Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Coğrafya

Budapeşte,Tarihi,Eserleri | Coğrafya Bilgileri |

Budapeşte Macaristan’ın başkenti ve en kalabalık şehri.

Avrupa Birliği’nin en büyük şehirlerinden biridir.
525 kilometre karelik (203 kilometre karelik) bir alana ve yaklaşık 1.8 milyon nüfusa sahiptir.

BudapeşteBuda kalesinin temsil ettiği mutlak hükümdarlık sembolü karşısında anayasa rejimi kuruluşlarının merkezi oldu.

Şehrin sanayi mahalleleri, özellikle Peşte çevresinde, şehrin güneyinde ve Csepel adasının kuzeyinde gelişti.

Budapeşte coğrafi özellikleri

Budapeşte’nin coğrafi konumu çok elverişlidir: Tuna’nın Macaristan dağlarını aştığı boğazların sonunda Pilis ve Börzöny kütleleri arasında, büyük Pannonia ovası karşısında yer alır.

Birçok büyük yol Budapeşte’de birleşir: Tisa ve kolu Hernad’ın yukarı havzasından geçerek Ruthenia ve Doğu Slovakya’ya giden yol; Alföld’den geçerek Romanya’ya ve Balkan yarımadasına giden yollar; Tuna’yı boydan boya izleyen yollar; macar boğazlarını ve geçitlerini aşarak Batı Macaristan, Avusturya ve Batı Slovakya’ya giden yollar.

Hıristiyan ve Germen Avrupa’sının önünde Pannonia ovalarındaki son engebeye sırtını yaslayan şehrin, düşman birliklerinin hareketlerini kontrol etmeye elverişli bir konumu vardı.

Buda tepelerinin ve Gellert dağının yer aldığı sağ kıyıdaki şehir, Ortaçağda ve modern çağın başlarında görülen savunma şehirlerinin en iyi örneklerindendir.

Tuna kıyısında iki tepe yükselir; bu tepeler, daha ilerideki (batıda) yüksekliklerden derin bir çöküntüyle ayrılır.

Budapeşte Tarihi

XVIII. yy.da şehrin savunma görevi ortadan kalktı; Buda, hükümetin ve askerî dairelerin yer aldığı bir şehir oldu.

Kamu yapılarının yanında yüksek görevlilerle ordu kumandanlarının konutları yer alırdı; ordu kumandanları ve yüksek hükümet görevlileri aynı zamanda büyük toprak sahipleriydi ve macar yüksek soylu sınıfını meydana getirirlerdi.

Bu zengin ve seçkin semt geleneği XIX. yy.da devam etti.

Buda, tepelerden aşağı batıya doğru genişledi; yazlık konutlar ve villalar ise Janoshegy ile Szabadsaghegy yamaçlarındaki korulara yapıldı.

Peşte ırmağın düz kıyısı boyunca uzanır; ırmak, şehrin kuzey ve güneyindeki büyük adaları çevreler: kuzeydeki ada bir parktır (Marguerite adası); güneydeki ada (Csepel) çok daha büyüktür; kuzey bölümünde şehrin ilk sanayi mahallerinden biri vardır.

Peşte» Buda tepeleri ve Gellert dağı karşısında merkezden çevreye doğru birbiri ardısıra yayılan halkalar halinde gelişti; en eski ticaret mahalleleri çok küçük olan ilk şehrin içindeydi; ikinci halka XIX. yy. başında gelişen mahalleleri kapsar; bu mahalleler Kossuth zamanındaki Peşte’yi meydana getirir.

Bir üçüncü mahalle, XIX. ve XX. yy.daki burjuva kesiminin sınırlarını belirleyen parklara kadar (özellikle Şehir korusu [Varosliget]) uzanır.

Bu halka, özellikle evlerin yer aldığı mahalleleri kapsar: en güzel cepheli yapılar ışıklı büyük caddelerdedir; büyük caddeler boyunca genellikle sıcak su kaynaklarının buharı fışkırır.

Şehir korusu, Tuna’dan dört kilometre uzaklıktadır.

