Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Biyografi

Ali Şükrü Kimdir,Hayatı | Biyografi |


Ali şükrü bey neden öldü,Ali şükrü bey cinayeti,Ali şükrü bey kim öldürdü,Ali şükrü bey ve topal osman ağa,Ali Şükrü Kimdir
,(1883-1923)-Yazar ve devlet adamı.

Ali Şükrü Hayatı

Trabzon’un Şarli nahiyesinden Reiszâde Hafız Ahmed Efendi’nin oğludur.

İlk tahsilini Trabzon’da yaptı.

1 Mart 1898’de Bahriye Mektebi’ne girdi.

1900’de subay çıkarak bir süre İdare-i Mahsusa’da staj gördükten sonra, donanmada görev aldı.

Londra’ya deniz ataşesi olarak gönderildi.

Balkan savaşında Hamidiye’de Rauf Orbay ’ın Akdeniz hareketlerine katıldı.

Savaşdan sonra, İngiltere’ye ısmarlanan Fatih ve Sultan Osman zırhlılarım teslim almaya gitti.

Gemilerin alınmaması üzerine istifa ederek Deniz Kuvvetlerinden ayrıldı.

Matbaa kurarak yayın hayatına atıldı.

Son İstanbul Meclisi’nde Trabzon milletvekili olarak yer aldı.

16 Mart 1920’de İstanbul Meclisi’nin İngilizler tarafından basılması üzerine Rauf Bey’i kaçırmaya teşebbüs etti.

İyi İngilizce bilmesi sebebiyle Meclis İkinci Reisi Abdülaziz Mecdi Bey tarafından İngilizlerle görüşmekle görevlendirildi.

Meclisin yılmaz ve ateşli bir İttihad, ve Terakki muhalifi idi.

Bu muhalefetini, katıldığı Birinci Büyük Millet Meclisi’nde de sürdürdü, Celaleddin Ârif, Hüseyin Avni beylerle muhalif gurubunun sözcülüğünü yaptı.

Büyük Millet Meclisi’nin açılışından birkaç gün sonra 28 Nisan 1920’de içkinin yasak edilmesini isteyen bir kanun teklifinde bulundu.

Teklifinde şöyle diyordu:

“Dinimizce haram kabul edilmiş olan, sarhoş edici içkilerin halkımız arasında kullanılıp gidişinden dolayı doğan fenalıkların haddi ve hesabı yoktur.

Halbuki, kendi dinleri men ettiği halde Amerika Birleşik Cumhuriyetleri hükümetleri hususi bir kanun ile milletini, bu belâdan kurtarmıştır.

Biz de, Amerika’dan ibret alıp, onu örnek edinmeliyiz.

Bunun için de Osmanlı memleketlerinde her türlü içkilerin yapılmasını, ithalini, satılmasını ve kullanılmasını kati surette men etmeliyiz. ”

Ali Şükrü Bey’in ekseriyeti,

“Hocalar”dan kurulu olan Meclis’e verdiği kanun teklifi büyük ilgi görmüştü.

Hocaların dışında kalanlar ise bu görüşe, o devrin anlayışı doğrultusunda hareket ederek karşı çıkmayı göze alamamıştı.

13 Eylül 1920’de kanunun görüşülmesi sırasında Maliye Vekili Ferit Tek): “İçkinin kendisini değil, fakat rüsumunu müdafaa edeceğim”, diyerek bu kanun kabul edildiği takdirde ‘‘devletin o zamanki para ile yılda bir milyon liralık bir gelir kaybedeceğini, halbuki zaten bütçenin 20 milyon lira açığı bulunduğunu…” söyleyerek, koca memlekette bu nasıl uygulanır dedi ise de kabul ettiremedi.

İyi dil bildiği için Ankara İtilâfnâ-mesi’ni görüşmek üzere Sakarya Savaşı’ndan sonra gelen Fransız delegesi Franklin Bouillon ile yapılan görüşmelere katıldı.

Ordunun Sakarya’dan sonra uzun süre taarruza geçmemiş olmasını, Başkomutanlık Kanunnamesi’nin sık sık uzatılmasını tenkit ediyor ve Başkomutanlıkla Meclis Reisliği’nin aynı şahısda birleşmesini cephe ile ilgilenmeyi aksattığını ileri sürerek, Mustafa Kemal Paşa’ya karşı çıkıyordu.

Ankara’da çıkardığı “Tan” Gazetesi’nde görüşlerini sakınmadan savunmuştur.

23 Mart 1923’de, Millî Mücadele’de büyük hizmeti olan Topal Osman tarafından öldürülmüştür.

Bir yanıt yazın