Homeros Kimdir,Hayatı Eserleri | Şair Biyografileri |
Homeros Kimdir Hayatı Eserleri Eserleri günümüze kadar gelen ilk ve en büyük yunan destan şairi.
Homeros Hayatı
Hayatı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Memleketi olarak yedi ayrı şehir gösterilir.
Kör olduğu söylenirse de bunun efsane unsuru olması mümkündür, lona’lı idi, İzmir’de doğmuş, Sakız’da (Khios) yaşamış, ios’ta Ölmüş olması muhtemeldir.
Herodotos a göre M.ö. 850’ye doğru yaşadı.
Bunun doğru olmadığını gösteren tarihî bir çelişme yoktur, İlyada ve Odysseia adlı destanların yazarı olarak bilinir.
Bu eserlerin ikisi birarada 27 800 mısradır.
Homeros’un olduğu söylenen Homerikoi Hymnoi ve Batrdkhomyomakhia (Kurbağalarla Farelerin Savaşı) ondan oldukça sonraki bir çağa aittir.
Homeros – İlyada
Homeros’un hem kişiliği hem de eseri hakkında tam çözülememiş bir «Homeros meselesi» gene de vardır.
1664’te papaz d’Aubignac, Homeros hakkındaki bilgilerimizin yetersizliği üstünde durmuş ve ilyada’da bulduğu kopukluklara dayanarak, Homeros diye birinin hiç yaşamamış olduğunu, destanın da, saz şairlerinin yazdığı birçok şiirin birbirine eklenmesinden meydana geldiği sonucuna varmıştı.
Aynı tez daha İlmî bir biçimde, 1795’te alman bilgini Fr. A.Wolf tarafından Prolegomena ad Homerum (Homeros Üstüne Hazırlayıcı Bilgiler) adlı eserde ele alındı.
Bu aşırı iddiadan günümüzde vaz geçilmiştir.
Ama bugün de Homeros üstüne, yaşayıp yaşamadığı konusunda olmasa bile, yine bazı şüpheler vardır: ilyada ve Odysseia destanlarının ikiside mi onundur? Yoksa sadece biri mi? Bu gibi sorular zihinleri hâlâ kurcalamaktadır.
İleri sürülen tezler şunlardır:
1. bu şiirlerin bugün okuduğumuz biçimde tasarlanıp yazılmadıkları açıktır.
Bunların ilk şeklinin bozulduğuna ve yeniden gözden geçirildiğini gösteren açık deliller vardır.
Derinlemesine incelendiğinde destanların bir ana çekirdek etrafında toplanan şiirlerden oluştuğu, ama bu şiirlerin ne aynı çağa ne de aynı şaire ait olduğu görülür.
Böyle olunca, bazıları Homeros adını, ilyada’da «Menis Tu Akhileos» (Akhilleus’un öfkesi) ve Odisseia’da «Epistrophe Tu Odysseos» (Odysseus’un Dönüşü) ana temalarını bulan dâhi şaire veriyor.
Bazıları ise aynı adı, eski çağlardaki birbirinden ayrı şiirleri biraraya getirip onları düzenleyerek, ilyada ve Odysseia destanlarını meydana getiren şaire yakıştırıyor;
2. ortada başka bir mesele daha vardır: acaba ilyada’nın şairi Odysseia’nın da şairi midir? İki destan arasında inkâr edilemeyecek anlayış, üslûp, şiir tekniği farklılıkları vardır.
Bu yüzden bazı bilginler iki destanın aynı şaire ait olmadığı kanısın dadır.
Diğer bazıları ise, bu farkların o kadar önemli olmadığı görüşündedir ve bu farklılığın sebebini destanlardan birini şairin, şiir yazmaya başladığı yıllarda, ötekini de son zamanlarında yazmasında bulur.
Başka görüşler de ileri sürülmüştür. Tartışma henüz bir sonuca varmamıştır ve galiba da varmayacaktır.
Homeros’un şöhreti büyük oldu.
Hiç bir şair bu kadar ısrarlı ve ateşli bir hayranlıkla anılmamıştır.
Daha M.ö. VII. yy.da destanları bütün yunan dünyasında tanınıyordu.
M.ö. VI. yy.da Atina’da, Panathena şenliklerinde bu destanlardan parçalar okunurdu.
Homeros’un sadece edebiyat (özellikle trajedi) değil, kişiler üstünde de büyük etkisi oldu.
Çünkü bütün Yunanistan için en büyük sairdi ve Helenizm çağının sonuna kadar Yunanistan’da insanların eğitiminde önemli bir rol oynadı.
Homeros destanlarının metni önce İskenderiye’li gramerciler (Zenodotos, bizanslı Aristophanes, Aristarkhos) ve Bergama gramercisi (Mallos’lu Krates), daha sonra da bizanslı bilgin ve gramerciler (Photios, Tzatzes, Eustathios) tarafından özlü bir şekilde incelendi ve tefsir edildi.
Homeros destanlarının yunan dünyasında ne kadar yayıldığı hakkında bir fikir vermek için, bu şiirlerin Marsilya, Sinop, Sakız, Argos, Kıbrıs ve Girit’te karşılaştırmalı baskılarına rastlandığını söylemek yeter.
Homeros şiirlerinin kazandığı itibarı gösteren küçük bir tarihî olay da şudur: Aristoteles’in veya Strabon’un iddiasına göre, Kalisthenes ile Anaksarkhos’un birlikte hazırladığı bir ilyada ve Odysseia nüshasını, Büyük İskender, Dara’dan elde ettiği ganimetlerden biri olan değerli bir sandıkta saklamıştır.
Homeros, Batı’da rönesans ile ün kazandı ve bu ün etkisinden hiç bir şey kaybetmeden günümüze kadar devam etti.
Birçok yaşlı adam büstü Homeros’un büstü olarak kabul edilmiştir.
Roma’da, Napoli’de, Louvre müzesinde, Londra’da bunlardan çok vardır.
Hepsi de helenistik veya roma eserleridir.
Homeros’un Tanrılaştırılması M.ö. II. yy.a aittir (kopyası Londra’dadır).
Daha sonraki çağlarda sanatçılar Homeros’u sık sık canlandırdılar: Nazianzob’lu Gregorios’un Homeliaları’nın minyatürcüleri (IX. yy. Milano): Rembrandt (La Haye); heykeltıraş Roland (Louvre): ressam Gerard (Kör Homeros, Homeros Sakız Adasında); ressam Granger (Homeros ile Çoban Glaukos. Dijon); Ingres (Homeros’un Tanrılaştırılması); Delacroix (Homeros’un Dantey’vi Cennette Karşılayışı, Luxembourg sarayı); Puvis de Chavannes (Homeros, Aiskhylos ve Vergilius, Boston) .