Belgrad Ormanları Tarihi | Ansiklopedik Bilgi |
Belgrad ormanları tarihçesi,Belgrad Ormanları Tarihi Istranca Dağları’nın doğusundan Karadeniz’e, İstanbul Boğazı’na kadar uzanır.
5300 hektarlık bir alanı kaplar.
Adını Belgradçık Köyü’nden almaktadır.
Ormanın içerisinde 450 dönümlük bir “Av üretme yeri” ve 350 dönümlük “Nebatat Bahçesi” vardır.
Orman Fakültesi de buradadır.
Istranca Dağları’nın doğusundan Karadeniz’e, İstanbul Boğazı’na kadar uzanır.
5300 hektarlık bir alanı kaplar.
Adını Belgradçık Köyü’nden almaktadır.
Ormanın içerisinde 450 dönümlük bir “Av üretme yeri” ve 350 dönümlük “Nebatat Bahçesi” vardır.
Orman Fakültesi de buradadır.
İstanbul’dan 20 ve Büyükdere’den 6 kilometre mesafede bulunan Belgrad Ormanı, şehrin hem bir gezme yeri, hem de yaban domuzundan çulluk ve ördeğe kadar çeşiti av hayvanlarının bulunduğu bir yerdir.
Belgrad Ormanı, denizden 100-250 metre yüksekliktedir.
Rutubeti muhafaza eden toprak, daima gür ve yeşil ağaçlar yetiştirmektedir.
Belgrad Ormanı Bentleri
İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan Bendler burada bulunmaktadır.
BELGRAD Bendlerin burada yapılmasına şöyle bir sebep de gösterilir:
1563 Eylül ayının bir Perşembe günü Kanuni Sultan Süleyman, avlanmak için Halkalı deresine gider.
Defterdar İskender Çelebinin bahçesinde otururken hava bozar, gök gürültüleriyle müthiş bir yağmur yağmaya başlar.
Seller ortalığı kaplar. Padişah’ın sığındığı İskender, Çelebi Köşkü’nü sular sarar.
Köşk bir ada gibi ortada kalır.
Padişah boğulmak üzereyken iri, bir adamın yardımıyla bulunduğu odanın musandırasının üzerine çıkarak, canını kurtarır.
Fırtına ve yağmur yirmi dört saat sürer.
Bu eşi görülmemiş yağmur, evvelce mevcut bulunan su yollarını, kemerlerini yıkar.
Bu arada, bunların en büyüğü, en meşhuru Maklava kemeri de yıkılır.
Sular Kağıthane deresine hücum eder. Eyüb’ü sular basar.
Haliç’in kenarındaki yalıların şahnişinleri yıkılır.
Çiftlikler, bahçeler, sayfiyeler yok olur.
Büyük ve Küçük Çekmece, Harâmi Deresi, Silivri köprüleri harap olur.
Saraybumu önlerine kadar deniz bir hafta süreyle bulanık bir durum alır.
Bu hâli gören Sultan Süleyman, tevsi ve islâhına evvelce karar vermiş bulunduğu, su kemerlerini yeniden yaptırmaya, kalanlarını da tamire karar verir.
“Ser mimar-ı cihan ve mühendisâm-ı devvâr” Sinan Ağa’yı yanına alarak kemerleri görmeye gider.
Sinan Ağa burada kendisine bilgi verir.
Memnun olan Padişah orada, kendisine, bir “hil’at-i fâhire” ihsan eder.
Kaptan Piyale Paşa, Forsalar, Yeniçeri Ağası Ali Ağa, Ocaktan bazı ustalar, Acemi Oğlanlarından bir müfreze gönderir. Hemen işe başlanır.
Bu sel hâdisesinden sonra, İstanbul’da bir at yükü su onbeş akçeye çıkar.
İstanbul’un bol suya kavuşmasına Sadrazam Rüştem Paşa karşı çıkar.
Onun fikrinçe İstanbul, böyle bol suya kavuşursa, İran ve Arabistan’dan birçok insan gelecek, şehirde iâşe ve inzibat güçleşecekti Fakat, padişah bu fikri isabetli bulmadı bendleri, kemerleri yaptırdı.
