Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Genel

Binicilik Sporu | Tarihi,Federasyonu | Spor Bilgileri |

Binicilik Sporu Nedir Ata binme mahareti veya bilgisi.

Binicilik Sporu okulu, ustalıkla ata binmeyi öğreten okul.

Biniciliğin çok eski çağlarda Orta Asya halkları arasında doğduğu sanılır.

Binicilik
Binicilik Sporu Nedir Ata binme mahareti veya bilgisi. Binicilik Sporu okulu, ustalıkla ata binmeyi öğreten okul.

Ancak, o çağlarda binicilik kuvvet ve gözüpekliğe dayanırdı.

Atlara eyersiz binen ve onları boyun altından dolanan basit bir yularla yöneten binicilerin çok güçlü ve çevik olmaları gerekirdi.

Eyer, üzengi ve gem vurulması XV. yüzyıldan sonra yavaş yavaş yaygınlaştı.

Böylelikle bu tarihten sonra biniciler atları yönetmek ve at üstünde daha iyi durabilmek imkânına sahip oldular.

Yolculuklarda, özellikle de savaşta bineklerini daha iyi kullanabiliyorlardı.

Kısa süre sonra biniciler miğfer,

Belge 2 4

zırh ve ağır çelik silâhlar kuşanmaya başladılar.

Bu yüzden, gittikçe ağırlaşan binicileri taşıyabilecek nitelikte atlar kullanmak gerekti.

Ama bu tür bineklerin yönetilmesi daha güçtü.

Bu durum, atları yönetme araçlarının geliştirilmesini gerektirdi.

Rahat bir oturuş sağlayan kıtıkla dolu hafif eyerler, daha etkili gemler ve mahmuzlar ortaya çıktı.

Belge 2 3 1

Türklerde Biniciliğin ve Atlı Sporların Tarihi

Türklerde biniciliğin ve Atlı Sporların Tarihi eski çağlara kadar uzanır, özellikle Orta Asya’da yaşayan Türklerin atı türlü amaçlarla kullandıklarını biliyoruz.

O çağlardaki savaşlarda ve avlanmalarda atın büyük önemi vardı.

Eski Türklerin bir çeşit misk faresini atla kovalayıp ellerindeki tokmaklarla avladıktan sonra farenin midesindeki kokuyu çıkardıklarını ve çeşitli esanslar yaptıklarını yazan belgeler vardır.

Hızlı koşan bu hayvanın bulunmadığı mevsimlerde atlı avcılar idmanlarını kaybetmemek için atlarını çalıştırırlar ve sopalarını top biçimindeki keçelere vururlardı.

Bu av çeşidi çok sonra Hindistan’a geçti ve 1870 yılında hintli süvarilerin gösterilerini seyreden ingilizler bu oyunu bazı kurallara bağladılar ve adına polo dediler.

Anadolu’da hâlâ bazı bölgelerde tören ve bayramlarda oynanan cirit, oğlak ve çevgân oyunları Türklerin en eski atlı sporlarındandır.

Osmanlı Türkleri de atları özellikle savaş için hazırladılar ve kendilerine has sistemlerle eğittiler.

Süvari birlikleri her dönemde ilerleme kaydederek yakın çağımıza kadar geldi; İkinci Dünya savaşından sonra diğer ordularda olduğu gibi yerini motorlu birliklere bıraktı.

Binicilik Kulübü

İlk defa 1913 yılında ata binmek hevesini artırmak ve bu sporu halk arasına yaymak amacıyla Sipahi ocağı adında bir kulüp kuruldu.

Kurucular arasında Mahmud Şevket ve Mahmud Muhtar paşalar gibi devlet büyüklerinin de bulunması halk arasında bu spora karşı ilgi uyanmasına yol açtı.

22 Mart 1913 günü açılan bu kulüp, ordudan da büyük yardım gördü.

Ama çok geçmeden patlayan Birinci Dünya savaşı ile onu izleyen Mütareke günleri kulübün gelişmesine engel oldu.

Bugünkü anlamıyla bir spor olarak biniciliğin kurulması Cumhuriyet dönemine rastlar.

Ordu süvari birlikleri içinden binicilikte maharet gösteren subaylar, kurulan Binicilik Sporu  okuluna alındı ve bu okulda Avrupa’dan getirilen antrenörlerin gözetimi altında yetiştirildi.

İlk defa Faveur adlı bir fransız hoca getirildi.

1930’da Fransa’dan getirilen Cadre Noire subaylarından Taton, binicilik sporunun gelişmesinde büyük rol oynadı.

