sanayi merkezleri arasına girdi.

Adana Tarihi Eserleri

Adana ve çevresinde çeşitli çağlara ait kalıntılara rastlanır.

İslâm öncesi devre ait en mühim yapı, bugün Taşköprü diye anılan, Roma devri köprüsüdür (yaklş. M.S. 384).

Seyhan üzerinde, 21 gözlü ‘tasarlandığı anlaşılan köprünün bugün 18 gözü seçilebilmektedir.

Ramazanoğulları’ndan kalma bir yapı olan ve çevresinde kilerle beraber büyük bir yapı topluluğu meydana getiren Ulucamii Halil Bey başlatmış, oğlu Piri Paşa tamamlatmış, cami, Osmanlılar devrinde yeniden elden geçirilmiştir.

1513 tarihli yapının bir özelliğini meydana getiren çiniler, Osmanlı imparatorluğu devrinden kalan en güzel örneklerdendir.

Cami çevresindeki yapılar arasında tek kubbeli türbe, 1540 tarihli Piri Mehmed Paşanın yaptırdığı medrese başta gelir.

Bu yapıda, Güney Anadolu’nun zengin taş işçiliği ilk bakışta göze çarpar, osmanlı mimarisinin genel karakteri burada henüz kesinlikle belirmemiştir.

Ulucamiin yanısıra, daha erken bir tarih taşıyan Ağaca mescit (1409), küçük bir yapı olmasına rağmen, bir çok yönlerden özellikler gösterir.

Yapının giriş kapısındaki taş süslemeler ve geometrik şekiller arasına yerleştirilmiş kuş figürleri, dini bir yapıda kullanılması bakımından ilgi çekicidir.

Bu arada Hacı Mustafaoğlu Ahmed’in yaptırdığı tek kubbeli Çukur mescit (1538), Savcıoğlu Hacı Mustafa’nın tek kubbeli Savcızade camii (1548), Cuma Fakih’in Hasarı Kethüda camii (1541), Hacı Arif Beyin Mümine Hatun mescidi (1559), Tahtalı cami (1592), Cafer Paşa camii (1648), Mestanzade camii (1682), Yenicami (1724) mimari şahsiyeti olan yapılardır.

Dini yapıların yanısıra, Roma devri temelleri üzerine XVII. yy.’da, yapılan Irmak hamamı, Halil Beyin oğlu Piri Mehmed Paşanın Çarşı hamamı (1530), Mestan hamamı (1703), Yeni hamam (1724), Pirî Mehmed Paşa’nın Gönhanı (1531) ve ilk şekli Ramazanoğulları devrine inen, 1850’de yeniden elden geçirilmiş Kapalıçarşı, Adana valisi Abidin Paşanın yaptırdığı Saat kulesi (1879-1882) belirtilmeye değer tarihi yapılar arasında yer alır.

Bütün bunların yanısıra şahsiyeti kaybolmuş ve değişmiş daha birçok anıt, Adana ve çevresinde bulunmaktadır.

Adana Coğrafi Özellikleri

Adana ili toprakları, dağlık alanlar ve ovalar diye iki kısma ayrılabilir.

Dağlık alanlar ilin kuzey ve doğusunda yer alır.

Kuzeyde Toros dağları (Orta Toroslar) yükselir. Seyhan vâdisinin batısında Aladağlar, bunların en yüksek doruklarını ihtiva eder (Kaldı dağı 3 734 m., Demirkazık tepesi 3 728 m.).

Seyhan ve Ceyhan’ın orta çığırları arasında Tahtalı dağlar (3 054 m.) ve daha doğuda Binboğa dağları (2 800 m.) uzanır.

İlin doğusunda (Osmaniye-Bahçe kesiminde) il sınırları Dış Toros sistemine giren Amanos dağlarına dayanır.

