Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Anadolu Selçuklu Dönemi Camileri | Tarihi Yapılar |

Anadolu selçuklu dönemi cami mimarisi,Anadolu selçuklu dönemi cami plan tipleri,Anadolu Selçuklu Dönemi Camileri Bunlarda üstü açık avlu kısmı küçültülerek bazen cami içinde almıyordu: Kayseri Ulucamii gibi.

Anadolu Selçuklu Dönemi Camileri Özellikleri

Anadolu Selçuklu Dönemi Camileri
Selçuklu camileri ağaç ve taş sütunlar üzerine dayanan düz çatı veya tonozlarla örtülmüş eserlerdi.

Bunlardan başka Divriği Ulucamiinde olduğu gibi üstü açık kısmı bulunmayan ve kubbelerle örtülü üçüncü bir tiple de karşılaşılıyor.

XIII. yy.da gelişen Anadolu Selçuklu camilerinde, soğuğa karşı korunmak amacıyla, avlu kapatılıyordu.

Selçuk camileri ağaç ve taş sütunlar üzerine dayanan düz çatı veya tonozlarla örtülmüş eserlerdi.

Sahipata camii (1258), Afyon Ulucamii (1772), Sivrihisar Ulucamii (1775), Ankara Aslanhane camii (1290) ve Beyşehir Eşrefoğlu camii (1297-1299) önemli ahşap camilerdendir.

Selçuklular Anadolu’ya yerleştiklerinde, Türk sanatkârları dışında İran’ın ve Türkistan’ın ünlü mimarlarını da beraberlerinde getirmişlerdir.

Böylece, yerli özelliklerle, dışarıdan gelen etkilerin kaynaşmasından, Anadolu’da, ön Asya Türk mimarîsinden farklı bir sanat ortaya çıktı.

Anadolu’nun çeşitli yerlerine dağılan Türk boylarının hâkimiyeti altındaki yerlerde birbirinden değişik mimarî eserler meydana getirildi.

1098-1234 yılları arasında, Mardin ve Diyarbakır’da yerleşen Artuklular cami mimarîsine bazı yenilikler getirdiler, daha önce bu bölgede Selçuklular devrinde yapılan Diyarbakır Ulucamii ve Siirt Ulucamii Artuklu sanatını etkilemiştir.

1150 Tarihli Bitlis Ulu camiinin planı Anadolu camilerinin gelişimi yönünden önemlidir.

Avlusu olmayan camide, kıbleye paralel üç nef tonozlarla örtülüdür ve mihrap önünde yer alan kubbe, mekâna hâkimdir.

Enine plan gösteren bu caminin gelişmesi Artukluîarda devam ederek Anadolu Selçuklularını etkilemiştir.

XII. yy.a ait, Diyarbakır’da Silvan Meyafarikin Ulucamii taş ve tuğla ile yapılan bir eserdir.

Kıbleye paralel üç nefi kesen, mihrapönü kubbesi dıştan mimarîye hâkimdir.

Kubbeli mekân, üç yöne üçer kemerle açılır.

1176 Tarihli Mardin Ulucamiinde revaklı avlu tekrar ortaya çıkar.

Kubbesi, Anadolu’da görülen ilk yivli kubbedir.

Elazığ’da, 1156-1157 yıllarında yapılan Harput Ulucamiinde avlunun küçültülerek ilk defa cami içine alınmasıyla mekân birliği sağlanmıştır.

Kıbleye paralel 3 nefli ve kubbelidir.

Mardin’deki (Kızıltepe) 1204’te tamamlanan Dunaysır Ulucamii de kıbleye paralel üç neflidir ve iki nef, mihrap önünde bir kubbe ile kesilir.

Buradaki dilimli kemerlerde, iki renkli taşlar ve istiridye şeklindeki mihrapta zengî etkisi açıkça görülür.

1092-1178 Yılları arasında Sivas, Kayseri ve Malatya’da yerleşen Danişmentliler devrinde yapılan camiler, boyuna bir plan şeması gösterir.

XII. yy.a ait Niksar Ulucamii, kıble duvarına dikey beş neflidir, mihrap önünde bir kubbesi vardır.

1205 Yılında yapılan Kayseri Ulucamii. mihrapönü kubbesi ve ortadaki içe alman üstü örtülü avlusu ile daha sonra yapılan Kayseri Kölük camiini etkiler.

XII. yy.a ait Kölük camiinin mukarnaslı portali, seiçuklu portallerinin bütün özelliklerini yansıtır. Mozaik çinili mihrabı ise Konya Alâeddin camimin mihrabından sonra en muhteşemidir.

Danişmentlilerin merkezi olan Sivas’taki Ulucami birçok tamir geçirdiğinden yapıldığı tarih kesin olarak bilinmez.

Bugün avlusu yoktur.

Planı, kıble duyarına uzanan on bir neften ibarettir, içten ahşap, dıştan toprak damla örtülüdür, tuğladan minaresi Önemlidir.

Minareyi, firuze taşlı çinilerle örgülü kûfi bir yazı kuşağı çevirir.

Erzurum çevresinde yerleşen Saltuklulara (1092-1202) ait iki cami vardır.

Erzurum Ulucamii, uzunlamasına bir yapıdır ve mihraba dikey uzanan yedi nefi vardır.

