Cerrahhane-i Amire | Ansiklopedik Bilgi |
Cerrahhane amire nedir,Cerrahhane-i Amire,Tıp Öğretiminin modern hale getirilmesi yolundaki ilk adım Selim III devrinde atıldı (1805).
Tıphane ve Cerrahhane-i Amire
Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendinin (1774-1834) teşviki üzerine modern bir tıbhane kurmak isteyen Selim III, devrin taassubu yüzünden bunu başaramadıysa da, 1805’te Kuruçeşme’de yalnız rum tebaa için bir üniversite ve bu arada bir tıbbiye kurulmasına izin verdi.
Müslümanlar için de ayrı bir tıbhane açmak isteyen Selim III, Kabakçı Mustafa isyanı üzerine tahttan indirilince bu teşebbüs başarı ile sonuçlanamadı ve bu arada Kuruçeşme’deki tıbbiye de kapandı.
Mahmud II, yeniçeri ordusunu kaldırdıktan sonra (15 haziran 1826) batılılaşma hareketleri arasında Tıbhane ve Cerrahhane-i Âmire’yi kurdu (14 mart 1827).
Şehzadebasrnda açılan bu müessesede 20 kadar cerraha, sanıldığına göre bir macar dönmesi olan Mehmed Necati Efendi tarafından ders verildi.
1832’de Cerrahhane, Topkapı sarayının sur harici kısmında, Değirmenkapısı yanındaki üç koğuştuk hastalar odasına taşındı.
Buraya kura neferlerinden yaşı küçük olanlar öğrenci olarak alındı ve Sade de Calliere adlı dünyaca ünlü bir fransız cerrahı da müdür tayin edildi. Sıkı bir disiplin altında bulunan bu okulda, Tıbhane hocalarından Osman Saib Efendi ders nazırı idi.
Gene Tıbhane hocalarından ve Topkapı Askeri hastahanesi hekimlerinden Kostantin Efendi tababet ile ilgili çeşitli dersler verirdi.
Sade de Calliere ise umumi teşrih, ameliyatı cerrahiye, küçük cerrahi, etiyoloji ve semptomatoloji ile kimyayı cerrahı gibi cerrahlık ile ilgili dersleri verirdi. Tıbhanedekinin aksine Cerrahhanede öğretim türkçe idi. öğretim süresi ise dört yıldı.
Tıbhanenin bulunduğu Tulumbacıbaşı konağı daha sonra Mansure hazinesince bir şahsa satıldığından Abdülhak Molla’nın 1836’da verdiği bir takrir üzerine Tıbhanenın 139 kişilik mevcudu ile Cerrahhanenin 107 kişilik mevcudu altı ay kadar sonra (kasım 1836 başlan) Otlukçu kışlasına taşındı ve Mekteb-i Tıbbiye adını aldı.
1838’de gene her iki mektep, bugünkü Galatasaray lisesinin yerindeki Enderun Ağaları mektebi binasına taşındı ise de, bu bina o yıl Galatasaray yangınında yandı.
Fakat Hekimbaşı Abdülhak Molla ve Tıbbiye muallimlerinden Stefan’ın gayretleriyle gene aynı yıl bazı ilâvelerle yeniden tamir edildi ve Mahmud II’nin bir nutku ile açılan bu okula «Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane» adı verildi.
Bu yeni tıbbiyede Öğretim süresi aitı yıldı, ilk otopsi dersleri burada verildi.
Talebe, cerrah ve eczacı olarak ikiye ayrıldı.
Cerrahhanenin bilinen en eski mezunları İsmail (Hekimbaşı ve cerrah İsmail Paşa), Kâmil, Ali, Hüseyin, Şerif, Nuri (Ziya Nuri Paşanın babası Mehmed Nuri) ve Veli Efendilerdir.
Cerrahhane-i Amire
Avrupa usulünde ameliyat yapan cerrahlık kurumu.
Mahmud II devrinde İstanbul’da Tophane’nin kuruluşundan beş yıl sonra açıldı (1832).
Tıp ve cerrahlık öğrenimi önce ayrı ayrı okullarda yapıldı.
Bu kurum daha sonra Tıp okulu ile birleştirildi (1838).