Yapısında Birinci ve İkinci zamanın şiddetli kıvrılmalara uğramış çeşitli tabakaları (kireç ve kum taşları, billûrlu yahut killi şistler, serpantin soyundan yeşil kayalar) bulunan dağlar, bazı kesimlerde doğrudan doğruya ova üzerine döner ise de, çok yerde araya vâdiler ile yarılmış yaylalar ve tepelik yereyler girer: Adana-Kozan-Bahçe arasında az kıvrımlı üçüncü zaman tabakalarından oluşmuş çalılık sırtlar böyledir.

Ovalar ise, sözü geçen dağlarla deniz arasında yer alır.

Genel olarak «Adana ovası» adı verilen ve akarsuların dağlardan indirdiği alüvyonların birikmesi ile meydana gelen ovalar, gerçekte iki kısma ayrılır, bunlardan biri Adana şehriyle Seyhan ve Ceyhan ağızlarının sınırlandırdığı Akdeniz kıyısı arasında yer alan Çukurova, öteki Ceyhan ve Kozan şehirleri arasında, Ceyhan vadisi etrafında uzanan ve denizden Misis tepeleri (789 m.) ile ayrılmış bulunan Yukarı ova.

Ova kesimlerinde genellikle yazları çok sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi hüküm sürer.

Adana İklimi

Adana şehrinde, 35 yıldan fazla bir süre içinde yapılan meteoroloji ölçümlerine göre, sıcaklık ortalaması en sıcak ayda 28°, en soğuk ayda 9°’dir.

Kışın termometrenin 0° altına düşebildiği günler sayısı ortalama olarak 8 olmakla beraber, şimdiye kadar sıcaklığın 24 saat boyunca hep 0° altında kaldığı görülmemiştir; kaydedilen en düşük sıcaklık 70,dir.

Yaz mevsiminde gündüzleri gölgede sıcaklık çok defa 35°’yi geçer; bir defa 45° kaydedilmiştir.

Adana’da yıllık ortalama yağış tutarı 625 mm.’dir.

Yağışların mevsimlere bölünüşü (% ile): kış 50, ilkbahar 26, sonbahar 20, yaz 4; üç kış ayına yıllık yağışların yarısı düştüğü halde, yazın, havanın nemle çok yüklü ve boğucu sıcak olmasına karşılık, hemen hiç yağmur düşmediği dikkati çeker.

Böyle olmakla beraber, il topraklarında yükselti ve yüzey şekillerine göre iklim şartları çok değişir.

Yazın Toros’ların yüksek yaylaklalarında hava çok daha serin olduğu için, Çukurova halkının bir kısmı buralarda yazlığa çıkarlar (Bürücek, Pozantı, Çamatan, v.d.); dağlık kesimlerde yağışlar çok daha fazladır (Feke 940 mm., Saimbeyli 805 mm.).

Ovada gayet seyrek yağan ve hemen eriyen kar, dağlarda erkenden görünür ve bazı kesimlerde aylarca kalır.

Adana Akarsuları

İlin akarsuları bol yağıştan faydalanan Toros’lardan iner.

Ovanın bereketli toprakları, binlerce yıl boyunca, sığ bir deniz alanını alüvyonlar ile dolduran akarsuların eseridir.

Yalnız Adana’nın iki kardeş ırmağı, Seyhan ile Ceyhan, bütün Akdeniz bölgesi akarsuları gibi, az çok düzensiz bir rejim gösterir.

Yazın suları iyice çekildiği halde, kışın bol yağmurlarla ve ilkbaharda dağ karlarının erimesiyle çok kabarır, tarla ve evlere zarar verebilirler.

Bu sebeple, bir yandan ovayı taşkınlardan korumak, bir yanda da bereketli toprakları sulamak, aynı zamanda elektrik enerjisi sağlamak için uygun yerlerinde büyük barajlar yapılması gerekir.

Bunlardan ilki, Adana kuzeyinde, 1956’da tamamlanan Seyhan barajı olmuştur.

Gerisinde 1 680 000 000 m3 su toplanmakta, bununla 1 500 000 dekara (dönüm) yakın arazi sulaması mümkün görülmekte, 54 000 kw gücünde bir enerji de sağlanmaktadır.

