Algernon Charles Swinburne | Biyografi |
Algernon Charles Swinburne Babası amiraldi. Eton’da okudu ve sağlam bir klasik kültür edindi.
Oxford üniversitesinde Raffaello öncesi akımın kurucusu Dante Gabriel Rossetti ile dostluk kurdu.
Bilgili ve verimli bir şairdi.
Yazarlığa iki tarihi dramla başladı: The Queen Mother (Ana Kraliçe) ve Rosamond (1860).
Bu eserlerinin hiç ilgi çekmemesine rağmen daha birçok dram yazdı: Chastelard (1865), Bothwell (1874), Mary Stuart (1881), Marino Faliero (1885), Locrine (1887), The Sisters (Kızkardeşler) [1892], Rosamond, Queen of the Lombards (Lombard’lar Kraliçesi Rosamond) [1899] v.b. Ama büyük şairliğe, konusunu Eskiçağdan alan bir tragedya ile ulaştı: Atalanta in Calydon (Atalanta Kalydon’da) [1865].
Gene Eskiçağdan ilham alan Erechtheus (1876) adlı tragedyası pek başarılı olmadı.
1866’da Poem and Ballads (Şiirler ve Baladlar) adlı eseri büyük bir başarıya ulaştı.
1878 ve 1889’da Poems and Balads’ın (Şiirler ve Baladlar) iki dizisini yayımladı.
Ayrıca hürriyetçi ve insancı idealini dile getirmeye çalıştı.
Siyasi nitelik taşıyan şiirleri arasında şunlar sayılabilir: İtalya’nın bağımsızlık mücadelesini anlatan A Song of ltaly (İtalya Şarkısı) [1867], Siena (1868), Songs before Sunrise (Şafak Şarkıları) [1871] Ode on the Proclamation of the French Republic (Fransız Cumhuriyetinin İlanı Üstüne Od) [1870].
Gerek Shakespeare, Ben Jonson, Chapman, Hugo, Charlotte Bronte üstüne yayımladığı denemeleri, gerek çağının büyük yazarlarından ve edebiyat olaylarından ilham alarak yazdığı şiirleriyle derin ve yer yer coşkun bir tenkitçi olduğunu da ortaya koydu.
Swinburn, şiirlerine insancı ve çok tanrılı bir felsefeyi yansıtmasına kişinin ve milletlerin hürriyetini savunmasına rağmen, orijinalliğini ve dehasını özden çok biçime borçludur.
İngiliz şairlerinin hiç biri İngiliz mısraının imkanlarını, zenginliklerini, onun kadar çeşitlilik, güç ve başarıya değerlendirememiştir.
Swinburne bir mısra ustasıdır: ahengi ritmiyle okuyucuyu sürüklediği gibi, kendi de şiirinin sarhoşluğuna kapılır, zaman zaman düzensizliğe ve ölçüsüzlüğe düşer.
Fakat Swinburne’ün eserleri arasında.
İngiliz şiirinin, en saf mücevherleri sayılan gerçek şaheserlere de rastlanır.