Höyük Nedir,Nasıl Oluşur,Yapısı | Arkeoloji Bilimi |
Höyük Nedir Nasıl Oluşur Höyüklerin Yapısı (oyuk’tan höyük).Yayvan toprak tepe (kazılınca altından genellikle kalıntı çıkar).
Höyükler Nasıl Oluşur
Tarihöncesi ve tarih çağlarında iki yerleşme tipi uygulanmıştır.
Bunların biri düz; diğeri tepe şeklindeki yerleşmelerdir.

Tepe, yani üst üst
e gelen çok evreli yerleşme tipine höyük adı verilir.
Höyükler çok eski zamanlardan beri uzun süre aynı yerde kerpiç evlerin ve duvarların herhangi bir sebepten yıkılmasından sonra, yani inşa sathı elde etmek için enkazın üzerinin toprak ve kumla doldurulması sonunda, seviyenin yükselmesinden meydana gelmiş sunî tepelerdir.
1 m’den 40 m ye kadar değişen yükseklikte ve yayılım sahası olarak 50-100 m’den 1 000 – 1 500 m’ye kadar veya daha fazla uzunluktadır.
Tepe kısmı sivri veya düz olanlar; yamaçları dik veya teras şekli gösterenler vardır.
Höyüklerin Yapısı
Höyüğün yayılım alanı içinde yüzey malzemesi olarak bol miktarda çanak çömlek veya çok eski karakterli höyüklerde ise sileks’ten veya obsidler’den âletler görülür.
Höyükler medeniyetlerin araştırılmasında en büyük etkendir.
Müzeleri dolduran ilgiçekici buluntular buralardan elde edilmiştir.
Höyükler genellikle bugünkü köylerin altında.ırmak veya pınar yakınlarında tarıma elverişli bölgelerde yer almaktadır.
Yerleri ise yeraltı çukurları, mağaralar veya kaya sığınaklarıdır.
Anadolu Höyükleri
Höyükler, günümüze en gakını en üstte olmak üzere eskiye doğru giden bir yerleşme düzeyi gösterir.
İskân şekli, surlar, evler, dinî yapılar, buluntularını içerecek şekilde katlar halinde üst üste sıralanmışlardır.
Sadece öntarih çağlarının veya her ikisinin beraberce görüldüğü höyükler vardır, özellikle Orta Anadolu için neolitik, kalkolitik ve tunç çağı yerleşmelerinin üzerinde hitit, frig, selçuklu, osmanlı ve bazen modern yerleşmelerin, üzerinde yer aldığı höyükler görülür.
Anadolu’nun ortasındaki yüksek yayla ile deniz arasında (Eskişehir, Afyon-Beyşehir gölü hattının batısında ve güneyindeki bölgeler), tarihöncesi kültür grubuna giren birçok höyük vardır.
Bunlardan bazıları üst üste yapılmış, köy veya şehir kalıntılarını kapsar, özellikle küçük olanlar, malikâne sahiplerinin çiftlik binalarını içine alan yerler olarak kabul edilir.
Batı Anadolu höyüklerinin en önemlilerinden biri XIX. yy.ın ikinci yarısında Homeros’un destanlarını arkeolojik buluntularla tespit etmek hevesindeki arkeoloji meraklılarından H. Schliemann tarafından kazılan Truva şehrine ait olduğu anlaşılan Hisarlık tepesidir.
Orta Anadolu’daki höyüklerin yüksekliği 4 -30 m’dir.
Bunlardan bazıları düzlük yerlerde, bazıları hafif meyilli yamaçlarda bulunmaktadır.
Bu höyüklere en çok Kızılırmak nehrinin geniş kavsi içinde rastlanmaktadır.
İkinci büyük bir höyük grubu güneydoğu yönünde, Kayseri üzerinden Niğde, Konya ve Burdur dolaylarına kadar uzanır.
İkinci büyük bir höyük grubu şunlardır: Yozgat yakınlarındaki Alişar, Hashöyük; Çorum yakınlarında Alacahöyük; Ankara yakınlarında Ahlatlıbel, Karaoğlan, Etiyokuşu; Konya yakınında Çatalhöyük; Burdur yakınında da Hacılar.
Doğu Anadolu henüz yeterinoe aydınlatılmış değildir.
Buradaki başlıca höyükler şunlardır: Van yakınlarındaki Tilkitepe; Erzurum yakınlarındaki Karaz ve Keban bölgesinde yeni kazılmaya başlanan höyükler.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde Gedikli, Sakçagözü, Tilmenhöyük, Çayönü gibi höyükler bir grup meydana getirir.
Karadeniz bölgesi için Samsun dolaylarındaki höyükler belli başlı merkez sayılabilir.
Anadolu’da 20 000 kadar höyük bulunduğu tahmin edilmektedir.
Höyüklerin Özellikleri
Ayrı kültür katlarından meydana gelen höyüklerin yanında, «höyük» görünümünde mezarlar da vardır.
Bunlar genellikle yüksek tepe veya sırtlarda yer alan, çeşitli büyüklükte konik tepelerdir, özellikle Trakya’da bulunan bu türlü höyükler XVI. yy dan beri gezginlerin dikkatini çekmiştir.
Fransız arkeologlarından A.Dumont, Heredotos’un verdiği bilgilere dayanarak bunların mezardan başka bir şey olmadığını ortaya koymuştur. Bunları Orta Asya, Güney Rusya, Tupa çevresi, Yunanistan, Anadolu ve Suriye’de de görmekteyiz.
Mezar üzerine bu tip toprak yığma şekli öntarih çağlarında IV. yy.a kadar sürmüştür.
Genellikle 30-70 m çapında, 5-15 m yüksekliğindedir.
Bunların sadece Trakya’da 700-800 kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Genellikle iskân yerlerinin yanında yer almışlardır.
Bir kısmı tek, çoğu gruplar halindedir ve tepeler üzerinde yer almışlardır.
Her taraftan kolaylıkla görülerek sahiplerinin zenginliklerine ve nüfuzlarına işaret etmektedirler.
En özel olanlarından biri Maraş ili içinde 2 000 m yükseklikteki Nemrud dağı doruğunda, Kommagene krallarından Antiokhos’un mezarıdır.
Orta Asya’dan Trakya ve Anadolu’ya kadar yayılan bu tepelerin merkezinde bir çukur, bir lahit veya çeşitli büyüklükteki mezar odalarının bulunduğu görülmüştür.
Mezarlar aka medeniyetindeki «kubbeli mezarlar» geleneğini devam ettirmişlerdir.
Bir dromos gerisinde kubbeli bir oda içermektedir.