Balkan Harbi Tarihi, Balkan harbinde doğu cephesi, Birinci Balkan Savaşı ve Sonuçları, İkinci Balkan Savaşı Nedenleri ve Sonuçları,Balkan Harbi Hakkında Bilgi,Balkan harbi, Osmanlı devleti ile Balkan devletleri arasındaki savaş (1912-1913).
Balkan harbi iki safhalıdır:
Birinci Balkan Savaşı ve Sonuçları
Balkan harbi, Osmanlı devleti ile Balkan devletleri arasındaki savaş (1912-1913).
Osmanlı imparatorluğunun Afrika kıtasında son parçası olan Trablusgarp vilâyeti ve Bingazi bağımsız sancağına İtalyanların 1911’de ansızın saldırmaları üzerine Osmanlı-İtalyan harbi başlamıştı.
Bu arada Bulgaristan Makedonya’yı paylaşmak, Edirne’yi almak istiyordu.
Trablusgarp’ta rahatlamayı isteyen İtalya da Bulgaristan’ı kışkırtmakta, fakat bulgar-italyan yakınlaşmasını kendi çıkarlarına aykırı gören Rusya ise buna mâni olmaktaydı.
Çok geçmeden, Balkan devletlerini kendi etkisi altına almak isteyen Rusya, bu devletleri Osmanlı devleti aleyhine kışkırtmaya başladı.
Balkan devletleri Rusya’nın da önayak olması ile Osmanlı devleti aleyhinde birlik kurdular, önce Bulgaristan ile Sırbistan (13 mart 1912), sonra da Yunanistan’ın katılmasıyle askerî anlaşmalar yapıldı (29 mayıs).
Karadağlıların da katıldığı bu antlaşmalara göre Balkan devletleri osmanlı hâkimiyetindeki Rumeli topraklarını paylaşacaklardı.
Osmanlı devletinin askerî durumu bu sırada hiç iyi değildi.
Savaşın hemen arifesinde Rumeli’deki birliklerden büyük bir kısmı terhis edilmişti.
Seferberlik hazırlıklarını tamamlamış bulunan Balkan devletleri Babıâli’ye bir ültimatom vererek 1878 Berlin antlaşmasında karar altına alman Rumeli ıslahatının, büyük devletler gibi kendilerinin de birer delegesi bulunmak suretiyle yapılmasını ve ordunun tamamının terhisini istediler.
Türk ordusu da 1 ekim 1912’de genel seferberlik emrini verdi.
Müttefik devletler önce Karadağ’ı harekete geçirdiler. Karadağ 8 ekim’de savaş ilân etti ve tecavüz hareketlerine girişti.
Bundan sonra balkanlı müttefikler 13 ekim’de Osmanlı devletine bir nota vererek Rumeli ve Girit üzerindeki isteklerini ve seferberliğin kaldırılmasını dilediklerini bildirdiler.
Türk hükümeti böyle bir isteği kabul etmedi ve 18 ekimde balkanlı müttefiklere karşı savaş ilân etti.
Birinci Balkan harbi, biri doğu Rumeli’de (Doğu ve Batı Trakya), diğeri Batı Rumeli’de (Makedonya ve Arnavutluk) olmak üzere başlıca iki harekât alanında yapıldı.
Buna göre Türk kuvvetlerine doğu ve batı ordusu denildi.
Doğu ordusu kumandanlığına birinci ferik Abdullah Pa§a, batı ordusu kumandanlığına birinci ferik Ali Rıza Paşa tayin edilmişti.
Kırklareli-Edirne hattı ve gerisinde toplanan Osmanlıların doğu ordusu 22-23 ekim günleri yapılan KIrklareli savaşı sonunda kendisinden üç kat üstün bulgar ordusuna yenildi ve Karaağaç -Lüleburgaz hattına çekildi.
Osmanlı doğu ordusu 28 ekim 1912’de başlayan ve üç gün süren Lüleburgaz muharebesinde yine yenildi ve ancak Çatalca hattında tutunabildi.
Bulgarlar 17 kasımda bu bölgeye karşı ta aruza geçtilerse de bir başarı elde edemediler, durmak zorunda kaldılar.
Böylece İstanbul’un emniyeti sağlanmış oluyordu.
Geride kalmış olan Edirne karşı koymağa devam ediyordu.
Fakat Trakya’nın tamamı elden çıkmıştı.
Makedonya’daki batı ordusu ise 23-24 ekimde Komanova’da Sırplara karşı yenilip Arnavutluca doğru dağıldı.
Priştine, Lab ve Kosova Sırpların eline geçti.
Yunan ordusu Serfice’yi aldı.
Komanova’da türk ordusu tekrar yenildi.
Sırp ve bulgar kuvvetleri birleşerek daha rahat hareket etmek imkânını buldular, üsküp elden çıktı.
Selânik’te bulunan Tahsin Paşa 35 000 kişilik ordusunu savaşmadan Yunanlılara teslim etti.
Yanya da uzun bir karşı koymadan sonra 5 mart 1913’te Yunanlılara teslim oldu.
Bu yenilgiler sadrazam Ahmed Muhtar Paganın istifasına ve Kâmil Paşanın sadarete Geçmesine sebep oldu.
Sırpların Adriyatik’e inmek üzere Arnavutluk’u işgale başlamaları Avusturya ile İtalya’yı harekete geçirdi.
