Hamid Aytaç Kimdir,Hayatı | Biyografi |
Hamit aytaç biyografi,Hamit aytaç biyografisi,Hamit aytaç eserleri hakkında bilgi,Hamid Aytaç Kimdir (1891-1982)-ünlü Türk Hattatı.
Hamid Aytaç Hayatı
Asıl adı, “Musa Azmi”dir.
Diyarbakır’da doğdu.
Zülfikar Ağa’nın oğlu Hattat Ademi Amidi’nin torunudur.
İlk öğrenimini Sıbyan mektebinde yaparken, I.Dönem mebuslardan Hoca Mustafa Akif Tütenk’ten yazı dersi aldı.
Diyarbakır Askeri Ortaokulu’nda okudu.
Bu sıralarda rik’a yazıyı Hoca Vahid’den, sülüs yazıyı resim öğretmeni jandarma kolağası Ahmed Hilmi’den öğrendi.
Daha sonra İmam Said Efendi’den ve akrabası İdadi yazı öğretmeni Abdüsselam Efendi’den öğrendi.
Resim derslerini ise Askeri Ortaokul’da resim ve Fransızca öğretmeni olan Ali Rıza’dan aldı.
II. Abdülhamid’in tahta çıkışının I. yıldönümünde belediyenin bez levhalarını yazıp el emeği olan bir altın lirayı alınca babası yazı yazmasına izin verdi.
Öğrenci iken Hasan Ferid’in atlas haritasını aynen çizebilmiş tir.
Liseyi bitirdikten sonra 1906 yılında İstanbul’a gelerek bir yıl kadar Hukuk Mektebi’ne, 1907 yılında Sanayi-i Nefise’nin resim ve hak şubesine devam etti.
Babasının ölümü üzerine hayatım kazanmak için 1908 yılında Haseki’de Gülşen-i Maarif’de resim ve yazı öğretmenliğine tayin edildi.
Bu okulun öğrencileri arasında bulunan hat ustası Mustafa Halim Özyazıcıyı yetiştirdi.
1909 yılında Rüsumat matbaası müdürü oldu ise de Sanayi-i Nefise’ye devamım engellediği için bıraktı.
1910 yılında Harp Okulu Matbaası hattatı, 1913 yılında Genelkurmay ser hattatı (7 yıl) oldu.
I. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da, Berlin Genelkurmay Harita Dairesinde bir yıl hizmet gördü.
1920 yıhnda görevinden istifa ederek, İstanbul’da Cağaloğlu’nda Hattat Hamdi Yazıevi’ni açarak çalışmalarını sürdürdü.
1921 yılında Çinkoğrafhane açtı.
Ayrıca matbaa kurarak, yazı, tezhip, çelik üzerine isim ve resim hakki, çinkoğrafkk, kabartma ve lüks etiket vs. yaptı.
Sülüs celi, sülüs nesih ve ta’lik yazıyı güzel yazardı.
Hayatının son yıllarında Ankara Caddesindeki Reşid Efendi hanında hattatlıkla uğraştı.
İstanbul’un pek çok, camimin özellikle Şişli Cami-i Şerifi’nin Mısır ve Irak’daki mabedlerinin ve pek çok salonların yazılarım yazdı.
Birbirinden güzel ve değişik üslupta binlerce eseri vardır.