Ali Suavi Kimdir,Edebi Kişiliği | Gazeteci Biyografileri |
Ali Suavi Biyografi,Ali Suavi Kimdir,Gazeteci, yazar (İstanbul 1839 – 1878).
Ali Suavi Hayatı
Resmi okullarda ve cami derslerinde okuyarak yetişti; Bursa, Simav ve Filibe’de öğretmenlik yaptı, Sofya ve Filibe’de devlet memurluklarında bulundu.
İstanbul’da Filip Efendinin çıkardığı Muhbir gazetesine yazı yazdı,
vaazları ile büyük şöhret kazandı.
Mısır valisi İsmail Paşa hakkındaki bir yazısı üzerine, gazete kapatıldı ve Suavi Kastamonu’ya sürüldü.
Mustafa Fazıl Paşanın daveti üzerine Paris’e kaçtı.
Namık Kemal ve Ziya Paşa ile beraber Londra’da Muhbir’i çıkarmağa başladı.
Gazetenin başına «Muhbir, doğru söylemek yasak olmayan bir memleket bulur, yine çıkar» cümlesini koydu.
Mizacı birlikte çalışmaya imkan vermeyen Ali Suavi, Genç Türklerin kararlaştırdıkları hedeflerin dışında yayın yaptı.
Arkadaşları kendisinden ayrılınca Paris’te Ulûm (İlimler) gazetesini çıkardı, Paris’in Almanlar tarafından
kuşatılması üzerine Lyon’da «Muvakkaten Ulûm Müşterilerine» adı ile gazetesini yayınlamağa devam etti.
Mustafa Fazıl Paşa, Abdülaziz’le anlaşarak İstanbul’a döndükten sonra, onu maksada ihanetle itham eden Ali Suavi, Namık Kemal ve Ziya Paşa’ya da cephe aldı.
Abdülhamid tahta geçtikten sonra (1876) İstanbul’a döndü ve Padişahın Avrupa yayınlarını türkçeye çevirtmek için kendi başkanlığında kurdurduğu «Tercüme heyeti»ne girdi.
Namık Kemal ve Ziya Paşa, Ali Suavi’nin bulunmasına itiraz ettiklerinden heyet de aynı gün dağıtıldı.
Saraya yakın olduğu bu günlerde, Galatasaray sultanîsi müdürlüğünde bulundu.
Camilerdeki vaazları dikkati çekmekte de devam etti. Galatasaray müdürlüğünden atıldığı gibi, göz hapsinde de tutuldu.
Çırağan vakasının hazırlayıcısı olan Ali Suavi, Murad V’i tekrar tahta çıkarmak için beş, altı yüz kişi ile saraya hücum ettiğinde, Beşiktaş muhafızı Haşan Paşa tarafından sopa ile öldürüldü.
Hayatı hakkındaki bilgi dağınık ve bazı devreleri karanlıktır.
Halkın dili ve halkın mantığıyla konuşur, camilerde kendisini kabul ettirirdi.
Klasik tahsil görmeden hoca olan, bir hıristiyan kadınla evlenen, din âlimliği iddiasındayken şapka giyen, daima ön safta bulunmak istemen, öğülmeyi seven, gerekli bulunca yalanlan çekinmeyen bir adamdı.
Eserinden çok, karakteri ile izah edilmesi gerekir.
Hayatı gibi fikirleri de maceralıdır.
Laikliği savunur hilâfetin aleyhindedir.
İslâm camiasında böyle bir ruhanî makamın bulunmadığı söyler.
Kur’an’ın tercüme edilebileceğine kanidir.
Suavi’nin bu fikirleri, Cemaleddin Efgani tarafından geliştirilecek ve ondan da ilk türkçülere geçecektir.
Türk tarihi hakkındaki fikirleri önemlidir.
Ulûm gazelindeki «Türk» makalesinde, türk tarihinin bir zafer ve istilâlar zincirinden ibaret olmadığını söyler.
Türk dili ve Türklerin islam felsefesine yaptıkları hizmetler üzerinde durur.
Arap ve fars gramerinin Türkçe içinde kullanılmasına ilk itiraz eden odur.
Türkçeye Osmanlıca denmesine de Osmanlıcanın bir politika tabiri olduğunu söyleyerek itiraz eder.
Yazdığını bizzat söylediği eserlerinin çoğu bugün mevcut değildir.
Elimizdeki eserleri arasında ilk ansiklopedi teşebbüsü olan Kamus-ül-Ulûm ve’l-Maarif (İlimler ve Eğitim Lügati) Paris 1870.
Hive (Paris 1874-İstanbul 1910); fransızca iki kitabı Monténégro ve A Propos de Herzégovine (Paris 1876).
Ali Paşanın Siyaseti (İstanbul 1907).
Hukuk-üş-Şevarî (Fakihlerin fikirlerini toplayan Türkçe ilk belediye kanunnamesi) İstanbul 1908.
Defter-i Âmal-i Ali Paşa (Ali Paşanın Hatıratı) Paris ?.
Kânipaşazade Ahmed Rıfat Beye yazılan Mektup vardır.
Ali Suavi Edebi Kişiliği
Ali Suavi, İngiliz parlamentarizmine benzeyen bir meşrutiyet arzusunu daimi olarak dile getiriyordu.
Fransız filozoflarından büyük oranda etkilenmişti.
Paris’te kısa bir süre La République adında bir gazete çıkartmıştı.
Bu gazetede halk topluluklarının bir araya gelerek taleplerini hükümete özgürce sunabilecekleri bir sistem tasvir etmişti.
Klasik medrese tahsili görmemiş olan Suavi, Genç Osmanlılar arasında yazılarında dini konulara en çok yer veren yazardı.
Dinde reform yapmak gerektiğini, hutbenin her milletin kendi dilinde okunmasını ısrarla savundu.
Suavi’nin bu fikirleri daha sonra Cemaleddin Efgani tarafından geliştirildi.
Kendi ifadesine göre Ali Suavi’nin kaleme aldığı kitaplarının sayısı 127’dir.
Çoğu basılmamış, bir kısmı kaybolmuş, arandığı halde bulunamamıştır.
Bugün 14 kitabı ile tercüme ettiği 4 eseri vardır.
Ali Suavi Eserleri
- Nesayih-i ebu Hanife şerhi
- Terceme-i Tertibi’l-Ulum
- Terceme-i Cevami-i İlmi’r-Riyazi
- Hukuku’ş-Şevari
- Hive, Girit Tarihçesi
- Türk, Yarım Fakih Din Yıkar
- Kudreti Siyasiye Der Düvel-i İslamiye
- İlm-i Usul-ul hukuk
- Muhtasar İhyai Ulumuddin Tercemesi
- Tedbir-i Servet, Ulema
- Herseklilerin İfadatı
- Ali Paşanın Siyaseti
- Salname, Tercemetü Lügaz-ı Kabes Eflatun
- Almanak