Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Genel

Günah Nedir,İslamda Günah | Ansiklopedik Bilgi |

Günah nedir haram nedir,Günah ne demek din kültürü,Günah nedir din,Günah Nedir,Dince suç sayılan iş. Divan edebiyatında aşk günah, âşık da bu günahı İşleyen kişidir.

Bu nedenle de sürekli af diler.

Böyle olmasına rağmen aşk vazgeçilemeyen bir mezhep gibidir. “Günah” sözcüğü divan şalrlerince şarap, zühde karşı gelme, yasaklanmış İlişkiler anlamında da kullanılır.

Hırlst. Başlangıçta hem dinsel inancını dile getirme, hem Tanrıyı ululama anlamında kullanılan “günah çıkartma” deyimi Tanrı ve Kilise önünde günah ların itiraf edilmesi anlamını da içermeye başladı.

Bu kavram, bağışlanma dileğini ve günahların kefaretinin ödenmesini de kapsayabilir.

Sözlü itiraf, çeşitli biçimlerde uygulanan bütün bir kefaret ödeme ve bağışlanma sürecinin ilk aşamasıdır: hıristiyanlığın İlk yüzyıllarında, ağır suçlar ya da kamuya karşı işlenen suçlarda, açık İtiraftan sonra, kamu önünde sert cezalandırmalara gidilmiştir.

VIII. yy.’dan başlayarak papaz önünde gizli itiraf uygulamasına yer verildi.

IV. Laterano konsili (1215), Katolik kilise’sine bağlı herkesin, yılda en az bir kez temel günahlarını itiraf ederek günah çıkartmasını buyurdu.

1973’ten bu yana, kefaret ödeme töresi, kilisede günah çıkartma bölmesinde yapılan bireysel günah çıkartmanın yanı sıra, toplu biçimleri de öngörmektedir: kişisel günah çıkartma ve bağışlanmayla birlikte olabildiği gibi bazı özel durumlarda kişisel itirafta bulunulmaksızın, toplu bağışlanma yoluyla da günah çıkartılabilir.

Bütün bir dönemin ya da yaşamın günahlarını içeren itirafa genel günah çıkartma denir.

Ortadoks kilisesi’ndeyse günah çıkartma çoğu kez kişinin genel olarak günah işlediğini itiraf etmesinden öteye geçmez.

Bazı protestan kiliseleri bu uygulamayı sürdürmüş ancak, günah çıkartmayı kutsama saymamışlardır.

Yedi büyük günah alegorilerinin gravürleri sık sık yapılmıştır (Bruegel’in resimleri kaynak alınarak yapılmış gravür dizisi).

Son yargı temasını işleyen Ortaçağ resimlerinde ve alınlık tablolarında bunun çarpıcı örneklerine rastlanır; Bosch’un Dünya nimetleri bahçesi adlı yapıtının sağ kanadındaki Cehennem bölümünde günahların değişik biçimlerde canlandırıldıkları görülür. (iğva ve ilk günah teması hıristiyan sanatının başlangıcında Napoli’deki aziz Gennaro katakomplarında^ bir resimde (II. yy.), ardından Dura-Europos fresklerinde ve Junius Bassus’un lahdi üzerinde yer alır (Vatikan): Bilgi ağacının gövdesine sarılmış baştan çıkarıcı yılan, elmayı Hawa*’ya uzatır, o da Adem ile paylaşır (Modena, Poitiers, Bologna, Amiens, Auxerre’de kilise cepheleri; Cluny, Clermont -Ferrand’da N.-D.-du Port, Saint-Benoit -sur-Lolre’da sütun başlıkları).

Baştan çıkarıcı yılana Saint-Savin’deki fresklerde ve Uccello’nun (Floransa, Yeşil manastır), Van der Goes (Viyana), Van Scorel (Haarlem), Gossaert (Berlin), Michelangelo (Sistina capellası), Raffaello (Vatikan locaları), Tıziano (Madrid), Cranach (Floransa) ve Rubens’in (Madrid) yapıtlarında da rastlanır.

İslamda Günah Nedir

Kuran’da günah ile eşanlamlı olarak zenb, ism, hatie, cürüm, fısk, fücur sözcükleriyle bunların türevleri de kullanılır.

Bu terimler, genellikle dinsel emirlerin, ahlak kurallarının, hukuk yasalarının çiğnenmesi sonucu ya bu dünyada ya da ahirette cezalandırılmayı gerektiren davranışların işlenmesi anlamına gelir.