Tuna kıyısındaki parlamento binasıyla eski gümrük binası arasında 3 km boyunda anıtsal yapılar vardır; bu yapılarda gotik ve bizans üslubunun karışımı görülür; eski gümrük binası bugün üniversite olarak kullanılmaktadır.

Ama İkinci Dünya savaşından hemen önceki yıllarda gelişen çeşitli sanayi, işçi mahallelerinin ve bütünüyle barakalardan meydana gelen mahallelerin asıl şehrin sınırları dışına taşmasına sebep oldu; bu mahallelerde çok kalabalık köylerden göçen işçiler oturur.

Şehrin yöresindeki eski köyler Avrupa’nın en fakir banliyölerinden birinin gelişmesiyle böylece silinmiş oldu.

Şehir geüşimi yönünden hiç bir tabiî engelin bulunmadığı bir tarım ovasında, sanayi alanları, demiryolu ayırma istasyonları, yük boşaltma merkezleri ve kendiliğinden doğan yerleşme alanları hızla gelişti: kuzeyde Ujpest ve Rakospalota, doğuda Kispest, Rakoscsaba ve Lörinc, güneyde Csepel.

Şehrin bu kesiminde büyük işçi sitelerinin kurulması, boş toprakların park ve spor alanı haline konulması gibi birçok değişiklik görülür.

Şehrin merkezi, çarpışma ve bombardımanlardan çok zarar görmüş, Tuna’dakı bütün köprüler yıkılmıştı.

Yıllarca süren çabalar sonucunda tarihi eserler onarıldı, köprüler kuruldu, yıkılan bölgeler tekrar yapıldı.

1956 Ayaklanması sırasında Peşte’de yıkılan binalar, büyük caddeler bugün onarılmıştır.

Eskiden ekonominin merkezi Buda iken 19. yüzyıldan sonra ticaret etkinlikleri Peşte’ye kaymıştır.

Büyük bankalar, ülkedeki yabancı şirketlerin çoğu ve en güzel mağazalar Peşte’nin Belvaros semtindedir.

Budapeşte temel sanayi (termik santral, çelik ve boru fabrikaları, petrokimya, yapı sanayileri) ve tüketim sanayisi (un fabrikaları, hazır giyim, kereste, kâğıt, matbaacılık, ilaç, kozmetik sanayileri) merkezidir.

Ayrıca Comecon çerçevesi içinde, makinalar ve elektrikli makinalar (takım tezgahları, kamyonlar, demiryolu gereçleri, telefon santralleri, elektronik cihazlar) yapımı da önemli seviyelere ulaşmıştır.

İkinci Dünya Savaşında Budapeşte büyük bir hasar görmüştü. Fabrikaların ve meskenlerin neredeyse tamamı ya yıkıldı veya hasar gördü. Bütün köprüler yıkıldığı için ulaşım da durmuştu.

1945’te Sovyet orduları Budapeşte’ye girdiğinde nüfus dörtte biri kadar azalmıştı.

Şehrin inşası yıllar sürdü.

1950’de çevredeki köy ve ilçelerin katılmasıyla genişletildi.

Sanayileşme tekrar başladı ancak çevre il ve ilçelere yayılması için de tedbirler alındı.

Şehrin Tuna üzerinde her zaman önemli bir kavşak noktası olması, sanayileşme öncesinde yapılan merkezî demiryolları ve Macaristan’a dağılan yolların merkezinde bulunması Budapeşte’nin gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur.

1970’lerde şehiriçi trafiğinin rahatlatılmasında önemli rol oynayan metro sistemi kuruldu.

Temizliği, hızlı ve ucuz olmasıyla Budapeşte metrosu şehrin özelliklerindendir.

Macaristan’ın en iyi okulları, Macar Bilimler Akademisi ve araştırma enstitüleri Budapeşte’dedir.

Budapeşte Tarihi Eserleri

Roma kolonisi (Aquincum) Buda, Attilâ tarafından zaptedildikten sonra IX. yy.da Macar’ların başkenti oldu.

