Dulkadiroğulları Beyliği | Tarihçesi,Eserleri | Tarih Bilgileri |
Dulkadiroğulları Beyliği,1337-1522 yillari arasinda hüküm sürmüs olan bir Türkmen beyligi.
Dulkadiroğulları Beyliğinin Özellikleri
Arap tarihlerinin çoğunda ve bazı osmanlı tarihlerinde Dulcadır, Dulkadır, Dülkadir, Tulgadir; İran tarihleriyle onların etkisinde kalan türk tarihlerinde ise Zülkadir diye de anılır, ilk dulkadır emîri Zeyneddin Karaca Bey, Binboğa dağları ile Maraş ve Antakya dolaylarında kışlayan Bozok Türkmenlerini ve Ağaçeri ilinin bazı boylarını etrafına topladı.
Dulkadiroğulları Beyliği Tarihçesi
1335’te Dulkadırlı halkından beş bin kadar atlı ile Kilikia Ermeni krallığı topraklarına girdi.
1339’da Eretna Beyin elinden Elbistan’ı alan Karaca Beye, Memlûk sultanı Melik Nâsır Mehmed tarafından Türkmen beyliği ve Elbistan valiliği verildi.
Böylece, merkezi Elbistan olmak üzere Dulkadıroğulları beyliği kurulmuş oldu.
Anadolu içlerine akınlar yapan, kendisine itaat etmeyen Taşkunoğlu’nu yenen Karaca Bey, dostu Şam valisi Teniz’in öldürülmesinden sonra Mısır sultanına itaattan vaz geçti.
1341-1342’de Karaca Bey, Eretna beyinin gönderdiği hediyelere sahip çıktığı için üzerine yürüyen Halep valisi Yil Buga’nın kuvvetlerini,’ Düldül dağındaki savaşta yendi (1343).
Bu zaferle nüfuz ve kuvvetini arttırdı.
1346’da Sis Ermeni krallığından Gaban kalesini aldı, şehri kurtarmaya gelen Bizans kralı Konstantinos III’ü ağır bir yenilgiye uğrattı.
Dulkadıroğulları 1347’de Halep, daha sonra Şam (Dımışk) valisi Argun Şah ile iyi geçindiler.
1348’de Memlûk sultanı Melik ün-Nâsır Hasan, Karaca Beyin düşmanı emîr Arıktay’ı Halep valiliğine getirdi.
Bunun üzerine sultana itaatten vaz geçen Karaca Bey, kendisini Melik Zahir adıyla hükümdar ilân etti.
Halep üzerine akınlara girişti.
1352’de Memlûk sultanı Melik el-Salih zamanında, Halep, Hama ve Trablus valileri başta olmak üzere Suriye emirlerinin isyanı sırasında Karaca Bey de Şanı şehrinin etrafını yağma etti.
Mısır sultanının geldiğini duyan âsi emirler Elbistan’a sığındılar.
Karaca Bey, kendisine sığınan emirleri vermeyerek itaatsizlik gösterdiği için Mısır sultanı, Suriye’nin kuzeyindeki türkmen reisliğini, Üçok Türkmenlerinin başı Ramazan Beye verdi.
Emirliğin elinden gitmesinden endişe eden Karaca Bey, mülteci emirleri Halep’e teslim etti.
Buna rağmen Karaca Beyi ortadan kaldırmaya karar veren Mısır sultanının gönderdiği kuvvetler Elbistan ve çevresini yakıp yıktılar.
Düldül dağında Memlûklar ile 20 günlük bir savaştan sonra (1353) bozguna uğrayan Karaca Bey, Sivas ve Kayseri hükümdarı Eretna oğlu Mehmed Beye sığındı ise de Memlûklara teslim edildi.
Kahire’ye götürülen Karaca Bey, bir süre hapsedildikten sonra, aralık 1353’te asıldı.
1354’te Mısır sultanı, emirliği Ramazanoğlu’na verdi.
Memlûk devletine itaat etmesi şartıyla, Karaca Beyden sonra oğlu Halil Bey de Elbistan valiliğine getirildi.
Halil Bey önce Eretna beyliğine, daha sonra Memlûk topraklarına yaptığı akınlar sonunda Maraş, Malatya, Harput, Behisni, Amik taraflarını alarak topraklarını genişletti.
1361 ve 1378 yıllarında üzerine gönderilen iki büyük Memlûk ordusunu yendi.
1381’de, Maraş önlerine kadar ilerleyen Hâcib Çöğen kumandasındaki memlûk ordusunu da yenen Türkmenler, Halep’in kuzeyini ele geçirdiler.
1386 Başında Halil Bey ile bozuşan kardeşleri Osman ve İbrahim Beyler, Memlûk sultanı Berkuk’a bağlandılar.
Halil Bey, Harput valisi olan kardeşi İbrahim Bey tarafından öldürüldü (1386).
Yerine geçen kardeşi Süli Bey önceleri Karaman ve Ramazanoğullarıyla, sonra da Memlûklarla mücadele etti.
Kadı Burhaneddin’e ve Çelebi Sultan Mehmed’e kızlarını vererek onlarla akrabalık kurdu.
Süli Bey de, kardeşi gibi, Memlûk sultanı Berkuk’un emriyle öldürüldü.
Süli Beyin ölümünden sonra oğlu Sadaka ile yeğeni Nasırüddin Mehmed birbirlerine düştüler.
Yıldırım Bayezid 2 ağustos 1399’da Elbistan’ı Sadaka Beyin elinden alarak, Elbistan valiliğini ve Dulkadırlı beyliğini Mehmed Beye verdi.