Şehirde gerek kendisi ve gerek zamanın zenginleri yüzlerce çeşme ve sebil yaptırarak bu hayırlı işte paylarına düşeni yerine getirdiler.
Bendlerin inşâ tarihini Bizans İmparatoru Konstantin’in zamanına kadar çıkaranlar vardır.
Bizans müelliflerinden Nisetas Hanyat, Pirgos civarında yapılmış olan su tesisatının İmparator Andronikos Komnen (1183-1185) tarafından yapılmış olduğunu beyan etmektedir.
Bilinen şu ki, Bizanslılar zamanında Belgrad köyü civarında yedi bend vardı.
Bu köy, evvelce Petra adında bir Bizans köyü idi Sonraları burada Sırp esirleri iskân edildiği için Belgrad adını aldı.
Hammer, “Devlet i Osmaniye Tarihi”nin 35. kitabının 108. sayfasında bu su tesisatı hakkında şu malûmatı vermektedir.
“Evvelce İmparator Ariyen ve Konstantin tarafından inşâ ve sonradan Jüstinyen ve Valans tarafından tamir olunan iki bent, o zaman, bu son iki imparatorun isimleriyle anılırdı.
Jüstinyen bendi,. sularını Belgrad ormanından inen Midraüs ismindeki küçük ırmağın doldurduğu dört havuzdan, Valans bendi de Kavas ve Halkak köyleri havuzlarından su alırdı, Andronikos Komnen birinci kemere lâzım suyu toplamak için bir su haznesi ve bir kule yaptırdı. (Şimdiki Pirgos) Kavas köyünde ve Halkalı’daki Valans kemeri haznesi Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırıldı.
Kanuni Sultan Süleyman’ın himmetiyle bu iki hazne ihyâ olunduktan başka Kemerler vasıtasiyle şehir dahiline kadar bir tepeden bir tepeye, sevkolunan Turunç köyü suları da buna eklendiAndronikos’un inşa ettirdiği havuzla Uzun kemer ve Güzelce kemer isimleriyle anılarak Ayvat haznesi sularını Andronikos havuzuna veren ve Petnahor köyünden geçen iki kemer de tamir edildi ”
Hammer’in bu kaydından şunu anlıyoruz ki, Bizanslılar zamanında biri şehir haricinde, diğeri şehir dahilinde olmak üzere, iki yerde kemer bulunmakta idi.
Bunlardan Jüstinyen kemeri küçük bir ırmağın doldurduğu havuzlardan su alıyordu.
İkincisi olan Valans kemeri de Halkalı ve civarındaki havuzlardan yararlanmaktaydı.
Ancak Halkalı civarında böyle bir su tesisine tesadüf edilememesi ve o mıntıkada böyle bir havuzu besleyecek ırmak da bulunmaması ikinci iddianın şüpheyle karşılanmasına yol açmaktadır.
Bizce bilinen şudur ki, Andronikos Komnen’in yenilediği su tesisatı zamanla ve hâdisatla ortadan kalktı, II. Sultan Süleyman zamanında İstanbul halkının susuzluktan çok sıkıntı çektiği tarihi bir realite olduğuna göre, bu hadise, Bizanslılar tarafından şehre su isâle eden su yollarının harap bir halde bulunduğunu ispat eder.
Bu sebeple İstanbul’a su getirme şerefi tamamen Türklere aittir.
Bizans İmparatorluğu’nun inkıraziyle, İstanbul’un su sistemi için yeni bir devir başladı.
Bend denilen bu mahzenler, ya arazide husule gelmiş tabiî
çöküntülerden, veya yağmur ve akıntı sularım biriktirmek için iki yanı eklüzlerle mücehhez sedlerle kapalı ve içi taşla döşeli küçük vadilerden ibarettir.
Bu bendler İstanbul’dan 20-25 kilometrelik mesafede Belgrad ormanı dahilinde dokuz havuzdan ibarettir.
Bunlardan dördü Bahçeköy’ün kuzey, kuzeybatı ve doğusunda Kâğıthane ve Büyükdere sularının kaynaklarının birleştikleri vadilerdedir.
