Eski Amerika Dinleri,İnka,Maya,Dini | Dinler Tarihi |
Mayalar dini inançları,İnkaların dini inançları,Eski Amerika Dinleri Eski Amerika’nın en uygar ve en kuvvetli topluluklarından biri Aztek Kızılderilileriydi.
1200 yılından itibaren Meksiko Vadisini ve dolaylarını işgal etmişler ve bu bölgeleri 1521 de başlarında Hernando Cortes’in bulunduğu İspanyollar tarafından istilâ edilene kadar orada yaşamışladı
Mükemmel bir cenkçi olan Aztek’lerin hayatlarında din de çok büyük rol oynamıştır.
Tapınaklardaki törenlerle devlet işleri öylesine sıkı bir şekilde birbirine bağlıydı ki medenî kanunların ve hakların arkasında dinsel inanışın kuvveti yer alırdı.
Ordular savaşa gidince yalnız politik ve ekonomik yararlar için değü, aynı zamanda esirler için de çarpışırlardı.
Birçok tanrısı vardı Aztek’lerin. Esirleri bu tanrılara kurban edelerdi.
En büyük kurban şekli ise şöyle olurdu: Kurbanlarının kalplerini siyah cam görünüşündeki çok keskin volkanik taştan yapılmış çakı ile oyarak çıkarırlardı.
Rahiplerle cenkçiler bazan kurbanlarının etlerini yerledi.
Aztek tanrılarının adlarının yazılışı ve okunuşu oldukça zordur.
Sayısı kabarık olan bu tanrıların, biz burada en önemlilerini vermekle yetineceğiz.
Aztek’lerin en büyük tanrısı Huitzilopoştli savaş ve güneş tanrısıydı.
Öteki büyük tanrılar şunlardır: Yağmur Tanrısı Tlalok; «Dumanlı Ayna» anlamına gelen Rüzgâr Tanrısı Tezkatlipoka; «Tüylü Yılan» anlamına gelen Bilgi ve Rahiplik Sanatı Tanrısı Ketzalkoatl.
Aztek efsânelerine göre Ketzalkoatl, denizi aşmış ama bir gün gene gelecekmiş.
Azteklerde yıl boyunca sık sık dinsel törenler düzenlenir, dualar okunur ve esirler kurban edilirdi.
Bir savaş kazanıldıktan sonra savaşın en cesur tutsağı kurban edilmek üzere ayn bir yerde saklanırdı, öleceği gün tutsak flüt çalarak törene giderki.
Tören sırasında esirin yanında rahiplerle dört de güzel Aztek kızı yürürdü.
İnka’ların Dini
înka’lar bugünkü Peru’nun And Dağlarında, Ekvatorun kuzey ve Şili’nin güney bölgelerinde otururlardı. İnka uygarlığı 1450 – 1532 yıllan arasında en yüksek noktasına ulaşmıştı.
İnka’ların dininde birçok tören yer alırdı.
En iyi yiyecek maddelerinin saklanması, hastalıkların iyileştirilmesi, kâhinlik gibi şeyler de doğrudan doğruya dinle ilgiliydi.
Hemen hemen her törende lama ve Hint domuzu gibi hayvanlar kurban edilirdi.
Bütün törenlerde herkes dansederdi.
«Çiça» denilen inka içkisini sarhoş olana kadar içmek de din! inanışlar arasındaydı.
İnka’lar, bütün kutsal kuvvetlerin kaynağı ve yaratıcısı olan Virakoça’ya taparlardı.
Bu büyük tanrının yardımcıları arasında Güneş, Ay, Şimşek, Yıldızlar, Hava, Toprak ve Deniz vardı, inka’lar Güneş Tanrısının İnka kurallarının kutsal atası ve bütün toprak ürünlerinin koruyucusu olduğuna inanırlardı.
«Huaka» diye adlandırdıkları birçok eşyanın tabiatüstü önem taşıdığına da inanırlardı.
Bu eşyalar arasında bir dağdaki bir taş kümesi, ölmüş bir hayvanın gövdesi, bir tapınak, bir mezar ve küçük heykeller gibi şeyler vardı.
İnka rahipleri hastalıkları teşhis ve tedavi etmek için sihire başvururlardı.
Maya’ların Dini
Maya’lar Orta Amerika’da olağanüstü bir uygarlık kurmuşlardı.
300-800 yılları arasında en parlak çağını yaşayan bu topluluk; mimarlık, aritmetik, astronomi, yazı ve sanat gibi alanlarda çok büyük gelişmeler göstermişlerdi.
Maya’lar Yağmur Tanrılarına, Toprak Tanrılarına, Güneş Tanrısına, Buğday Tanrısına, Yeraltı ve Ölüm Tanrılarına taparlardı.
Birçok tanrının birden fazla şekli vardı.
Meselâ başlıca dört Yağmur Tanrısı vardı. Bunlara «Çak» derlerdi.
Her biri ayrı bir renkle gösterilirdi.
Ay Tanrıçası, kadınların uğraşlarıyla ve özellikle dokuma ve doğum işleriyle ilgilenirdi.
Bu tanrıça güneşin karısıydı.
Maya’lar bütün tanrıların ve insanların aydan ve güneşten geldiğine inanırlardı.
Maya’ların bugün yaşayan torunları hâlâ aya ve güneşe «Anamız» ve «Babamız» demektedirler
900 yılından sonra Maya’lar tüylü yılan Kukulkan’a da tapmağa başladılar.
Kukulkan, Meksika Tanrısı Ketzalkoatl’ın başka bir adı idi.
Maya’lar da dinî törenlerde insan kurban ederlerdi ama hiçbir zaman Aztek’ler gibi Ueri gitmezlerdi.
İnka’ların Dininden Kutsal Bir Metin
İnsanı Yaradana
Gün doğuyor ışıklarla saygı gösterisi için İnsanı Yaradana.
Yüksek göklerde bulutlar kaçıyor uçuşarak
İnsanı yaradanın karşısında. Yıldızların Tanrısı,
Güneş babamız saçlarını yayıyor, ayaklarına.
Rüzgar da bir yandan ağaçların tepesini sarsıyor, dalları sallıyor, indiriyor aşağı dalları.
Kuşlar şakıyor ağaçlarda saygılarını sunuyorlar dünyayı Yaradana.
Bütün güzel çiçekler renklerini ve gülzel kokularını
Ortaya çıkarıp yayıyorlar.
Sudan bir ayna olan gölün dibi neşeli balıkların mutlu sığınağıdır.
Şiddetli sel boğuk şarkisiyle
Virakoça’nın övgülerini yansıtıyor.
Bir yandan kaya da
yeşillikle örtülüyor
ve akar su yarığındaki orman
taze çiçeklerini göz önüne seriyor.
Ve dağda oturanlar
yani Yılanlar Halkı
Tanrının ayaklarına doğru
kayıyorlar
Ve kalbim
her gün doğuşunda
senin övgünle doludur.
babam, Yaradanım.