Ali Şirügani Dede Kimdir,Hayatı | Biyografi |
Ali Şirügani Dede Kimdir,(1635-1771)-Devlet adamı ve bestekâr.
Ali Şirügani Dede Hayatı
İstanbul’da doğdu.
Genç yaşta musiki eğitimi gördü.
Gülşenî tarikatına girdi, tasavvuf alanında büyük bir ihtisas sahibi oldu.
Şehremini’ de Gülşenîye’den Hulvî Tekkesi şeyhi Sinan Efendi’nin ölümü üzerine dergâha şeyh oldu (H.1107-1695).
Hayati hakkında pek fazla şey biliniliyor.
Yalnız, Esad Efendi “Atrabü’l-Asâr” adlı ünlü eserinde, Ali Şîrü Ganî Efendi’nin 100’den fazla beste ve semâî ve 600’ü aşkın İlâhî, savt, teşbih bestelediğini belirtiyor.
Sadeddin Nüzhet Ergun ise, “Türk Musikisi Antolojisi’’nde 600’ü aşkın eserinden ancak 202 parçası tesbit edebildiğini, ele geçmeyen mecmualarında da birçok İlâhîlerine rastlanabileceğini, güftelerinden önemli bölümünün kaybolduğunu, sadece 25-30 kadarının unutulmadığını, bunlar arasında Durak, Dügâh, Tevşih ile Acem İlâhî’nin bulunduğunu yazıyor.
Ali Şîrü Ganî, çok talebe yetiştirmiştir.
Ünlü musikişinaslardan Nâyî Osman Dede, Ali Şîrü Ganî’nin musiki: de bazı yeni deyimler bulduğunu kaydediyor ve onun hakkında ‘ ‘Merd-i Veli ” deyimini kullanıyor. “Derviş Ali” olarak da Türk musikîsinde adı geçen Ali Ganî, İsmail Dede’den önce yetişmiştir.
İkisi de Türk musikîsinde “Dede” diye anıldıkları için çok defa, “Derviş Dede”nin eserleri İsmail Dede’ye mal edilmiştir.
İsmail Dede’den ayırmak için onun eserlerine“Dede-yi Atik” ibareleri konmuştur.
Şeyh Ruşen Efendi’nin Mecmuasında “Dede-yi Atik ”, Piyanist Esat Efendi’nin Mecmuâ-sında “Şehremini’nde medfun eski Dede” kayıtları görülür.
Mutasavvıf Sivaslı Şemsî’nin:
“Vasıl olmaz kimse Hakka cümleden dur olmadan Keriz açılmaz sel gönülde tâ ki pür nûr olmadan”
Manzûmesini Derviş Ali Şîrü Ganî Dede, “Hüseynî” makamında bestelemiştir.
Birçok kişi bu besteyi, İsmail Dede’ye mal etmiştir.
Ali Şîrü Ganî’nin Segâh makamındaki “Ey gaafil uyan” İlâhîsi yanlışlıklara yol açan eserlerinden biridir.
Ali Şîrü Ganî’nin durakları dinî musikimizin en parlak ürünleridir.
Ali Şîrü Ganî, İstanbul’da vefat etmiş ve dergâhın yanına gömülmüştür.
Ölümünden sonra yerine oğlu Ahmed Efendi şeyh olmuştur.
Bestelerinden birkaç örnek:
Hüseynî İlâhî Düyek
Vasıl olmaz kimse Hakka cümleden dur olmadan
Kenz açılmaz sel gönülde tâ ki pür nûr olmadan
Sür çıkar ağyarı dilden tâ tecellî ede Hak Padişeh konmaz sarayâ hâne mâ’mûr olmadan
-Uşşâk Durak Düyek
Zât-ı Hâk’dâ mahrem-i irfan olan anlat bizi îlm-i sırdâ bahr-i bi-pâyân olan anlar bizi Bu fena gül-zânnâ bülbül olan anlar bizi Vech-i bâkıy hüsnüne hayran olan anlar bizi
-Segah İlâhî Düyek
Ey gaafil uyan rıhlet-ı nâ-gâhı unutma
Yol korkuludur korkusu çok râhı unutma
Mağrur oluben devlet-i dünyâya dayanma
Sakın yitirip dinini Allah’ı unutma
Mahûr Durak .Düyek
Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş’
Burhan arardım aslıma ashm bana burhan imiş
Sâğ-ü solum gözler idim “dost yüzünü görsem”‘ deyu
Ben taşrada arar idim ol cân içinde cân imiş.
(Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Musikisi Antolojisi, C.I-II, (İstanbul 1943): Şeyhülislâm Mehmed Esad, Atrabu’l Asar fi Tezkireti Urafâ yı Edvar (yazma) İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY nu. 6193, 6204.