Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Biyografi

Hakim Senai Kimdir

Hakim Senai Hazretleri,Hakim Senai Kimdir, (Hakim ebül-Mecd) İran şairi (Gazne 1072 – 1131).

Asıl adının Hasan olduğu söylenir. Babası Gazne devletinde görevli olduğundan düzenli bir öğrenim gördü.

Hakim Senai Hazretleri 

Kendi içine kapanık, dünyadan el etek çekmeyi seven bir kimseydi.

Hakim Senai Kimdir
“Sözde mana ve manada söz yokmuş. Sözü bir tarafa bıraktım ve Yaradan’a döndüm. Ki ondan başka sözde mana ve manada söz yok.” Hakim Senâî

İran edebiyatındaki geleneğe aykırı davranarak saraya, sultanlara yaranmaya yanaşmadı, bu yüzden epey yoksulluk çekti.

Kendini büsbütün tasavvufa verdi.

Ebül Hasan Ali adlı bir hekim tarafından korundu.

Bir aralık Gazne sultanı Mesud tarafından saraya alındı.

Saray ileri gelenleri arasında önemli bir yeri olan Muhtarı Gaznevi ile yakın ilişkiler kurdu.

Belh’e, oradan Serahs’a gitti.

Sonra Gazne’ye, daha sonra gene Belh’e döndü.

Bazı devlet büyüklerini yerdiği için Belh’ten kovuldu. Selçukluların Horasan kadısı olan Muhammed bin Hansur’a sığındı.

Herat, Nişapur, Meşhed, Merv illerini gezdi.

Ortaçağ İran şiirinde, özellikle tasavvuf alanında bir aşama sayılan Senai, gazel, kaside, rubai, kıta, mesnevi v.b. eski şiirin her türünde eser verdi.

Birkaç yergisi dışında, bütün şiirlerinin konusu tasavvufla ilgilidir.

Senai’nin düşüncesine göre, evren, insan ve Tanrı arasında özden bir birlik vardır.

Ayrılık görünüştedir, insan gözüyle gerçekleri, duyu gözüyle içinde yaşadığımız evreni görür.

Her insan kendi özünde Tanrı’yı yansıtır. Tanrı insanda dile gelir.

Evren, külli irade denen tarınsal iradeyle doludur, insanda, hem cüzi irade denen insan iradesi, hem de külli irade denen tann iradesi vardır.

Tanrı iradesi, bütün varlıkları kuşattığı için insanı da kapsar.

Cüzi irade (insanın kendi iradesi) ise yalnız insanda vardır.

Evrende her şey tanrı iradesiyle olur.

Kimse tanrı iradesinin dışına çıkamaz. Senai, şiirleştirerek açıkladığı bu düşünceleri kendinden önce gelen mutasavvıf İslam filozoflarından aldı.

Tanrı ile insanın öz bakımından bir olduğunu, Tanrı dışında kendi başına, bağımsız bir varlık olarak, insandan söz edilemeyeceğini ortaya attı.

Kısa zamanda, özellikle mutasavvıf şairler arasında, düşünceleri hızla yayıldı.

Türk, arap ve İran edebiyatlarının tasavvufa bağlı kolları hep Senai’ye dayanır.

Şenai’nin bütün düşüncelerini, kendinden yüzyıl sonra gelen Mevlana Celaleddin yeniden yorumladı, şiire soktu.

Mevlânâ Celaleddin, onun görüşlerinin Anadolu’da yayılmasını, tutunmasını sağladı.

Divan şairleri, derinlik ve anlam zenginliği bakımından şiirlerinin Senai’nin eserlerine benzemesiyle övündü.

Mevlevi şairleri, Mevlana’yı etkilemesi dolayısıyle, Senai’nin izinden yürümeyi övünülecek bir davranış saydı.

Senai şiirde, derinliğin, anlam zenginliğinin, tanrısal aşkın en büyük örneği sayılır.

Senai’nin etkisi. İslam ülkelerinde bugün de görülür.

Hakim Senai Eserleri

Divan; Karname-i Belh (Belh İşyeri Kitabı).

Seyrü’l-lbad ile’l-Maad (Kulların Kıyamete Kadar Dolaşması).

Hadikatü’l-Hakika ve Tarikatü’l-Şeria (Gerçek Bahçeleri ve Şeriat Yolları).

Bir yanıt yazın