Bugün harap halde olan mihrapönü kubbesi, kademeli silmelerle meydana gelen hafif sivri kemerler üzerine oturur.

Avlusu olmayan caminin diğer kısımları düz tavanla örtülüdür.

Erzurum’daki diğer eser, kale duvarına dayalı olarak yapılan bir mescittir. İçten pandantifli, beş sıra mukarnaslar halindeki kubbesi karakteristiktir.

1118-1212 yılları arasında Divriği’de zengin eserler meydana getiren Mengücüklülere ait.

Divriği Kale camii 1180 yılına aittir.

Kıbleye dik üç nefli olarak yapılan camide orta nef tonozla, yan nefler ise pandantifli kubbelerle örtülerek değişik bir görünüş elde edilmiştir.

Anadolu’da görülen mihrap önü kubbesi, burada yoktur.

Cami avlusuz olup, portali taş işlemelerle süslüdür. 1228-1229 Yılları arasında, Şehinşah’ın torunu Ahmed Şah’ın dârüsşifa ile birlikte yaptırdığı Divriği Ulucamii.

Bir külliye olması bakımından önem taşır.

Kıble duvarına dikey uzanan beş nefin üzeri yirmi beş değişik tonoz ve kubbelerle örtülüdür.

Çeşitli üslûpta yapılan caminin zengin taş işlemeli kapıları çok güzeldir.

Anadolu Selçuklularının başkenti olan Konya, aynı zamanda İslâm kültürünün de en önemli merkezlerinden biriydi.

Konya’da ve diğer şehirlerde yapılan Selçuk camileri çok sütunlu ulucami tipinde idi.

1155’te selçuk sultanı Rükneddin Mesud devrinde yapımına başlanan ve 1220’de Alâeddin Keykubad I devrinde tamamlanan Konya Alâeddin camii yapılan tamir ve değişikliklerle ilk şeklini kaybetmiştir.

Mihrapönü kubbesi ve buna bitişik düz çatılı eyvan en eski kısmıdır.

Doğuda, kubbe duvarına paralel altı sıra kemerler üzerine düz çatılı bir kısım ile ayrıca batı tarafta yine mihrap duvarına paralel dört nefli ayrı bir kışını vardır.

Kubbeli kısmın önünde iki kümbet bulunur.

Avlu cephesi kûfeki taşındandır ve üzerinde caminin yapımına ait bazı kitabeler vardır.

Mermerden portal oldukça yüksektir.

Zengî mimarîsinden gelen düğümlü geçmelerle zengin bir görünüştedir.

Giriş kapısı bugün doğudadır.

Mihrabı firuze, lâcivert, mor çini mozaiklerle kaplıdır.

Cephedeki kitabelerden anlaşıldığına göre, caminin mimarı, Muhammed ibn Havlan el-Dımışkî’dir.

Niğde’de. Alâeddin Keykubad tarafından yaptırılan 1224 yılma ait cami ise. kıble duvarına dikey üç nefli bir yapıdır.

Üzeri on beş tonozla örtülüdür, ve kıble duvarı boyunca yan yana üç kubbe bulunur.

Çeşitli devirlerde yapılan değişikliklerle eski şeklini kaybeden Malatya Ulucamiinin 1224 yılında yapıldığı anlaşılıyor.

Avlunun etrafındaki revakları, eyvan, eyvan tonozu ve mihrap kubbesi ile İran’daki Büyük Selçuklu plan geleneğini Anadolu’da devam ettiren tek eserdir.

Camide zengin çini mozaik süslemeler vardır.

1238 Tarihli Kayseri Huandhatun camii, bir külliye’ye dahildir.

Derinlemesine bir mekân gösteren caminin mihrabı önünde iki nef genişliğinde bir kubbe vardır.

Yine Kayseri’de bulunan Hacı kılıç camii, medrese ile birlikte 1249 yılında yapılan ve derinlemesine beş nefli plana sahip bir yapıdır.

Bu camide önemli olan husus, cami ile medresenin ortak bir avluları oluşudur.

Taş olan mihrabında Zengîlerden gelen süslemeler görülür.

Amasya’da 1237-47 yılları arasında yapılan Burmalıminare camii, değişik plan şemasına sahiptir.

Kıble duvarına dikey üç neften orta nefin üzeri üç kubbe ile, yan nefleri ise tonozla örtülüdür.

Portalin yanında sekizgen kümbet ve taştan burmalı bir minaresi vardır.

1256 Yılına ait Bünyan Ulucamii kesme taştan yapılmıştır.

Kıble duvarına dikey üç nefli camiin üzeri ahşap tavanlıdır.

Amasya’da bulunan Gökmedrese camiî ise 1266’da Emir Seyfettin Turumtay tarafından yaptırılan ve derinlemesine plan şeması gösteren bir yapıdır.

Üç nefin üzeri tonoz ve kubbeler ile örtülüdür.

Portal, bir eyvan şeklindedir.

Yanlardaki silindirik takviye kuleleri ve yüksek pencereleri ile zengin bir cephesi vardır.

Cami tamamıyla taştan yapılmıştır.

1267 Tarihli Sinop Ulucamii ile 1281 tarihli, Kayseri Develi Ulucamii, Anadolu Selçuklularına ait diğer iki önemli eserdir.

Bir yanıt yazın