Amavutluk’a bağımsızlık verilerek Sırplar’ın işgaline mâni olundu.
Ayrıca Karadağlıların Arnavutluk’a ait işkodra’yı zaptetmeleri yüzünden çıkan buhran da Avusturya’nın tehdidi üzerine ve Karadağlıların çekilmesiyle son buldu.
Yeni Osmanlı hükümeti avrupa devletlerine baş vurarak mütareke için aracılık yapmalarını istedi.
3 Aralık 1912’de Yunanistan dışta kalmak üzere diğer Balkan devletleriyle mütareke imzalandı.
Mütarekeyi Londra konferansı takip etti.
Barış görüşmeleri 16 aralık 1912’de başladı.
Konferans, Balkan devletleri Edirne ve Doğu Trakya ile birlikte bütün Balkanları istedikleri için sonuçlanamadı.
Ancak bu sırada,Londra konferansında teklif edilen Midye-Enez hattını hükümet kabul ediyor iddiasıyla 23 ocak 1913’te Babıâli baskını olmuş, ittihat ve Terakki partisi taraftarı Mahmud Şevket Paşa iktidara geçmişti.
Kısa bir zaman sonra Bulgarlar 3 şubat 1913’te mütarekeyi bozarak harbe başlayacaklarını bildirdiler ve iki sırp tümeniyle pekiştirilen bir orduyla Edirne’ye taarruza geçtiler.
Diğer bir ordu ile de Bolayır mevziine ilerlediler.
Türk ordusu Çatalca müstahkem mevkiinden Bulgarları geri attı.
Edirne ise 155 gün açlığa ve bulgar taarruzlarına dayanabilmiş, sonunda 26 mart 1913’te teslim olmak zorunda kalmıştı.
Şehri savunan ve tarihimize «Edirne müdafii» olarak geçen Şükrü Paşa bütün dünyada hayranlık uyandırmış ve Edirne’nin düşmesi üzerine Fransız halkı adına kendisine bir şeref kılıcı ile binlerce imzalı bir atlın kitap gönderilmişti.
Osmanlı donanması, yunan donanması karşısında âciz kalmış, Ege adalarının elden çıkışına engel olamamıştı.
Bu suretle Cezayiri Bahri Sefîd (Akdeniz adaları) elden gitmiş oluyordu.
Deniz savaşlarında Rauf (Orbay) Bey’in kumandasındaki Hamidiye kruvazörü büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Edirne’nin düşmesinden sonra Bulgarlar ile 14 nisanca yine bir mütareke yapıldı.
30 Mayısta imzalanan Londra barışına göre Midye-Enez hattı sınır kabul edilerek Edirne Bulgarlara bırakıldı.
Selânik, Güney Makedonya ve Girit Yunanistan’a, Kuzey ve Orta Makedonya Sırbistan’a, Silistre de Romanya’ya verildi.
İkinci Balkan Savaşı Nedenleri ve Sonuçları
Londra konferansı Balkanları yatıştırmıştı.
Bulgaristan bu savaştan en büyük payı almak arzusundaydı.
Yunanistan ve Sırbistan buna razı değillerdi.
Bulgaristan 29 haziran 1913’te eski müttefiklerine karşı taarruza geçti.
Böylece İkinci Balkan harbi başlamış oldu.
Bulgar orduları yunan ve sırp kuvvetlerine yenildi.
Romanya bunu fırsat bilip Silistre ve Plevne bölgelerini işgal etti.
Osmanlı devleti, büyük devletlerin karşı çıkmalarına rağmen, 21 temmuzda Kırklareli, 22 temmuzda Edirne’yi geri aldı.
Savaş halindeki Balkan devletleri 10 ağustos’ta Bükreş antlaşmasını imzaladılar.
Romanya işgal ettiği yerleri aldı.
Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ topraklarını genişlettiler.
29 Eylülde Türk hükümeti ile Bulgaristan arasında İstanbul antlaşması imzalandı.
Bu antlaşmaya göre sınır Enez’den başlamak üzere, Meriç’in doğu kıyısını 50 km kadar takip ettikten sonra doğuya doğru açılıp Edirne’nin kuzeyinden geçmekte ve Midye’nin 40 km kuzeyinden Karadeniz’e varmaktaydı.
Yunanlılar ile Atina’da yapılan barış antlaşması 14 kasım 1913’te imzalandı.
Buna göre, Girit’i Yunanlılar alıyor ve Anadolu kıyılarındaki adaların hangi devlete ait olacağı Avrupa büyük devletlerinin hakemliğine bırakılıyordu.
Sırbistan ve Karadağ ile artık bir hudut ilişkisi kalmadığından bu devletlerle antlaşma geri bırakılmış ve 14 mart 1914’te imzalanmıştı.
Kısa bir zamanda Osmanlı devletinin büyük arazi kaybına sebep olan Balkan harbi böylece son buluyordu.
Büyük ve köklü bir devlet karşısında yeni kurulmuş küçük devletlerin kolayca başarıya ulaşmaları hazırlıklı ve ortak hareketlerinden dolayıdır.
Türk ordusunda politika ve bunun yarattığı disiplinsizlik ve bilgisizlik sonucu işlenen stratejik hatalar devletin yenilmesine sebep olmuştur.