Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Hobi

Balık Avı Sepeti | Balık Avı Teknikleri |

Balık Avı Sepeti Sepat sazları sulak değil, kurak yerde yetişir.

Yuvarlak ve içleri doludur.

Bu özelliklerinden ötürü diğer sazlara oranla daha dayanıklıdırlar.

Nerede ve ne için kullanılırsa kullanılsın bütün sepetler, huni biçimindeki ağız kısmı, balığın içine girip bir daha çıkamadığı hazne kısmı ve haznedeki balıkları çıkarmaya yarayan kapaktan ibarettir.

Huni biçimindeki ağız kısmı, dökülmez mürekkep hokkalarına benzer.

Huninin darlaşan ucu haznenin ortalarına kadar girer, sepetin kenarından içeri kıvrılan sazların uçları bir noktada âdeta birleşir.

Hazne, yem konan ve bu yemleri yemek için içeride birleşen saz uçlarının rahat açılmasiyle balık veya İstakozların girip çıkamadıkları asıl sepettir.

Kapak, yakalanan avların çıkarılacağı büyüklükte bir deliktir.

Bu delik, sepetin alt kısmındadır ve basit bir tahta kapakla kapanır.

Sepetlerin boyları, genişlikleri ve göz küçüklükleri gördüğü işe göre değişir.

Istakoz, karides ve gelincik sepetleri gece denize bırakılır.

İzmarit sepeti ise gündüz kullanılır.

15 — 20 sepet bir araya bağlanarak denize bırakılır.

Sepetlerin dibe inebilmesi ve dipte akıntıya karşı koyması için her sepete bir ağırlık bağlanması gerekir.

Ağırlıkların yapacağı işe ve atılacağı suya göre değişik olur.

Her sepetin birbirine olan aralıkları 3 veya 4 metre olmalıdır.

İzmarit Sepeti

İzmarit sepetinin sazları biraz ince, 6 – 7 mm. olmalıdır. Sazlar kalın olursa avcılık verimsiz olur.

İzmarit sepetlerinin boyları genellikle 65 – 75 santim, enleri de 40 – 50 santimdir.

Yemleme çubuklarına geçirilen hamur, ekmek içi veya midyerler bir kuş tüneği gibi sepetin sazlarına tespit edilir.

Ekmeğin tercih edilmesinin tek sebebi, suların hareketi ile ufalanan hamur parçalarının sulara dağılıp balıkları iştahlandırmasıdır.

Eskimiş, esmerleşmiş izmarit sepetleriyle mart, nisan ve mayıs aylarında barbunya ve tekir avı da mümkündür.

Gelincik Sepeti

İzmarit sepetinin hemen hemen aynıdır.

Tek fark sepet gözlerindedir.

Gözler, izmarit sepetlerinden küçük, karides sepetlerinden büyüktür.

Yemleme, izmarit yemlemesinin aynıdır.

Ezilmek suretiyle çağanoz da kullanılır.

Yeri iyi bilinirse bu sepetlerle kaya balığı da tutulur.

Midye kullanıldığı zaman kaya avı verimli olur.

Gelincik sepetleri akşam denize bırakılır.

Gece iki üç defa kaldırılıp balıklar livara alınır, tekrar yemlenip denize bırakılır.

Karides Sepeti

Sazları çok ince, gözleri kör denecek kadar küçüktür.

Boylan 40 – 50 santim, genişlikleri 30 santimdir.

Takım olarak belirli bir sepet adedi yoktur.

Herkes imkânına ve bulunduğu yere göre takımını hazırlar.

Yem olarak ekmek parçaları ve işkembe konur.

Sepetler akşam üzeri denize atılıp sabahleyin kaldırılarak içindeki karidesler alınır ve gerekirse tekrar yemlenerek denize bırakılır.

İstakoz Sepeti

Esas yapısı diğer sepetler gibidir.

Diğerlerinden ayrıcalığı büyüklüğüdür.

Göz büyüklükleri 4 – 5 santimdir.

Kapaklar da diğer sepetlere oranla daha geniş tutulur.

İstakoz sepetinin takımı 20-25 tanedir.

Amatörlerin bu işi zevk için yapmaları 10 sepeti de bir takım olarak kabul ettirebilir.

İstakoz sepetleri, izmarit ve benzeri yemlerle yemlenir.

Sepetler denize bırakıldıktan sonra bir gece denizde kalabilir.

Dikkat edilecek tek nokta, sepetlerin gün ışımadan kaldırılmalarıdır.

Ortalık aydınlanınca İstakoz sazları keserek kurtulabilir.

İstakoza atılacak sepetler kuru değil, rutubetlidir.

Kuru sepetler dipte suyu yedikçe hafif bir çıtırdı çıkarırlar.

Bu sesten huylanan İstakoz sepete girmez.

Herhangi tür sepet olursa olsun istenilen yere sandalla gidilerek denize özenle bırakılır.

Sepetleri sandala çok muntazam sıralamak lâzımdır.

Taşlarla sepet terazilerinin karışması insanı sepet atma işinden vazgeçirtir.

Sepetler suya bırakılırken ilk sepete bağlı ipin ucundaki büyük taş en önce suya bırakılır.

Bu taşa (ayak taşı), taşla sepet arasındaki ipe de (kulak ipi) denir.

Ayak taşından sonra sepetler, ağır ağır ve sıra ile sulara bırakılır.

Son sepet de denize bırakıldıktan sonra gelen ayak taşına bir ip bağlanıp su üzerindeki şamandıra veya mantara bağlanır.

Bu ipe (Bandıra), şamandıra veya mantara da (filoz) denir.

Bazı zamanlar bandıralar sahile kadar getirilip ucuna beyaz bir taş bağlanarak görünecek derinliğe bırakılır.

Beyaz kışkış taşı sandaldan rahatlıkla görüleceğinden ucu küçük çatallı (malya) demiri ile ip denizden alınarak sepetler çekilir.

Zamanla saz sepetlerin yerini her boy ve şekilde tel sepetler almıştır.

Zaten saz sepetleri yapan ustalar da hemen hemen yoktur.

Saz sepetlerin muhafazası zordur.

Hem rutubetli tutmak hem de çürütmemek gerekir.

Bu sebeple tel sepetler daha çok rağbet görmektedir.

Tel sepetleri iyi muhafaza edebilmek için denizden çıkardıktan sonra tatlı sudan geçirmek paslanmasını önlemek için çok yararlıdır.

Tel sepetlerin pastan korunması için kalaylamak en iyi çaredir.

Boyanın kokusu ne kadar eskirse eskisin balığı özellikle İstakozu kaçırır.

Bir yanıt yazın