Barbaros Hayreddin Paşa Kimdir,Hayatı | Tarih |
Barbaros Hayreddin Paşa Biyografisi, Barbaros Hayreddin Paşa Hakkında Bilgi, Barbaros hayreddin paşa savaşları, Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hayatı ,Barbaros Hayreddin Paşa Kimdir Barbaros Hayreddin Paşa, Türk denizcilerinin en büyük kaptanpaşası (Midilli yaklş. ol. 1467 ? – İstanbul 1546).
Barbaros Hayreddin Paşa Hayatı
Karesi sancağı halkından Eceovalı (Gelibolu) sipahizade Yâkub Beyin oğlu.
Asıl adı Hızır’dır. Bu adın, din ve devlet işlerindeki başârılı çalışmalarından dolayı, Sultan Selim ve Kanunî Süleyman tarafından kendisine verildiği de söylenir.
Avrupalılar arasında bir ihtimale göre sakalının kırmızı olması dolayısıyla diğer bir ihtimale göre de, ağabeyi Baba Oruç’un adının kendisine verilmesi yüzünden Barbaros (Barberosse veya Barberousse veya Barbarossa veya Barbarojas) diye tanınmıştır.
Önceleri Midilli ile Saros ve Selânik körfezleri dolaylarında gemi işleterek, deniz ticareti yaptı.
Sonra, Rodos şövalyelerine esir düşen ağabeyi Baba Oruç’u kurtarmak amacıyla Bodrum’a gitti ve bir süre burada kaldı.
Ağabeyinin düşman elinden kurtulması üzerine, Midilli’ye döndü ve tekrar deniz ticaretine başladı.
Fakat Selim I. kardeşi Korkud’un, ülke dışına kaçmasın: önlemek için, bütün sahillere bu nevi denizcilerin serbestçe girip çıkmasını yasakladığından Hayreddin 1510 yılında, yine ticaret için Trablusgarb ile Tunus arasında bulunan Cerbe adasına gitti.
Burada kardeşi Oruç Reis ile buluşarak, adaya yerleşti.
Daha sonra, birlikte bir donanma düzenleyerek çalışmalarına Kuzey Afrika kıyılarında devam ettiler.
Kazançlarının beşte birini, Tunus sultanı, Benî Hafa ailesinden Ebû Abdullah Muhammed V’e vermek şartıyla, Tunus limanı ağzında bulunan Halk al-Vâd (Goulette veya Coletta) kalesinde barınma müsaadesi aldı.
Sonra, Akdeniz’de daha geniş ölçüde korsanlık hareketine başladılar.
Kurdoğlu Muslihüddin ve Kemal Reis yeğeni Muhiddin gibi türk korsanlarından yedi reis kendilerine katıldı. Barbaros kardeşler, Akdeniz’e dehşet ve korku saldılar.
1515 yılında, ilk defa Yavuz Sultan Selim’e hediye gönderdiler ve buna karşılık donatılmış iki kadırga aldılar.
Kari V krallığı zamanında, ispanyollar ile Becaya (Buci) yakınında yaptıkları savaştan sonra, 1516’da Şerşel (Cecel) ve Cezayir’i işgal ettiler.

Kara yolundan gelerek Cezayir’i kurtarmak isteyen Tlemsen emîrinin topraklarını da geçici bir süre aldılar.
1518’de, Oruç Reis’in, Tlemsen’de, ispanyollar ve Araplarla yaptığı savaşların birinde şehit düşmesi sonucu, Hızır Reis, Cezayir sultanı oldu.
Araplar, İspanyollar ve diğer Akdeniz milletleriyle yapılan kanlı mücadeleler, Hızır Reis’in Cezayir emirliği zamanında da sürdü.
Bu düşmanlara karşı 1519’da, dört gemi dolusu hediye ve esir göndererek, Osmanlı devletinin yardımını istedi.
Selim I, bu müracaata karşılık, Hızır Reis’e, emirlik beratı, hilat ve sancakla bir miktar asker ve harp malzemesi, gemi levazımı gönderdi ve Anadolu kıyılarından ihtiyacı kadar asker alabileceğini bildirdi.
Bu durum, İspanyollar kadar, Tunus ve Tlemsen beylerini de endişeye düşürdüğü için, Hızır Reis’e karşı, Cezayir Arapları arasında isyanlar başladı.
