Hint Seferleri,Birinci,İkinci,Üçüncü,Seferleri | Osmanlı Tarihi |
Hint Seferleri Osmanlı devletinin’nin Hint Okyanusu’nda yaptığı bir dizi deniz seferlerine verilen ad.
Osmanlılar için Hindistan’ın önemi Selman Reisin Hindistan seferi sonunda anlaşıldı.
Selman Reis sefer dönüşünde Yavuz Sultan Selim’e Hindistan’ın zenginliği hakkında bir lâyiha sundu.
Hindistan’ın osmanlı ekonomisine önemli katkılarda bulunacağını düşünen Yavuz Sultan Selim Kızıldenizdeki osmanlı donanmasının güçlendirilmesine karar verdi.
Bu arada Hindistan ve çevresinde yaşayan müslüman tüccarlar da Portekiz korsanlarından oldukça bunalmışlardı.
1538 Hint Deniz Seferi
Osmanlı hükümeti, bu iki durumu göz önüne alarak Hindistan seferlerine başladı (mayıs 1538).
Birinci Hint Seferi
Osmanlı donanması Hadım Süleyman Paşa kumandasında denize açıldı (13 haziran 1538).
önce Kızıl deniz’in kapısı durumunda olan Aden alındı (27 temmuz 1538).
Donanma buradan Hindistan’a doğru ilerledi.
Hindistan’ın batısında Riyu adası kıyılarında demir attı.
Amacı, Osmanlılara başvuran Bahadır Şah’a yardım etmekti. Fakat Bahadır Şah 1537’de Portekizliler tarafından öldürülmüştü.
Süleyman Paşanın geldiği sırada da Bahadır Şah’ın yeğeni Mahmud III, başta bulunuyordu.
Portekizlilerin yardımıyla yönetimi ele alan Mahmud III, Süleyman Paşaya cephe aldı.
Süleyman Paşa 7 000 kişilik kuvvet ile kuşattığı Riyu adasını topa tuttu.
Adanın bazı yerlerini aldı, Portekizlilerin yardıma geldiğini duyunca da geri çekildi (25 aralık 1538).
Yemen kıyılarındaki Muha limanına geldi.
Sefer hakkında rapor vermek için İstanbul’a çağırıldı.
Paşanın verdiği rapor Divanı Hümayun tarafından olumlu karşılandı.
İkinci Hint Seferi
Portekizliler Süleyman Paşanın fethettiği Aden’i geri aldılar.
Ayrıca Cidde şehrini zaptederek Süveyş tersanesini de ele geçirmek istediler.
Osmanlı devleti birinci seferden on üç yıl sonra ikinci sefere karar verdi.
Süveyş kaptanlığına Muhyiddin Piri Reis tayin edildi.
Piri Reis, kumandasındaki 30 gemilik donanma ile Hint seferine çıktı (1551). Cidde’ye uğradı.
Hürmüz adasında Hürmüz kalesine sığınan düşmanlara saldırdı.
Sonra da Basra’daki Kubaş Paşadan yardım istedi, fakat hiç yardım alamadı.
Portekizlilerin kendisini burada kuşatacaklarını duyunca üç kadırgasıyla beraber denize açıldı, öteki gemilerini Basra’da bıraktı.
Piri Reis, gemileriyle Süveyş’e, oradan Mısır’a geldi.
Bu hareketi İstanbul’a yazıldı, öteki gemilerini Basra’da bırakmasından dolayı suçlu görüldü.
Mısır divanının kararı ile başı kesildi.
Üçüncü Hint Seferi
Piri Reisin öldürülmesinden sonra Süveyş kaptanlığı Bahreyn sancakbeyi Murad Reise verildi (aralık 1552).
Piri Reisin başladığı harekâta devam etmesi istendi.
Bir ara on beş kadırga ve iki barça ile Basra’dan ayrıldı.
Hürmüz adası yakınlarında Portekizlilere rastladı.
Yaptığı deniz savaşında başarı kazanamadan Basra körfezine döndü.
Bu davranışı yüzünden azledildi (6 aralık 1553). Süveyş donanması da Basra körfezinde kaldı.