Kanunî Sultan Süleyman Mohaç’ta macar ordusunu yendikten sonra (1526) Buda’ya girdi.

Kral Janos Szapolyai Türkler çekildikten sonra şehri ele geçirmek istediyse de rakibi Ferdinand’m baskısı sonucunda geri çekilmek zorunda kaldı (1527).

Kanunî Süleyman 1527’de şehri yeniden zaptederek Janos’a verdi, Janos da Peşte’yi ele geçildi.

Janos’un ölümünden sonra (1540), Ferdinand Peşte’yi, geri aldı.

Janos’un küçük oğlunun naibi rahip György Martinuzzi, Buda’yı kuşatan Ferdinand’ın generali Roggendorf’a karşı yardım isteyince osmanlı ordusu önce Peşte’yi, kısa bir süre sonra da Buda kalesini zaptetti.

Buda ve Peşte 1686’ya kadar osmanlı hâkimiyeti altında kaldı.

1699 Karlofça antlaşmasıyla şehir Macarlara bırakıldı.

Joseph II, 1784’te şehirde bir üniversite kurdu.

1867 antlaşmasından sonra Macaristan krallığının başkenti oldu; 1873’te Buda ve Peşte birleşti.

Şehir, Bela Kun’un muzaffer romanyalı birlikleri tarafından 4 ağustos 1919’dan 16 kasım 1919’a kadar işgal edildi; İkinci Dünya savaşında da amiral Horthy’nin tutuklanmasından sonra Wehrmacht (alman askerî kuvvetleri) tarafından 15 ekim 1944’te yeniden işgal edildi.

1 Kasımda kuzeyden Malinovski, güneyden Tolbuhin’in yönettiği sovyet kuvvetleri tarafından şehrin kuşatılmasına başlandı.

Bu iki ordu 29 aralıkta Tuna kıyısındaki Estergon’da (Budapeşte’nin 25 km kuzeybatısında) birleştiler ve teslim olmayı kabul etmeyen 30 alman-macar tümenini çevirdiler.

9 Ocak 1945’teki alman karşı hücumu ablukayı yarmayı denedi ve Estergon’u geri aldı.

Ama, kısa süre sonra hücum öncesi hatlarına püskürtülen Almanlar Budapeşte sokaklarında (bir aydan uzun süre) kanlı savaşlar yaptılar; 13 şubatta Ruslar şehri 127 000 tutsak ile birlikte geri aldılar.

5-15 Mart arasında Sepp Dietrich yönetimindeki 30 alman tümeni şehri almak için yeniden hücuma geçti; hücum Szekesfeharvar’dan (balaton gölü) başladı; ama Budapeşte’ye kadar ulaşamadı.

Budapeşte, 1947 barış antlaşmasına kadar sovyet işgalinde kaldı.

23 Ekim 1956’da Budapeşte’de komünist yönetimine karşı bir ayaklanma oldu.

Bir öğrenci gösterisiyle başlayan ayaklanma, halka ve Maleter’in yönettiği askerî birliklere sıçradı; bu sırada işçiler de Komünist partisi binalarını yaktılar.

Komünist partisi sekreteri Geroe tarafından çağırılan sovyet tankları ayın 24’ünde duruma müdahale etti; Geroe, Nagy’nin başbakanlığa getirildiğini açıkladı.

Nagy, 27 ekimde bir koalisyon hükümeti kurdu, liberal tedbirler alacağını açıkladı ve sovyet kuvvetlerinin ülkeden çekilmesi için görüşmelere girişti.

Ama bu birkaç günlük durgunluk devresinden yararlanan mareşal Jukov Macaristan’a 20 tümen getirdi; Nagy’nin dünya kamu oyunu yardıma çağırmasına rağmen bu kuvvetler 4 kasımda olaya kütle halinde müdahale ettiler; kısa süre sonra Nagy Romanya’da tutuklandı.

Bunun üzerine Kadar idareyi ele aldı ve 14 kasımda ayaklanma bastırıldı.

Bir yanıt yazın