Türkiye’de atlı sporu kalkındırma yolunda ikinci önemli adım, 1930 yılında Süvari mektebi müdürü kaymakam Cevdet (General Cevdet Bilgişin) tarafından atıldı ve halka, at sporunu sevdirmek amacıyla okulda parasız binicilik kursları açıldı.

Türk binicilik tarihinde ilk milletlerarası temas, 1931 yılında oldu.

Sofya’da düzenlenen ilk Balkan Binicilik şampiyonasına yüzbaşı Cevat Mustafa, yüzbaşı Vehbi Ömer ve teğmen Selâhattin Salih’ten kurulu ilk türk millî binicilik ekibi katıldı.

Şampiyonaya Bulgaristan ve Türkiye’den başka hiç bir Balkan ülkesi katılmadığından yarışma ikili bir karşılaşma olarak yapıldı.

Türkiye, 1921 yılında kurulan Milletlerarası Binicilik Sporu federasyonuna 1932 yılında resmen üye oldu.

Milli binicilik ekibi ilk defa 1932 yılında yapılan XII. Nis Enternasyonal konkurhipiklerine katıldı.

Ekipten teğmen Saim (Polatkan) Kısmet adlı atıyla 7 ülkenin binicileri arasında önemli iki ikincilik kazandı.

Saim Polatkan’m bu başarısı karşısında Atatürk kendisine Cumhurbaşkanlığı tavlalarında yetiştirilen Çankaya adındaki at ile atın iki yıllık yem bedelini armağan ederek binicilik sporuna özel bir katkıda bulundu.

Türk binicileri 1934’te Viyana’da yapılan milletlerarası konkurhipiklere 7 ülkeden 88 binici ile birlikte katıldılar ve Teğmen Cevat (General Gürkan) «Güdük» adlı atıyla ilk defa iki birincilik kazandı.

1935 Aahen konkurhipiklerinde teğmen Saim Polatkan Kısmet adlı atıyla 84 binici arasında birincilik; 1936 Berlin Olimpiyat oyunlarında yüzbaşı Cevat Kula Çapkın adlı atıyla altıncılık; 1937 Londra konkurhipiklerinde 30 binici arasında yüzbaşı Cevat Kula ve teğmen Eyüp öncü birincilik aldılar.

1938 Nis konkurhipiklerinde Cevat Kula, Cevat Gürkan, Eyüp öncü ve Saim Polatkan’dan kurulu türk ekibi 7 millet arasında takım şampiyonluğunu kazandı.

1938 Roma konkurhipiklerinde yine aynı ekip dünya çapında bir ödül olan altın «Mussolini kupası»nı kazandı.

1938 Varşova ve 1939 Nis konkurhipiklerinde Saim Polatkan’ın Ok adlı atıyla üstüste birinciliği kazanması, ayrıca Cevat Kula, Cevat Gürkan, Eyüp öncü ve Saim Polatkan’dan kurulu ekibin de ekip birinciliğini alması bir hadise oldu.

İkinci Dünya savaşı sırasında milletlerarası binicilik temasları tamamen kesildi ve biniciler sadece Türkiye’deki binicilik alanlarına döndüler.

Ancak savaştan sonra 1948 Rotterdam konkurhipiklerinde yüzbaşı Ziya Azak Arda ve Rüzgâr adlı atlarıyla iki birincilik aldı.

1954 Nis konkurhipiklerinde ise yüzbaşı Salih Koç Başak adlı atıyla şampiyon oldu.

1954 Marsilya konkurhipiklerinde Yüzbaşı Bedri Böke Atıl, yüzbaşı Kemal özçelik Domino isimli atlarıyla çifte birincilik kazandılar.

1955 Belgrad konkurhipiklerinde Nail Gönenli Domino, Salih Koç Bahadır, Alparslan Güneş Esmeraltın, Salih Koç Başak ve Alparslan Güneş yine Esmeraltın ile beş şampiyonluk aldılar.

1956 Viyana konkurhipiklerinde ise yüzbaşı Fethi Gürcan’ın Rih adlı atıyla kazandığı çifte birincilikten başka, yüzbaşı Nail Gönenli Atıl ile ve yüzbaşı Kemal özçelik de Eskimo ile birincilik elde ettiler.

Salih Koç, Bedri Böke, Alparslan Güneş ve Nail Gönenli’den kurulu ekip ise takım şampiyonluğunu kazandı.

1956 Aahen konkurhipiklerinde de Salih Koç, Alparslan Güneş, Bedri Böke’den kurulu üçlü ekip güzel bir birincilik kazandı.

Aynı yıl Londra konkurhipiklerinde yüzbaşı Kemal özçelik’in Eskimo’su ve Salih Koç’un Bahadır’ı birincilikleri aldılar.

