Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Biyografi

Albert Camus Kimdir,Hayatı | Biyografi |

Albert Camus’un Hayatı,Albert camus edebi kişiliği,Albert Camus Kimdir,(1913 – 1960),Fransız yazarı.

Albert Camus’un Hayatı

Bir tarım isçisinin oğlu idi. Cezayir üniversitesinde çok güç geçim şartları altında yaptığı felsefe öğrenimini sağlık durumunun bozukluğu yüzünden bıraktı ve amatör bir tiyatro topluluğu kurdu (1934-1938).

Daha sonra gazeteciliğe ilgi duydu ve Paris’e gitti (1938). ikinci Dünya savaşı sırasında «Combat» direniş grubunda etkin bir rol oynadı.

1945’te savaş sona erince Combat gazetesi yazı işlerinin başına geçti, bu gazetede başmakaleler yazdı.

Fakat 1947’de gazeteciliği bırakarak kendini yalnız edebiyata verdi. İlk eserleri 1939’dan önce yayımlandı.

Tersi ve Yüzü (L’Envers et I’Endroit) [1937] ve Noces (Düğünler) [1938], Asıl edebiyat hayatına girişi 1942’de Yabancı (l’Etranger) adlı roman ve Sisyphe Efsanesi (le Mythe de Sisyphe) adlı felsefe denemesiyle başlar.

Birbirini tamamlayan bu iki eser düşüncelerinin özünü yansıtır. Camus. bu eserlerde insan hayatının saçmalığı üzerinde durur.

Ona göre insan, ölümlü bir yaratık olarak aklının hiç bir yardımı olmadan akıl dışı bir dünyada yaşamaktadır.

Camus. bu düşünceyi savaşın ortaya çıkardığı genel ve özel meselelere yönelterek Bir Alman Dosta Mektuplar (Lettres a un Ami Allemand) [1945] ile Veba (la Peşte) [Î947J adlı eserleri yazdı.

Bu son eser, insanlığın yürekler acısı durumunu yansıtır. Daha sonra hayat karşısındaki davranışını şu eserlerinde belirledi: Başkaldıran İnsan (rHomme Revolte) (1951).

Yaz (l’Ete) [1954] adlı denemeleri: Düşüş (La Chute) [1956], Sürgün ve Krallık (l’Exil et Royaume) [1957] adlı büyük hikâyeler, Actuelles (Günü Gününe) [1949-1954-1958] adlı fıkra derlemeleri.

Varoluşçuluktan çıkardığı sonuçlarda J.P. Sartre’dan ayrılan Camus, başkaldırma ahlakını en yüce ahlak ve düşünce değerlerini koruyan bir ülkü olarak kabul eder. Bu ülkü ona. dünyanın saçmalığı ölçüsünde zorunlu görünmektedir.

Camus, düşüncelerini tiyatroda daha etkili bir yoldan ortaya koydu: Yantışlık (Le Malentendu) [1944], Caligula (1945), Sıkı Yönetim (L’Etat de Siege) [1948]. Doğrular (Les Justes) Albert Camus[1949]. Bunlardan başka. Larivey’in (1953) Les Esprits’ ini (Ruhlar). W, Faulkner’in Requiem For Nun’ını (Bir Rahibe’nin Ruhuna Dua), Dostoyevski’nin Cinler’ini tiyatroya aktardı; ayrıca Calderon’un La Devocion de la Cruz (Çarmıha Bağlılık) ve Lope de Vega’nın El Caballero de Olmedo (Olmedo Atlısı) adlı eserlerini fransızcaya çevirdi.

1957 Nobel edebiyat ödülünü aldı, 1935’ten başlayarak tutmuş olduğu günlük notları Carnets adıyla ölümünden sonra yayımlandı (1961-1964).

Bir yanıt yazın