Beşi de Paşaderesi kolları üzerinde ve Belgrad köyü civarındadır. Bahçeköy kuzeyindeki dört havuzdan üçü dikkati çekecek derecede büyüktür.
Bunlar “Eski Sultan Mahmud Bendi” “Yeni Sultan Mahmud Bendi”, “Vâlide Bendi”dir.
Bunlara bir de tabiî çöküntü halinde olmayıp kazmak suretiyle temin edilmiş olan Pirgos köyü civarındaki “Baş Havuz” yahut “Sultan Osman Havuzu”nu eklemek lâzımdır.
İmparator Andronikos tarafından inşâ edilmiş ve II. Osman tarafından ihya edilmiş olan Pirgos Havuzu ile Cebeci köyü yakınında Konstantin tarafından yaptırılan ve bugün işlemeyen havuzdan gayrı diğer bütün bendler Osmanlı padişahlarının eserleridir.
Bunlardan Mahmud bendi 88 metre uzunluğundadır.
Birinci Mahmud zamanında 1731’de yapılan bu bend 1784’de I. Abdülhamid zamanında tamir edildi.
İçerisi beyaz mermer kaplıdır, sulan Beyoğlu’na ve Boğaziçi’ne akar. “Valide Bendi” Mahmud bendine bitişik olan derenin üzerinde ve Bahçeköy’ün bir kilometre kuzey indedir.
Sulan Bahçeköy kemeri vasıtasıyla Beyoğlu’na gelir.
1796’da III. Selim’in anası Mihrüşâh Sultan tarafından kamilen mermerden yaptırıldı. “Büyük Bend” Belgrad Köyü’nün bir kilometre kuzeyindedir.
İmparator Konstantin zamanında yapıldı ve İmparator Andronikos tarafından 1183 – 1185’de yenilendi.
Bundan sonra Fatih Sultan Mehmed, Kanuni Sultan Süleyman, I. Mahmud ve I. Abdülhamid zamanlarında tamir edildi.
Suları Pirgos’daki Eğrikemer, bir de Eğrikapı’daki su taksim merkezi vasıtasıyla Ayasofya’daki büyük taksim merkezine gider.
“Ayvat Bendi” Pirgos’un yedi kilometre kuzeyinde Ayva t deresindedir.
17 76’da Üçüncü Mustafa tarafından yaptırıldı.
Bu bendin içerisi mermerle kaplıdır.
Bu dört büyük bentten sonra ikinci derecede gelen “Paşaderesi Bendi” veya “Küçük Bend” Büyük Bend’in batısında ve üç kilometre uzaklıkta ve Belgrad ormanı içerisindedir.
“Karanlık Topuz Bendi” Belgrad Köyü’nün 1200 metre kuzeyindedir.
Bunun da suyu, Pirgos’daki Eğrikemer’le, Eğrikapı’daki taksim merkezi vasıtasıyla Ayasofya’daki büyük taksim merkezine akar.
Maslak ve sahilden ve Çayırbaşı mevkilerinden gidilebilen Belgrad ormanları içinde bugün Orman Fakültesi bulunmaktadır ve Türkiye’de Yüksek Orman Mühendisleri de burada yetiştirilmektedir.
Aynı ormanlık saha içinde Kanuni Sultan Süleyman ile Sultan Mahmud’un konakları vardı.
Şehrin bir kısım et ihtiyacını karşılayan Bahçeköy de burada bulunmaktadır ve buradaki kasaplar günlük et kesimini yaparak buraya piknik için gelenlere taze et satımını sağlamaktadırlar.
Belgrad ormanında çok sayıda piknik yerleri vardır ve bunlar başta Haşim İşcan olmak üzere Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay ve Dr. Fahri Atabey tarafından onarıldı ve mükemmel hale getirildi.
Kezâ su yolları da modern barajlarla ve su yollarıyla, geniş borularla takviye edildi.
Belgrad ormanında avlanma sahaları vardır ve burada tavşan, çakal, keklik ve kurt ile tilki avlanmaktadır.
Orman içindeki eski Jüstinyen kemerinin yüksekliği ise 90 metredir.