Cennet Kavramı Nedir,İslamda Cennet
Cennet kavramı islam,Hristiyanlıkta cennet kavramı,Cennet Kavramı Nedir,Hemen bütün dinî inanışlara göre cennet, iklimi çok hoş, çeşitli nimetlerle dolu, her yanı şahane şekilde süslenmiş ve iyi. günahsız kimselerin gireceği âhiret evidir.
Birçok eski kavim bu konuda efsaneler yaratmış ve böyle mutlu bir ülkeye inanmışlardı.
Bu efsanelerde insanoğlu Tanrı’ya karşı itaatsizlik ederek büyük bir suç işlediğinden ötürü böyle bir cennetten kovulur.
Meselâ Ahd-i Atik’in «Peydayiş» (Tekvin, Kâinatın kuruluş suresinin 2. ayetinde Aden bahçesinden söz edilir. Adem ile Havva Aden bahçesinde yaşarlarken Allah’ın buyruğuna uymadıkları için cennetten kovulurlar.
Bu cennet Dicle ve Fırat ırmaklarının aktığı bir alandadır.
Mesih kavramının ortaya çıkışı île yahudiler arasında yeryüzündeki cennet ümidi tamamen kaybolmuştur.
Hıristıyanlar cennete «Ruhani gök» derler.
Burası insanoğlunun günün birinde Tanrı ile karşılaşacağı kutsal bir ülkedir.
Aynı şekilde cennet, iyi kimselerin ruhlarının yaşadığı bir yer sayılır.
Katolik inanışına göre insan ruhu cennete gitmeden önce Berzah (Boğaz) denilen bir yerde kötülüklerden arınacaktır.
Hıristiyanların bir kısmına göre ise cennet, ruhani gökten bir derece daha aşağıdadır ve cennette yasayan kimseler Tanrı ile karşılaşamayacaklardır.
Eski Türklerde Cennet
Şamanlıkta diğer dinlerdeki gibi bir cennet tasavvuruna rastlanmaz. Şamanlığa göre âhiretteki hayatın, dünyadaki hayattan farklı bir yanı yoktur. Can bir sinek gibi, ölürken ağızdan çıkar ve Öteki dünyaya gider.
Eski Türkler cennet karşılığı olarak uçmak kelimesini kullanırlardı.
Ahiret ve cennet hakkında başlangıçtaki görüşleri diğer dinlere mensup kavimlerle temas edince değişikliklere uğradı.
Dünyada yapılan iyi ve kötü hareketlerin karşılığının öteki dünyada görüleceği inancı şamanlığa girdi.
Türkler İslâmlığı kabul edince bu konudaki görüş ve inançları İslâmi bir karakter kazandı.
İslamda Cennet Nedir
İnanıp da iyi ve hayırlı işler yapan ve böyle bir hayat yaşayan kimselerin mükâfat olarak gidecekleri âhiret yeridir.
Kuran’da cenneti belirtmek İçin dar-üs-selâm (Selâmet yurdu)» dâr-ül-huid (sonsuzluk yurdu), el-firdevs (bağ, bahçe), cennât-ı Adn (cennet bahçeleri), cennet-ül-me’va (sığınılacak cennet) v.b. kelimeler de kullanılmıştır.
İslâm inancında Kur’an’ın bildirdiğine göre cennette 4 büyük ırmak vardır.
Birinde gözyaşı gibi temiz su, ötekinde temiz süt, üçüncüsünde sarhoşluk vermeyen şarap, dördüncüsünde de mumdan arınmış bal akar (Sure-i Muhammed. 16.. 17).
Cennette Tanrı özel bir güzellikteki hurileri yaratmıştır (Vakia Suresi. 35. ayet). Burada cennet sakinleri altın sırmalı ve mücevherle süslü tahtlar üzerinde otururlar, henüz bıyığı terlememiş çocuklar şarap kadehleri ile etraflarında dolaşırlar.
Herkesin istediği eşi, her çeşit meyveyi ve kuş etlerini hemen kendilerine sunmaya hazırdırlar. (Vakia suresi, 15, 21).
Cennet, Hz. Peygamber’İn Miraç hadisinde de belirtildiği gibi, en yüksek gök tabakasının üstünde bulunur. Sekiz , önemli kapısı vardır.
Cennete önce Hz. Muhammed girecektir. Sonra sabırlı fakir müslümanlar, daha sonra da Allah’a şükreden zengin müslümanlar girecektir.
Melekler cennete giren müslümanları cennete mahsus bir müzikle karşılayacaklar ve çeşitli yiyeceklerle donatılmış sofralara oturtacaklardır.
Cennette daima bir bahar iklimi hüküm sürer.
Burada geçirilen bir gün yeryüzünün bin gününe karşılıktır.
Cennetteki bütün eşyalar kıymetli madenlerden yapılmıştır, saray ve köşkleri bile altın ve kıymetli taşlardandır.
Cennette içecek olarak Kevser şarabı vardır.
Ayrıca cennet bahçelerinin altından ırmaklar akmaktadır.
Cennetteki bütün insanlar Adem peygamberin boyunda ve otuz üç yaşında olacaklardır, En güzel bir şekilde giyinmiş cennet ehli (ehl-ül-cenne) için huri kızlar bulunacaktır.
Cenneti devamlı olarak dünyada hiç duyulmayan bir müzik dolduracaktır.
Birçok hadise göre cennete giren kimselere haftanın belli bir gününde Allah, dolunayın göründüğü gibi bütün nuruyla görünecek ve «selâmün aleyküm» (barış ve selâmet sizin üzerinizde olsun) diyecektir.
Kur’an-ı Kerim cennete girecekleri bazı gruplara ayırmış ve şehitlerle, bilginlere bazı imtiyazlar vermiştir.