Kuran’da irtidat (dinden çıkma, dini reddetme), hırsızlık, haksız yere adam öldürme, zina, namuslu kadınlara zina iftirasında bulunma gibi bazı günahlar için hukuksal yaptırımlar öngörülürken, özellikle dinsel ve ahlaksal emirlere uymamaktan doğan günahları işleyenlerin ahirette ceza görecekleri bildirilir.

Ayrıca, Hz. Muhammet’in hadisleri (sünnet) ve daha sonraları kurumlaşan islam hukukunda da, Kuran ve sünnete dayanılarak çeşitli günahlar için yaptırımlar konulmuştur.

islam kelam bilginleri günahları kebire (çoğulu kebair=büyük günahlar) ve sagire (çoğulu günahlar) olarak İkiye ayırırlar.

Kuran’da, ahirette her insanın önüne bir kitap (amel defteri) konulacağı ve bu kitapta kişinin bütün sevap ve günahlarının yazılı olacağı bildirilir (XVIII, 49).

Daha başka ayetlerde büyük günahlardan söz edilirse de, bunların ne tür günahlar olduğu konusunda açıklık yoktur.

Ancak, Hz. Muhammet’in hadislerinde bu tür günahlar hakkında bilgi verilir.

Bu hadislerden birinde büyük günahlar şöyle sıralanır

1. Allah’a ortak koşmak (şirk).

2. haksız yere adam öldürmek.

3. büyü yapmak.

4. faiz yemek.

5. yetim malı yemek.

6. savaştan kaçmak.

7. namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmak.

Başka bir hadiste, bu günahların sayısı dokuza çıkarılır.

8. müslüman ana babaya başkaldırmak.

9. müslümanların ebedi kıblesi Kâbe’den yüz çevirmek.

Hz. Muhammet, bunlardan Allah’a ortak koşma ve ana babaya başkaldırmanın “büyük günahların en büyüğü” olduğunu belirtir ve Bunun dışında yalan ve yalancı tanıklığın da büyük günah sayıldığını söyler.

Blrçek islam bilgini, büyük günahların bu hadislerde belirtilenlerden fazla olduğunu, bunların birer örnek sayılması gerektiğini öne sürerek, büyük günahları, genellikle dünya ve ahirette cezayı gerektirdiği kesin kanıtlarla bilinen yasak işler ya da haramlar diye tanımlarlar.

Başka bir tanıma göre, işlenmesi Allah’a başkaldırma sayılan her günah büyük günahtır.

Bir görüşe göre de her günah, daha ağırına göre küçük, daha hafifine göre büyüktür.

Ancak, en büyük günah Allah’ı tanımamak (küfür) ya da O’na ortak koşmaktır (şirk). Nitekim, Kuran’da “Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz.

Bunun dışındaki günahları diledikleri için bağışlar” (IV, 116) denir.

Büyük günah işleyenin (mürtekib-i kebire) dinsel durumu, kelam biliminde önemli bir tartışma konusudur.

Mürcie mezhebine göre, büyük günah imana zarar vermez.

Haricilere göre, büyük günah İşleyen kâfir sayılır.

Mutezile mezhebi, büyük günah İşleyenin dinden çıkmış olacağını, ancak kâfir de sayılmayacağını, İkisinin ortasında bir yerde (menzile beyn el-menzileteyn) bulunacağını ileri sürer.

Onlara göre, mürtekib-i kebire, koşulları yerine getirerek tövbe ederse imana döner; tövbe etmezse öldüğü andan başlayarak kâfir sayılır ve sürekli cehennemde kalır.

Ufak günahlar ise, kişinin cehenneme gitmesine neden olmazsa da cennette iyi olmayan bir yerde kalmasına yol açar.

Büyük günah İşleyen için Allah’ ın bağışlaması (af) ve Hz. Peygamber’in şefaati sözkonusu olamaz.

Ehl-i sünnet mezhebiyse, amel İmandan cüz değildir (eylem, İnanç alanının dışındadır) İlkesinden yola çıkarak, Islamın getirdiği İnanç İlkelerini benimseyen ve dinin hükümlerinin doğruluğuna, bildirildiği gibi inananların, büyük günah işlemekle dinden çıkmayacağını savunur.

Ehl-i sünnet inancına göre, büyük olsun ufak olsun bütün günahlar cezalandırmayı gerektirmekle birlikte Allah dilerse inanmış bir İnsanın, tövbe etmemiş bile olsa, bütün günahlarını bağışlar.

Hz. Muhammet ve öteki iyi ve erdemli müminler de, günahkâr birinin bağışlanmasını sağlamak amacıyla şefaat edebilirler.

Bir yanıt yazın