Memlûklarla hoş geçinmek isteyen Nasırüddin Mehmed Bey, o sıralarda Anadolu’ya giren Timur ile çarpışarak bu dostluğunu göstermek istedi.
Fakat Elbistan’ı işgal, Malatya ve Behisni’yi tahrip eden Timur’a boyun eğmek zorunda kaldı.
Timur gittikten sonra kızıyla evli olan Osmanlı sultanı Çelebi Mehmed ile anlaştı.
Karaman ve Ramazanoğullarını yenerek (1419), Karamanoğlu Mehmed Beyi esir etti.
1436’da hasmı Çanbey Sofu’yu Memlûk sultanı Baybars’a teslim etmediği için, Kayseri şehri elinden alınarak Karamanoğullarına verildi.
Aynı yıl Osmanlı sultanı Murad II, Kayseri’yi zaptederek Dulkadıroğullarına bıraktı.
Memlûklara bağlılığını göstermek için Kahire’ye giden Nasüriddin Mehmed Bey, dönüşünde seksen iki yaşında öldü (1442).
Nasüriddin’den sonra Dulkadır beyliği Malatya valisi Süleyman Beye verildi.
Süleyman Bey, kızı Sittî Hatunu 1449’da Osmanlı şehzadesi Mehmed’e (Fatih), diğer kızını da Memlûk sultanı Melik Zahir Çakmak’a vererek Osmanlılar ve Memlûklar ile akrabalık kurdu; her iki tarafla dost geçindi.
Süleyman Beyin ölümünden sonra (1454) yerine oğlu Melik Arslan geçti.
Harput’u alan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a karşı koyabilmek için Memlûklardan yardım istemek üzere Kahire’ye giden Melik Arslan orada, kendisine rakip olan kardeşi Şah Budak’ın bir fedaisi tarafından öldürüldü (1465).
Memlûk sultanı Kayıtbay, Şah Budak’ı Dulkadır beyi tayin ettiyse de, onu istemeyen Dulkadırlılar Osmanlılara başvurdular.
1466’da Mısır’a kaçan Şah Budak’ın yerine Nasırüddin’in oğlu Rüstem Bey, Memlûk sultanı tarafından Dulkadır beyi tayin edildi.
Dulkadır işine karışan Osmanlılar da Şehsuvar Beyi tuttular.
Böylece Dulkadır beyliği Osmanlılarla Memlûklar arasındaki dostluğun bozulmasına yol açtı.
Osmanlılarca himaye edilen Şehsuvar Bey, 1466’da Dulkadır ülkesine tamamen sahip olarak, Memlûklularla ve Ramazanoğullarıyla savaştı, Halep taraflarına akın yaptı.
Fakat Antep savaşında (1471) emîr Yeşbek kumandasındaki memlûk ordusuna yenilen Şehsuvar Bey, Zamantı kalesine kaçtıysa da, kuşatılınca teslim olmak zorunda kaldı; Kahire’ye gönderildi ve sultan Kayıtbay’ın emriyle asıldı (1472).
Bundan sonra Memlûk sultanının Şah Budak’ı ikinci defa Dulgadır beyliğine tayin etmesine karşılık Osmanlılar da Alâüddevle’yi desteklediler.
Osmanlıların seçtiği Alâüddevle, Memlûklara dost görünerek kardeşi Şah Budak’ı ortadan kaldırdı.
Osmanlılarla da iyi geçindi, kızı Ayşe Hatunu, sultan Bayezid II’ye vererek onlarla akraba oldu.
Diyarbakır’ı Akkoyunlular’m elinden alan Alâüddevle, Şah İsmail ile yaptığı savaşlarda başarı kazanamadı.
Hersek oğlu Ahmed ve Hadım Ali Paşaların kumandasındaki osmanlı kuvvetleri de başarı kazanamayınca, Memlûkların kışkırtmasıyla Alâüddevle Osmanlılara karşı cephe aldı.
Çaldıran zaferinden sonra Hadım Sinan Paşanın kumandasındaki osmanlı ordusu Turnadağı savaşında (1515) Alâüddevle’yi bozguna uğrattı.
Dört oğluyla birlikte öldürülen Alâüddevle’nin kesik başı, koruyucusu Memlûk sultanına gönderildi.
Alâüddevle’nin ölümünden sonra Dulkadıroğulları üzerindeki Memlûk himayesi Osmanlılara geçti.
Osmanlı padişahı adına hutbe okutması ve para bastırması şartıyla Şehsuvar Beyin oğlu Ali Bey, Dulkadırlı beyliğine getirildi.
Osmanlılar’ın Mısır seferinde ve Şam valisi Canberdi Gazalî’nin isyanında önemli hizmetlerde bulunan Ali Bey, başarılarını çekemeyen Ferhad Paşanın iftirası sonucu dört oğluyla birlikte öldürüldü (1521).
Bundan sonra Dulkadır beyliği çevresi Maraş, Malatya, Antep, Zülkadriye, Sümeysat sancaklarını kapsayan bir beylerbeylik haline getirildi.
Dulkadiroğulları Beyliği Eserleri
Maraş, Antep, Antakya, Bahçe, Kadirli, Elbistan, Yozgat ve Kırşehir’de Dulkadıroğullarından kalma pek çok cami, medrese, imaret, türbe ve zaviye vardır.
En önemlileri Kayseri’de Hatuniye medresesi, Kırşehir’in Hacı Bektaş nahiyesinde Balım Sultan türbesidir.
Son Dulkadırlı hükümdarı Alâüddevle’nin koyduğu kanunlar ise, bu beyliğin esaslı bir teşkilâtla kalkınmak istediğini göstermesi bakımından önemlidir.