Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Biyografi

Ebu Abdullah Müşerrefüddin Sadi Kimdir,Hayatı


Ebu Abdullah Müşerrefüddin Sadi
İranlı şair (Şiraz 1213-1292).

Ebu Abdullah Müşerrefüddin Sadi Hayatı

Hayatı hakkında kesin bilgi yoktur.

Bazı kaynaklar, 12 yaşında yetim kaldığını, ilköğrenimini Şiraz’da gördüğünü, Moğolların İran’ı almaları üzerine Bağdat’a gittiğini yazar.

Sadi, Bağdat’ta Nizamiye medresesinde okudu.

Bir süre Şam’da ve İsfahan’da kaldı.

Suriye, El-Cezire, Belh gibi İslam ülkelerini gezdi.

Devrin ünlü İslam filozofu Şihabeddin Siihreverdi ile tanıştı.

Salgurlu emiri Ebubekir bin Sad bin Zengi ile yakınlık kurdu; onun sarayında düzenlenen toplantılara katıldı.

Emirden yardım ve yakınlık gördü; bunun üzerine emire Bostan adlı eserini sundu (1257).

Bir süre sonra salgurlu veliahtı Sadd II adına Gülistan adlı eserini yazdı (1258).

Sonra hacca gitti, dönüşte Tebriz’de kaldı.

Tekrar Şiraz’a döndü.

Şiraz’a döndükten sonra bütün ömrünü ibadetle geçirdi.

Yaptırdığı hankahına kapanarak kendini riyazete verdi.

Eserleri manzum ve mensur olmak üzere ikiye ayrılır.

Bostan (Çiçek Bahçesi) ve Gülistan (Gül Bahçesi) adlarını taşıyan bu eserlerde manzum ve mensur bölümler iç içedir.

İslam edebiyatında makame denen küçük hikaye türünde olan Gülistan, sekiz bölümdür.

Her bölümde mensur parçalarının arasında manzumeler vardır, ikinci eseri Bostan ise manzumdur ve faûlün faulün faûlün faul veznindedir.

Sadi, İran edebiyatında arifane denen ve daha çok felsefe, tasavvuf konularını işleyen şiir türünün kurucusudur.

Mensur ve manzum eserlerinde ahlak, erdem, iyilik, cömertlik, eğitim, bilginin yararlılığı, alçakgönüllülük, hoşgörü, saygı, insan sevgisi gibi konulan işler.

Şiir ve hikayelerinde sınırsız bir insan sevgisi, özlü bir insan saygısı dile getirilir.

Bütün insanların kardeş olduklarını, eş kaynaktan geldiklerini, insan sevgisinin eğitim ve öğretimin temeli olması gerektiğini savunur.

Sadi’nin gazel, rubai, kıta ve beyit türünde şiirleri de vardır.

Sadi, yaşadığı çağda olduğu gibi, ölümünden sonra da birçok şairi, özellikle mutasavvıfları etkiledi.

Bir yanıt yazın