Enderuni Ali Bey Kimdir,Hayatı | Biyografi |
Enderuni Ali Bey Kimdir,Hayatı,Hanende Kadıköylü (1830 -1897)-Besteci ve hanende.
Son zamanlarında Kadıköy’de oturduğu için “Kadıköylü” denmiştir.
Başı kel olduğu için 11 yaşında iken tedâvi maksadıyla kardeşinin yanına, İstanbul’a geldi.
Bâbıâlî yakınında kel çocukların yerleştiği müessesede müezzinlik yapmaya başladı.
Sesinin güzelliği Sadrâzama, dolayısıyla padişaha haber verilince Enderûn-ı Hümayûn’a alındı.
Kel olduğu için “Kel Ali Bey”, Enderun’dan olduğu için “Enderunlu Ali Bey” diye anılır.
Enderun-ı Hümâyûn’da iken Dellâlzâde İsmail Ağa tarafından yetiştirildi.
1844 yılında Abdülmecid’e takdim edildi.
Padişah 14 yaşında çocuğu Harem’e götürdü ve saraylılar kaçışınca, “Kaçmayın, kaçmayın, size insan şeklinde bülbül getirdim” dedi.
Çok iyi yetişti ve güzel sesi ile bir çok bestekâr tarafından takdir edildi.
Enderun’dan ayrıldığında Sadrâzam Yusuf Kâmil Paşa’nın yanına girdi.
Paşa’nın eşi Zeynep Sultan’ın hânende câriyelerini yetiştirdi.
Mısır Hidivi İsmail Paşa kızım evlendirirken hânende cariyelerle birlikte Mısır’a gönderildi.
Hidiv, Ali Bey’i Mısır’da alıkoydu.
Fakat Ali Bey İstanbul’a döndü.
Kadıköy’de bir kahvehane işletti.
1897 yılında 67 yaşında iken İstanbul’da vefat etti.
Besteci Şevki Bey’in “Bâis oldu çeşm-i mestin âşıkın berbâdma” şarkısını okuduğu zaman besteci, “Şarkı şimdi sizin ağzınızda şarkı oldu” demiştir.
Şirket-i Hayriye müdürü Hâfız Vehbi Efendi’nin Bebek’teki yalısında bir gece yapılan musiki meclisine boğazı yaralı olarak katılmış.
Okurken kendisine eski öğrencilerinden Mihriban Hanım da ağlıya ağlıya lavta çalmış. Bunları seyredenler de şarkıyı ağlayarak dinlemişler.
Yirmiden fazla şarkı bestelemiştir.
Enderuni Ali Bey Eserleri
- “Affeyle günahım nolur ey şûh-i pesendim” (Sengin Semaî, uşşak)
- “Aşkın ile bülbül gibi artmaktadır âhım” (Sengin Semaî, uşşak)
- “Sen melâhat mülkünün sultamsın” (Sengin Semaî, uşşak)
- “Bir zülf-i siyahkâr ile bu gönlümü aldı” (curcuna, uşşak)
- “Sen ey seru-i revan, ruhleri gülgûn” (curcuna, uşşak)
- “Usandım ağlayıp âh eylemekten” (Devri hindî, uşşak)
- “ÖZ kaaş-ı keman cevr ü cefa yayım kurdu” (Sengin Semaî, Hicazkâr)
- “Menendin yok gülüm, bir mehlikâsın” (Aksak, Hicazkâr)
- “Aşıkın sermayesi feryad imiş” (Düyek, Hicazkâr)
- “Ümidim kalmadı nevcivandan” (Devri hindi, Hüzzam)
- “Çeşm-i mestin hasretiyle cism ü canım” dağlanm: (Hüzzam)
- “Sakıy yetişir imdade gel” (Hüzzam)
- “Ol hilâl ebru gamiyle sineler meşhûn olur” (Sengin Semaî, Karciğar)
- “Bir hüsn-ii melek etti beni hüsnine hayran” (Aksak, Karciğer)
- “Aldın dil-i nâşadımı” (Yürük Aksak, Karcığar) “Eyledin şeydâ beni ey gülbeden” (Ağır düyek, Hicaz)
- “Aşık oldum yavrucuğum gözüne'(Devr-i Hindi, Hicaz)
- “Nolsun bu kadar ah ü figan ah gönül ah” (Sengin Semaî, Hümâyûn)
- “Sen kâni kerem, menbai ihsan olunca” (Sengin Semaî, Hümâyûn)
- “Mutrib kerem et meclis-i mestâne diizelsün” (Ağır düyek, Hüseynî)
- “Yine yol göründü nazlı cânâna” (Ağır Devri hindi, Hüseynî)
- “Aşk ile yanmaktadır cânâ tenim (Düyek, Suzînâk)
- “Şimdi ey şûh-ı edûkâr” (Aksak, Şehnaz)
- “Derdimi arzetmeğe ol şûha bir dem bulmadım” (Sengin Semaî, Zengûle)
- “Bî-rahmn vefa, sen gibi mehpâre bulunmaz” (Sengin Semaî, Uşşak)
- “Hiç eser etmez mi ftgâmn felek ” (Aksak, Hüseyni)
- “Bunca zamandır çektim cefâsın ” (Hüseyni)
- “Ey dil-rübây-i dil-şikâr” (Düyek, Hicaz)
- “Bana ol rheh gör ne etdi” (Yürük, Ferahnak) “Ey Hüdâvend-îatâ-bahş-i cemi -i bî-kesârı, (Devri hindi, Ferahnak)
- “Gördükçe seni ismet-i sevdaya inandım” (Sengin Semaî, Buselik)
- “Gönlüm hemîşe sûz-i belâ mübtelâsıdır” (Sengin Semaî, Isfahan)
- “İmtidâd-ı firkatinle cümle kârım” (İsfehan) “Benim nazlı civanım”(Curcuna, Muhayyer)
- “Canâ te’sir eylemişdi yâreler (Sofyan, Muhayyer)
- “Mey değil, bir cevher-i şâd-i mihân peymânede” (Curcuna, Acem)
- “Ateş-i firkatinle bağnm dağlarım” (Düyek, Dügâh)
Bestelerinden Birkaç Örnek
Eviç Şarkı
Bir gören bir dem unutmaz, seni Gönlümün yıllar da geçse sönmez ateşi Can yakan muhsarının hiç bir güzelde yok eşi Gönlümün yıllar da geçse sönmez ateşi.
Uşşak Makamı Sengin Semai
Affeyle günahım n’olurey şûh-i pesendim Kıydım senin aşkın ile ben kendime kendim Ağyâre vefâ, bendene bu çevri beğendim Sevmek seni suç idi fakat sevdim efendim