Akümülatör Nedir? Ne İşe Yarar?
Akümülatör Nedir,Ne İşe Yarar,Normal bir otomobilin, hareket ettirilmesi için akiiye gerek yokdur.
Açık şasili Volkswagen böceklerinin genç sahipleri, araçlarını aküsüz veya ölü aküyle aylar boyu çalıştırmaları ile tanınmışlardır.
Arabalarda mevcut geniş elektrik sistemi buji, cam silecekleri, farlar, kornalar, radyo ve sigara çakmağının çalışması için gereklidir.
Motor çalışmaya başladıktan sonra dinamo, bu sisteme gereken elektrik akımını sağlar.
Dinamo, motorun şaftına bağlıdır ve mekanik enerjiyi elektriğe dönüştürür.
Otolarını itebilenler veya küçük bir rampadan aşağı vitesde bırakabilenler şaftın yeteri kadar dönerek dinamonun ateşlemeyi yapmaya yetecek elektriği üretmesini sağlarlar.
Akünün tek görevi, motorun itmeden çalışması için küçük ilk hareket motoruna ve, motor çalışmadığında, lambalar ve radyo gibi elemanlara akım sağlamaktadır.
Fonksiyonu küçük olmakla birlikte oto aküsü soğuk sabahlarda ve yağışlı havalarda çalışabilmeli ve değiştirmeyi düşündüğünüz zamanlarda bile elektrik üretebilmelidir.
Akünün Çalışma Sistemi
Akü, kimyasal reaksiyonla elektrik üreten bir cihazdır.
Elektrik akımı bilindiği gibi elektron adı verilen negatif yüklü parçacıkların akünün negatif kutup başından, pozitif kutup başına hareketidir.
Oto akümülatöründe kullanılan kimyasal maddeler
akü kabı adı verilen sert lastik veya plastik bir kutudadır ve bu kap, gözlere bölünmüşdür.
Akü elemanı adı verilen bu gözlerin her biri iki volt elektrik gerilimi sağlayabilir.
Akü kabında seri bağlı altı eleman bulunduğundan toplam gerilim 12 voltdur.
Her elemanın tepesinde, doldurma kapağı vardır.
Elemanların içinde, birbirine paralel ve elektrod adı verilen ince uzun metal plakalar asılıdır.
Aşırı titreşim plakaları bozar veya birbirine değdirir ve böylece söz konusu hücrenin, akım üretmesi durur.
Bu nedenle, oto aküsünün altdan civatalanması gerekir.
Akü kabı, içdeki plakaları örten ve elektrolit denilen bir sıvı ile doldurulur.
Akü elektroliti, derişik sülfat asidinden ibarettir.
Elektrolit gözleri, deriyi ve elbiseleri yakabilen tehlikeli bir asid olduğundan aküler olağanüstü dikkatle taşınmalıdır.
Elektrolitdeki sülfat asidi ve su dikkatle karıştırılmalı ve belirli sülfat asidi ağırlığının eşit hacimdeki su ağırlığına oranı 1.280 civarında olmalıdır ve bu orana elektrolit’in özgül ağırlığı denir.
Bilindiği üzere bir sıvının özgül ağırlığı hidrometre cihazıyla ölçülür.
Bu büyük bir Haç damlalığı ile küçük bir şamandıranın bileşimidir.
Şamandıranın su içindeki yüksekliği, çözeltinin özgül ağırlığı ölçüsüdür.
Şamandıra alçalırsa delikten sülfat asidi eklenir, şamandıra yükseldiğinde de saf su konulur.
Akünün eksi kutbu, bazen yeşile boyanan (- işaretli) metal çubukdur.
Artı kutbu ise ( + işaretli) ve eksiden biraz daha uzundur ve kırmızı boyalıdır.
Eksi kutbun genellikle bağlandığı şasi eksi kutup olur, buna karşılık artı kutup ateşleme anahtarından başlayarak akım gerektiren elemanlardan ve şasiden geçerek aküye döner.
Eksi kutba kurşun, artı kutba ise kurşun peroksit plaka bağlanır.
Eksi kutup yani anoddaki kurşun atomlan elektrolitde yavaş yavaş çözünür.
Bu esnada her biri arkasında bir elektron bırakır.
