Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Avrupa’da Türkler | Ansiklopedik Bilgi |

Avrupa’da türk tarihi,Avrupa’da türk izleri,Avrupa’da Türkler Romalılar onlardan yardımcı kuvvet olarak faydalandılar.

V. Yüzyılın başından itibaren Avrupa’da dağınık yaşıyan hun kabileleri birleşti.

Attila (434-453) ile Hunlar Avrupa’da kuvvetlerini daha çok hissettirdiler.

Attilâ, Balkan seferi sonucu Doğu Roma’yı haraca bağladı (447-448). 451’de Batı Roma ordularıyla Galya’da karşılaştı.

Savaşın sonucu belli olmadı. 452’de Attila, Roma’yı tehdit etti.

Papa Leo ile birlikte sena­törlerin Attilâ’nın huzuruna metbu bir dev­letin elçileri gibi gelişi şehri kurtardı.

453’te Atila’nın ölümü ile başlayan kardeş savaşları Hun imparatorluğunun parçalanmasına sebep oldu.

Doğu Avrupa’da kalan Hunlar daha sonra gelen diğer Türk kavimleriyle kaynaştı.

Bulgarlar, Avrupa’da Hunların yıkılışından sonra rol oynamaya başlayan Ogur, Onogur, Kutugur ve Saragurların karışmasından meydana gelen toplayıcı bir kavim ismi olarak ortaya çıkar.

Bulgarların bir kısmı İdil (Volga) bölgesinde yaşamaktaydı.

Karadeniz’in kuzeyindeki Bulgarlar hakkında en eski kayıtlar 482 yılına kadar çıkmaktadır.

Bizans imparatoru Zenon, bu sırada Doğu Gotlarına karşı Bulgarları yardıma çağırdı.

Hükümdarları Kubrat’ın ölümünden sonra dağıldılar (642).

Bir kısmı VII. yüzyılın ikinci yarısında Tuna’yı geçerek bugünkü yurtlarına yerleştiler. IX. yüzyıldan başlayarak da aralarında Hıristiyanlık yayılmaya başladı ve islav dili hakim oldu.

İdil Bulgarlarının kudret ve zenginliğine ise 1237’de Moğollar son verdiler.

Göktürkler’in sıkıştırmasıyla Batıya, Avrupa’ya yönelen Avar Türkleri 560’ta Karadeniz’in kuzeyine geldiler.

562’de Tuna sahillerinde Bizans ile komşu oldular.

Gittikçe kuvvetlenerek, akınlarıyla Don nehrinden Atlantik okyanusunun Galya kıyılarına ve İtalya’ya kadar olan yerleri baskı altında tuttular.

626’da Sasailer ile anlaşarak istanbul’u kuşattılar.

Sonuç alamayınca Macaristan’daki karargahlarına çekildiler.

791’de Frank imparatoru Karl I tarafından yenilgiye uğratıldılar.

IX. Yüzyıl sonunda Avrupa’daki avar kalıntıları Macarlar ile karıştılar.

Daha sonra Avrupa’ya Macarlar geldi.

830 Yıllarında Macarlar Kafkaslar’dan, Don ve Dnieper nehirleri arasındaki Levedİa denilen yurtlarına göç ettiler.

Ancak çok geçmeden peçenek hücumu onları Dnieper, Dniester ve Prut havalisine batıya gitmeye zorladı (889).

Macarlar Etelköz adını verdik­leri bu araziden yeni bir peçenek hücumu sonucu bugünkü yurtlarına geldiler (896).

Hazarlar ise Doğu Avrupa’da İdil kıyılarıyla Kırım arasında yaşadılar.

VII. Yüzyıldan başlayarak batı dünyasında tanındılar.

XI. Yüzyılda devletleri tamamen çöktü.

896’dan itibaren Macarları iterek Doğu Avrupa’ya ve XI. yüzyılın başında Balkanlar’a giren Türk kavmi Peçenekler oldu.

Onları yine aynı yüzyılda Uzlar (Oğuzlar) takip etti. önce Karadeniz’in kuzeyinde görülen Uzlar, 1065’te Balkanlar üzerine büyük bir hücum yaptılar.

Trakya, Makedonya ve Selanik bölgelerini yağmaladılar.

Daha sonra soğuklar, salgın hastalıklar ve Peçeneklerin hücumları kargısında kuvvetlerini kay­bettiler.