Dördüncü Hint Seferi
Süveyş kaptanlığına tersane kethüdası Hızır Beyin oğlu Şeydi Ali Reis getirildi (1553) ve Basra’daki donanmanın Süveyş’e götürülmesi ile görevlendirildi.
On beş kadırgayı Basra körfezinden dışarıya çıkarmak çarelerini aradı.
Benderbuşir, sonra Bahreyn adasına geldi.
Umman kıyılarında portekiz filosu ile karşılaştı.
Yapılan savaşta Portekizlileri yendi, donanmalarını dağıttı.
Türk donanması Bakkat limanına yaklaşınca otuz iki parçalık yeni portekiz filosu ile karşılaştı.
Açık deniz savaşı yapamıyacağını anlayan Şeydi Ali Reis, donanmayı karaya paralel bir düzene koyarak savaşa tutuştu.
Her iki donanma da kesin bir sonuç alamadı.
Türk donanması İran, sonra da Bülucistan sahiline sürüklendi.
Sonra Arabistan’a hareket etmek istedi, fakat tutulduğu fırtına ile Diu, Surat ve Gucerat yakınlarına geldi.
Hint Seferleri ve Sonuçları
Donanmanın savaşacak gücü kalmamıştı.
Şeydi Ali Reis, Gucerat valisi Recep Hana toplarını bıraktı.
Ayrıca askerlerinden isteyenlerin burada kalmalarında bir sakınca görmedi.
Kendisi elli kadar arkadaşıyla karadan hareket etti ve birçok memleketi dolaşarak üç yılda İstanbul’a dönebildi.
Bu seyahatleri anlatan Mirat-ül-Mematik (Ülkeler Aynası) adlı eserini Kanunî Sultan Süleyman’a sundu, onun takdirini kazandı (1556).
Osmanlıların Hindistan’a yaptıkları dört sefer genel olarak başarılı bir şekilde sonuçlanmadı.
Devletin bu seferlere gereken önemi vermemesi bunun en önemli sebebiydi.
Seferler sırasında Hindistan’daki müslüman tüccarlar biraz olsun ferahladılar.
Fakat başlarında bulunan hükümdarların ikiyüzlü siyaseti, Osmanlıların hint müslümanlarından gereken ilgiyi görmemesine sebep oldu.
Hint Seferlerinin Osmanlı Devletine Etkileri
Hindistan ticaret yolu Portekizlilere geçti.
Osmanlı hükümeti Süveyş kaptanlığına Kurdoğlu Hızır Reis’i getirerek Hindistan ticaret yolunu yeniden ele geçirmek istedi.
Portekizliler bu sırada Hint denizindeki adaları ele geçirmeye uğraşıyorlardı.
Ayrıca Bahri Muhiti Hindî tarafındaki adalara da hâkim oldular.
Bu adalar içinde en kuvvetli hükümet olan Açe idi ve halkı da Sumatra, Malaka adalarına hâkim müslümandı.
Portekizliler burasını almak için harekete geçtiler.
Açe hükümdarı Sultan Alâüddin, Hint sularında yabancı sayılmayan Osmanlılardan yardım istedi, bu amaçla İstanbul’a bir elçi yolladı (1565).
Kalküta ve Seylan gibi İslâm hükümetleriyle savaşan Portekizliler buraları almak istiyordu.
Elçiler, Zigetvar seferinde bulunan Kanunî Sultan Süleymanı beklemek zorunda kaldılar.
Osmanlı hükümeti Süveyş’teki donanma ile yardım edilmesini kararlaştırdı.
Kurdoğlu Hızır Reis 19 gemi, levazım ve toplarla hareket etmek üzereyken Yemen’de ayaklanma oldu.
Zeydî imamı Mutahhar, Sana ve Yemen’i ele geçirince, Açe seferi yarıda kaldı.
Süveyş donanması kumandanı Kurdoğlu Hızır Bey, Yemen işi için görevlendirildi.
Yemen Serdarı Sinan Paşanın kumandasında savaştı.
Açe hükümeti için hazırlanan harp levazımı ve yardım iki gemiyle gönderildi.