Yeraltı Zenginlikleri

Yeraltı zenginlikleri bakımından kaydedilmesi gereken başlıca kaynak, Adana şehri kuzeyinde, Toros’ların öncü kesiminde Bulgur dağında rastlanan ve işletilmeye başlanan petrol yatağıdır.

Buradaki petrol iyi kaliteli olmakla beraber, birikintisi bol olmadığından, Mersin rafinerisine boru ile bağlanamamıştır.

Bununla beraber, Adana ovasının derinliklerinde öteden beri araştırmalar yapılmakta, gelecekte başka petrol yataklarına ulaşılacağı umulmaktadır.

Adana Demirspor Kulübü

Adana’daki Devlet Demiryolları  memur ve işçileri tarafından kuruldu (1940).

Mavi-lacivert renkler altında teşekkül eden kulüp, özellikle futbol, yüzme ve sutopu dallarında büyük varlık gösterdi.

Futbolda bir defa Türkiye Amatör şampiyonluğunu kazandı.

Sutopunda ise Türkiye şampiyonluğunu 15 yıl elinde tuttu.

Milli yüzme ve sutopu takımlarımıza sayısız sporcu kazandıran kulüp, ayrıca voleybol ve basketbol dallarında da faaliyet göstermektedir.

Adana Müzesi

önce Caferpaşa medresesinde kuruldu (1924).

Daha sonra Kuruköprü’deki rum kilisesine taşındı; 1935’te bir etnografya salonu eklendi, 1960’da bu bina da istimlâk edildi; 1966’da ise Kültür parkında yeni bir müze binası yapımına başlandı.

Adana müzesinde, Tarsus-Gözlükule.

Mersin -Yümüktepe, Milis, Karatepe, Soğuksutepe v.b. höyük ve iskân yerlerinde yapılan arkeolojik kazılarda çıkan eserler ile Adana ve çevresinden derlenen eserler bulunuyor.

Bunlar prehistorik (tarih öncesi), hitit, asur, fenike, frig, helenistik, roma ve bizans devirlerine ait heykel, kitabe, lahit, stel, mimari parçalar gibi taş eserler, pişmiş topraktan yapılmış çanak çömlek, çeşitli kaplar, silindirik ve damga mühürleri, madeni paralar ve diğer arkeolojik buluntulardır.

Müzede ayrıca selçuklu ve osmanlı devirlerine ait İslâmi eserler ile, giyim kuşama, halk sanatlarına ve elişlerine, yörük çadırlarına ve yörüklerce kullanılan eşyaya ait derlenmiş etnografya malzemesi de yer alır.

Müzenin en değerli eserleri lahitlerdir (sarkofajlar).

Adana Mahalleleri

Mahalleler muhtar ve mahalle ihtiyar heyeti tarafından yönetilen ilçe belediyeleri içerisinde yer alan yönetim birimleridir.

Mahalle sakinleri tarafından seçilmesine rağmen muhtarın görev yelpazesi kısıtlıdır, bu nedenle yerel hükümetin yöneticisi olarak işlev görür.

Muhtar, mahallenin sorunlarını ilçe belediyesine duyurabilir ve şehirdeki kamu kuruşlarının koordinasyonu için kurulmuş şemsiye organizayonu olan Adana Şehir Meclisi’nde koltuk sahibidir.

Mahalle yönetiminin ne sosyal hizmetler sağlasa ne de mahallede sorun yaşayan sakinlerle ilgilenmeyi artırmak için fona sahip olsa da, birçok şehir sakini , özellikle de düşük gelirli alanlardaki mahalleleriyle kendilerini kimliklendirmektedir.

Şehirde toplamda 254 mahalle vardır.

Seyhan’ın 99 mahallesi vardır, 69’u şehir merkezi içerisinde, 30’u eski belediyeler ve mahalleye dönüştürülen eski köylerdir.

Yüreğir’in 99 mahallesi vardır, 38’i şehir merkezinde ve 61’i kırsal kesimdedir.

Sarıçam’da 29 mahalle, Çukurova’da 16 mahalle ve Karaisalı ilçesinde 11 mahalle vardır.