Uzların geride kalanlarını Bizanslılar, Balkanlar’ın çeşitli yerlerinde yerleştirdiler.

Bu sıralarda yeni bir Türk dalgası geldi. 1050 Yıllarında Kıpçaklar (Kumanlar), Doğu Avrupa için bir tehlike olmaya başladı.

Balkanlar’da önemli rol oynadıkları gibi, Macaristan’a da hücum ettiler.

Oğuzlar ve Peçenekler ile birleşip rus prensleriyle savaştılar.

Ancak zamanla Avrupa’ya yayılarak oradaki milletler arasında kayboldular.

Selçuklular, önceleri Bizanslılara yardım amacıyla Avrupa’da göründüler.

Bizans imparatoru Nikephoros Botanyates, Rumeli’de kendisini imparator ilan etmiş olan Nikephoros Bryennios’u Süleyman .Şahtan almış olduğu kuvvetlerin yardımıyla yendi (1078).

Meşhur Bohemond idaresinde Selanik üzerine yürüyen norman kuvvetlerini imparator Alexios, yine Süleyman Şahın gönderdiği Türkmen kuvvetlerinin yardımıyla, geri çekilmeye mecbur etti (1083).

Alâeddin Keykubad I zamanında Kırım’ın Sugdâk limanı zaptolundu (1224).

Osmanlılar’ın Rumeli’ye çıktıkları sıralarda Anadolu Türk beylikleri de Avrupa’da kendilerini göstermeye başladılar.

1331’de Karasi beyliği 70 parçalık bir donanmayla Gelibolu sahillerine asker çıkararak Enez, Firecik ve Trayanupolis taraflarını vurdu.

Daha sonra Yahşi Bey iki defa donanmasıyla Gelibolu yarımadasına asker çıkardı (1341 ve 1342).

Yine Karesioğlu Süleyman Bey, Bizanslılara yardım için Gelibolu’ya kuvvet gönderdi (1343).

Aydınoğullarından Umur Bey (1334-1348), gerek babası Mehmed Bey zamanında, gerekse kendi beyliği sırasında donanmasıyla Mora ve Rumeli sahillerine akınlarda bulundu.

Karadeniz’e sefer yaptı. Bizanslılar, Arnavutluk isyanını onun yardımıyla bastırdılar.

Doğu Avrupa’da Aşağı İdil (Volga) boyunda kurulmuş olan Altınordu devleti (1241-1502), önce Macaristan ve Balkanlar’a ilerledi.

Daha sonra Rus knezlikleri, Lehistan ve Litvanya’ya kadar sınırlarını genişletti.

Bu devlet üzerine yaptığı iki sefer ile Aksak Timur da (1370-1405) Doğu Avrupa’ya girdi ve Moskova civarına yaklaştı (1391 ve 1395).

Kırım hanlığı (1420-1783) Moskuva’ya kadar ilerledi (1521).

Osmanlı Türkleri ile yapılan işbirliği sırasında Macaristan’a (1543) ve Avusturya içlerine akınlarda bulunuldu.

Lehistan’a karşı başarılı seferler yapıldı (1648-1653).

Ahalisini başta Bulgarlar olmak üzere diğer türk kavimlerinin teşkil ettiği ve idil nehrinin orta mecrasında kurulmuş olan Kazan hanlığı (1437-1556) birçok kere Ruslar ile çarpıştılar, Moskova üzerine yürüdüler.

Yine Kasım hanlığı (1445-1681), Astarhan hanlığı (1466-1557), Doğu Avrupa’da kurulan devletlerdendir.

Başkırtlar ve Çuvaşlar ise Avrupa’nın Asya ile birleştiği sahalarda yaşayan Türk toplumlarıdır.

Osmanlılardın ilk olarak 1321’de Trakya ve Makedonya şehirlerine yaptıkları 18 ay süren bir akınla Avrupa topraklarına ayak bastıkları rivayet edilmektedir.

Bundan sonra Bizanslıların taht mücadeleleri sırasında yardımcı kuvvet olarak Avrupa’ya geçtiler.

Ancak, şehzade Süleyman Paşanın Rumeli’ye geçişi (1354), Çimpe ile Gelibolu arasın­daki sahilleri işgali, Osmanlıların Avrupa’yı istilâsı için gerçek bir adım oldu.

1358 Yılı başından itibaren Süleyman Paşa ve yanındaki emirler Trakya’yı fetne başladılar.

Murad I devrinde Edirne zaptedildi (1361).