Bu kurşun atomları daha sonra sülfürük asiddeki sülfat atomları ile birleşerek anodda kurşun sülfat tabakası oluştururlar. Diğer plakadaki kurşunperoksid ise sülfürük asidin hidrojen atomları ve bazı sülfürük asid molekülleri ile birleşdiğinden katodda kurşun sülfat birikir.
Ancak bu reaksiyon için gerekli olan ekstra bir elektron katod’dan alınır, yani bu kimyasal değişiklikler anodda elektron fazlalığı ve katodda elektron eksikliği doğurur.
Bir aküde pozitif ve negatif elektrod ya da levhaların konumunun diyagramı.
Akü iki kurşun sütunla bir devreye bağlıdır. Aküyü çalışır halde tutmak için sülfürik asit çözeltisinin elektrodları örtmesi ve levhalar üzerinde aşırı korozyon oluşması gerekir.
Elektrolitin özgül ağırlığı tamamen şarjedildiğinde 1,28 (suyun yoğunluğunun 1,28 katı) den tamamen boşaldığında 1,12’ye düşer.
Otomobilin bir kere çahşdıktan sonra akü akım üretmeyi durdurur ve dinamo devreye girer.
Dinamo aküye elektrik akımı göndermeye başladığında yukardaki kimyasal reaksiyonlar tersine döner.
Anoddaki kurşun sülfat tabakası kurşuna ve katoddaki de kurşun perokside dönüşür.
Hidrojen atomları ve sülfat molekülleri de elektrolit’e geri döner.
Aradaki tek fark, bu tekrar şarj esnasında, daha önce su şeklinde olan, hidrojen gazı ve oksijen gazının çıkmasıdır.
Oto aküsündeki su seviyesinin düşmesinin ve yılda bir kaç kez su ekleme gerekmesinin nedeni budur.
Akünün aşırı şarjı yani aküye fazla akım geldiğinde sık sık gaz oluşur ve bu durum, aküyü bozabilir.
Yani zaman zaman susuz kalan akü, şarj sisteminin doğru çalışmadığını gösterir.
Plakaların hemen üstünde toplanan bu gazlar, akü taşımasında dikkatli olunması gereğinin bir diğer nedenidir.
Bu gazlar kolayca tutuşabildiğinden, bir kıvılcım veya alev halinde patlayabilirler.
Günümüzdeki akülerin tümü 12 voltdur.
Ancak fiyatların çok farklı olmasının nedeni tüm akülerin veriminin eşitsizliğidir. Akü veriminin iki kritik ölçüsü soğukda çalışma verim oranı ve yedek kapasite oranıdır.
Akü verimi, sıcaklığına bağlıdır. Sıcaklık düştükçe, akünün elektrik üretimi de azalır.
Çalıştırma gücü, 0°C de akünün marş motoruna akım verme değeridir.
Şayet soğuk bir iklimde yaşıyorsanız, yüksek seviyede çalıştırma gücüne ihtiyacınız var demektir.
Bazen, yolculuk esnasında, dinamo devreden çıkar.
Bu gibi durumlarda akü, tüm elektrik sistemine akım sağlamak zorundadır.
Buna hazırlıklı olmasa bile kaliteli bir aküde yola bir müddet devamını sağlayacak rezerv vardır.
Akü yedek kapasitesi, normal yük altında geceleyin otonuzun kaç dakika daha çalışacağını gösterir.
Eğer bu sayı 200 ise, bir yedek parça dükkanına ulaşmak için yaklaşık 200 dakika zamanınız var demektir.
Son yıllarda bakım gerektirmeyen aküler geliştirilmişdir.
Tamamıyla tersinir elektrod ve elektrolitlerin kullanıldığı bu aküler su ve herhangi bir servise ihtiyaç göstermezler.
Standart kurşun asid akü, dinamolu ve benzinle çalışan arabalar için uygundur.
Elektrikli otoların geleceği, tekrar şarj etmeksizin motorun aşırı yüklenmesine yardımcı olacak akülerin geliştirilmesine bağlıdır.
Kurşun asid aküler fazla ağır, hantal olup güçleri yetersizdir.
Eğer elektrikli taşıtların, benzinli otoların yerine geçmesi istenecekse, önce yüzyıllık kurşun asid akülerin yerini alacak yeni, hafif, güçlü ve tekrar şarj edilebilir bir akünün geliştirilmesi şarttır.