Bir mahallenin nüfusu, şehir merkezinde veya kırsal kesimde olması durumuna göre 150’den 63,000’e kadar değişiklik göstermektedir.

Çukurova ilçesindeki bazı yerler başta olmak üzere baz mahalleler neredeyse bir ilçe kadar büyük olduğu için sakinlerin muhtara ulaşması güçtür.

Tepebağ, Kayalıbağ, Kuruköprü, Ulucami, Sarıyakup ve Alidede, Adana’nın tarihi mahalleleridir.

Cumhuriyet döneminde planlanmış mahalleler olan Reşatbey, Cemalpaşa, Kurtuluş ve Çınarlı şehirdeki kültürel hayatın merkezidir.

Güzelyalı, Karslılar ve Kurttepe, Seyhan Havzası’na bakan manzaralı mahalleler arasındadır.

Adana Gezilecek Yerleri

Adana, büyük bir çoğunluğu koruma altına alınmış birçok park ve bahçeye ev sahipliği yapmaktadır.

Şehrin sahip olduğu ılıman iklim sayesinde, park ve bahçeler kış bakımına ihtiyaç duymaksızın tüm yıl açık kalabilmektedir.

Seyhan Nehri’nin her iki yakasında bulunan gezi patikaları, şehrin tamamından Seyhan Havzası’nın en güney ucuna kadar sürmektedir.

Gezi patikaları daha sonra, Seyhan Havzası’nın güney kıyıları boyunca devam eden Adnan Menderes Bulvarı’yla kesişmekte ve bulvarın geniş kaldırımları, havzanın batı ucundaki patikaya kadar uzanmaktadır.

Eski ve yeni baraj arasında bulunmakta olan Dilberler Sekisi nehrin batı yakası boyunca uzanmakta olup patikanın en manzaralı bölümüdür.

Eski barajın patikası üzerinden Seyhan nehri’ni geçen ve sulama kanalının batı yakası boyunca devam eden gezi patikaları doğu yönünden şehrin batı ucuna kadar uzanmaktadır.

Bu patika yolunun bazı kısımları henüz tamamlanmamıştır.

Şehir içerisinde birkaç parkı bağlayan yaklaşık 30 km lik patika yolu bulunmaktadır.

Merkez Park: Seyhan Nehri’nin her iki yakasında ve Sabancı Camii’nin hemen kuzeyinde bulunan 33 hektarlık şehir parkıdır.

Açık bir alanda çok sayıda ağaç ve bitki türlerine ev sahipliği yapan parkın manzarası büyük ilgi çekmektedir.

2,100 koltuklu amfitiyatro, bir Çin üsulü bahçe ve iki kafesiyle şehrin merkezi eğlence alanıdır.

Ayrıca Parkta pek çok kürekçinin cazibe merkezi konumunda bulunan Kürekçilik Kulübü vardır.

Atatürk Park Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır.

Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır.

Söz konusu parka bir Atatürk büstü vardır ayrıca halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır.

Süleyman Demirel Parkı: Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir.

Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır.

Parkta 512 tür bitki vardır.

İnönü Botanik Parkı: Adana Adalet Sarayı’nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.

Çobandede Parkı, Seyhan Havzası’nın batı kıyısındaki 16.5 hektarlık bir parktır.

Bir tepede bulunmakta olup Havza ve çevresinin manzarasına sahiptir.

Ayrıca parkta Karslı Köyü’nün ilerigelenlerinden Çoban Dede’nin mezarı bulunmaktadır.

Birçok insan onun mezarını ibadet etme ve ona dua etmek için ziyaret etmektedir.

Yaşar Kemal Korusu: Seyhan Nehri’nin doğu yakasında Dilberler Sekisi’nin karşısında bulunan bir yürüyüş alanıdır.

Aslen Çukurovalı olan ünlü yazar Yaşar Kemal adına yaptırılmıştır.

Çatalan Korusu:Çatalan ve Seyhan Havzaları arasında eğlence alanıdır.

Atatürk Park :Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır.

Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır.

Söz konusu parka bir Atatürk büstü vardır ayrıca halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır.

Süleyman Demirel Parkı :Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir.

Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır.

Parkta 512 tür bitki vardır.

İnönü Botanik Parkı:Adana Adalet Sarayı’nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.

Taşköprü:Taşköprü, Seyhan Nehri üzerinde, Adana kent merkezinde, Adana (Seyhan) ve Karşıyaka (Yüreğir) yakalarını birleştiren, köprüdür.

Adana Atatürk Evi Müzesi:Adana Atatürk Evi Müzesi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında Adana’ya geldiği zaman misafir edildiği Suphi Paşa Evi, Atatürk’ün 100. doğum yılı dolayısıyla, 1981 yılında Atatürk Evi Müzesi Olarak düzenlenmiştir.

Müze’de Atatürk’ün Adana seyahati ile ilgili fotoğrafları,bilgiler ve belgelerle birlikte, etnografik eserler de sergilenmektedir.

Adana Bedesteni :Adana Büyüksaat semtinde ve Büyük saat kulesinin karşısında bulunmaktadır.

Çevresi yeni yapılmış dükkânlarla kapanmış olan bedesten mimarisinden çok arastalara uygundur.

Mimari tarzına göre eser 16. yüzyılda yapılmış, mevcut kitabesine göre hicri 1267’de (1850) tarihinde Kel Hasan Paşa tarafından onartılmıştır.

Yağ Camii :Adana Yağ Camii, Adana’nın merkezinde, eski çarşı içindeki tarihi camii.

Adana Ulu Camii:Ramazanoğulları Camii, Adana’da bulunan 16. yy.’dan kalma tarihi bir camidir.

Adana Ulu Camii adıyla bilinir.

Karatepe Aslantaş Milli Parkı:Karatepe-Aslantaş Millî Parkı, 1958 yılında Akdeniz Bölgesi’nde, Osmaniye İlinin Kadirli İlçesine 22 km uzaklıkta ve Ceyhan Nehrinin kenarında kurulmuştur.

Aladağlar Milli Parkı:Akdeniz Bölgesi’nde, Niğde, Kayseri, Adana illeri sınırları içinde yer almaktadır.

1995 yılında ilan edilmişltir.

Yüz ölçümü 54.524 hektardır.

Toros sıradağlarının en yüksek zirvelerine sahip olan Aladağlar jeolojik olarak da Türkiye’nin en ilginç yerlerinden biridir.

Comona:Kizzuvatna Krallığının Başkenti olarakta adı geçen Comona Adana’nın Tufanbeyli ilçesi sınırları içerisinde bulunan Şarköyü’nün eski yerleşim adıdır.

Commona olarak da anılmaktadır.

Comona Çukurova Bölgesinde Hititler döneminde dini bir krallık olan Kizzuwatna’nın en önemli şehirlerindendir.

Misis antik kenti:Misis antik kenti (Mopsuestia), Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş, Adana’dan sonra gelen ikinci bir geçit durumundadır.

Yılankale:Yılankale, Ceyhan’a 13 km. mesafede E-5 karayoluna 3 km. dir.

Çok sarp bir tepe üzerine Ceyhan Ovası’na tamamen hakim şekilde kurulan bu kalenin Bizanslılar zamanında yapıldığı sanılmaktadır.

Yöre halkı tarafından Şahmeran kalesi olarak da adlandırılmaktadır.

Kurtkulağı Kervansarayı:Ceyhan’ın 12 km. güneydoğusunda Kurtkulağı Beldesi’ndedir.

Adana Müzesinde bulunan kervansaray kitabesine göre eser 1659’da Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmış olup, mimarı Mehmed Ağa’dır.

Adana-Halep kervan yolu üzerindeki Kurtkulağı menzilinde bulunan kervansaray, bir Osmanlı menzil handır.

Kervansaray bir kale sağlamlığında gayet kalın ve sağlam duvarlara sahiptir.

Adana

Adana

Adana

Adana

Bir yanıt yazın