Sonunda müslüman araplarla ve kara savaşlarıyla uğraşmak istemeyen Barbaros Hayreddin Paşa, 1524’te, Cezayir’i bıraktı, yeni deniz seferlerine başlamak için Şerşel’e çekildi, kısa zamanda 40 gemilik yeni bir donanma vücude getirdi.
Bu donanmayla Avrupa kıyılarını basarak, bol miktarda ganimet elde etti.
Aynı zamanda Kuzey Afrika’da, Böna ve Konstantin gibi bazı yeni şehirleri, hâkimiyetine aldı.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın bu başarısı, isyanlar içinde bunalan Cezayirlilerin, tekrar kendi tarafına dönmesine sebep oldu, âsi Kadıoğlu Ahmed’in yenilmesinden sonra Cezayir yeniden, Hızır Reisin yönetimine geçti (1527).
Daha sonra İspanyolların elinde bulunan Adakale’yi (Penon) işgal etti (1530).
Andrea Doria’nın, Mora sahillerine akın ettiği esnada, İspanya sahillerine 15 gemi göndererek, buradan elde edilen diğer gemilerle ispanya’da bulunan 70 bin endülüslü müslümanı, hıristiyan zulmünden kurtardı ve Cezayir kıyılarına taşıttı.
1532 Yılında, Andrea Doria, Osmanlılardan İnebahtı, Balyabadra (Patras) ve Koron kalelerini alınca, Kanunî Sultan Süleyman tarafından, İstanbul’a davet edildi.
Hayreddin Reis, Cezayir’in idaresini evlâtlığı Haşan Ağa’ya teslim etti, kuvvetli bir donanmayla yola çıktı ve Sardinya, Elbe, Cenova, Sicilya kıyılarını yağma ederek, Zanta üzerinden Mora’daki Navarin limanına geldi.
Burada osmanlı kaptanıderyası Kemankeş Ahmed Paşayla buluştu, iki donanmanın birleşmesinden sonra, birlikte İstanbul’a hareket edildi.
Bu sırada Barbaros Hayreddin Paşa’nın geldiğini duyan Andrea Doria, İtalya’nın Brindizi limanına sığınmıştı.
1533’te, İstanbul’da büyük bir tören ile karşılandı, önce Kemankeş Ahmed Paşanın konağına misafir edildi. Sonra padişah tarafından kabul olundu, kendisine beylerbeyilik rütbesiyle, bütün tersane işlerinin idaresi verildi.
Daha sonra, İran seferi dolayısıyla, Halepte kışlamakta olan sadrazam İbrahim Paşanın yanına gitti.
Burada Gelibolu kaptanlığı (kaptanıderyalık) ile Cezayir beylerbeyiliği hilatını giydi ve yapılacak deniz seferi hakkında sadrazam ile görüştü.
1534’te İstanbul’a döndü. Osmanlı donanmasının yapım işlerine nezaret etti.

14 Ağustos 1534’te burayı işgal etti, sonra Tunus’u aldı.
Bu şehrin hâkimi Haşan, Keyreven’a kaçarak, imparator Kari V’ten yardım istediği için, haziran 1535’te, başta İmparatorluk olmak üzere, Papalık, İspanya, Napoli, Ceneviz, Malta ve Portekiz kuvvetlerinden müteşekkil 24 bin kişilik müttefik donanması, Andre Doria kumandasında, Halk al-Vâd’e çıktı.
Tunusluların ihaneti yüzünden, Hayreddin Paşa, büyük kayıplarla bu şehri terk etti ve önce Bâbülzünnab limanına, oradan da Cezayir’e çekilmek zorunda kaldı.
Fakat,Kari V’in henüz Tunus zaferini büyük kilise ayinleriyle kutlattığı bir sırada, 32 gemiyle Cezayir’den ayrılarak İspanya sularına girdi ve Minorca adasının Mahon limanını, 1 Mallorca adasının Palme şehri kalesini yakmayı başardı.
Bu baskın hareketi sırasında, İspanyolların Tunus’tan naklettiği birçok müslüman esiri Barbaros Hayreddin Paşa tarafından kurtarıldı, hıristiyanlarsa, gemileriyle birlikte esir edildi.
Hayreddin Paşa bu mücadelelerden sonra tekrar İstanbul’a çağrıldı.
1536 Yılı sefer mevsiminde, yeni bir donanmayla Akdeniz’e açılan Barbaros Hayreddin Paşa, Otranto yakınlarında karaya çıktı.