Direktuvar Dönemi | Nedir,Fransız Devrimi | Tarih Bilgileri |
Direktuvar Dönemi Fransız Devrimi’nden sonra 1795’den napoleon bonaparte’in 10 kasım 1799’daki hükümet darbesine kadar uygulanan yönetim şekli.
Fransız Devrimi Direktuvar Dönemi
Bu rejim, III yılının anayasasıyla öngörülmüş, 17 ağustos 1795’te Konvansiyon tarafından oylanmış ve fransız halkı tarafından da 1795’te yapılan bir referandumda 6 000 000 seçmenden oyunu kullananların 49 978 olumsuz oyuna karşılık, 1057 390 olumlu oyla onaylanmıştı.
III Yılının anayasası, Konvansiyon tarafından, Robespierre’in düşüşünü takip eden Terör döneminde kabul edilmişti.
1793 Anayasasından çok daha az demokratik olmasının sebebi de budur.
III Yılının anayasası, krallık kurumu bir yana bırakılacak olursa, 1791 rejimine çok yakın bir düzen getirmişti.
Bunun için de, çok zaman, «burjuva cumhuriyeti» adıyla anılır.
III Yılının anayasası, 1789 tarihli İnsan Hakları bildirisinin yerine İnsan Hakları ve ödevleri bildirisini getirir.
1789 Tarihli bildirinin en dikkate değer maddelerinden biri olan «insanlar hür doğar, hür ve eşit haklara sahip olarak yaşarlar» sözü İnsan Hakları ve ödevleri bildirisinden çıkarılmıştır.
Hürriyet ve eşitlik, bildiride kısıtlı bir biçimde yer alır.
1793 Bildirisinde görülen eğitim hakkı, iş hakkı, yardım hakkı, direnme hakkı gibi haklara bu bildiride yer verilmemiştir.
III Yılının anayasası 1792’de kurulmuş olan cumhuriyet rejimini muhafaza eder.
Ama cumhuriyetle birlikte bütün yurttaşlara tanınmış olan oy hakkı kaldırılmıştır.
Buna karşılık, ihtilâlin başından beri süregelen iki dereceli seçim sistemine yeni rejimin anayasasında da yer verilmişti.
«Birinci Direktuvar», Barras, Rewbell, La Revelliere-Lepeaux, Carnot ve Letourneur gibi kral aleyhtarı eski Konvansiyon üyelerinden meydana gelmişti, önce ülkeyi Jakoben’lerin yardımıyla yönetmeye çalıştı.
Ama 1796 martında Babeuf ve Buonarotti tarafından meydana getirilmiş olan ve rejimi devirerek yerine bir çeşit komünizm getirmek isteyen Eşitlerin Gizli birleşmesinin ortaya çıkması Direktuvar’ı ılımlılara doğru itti.
V Yılının seçimlerinde ılımlılar büyük zafer kazanarak Direktuvar’a Letourneur’ün yerine kendilerinden biri olan Barthelemy’yi seçtiler.
Bunun üzerine de, artık bir Jakoben çoğunluğuna sahip duruma geçen Direktuvar’la ılımlılar arasında uyuşmazlıklar çıkmaya başladı.
1797 Temmuzunda Direktuvar, Yasama meclisi üyelerine karşı bir darbe yapmayı denedi.
Ama deneme sonuç vermedi.
Yardımcısı Augereau’yu Paris’e göndermiş olan Bonapart’ın yardımıyla yapılan ikinci deneme ise başarılı oldu ve krallığın yeniden kurulmasını hazırlayanlar Yasama meclisinden atıldılar, Barthllemy Guyana’ya sürüldü, ılımlılara katılmış olan Carnot da kaçmayı başardı.
Bundan sonra artık, yönetimi bu ikinci denemenin galipleri ele alacaklardı.
Ama iktidara gelmelerinde yardımları dokunan, iktidara geldikten sonra da işgalleri altındaki yabancı ülkelerden vergi olarak aldıkları paraların fransız hükümetinin bütçe açığını kapatmakta kullanılmasını sağlayan generallerin etkisi altında bulunuyorlardı. «İkinci Direktuvar», Fransa’da ve işgali altındaki ülkelerde açıkça Jakoben’lere dayansaydı belki biraz yaşama şansı olabilecekti.
Ama tutumu son derecede kararsız oldu.
İçeride, yani Fransa’da, 11 mayıs 1798 darbesiyle, Jakoben’lerin büyük payda galip çıktıkları seçimlerin birçoğunu geçersiz saydı.
Çünkü Robespierre ve Babeuf taraftan «anarşistlerin» iktidarı almalarından korkuyordu.
İşgal altındaki ülkelerde de. yine aynı «anarşistlerden korkusu yüzünden, siyasetine en sağlam destek olan Jakoben’leri pek zayıf bir biçimde destekledi.
Askeri başarısızlıklar ve malî imkânsızlıklar Direktuvar yönetimini zayıflatmıştı ve ülkenin siyasî dengesi çok kararsızdı.
Üçüncü Direktuvar’ı meydana getirenler, Jakoben’lerden öncekilere olduğu gibi Jakoben’lere de güvenmeye cesaret edemiyorlardı.
Sol muhalefetle sağ muhalefet arasında rejimin varlığını sürdürmesi için gerekli alan çok dardı.
Burjuva demokrasisi ancak bir askerî diktatörlük sayesinde yıkılmaktan kurtulabilirdi.
Sieyes, bu iş için en uygun adam olarak general Joubert’i düşündü.
Ama general İtalya’da savaşta öldü.
O sırada, İtalya galibi Bonapart İngiliz gemilerine yakalanmadan Frejus’e çıkmayı başardı (9 ekim 1799).
14 Ekimde de Paris’teydi. Sieyes’in yardımıyla, 9 kasım 1799 günü, Direktuvar yönetimine son verecek olan hükümet darbesini yaptı.