Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Berlin Konferansı (1884) | Tarih Bilgileri |

Berlin Konferansı (1884) ,15 Kasım 1884’ten 26 şubat 1885’e kadar Berlin’de toplanan konferans; amacı, Afrika konusunda büyük devletler arasında çıkan anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak ve gelecekte tekrarlanmalarını önlemekti.

Berlin Konferansı 1884
Konferans, köleliğe, köle alım satımına, silâh kaçakçılığına ve şiddete karşı mücadeleyi kendine görev edindi.

Fransa, Portekiz ve Uluslararası Afrika birliği arasında Kongo havzasıyla ilgili olarak anlaşmazlıklar çıktı.

1876’da Belçika kralı Leopold II tarafından köleliği önlemek amacıyla kurulan Afrika birliği, tamamen sömürgeci bir kuruluş durumu almaya başlamıştı.

Hür Kongo devleti doğmaktaydı.

Oysa Ingilizler’in gizlice kışkırttığı Portekiz yalnız Kongo ırmağının ağzını istemekle kalmıyor, Kongo havzasının bir kısmına da sahip çıkıyordu.

Bu, Orta Afrika’yı Avrupa ticaretine kapamak ve özellikle daha önce aşağı Kongo kıyılarına yerleşen Fransa’nın çıkarlarını zedelemekti.

Bismarck bu sırada araya girdi.

Alman şansölyesi uyuşmazlık konusu bölge topraklarında hak iddia etmiyor, ama alman ticaretine her yerin açık olması amacını güdüyordu.

Böylece Orta Afrika’da «açık kapı» ticareti rejimini sağlamak için Fransa ve Belçika kralı ile anlaşma fırsatını ele geçirdi.

Bismarck’ın yaklaşmasına karşılık Fransa.

Berlin’de yapılacak ve amacı Portekiz iddialarının tartışılmasından ibaret olacak ulusal bir konferansa başkanlık etmesini teklif etti.

Berlin Konferansı Sonuçları

İngiltere ile Portekiz bu teklifi kabul ettiler.

Tartışmalar üç ay sürdü.

Konferansın son oturumunda (26 şubat 1885) önemli tedbirler alındı, önce toprak anlaşmazlıkları düzenlendi.

Nijer ırmağı üzerinde trafik serbestliği ve «Uzlaşmalı Kongo havzası» içinde ticaret garantilendi, uzlaşmalı Kongo havzası yayılma alanının Hint okyanusuna kadar uzandığı kabul edildi.

Kongo bölgelerinin (ırmağın ağzının kuzeyindeki topraklar dahil) uluslararası birliğe ait olduğu özel anlaşmalarla tanındı.

Ama son oturum, sömürge emperyalizminin yeni kurallarını da belirledi: kıyıya yerleşen her devlet, bu kıyının gerisindeki ülke (hinterland) üstünde hak iddia edebilecek, ama bu ülkenin işgali, ancak gerçekleştirildiği ve anlaşmayı imzalayan diğer ülkelere hemen bildirildiği takdirde geçerli olacaktı.

Afrika’nın bölüşülmesini sağlayacak olan etki bölgeleri teorisi böylece onaylanmış oluyordu.

Konferansa katılan on dört devlet, uygar ulusların görevinin, bütün dünyada insan kişiliğinin temel haklarını savunmayı geliştirmek, ilkel halkların uygarlığa doğru yürüyüşünü hızlandırmak olduğunu ilân ettiler.

Konferans, köleliğe, köle alım satımına, silâh kaçakçılığına ve şiddete karşı mücadeleyi kendine görev edindi.

Bir yanıt yazın