1957 Viyana konkurhipiklerinde Mennan Pasinli, Nail Gönenli ve Kemal özçelik’ten kurulu ekip yine şampiyon oldu.

1959’da yapılan Nis konkurhipiklerinde Salih Koç, Nail Gönenli, Cevdet Sümer’den kurulu türk ekibi «Fransa Binicilik Federasyonu Büyük ödülü»nü kazanarak bu dönemin önemli başarılarından birini sağladılar.

1960 Yılından sonra Türkiye’de at vebası hastalığı biniciliğin bir duraklama dönemine girmesine yol açtı.

1956 Yılından sonra sivil biniciler arasında başlayan hareketle binicilik alanında yeniden bir canlanma oldu ve buna paralel olarak asker binicilerin de gayretli çalışmaları ile türk binicileri adlarını yurt dışında yeniden duyurmaya başladılar.

Uluslararası yarışmalarda çeşitli şampiyonluklar aldılar.

Kemal öncü, Levin Okçuoğlu ve üsteğmen İbrahim Murat, bu son dönemin en ünlü isimleri arasında yer aldılar.

1974’ten sonra türk binicileri Balkan ülkeleri arasındaki yarışlarda başarılar kazandılar.

1975’te İstanbul’da yapılan yarışlarda büyüklerde türk takımı üçüncü, Reşit özlen üçüncü, gençlerde Levent Erdoğan ikinci oldu.

1976’da Şumnu’da (Bulgaristan) yapılan yarışlarda, büyüklerde takım beşinci, gençlerde takım üçüncü, Levent Erdoğan ikinci oldu.

1977’de Sibiu’da (Romanya) yapılan yarışlarda büyüklerde takım beşinci, gençlerde takım dördüncü oldu.

1978’de Zagrep’te (Yugoslavya) yapılan I yarışlarda büyüklerde, gençlerde ve bayanlarda takımlar beşinci, bayanlarda Emine Sılan üçüncü oldu.

1979’da Atina’da (Yunanistan) yapılan yarışlarda gençlerde Türk takımı ikinci, Hulki Karagülle birinci, gene 1979’da beş Balkan ülkesinin katıldığı Atina Kupası adlı yarışta, gençlerde Hakan özcan birinci oldu.

Büyüklerde türk takımı dördüncü, Kaya Oktayyören ikinci oldu.

1980’de Balkan Binicilik Şampiyonasında büyüklerde Fevzi Atabek, engel atlama dalında bir birincilik, bir ikincilik kazandı.

Türkiye Binicilik Federasyonu

1932 yılında kuruldu.

Federasyon heyetini Kara Kuvvetleri Kumandanlığı Süvari dairesi erkânı teşkil eder.

Beden terbiyesi bütçesine sembolik 1 liralık ödenek ile yerleşen federasyon tamamen ordunun maddi imkânları içinde yürütüldü.

1952’de bu ödenek 3 000 liraya çıkartıldı.

Bu arada 1953 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir bölgelerinde binicilik ajanlıkları kurularak sivil biniciliğe de el atıldı.

1958’de Binicilik federasyonunun başına ilk defa bir sivil getirildi ve iş adamı Nejat Eczacıbaşı dört yıl süreyle Binicilik federasyonunun başkanlığını yaptı.

1960’ta Rotterdam’da Salih Koç, Nail Gönenli ve Cevdet Sümer Ekipler şampiyonluğunu kazandılar.

Binicilik sporunun yoğun bir şekilde yapıldığı şehir İstanbul’dur.

Bu bölgede faaliyet gösteren biniciler 1960 yılından sonra Jokey kulüp pistlerinde yetişen safkan İngiliz atlarını denemekte ve bunda da büyük başarı elde etmektedir.

Günümüzde askeri amaçlı binicilik gerilerken, spor amaçlı binicilik önem kazanmıştır.

Binicilikte başlıca iki biçim vardır: İngiliz biniciliği ve Batı biniciliği.

İngiliz biniciliği spor amacıyla yapılan biniciliktir.

Batı biniciliği ise Amerika kıtalarında kovboy denen sığır çobanlarına özgü biniciliktir.

Kovboylar, uzun üzengili ağır eyerler kullanır ve bacakları düz duracak biçimde ata binerler.

İngiliz biniciliği ise, binicinin güvenliğini, binicinin atı denetimini ve atın rahatlığını dikkate alan bir anlayışa dayanır.

Çocukların ata binmeyi öğrenmelerinin en iyi yolu, genellikle boylarına uygun, yere sağlam basan midillilere binmektir.

Binicilik
Binicilik
Binicilik

Bir yanıt yazın