Osmanlılar bundan sonra devamlı olarak Avrupa’da ilerlediler.

1368’de Osmanlılar devlet merkezlerini Edirne’ye naklettiler.

1382’de Osmanlılar Arnavutluk işlerine müdahaleye başladı.

1386’da Sofya fethedildi.

Yıldırım Bayezid devrinde İstanbul ilk defa kuşatıldı (1391).

Daha sonra 1430’da Selanik alındı.

29 Mayıs 1453’te İstanbul zaptedilerek Bizans devleti ortadan kaldırıldı.

İstanbul, Osmanlı devleti merkezi oldu.

1458’de Atina fethedildi.

1459’da Semendire’nin zaptıyla Sırbistan bir Türk vilâyeti haline geldi.

1475’te Kuzey Karadeniz’deki Ceneviz kolonilerinin zaptı sonunda Karadeniz bir türk gölü olduğu gibi, Kırım hanları da osmanlı himayesine girdi.

Gedik Ahmed Paşa kumandasında gönderilen 100 gemiden mürekkep osmanlı donanması İtalya’da Otranto’yu fethetti (1480).

Kanuni Sultan Süleyman devrinde Avrupa’da Türkler’in İlerleyişi devam etti.

Belgrad (1521), Budin (1526) şehirleri alındı. Viyana kuşatıldı (1529).

Barbaros Hayreddin, 1536’da Güney İtalya’ya bir sefer yaptı.

1537’de İtalya’da Castro ve Otranto ile birkaç kale daha alındı.

Türk orduları Avusturya ve Boğdan cephelerinde devamlı zaferler kazandılar.

1538’de Barbaros Hayreddin, Andrea Doria kumandasındaki müttefik hıristiyan donanmasını Preveze’de yenerek bu devrede Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirdi.

1543’te Fransa kralı François I’in müracaatıyla açılan Nİce seferi sırasında Barbaros, İtalya sahillerinde Rorna’nın limanı Ostia’ya ilerledi.

Daha sonra onun donanması Nice Önünde Türk kudretini gösterdi.

1547’de yapılan sulh antlaşmasıyla Almanya ve Avusturya haraca bağlandı.

1558’de kaptanıderya Piyale Paşa kumandasındaki osmanlı donanması İspanya’nın doğusundaki Balear adalarından Mallerca’ya bir baskın yaptı.

1569’da Don ve idil nehirleri arasında kanal açılarak Karadeniz ile Hazar denizi birleştirilmek istendi.

1591’de Lehistan (Polonya) krallığı haraca bağlandı.

1596’da Eğri kalesi alındığı gibi, Haçova’da da Avusturyalılar mağlup edildi.

Zitvatorok antlaşmasıyla avrupa diplomasisi üzerindeki Türk üstünlüğü sona erdi (1606).

Bu antlaşmaya göre osmanlı sultanı Avusturya imparatorunu kendisiyle aynı derecede tanıdı.

1678’de Ruslar üzerine yapılan ilk sefer sonucu Cehrin kalesi alındı. İkinci Viyana kuşatması (1683) ve mağlubiyetten sonra Sultan Mehmed IV (1648-1687) zamanında Podolya ve Ukrayna’nın ilhakıyla en geniş sınırlarına erişen Avrupa’daki Türk sınırları gerilemeye başladı.

Bu devamlı gerileme ve küçülme, Birinci Dünya savaşı sonunda (1918) itilâf devletleri tarafından Osmanlı imparatorluğunun Avrupa’daki bütün topraklarının işgaline kadar devam etti.

Galip avrupa devletleri İstanbul’u da işgal ettiler (1920).

Ancak istiklâl savaşı sonunda Mudanya antlaşmasına uygun olarak Doğu Trakya, 24 Temmuz 1923 Lozan antlaşmasıyla da Edirne’deki Karaağaç istasyonu Yunanlılardan alındı.

2 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’dan çekildi ve 6 ekim’de türk kuvvetleri tekrar İstanbul’a girdi.

Bugün Türkiye cumhuriyeti halkının bir kısmı istanbul’dan Edirne’ye kadar (Trakya’da) Avrupa toprakları üzerinde yaşamaktadır.

Ayrıca yüzyıllarca süren türk hâkimiyeti sonucu olarak avrupa devletleri sınırlan içinde de Türk toplumları bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın