Hürriyet ve İtilaf Fırkası Nedir | Osmanlı Tarihi Bilgileri |
Hürriyet ve İtilaf Fırkası Nedir? Kurucuları,Yönetim Kurulu
Hürriyet ve İtilaf Fırkası,İkinci Meşrutiyet döneminde iktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne karşı kurulmuş olan en önemli muhalefet partisi
Hürriyet ve İtilaf Fırkası Kuruluş Amacı
İttihat ve Terakki iktidarının 31 Mart 1909 olayından sonra aldığı sıkı tedbirler arasında, yeni kurulmuş bazı siyasî partilerin kapatılması da vardı.
Hürriyet ve İtilâf fırkası, kuruluşunda meclis dışından tanınmış elemanları bünyesinde toplarken, meclis içinden ve İttihat ve Terakki yönetimine karşı çıkanları da saflarına almıştı.
Partinin kuruluş amacı ve gayesi çok partili, liberal, temsilî meşrutiyeti kurmak, iktidar partisinin siyaset tekelini kaldırarak «Meclis-i Mebusanı» bir «meclisi mensuban» olmaktan kurtarmaktı.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası Üyeleri
Türdeş olmayan unsurlar bu amaç ve gaye üstünde tam bir anlaşmaya varmışlardı.
Fırka’nın kurucuları ve ilk yönetim kurullarında görev alan üyeler:
İsmail Hakkı Paşa (Amasya mebusu)
Dr. Dagavoryan (Sivas mebusu)
Mustafa Sabri (Tokat mebusu)
Abdülhamid Zöhrevi (Hama mebusu)
müşir Fuad Paşa (Ayan azası)
Damad Ferid Paşa
Volçetrinli Hasan (Priştine mebusu)
Sadık (emekli miralay)
Dr. Rıza Nur; İsmail (Gümülcine mebusu)
Şükrü El-Aseli (Şam mebusu)
Basri (Debre mebusu)
Mahir Sait (Ankara mebusu)
Rıza Tevfik (Edirne mebusu)
Sıtkı (Aydın mebusu)
Şair Hüseyin Siyret
Arnavut yazarı Mithat Fraşeri
Sait (Kudüs mebusu)
Zeynelabidin (Konya mebusu)
Vasfi (Karasi mebusu)
Davut Yusfani (Musul mebusu)
Şükrü (Sivas mebusu)
Mahmud Mazhar (Trabzon mebusu)
Meclis dışından partiye katılanlar arasında İttihat ve Terakki’den istifa edenler, memnun edilmemiş gruplar, asker emeklileri, kadroları kaldırılanlar, işlerinden atılanlar, şeriatın elden gittiğini söyleyen hoca takımı, faaliyeti durdurulmuş partiler de vardı.
Meclis içinden ve dışından toplanan ve partinin gerek gövdesini gerek yönetimini oluşturan bu karmaşık kitlenin başlıca hedefi ittihat ve Terakki’yi yıkmaktı.
Muhalefetçi tutum ve eylem de bu doğrultuda geliştirildi.
Toplumsal şartlar da bu siyasî tutumu destekler nitelikteydi.
Meselâ yapılan bir kısmî seçimde (11 aralık 1911) ittihatçı adaya (dahiliye nazırı Memduh Bey) karşı, itilâfçı aday (Tahir Hayrettin Bey) kazandı.
Bu, ittihatçıların seçim kazanamadıkları zaman şiddet yoluyla iktidarda kalma eğilimini ortaya çıkardı.
Nitekim meclisin feshi yoluna gidilerek yani bir seçimle muhalefet susturulmuştur.
Sadece muhalefet partisini meclisten uzaklaştırmak, iktidara karşı uyanan tepkiyi ortadan kaldırmamıştır.
Arnavutluk ayaklanmasından yararlanan bir asker grubu (Halaskâran Zabitan hareketi) hükümeti tehdit etmiş ve ittihat ve Terakkiyi iktidardan uzaklaştırarak işbaşına ılımlı bir hükümetin geçmesini sağlamıştır.
Fakat ittihatçı bir meclisin, bu partiden olmayan hükümeti işbaşında uzun süre tutmayacağı da açık bir gerçek olduğundan, Meclis feshedildi.
Patlak veren Balkan savaşında seçimler de ertelendiğinden sıkıyönetime dayanan bir olağanüstü hal rejimine geçilmiştir.
Savaşı kazanma umudu yüksek olan ittihatçılar Babıâli baskını (23 ocak 1913) diye tarihe geçen olaya başvurarak iktidarı zorla ele geçirmişlerdir.
Hürriyet ve İtilâf partisi taraftarları buna bir başka cinayetle, sadrazam Mahmud Şevket Paşayı (1856-1913) öldürerek karşılık verdiler.
Bazı muhalif basın mensuplarıyle, bir kısım eski mebusların bu işte rolü olduğu iddiasıyla ittihatçılar bunları yakalayarak birçoğunu sürgüne gönderdiler.
Bu tarihten sonra 30 ekim 1918’e kadar Hürriyet ve itilâf fırkası siyaset sahnesinden çekildi.
Parti faaliyette bulunduğu süre içinde yalnız bir kere kongre yapabildi (3 haziran 1912).
Bu kongrede faaliyet raporunu Lütfi Fikri Bey okudu.
İstanbul kısmî seçimini kazanmanın önemli bir galebe sayılması gerektiğini, fırkanın başarıları ve büyümesinde ülke şartlarının etkili olduğunu anlatarak, özellikle Osmanlılar için eşitlik ilkesini benimsemenin açıklamasını yaptı, rum ve ermeni fırkalarıyle varılan anlaşmalar üstünde durdu.
Seçimlerde iktidarın başvurduğu gayrimeşru yolları kınayarak, garplılaşma eğiliminin Hürriyet ve İtilâf fırkasına itibar sağladığını belirtti.
Bununla birlikte, türdeş olmayan bir muhalefetçi kitleden kurulu parti bünyesi içindeki çelişkiler de bu kongrede açığa çıkmıştır.
Garplılaşmadan yana olanlarla muhafazakârlar arasında, idarecileri istifaya zorlayacak şiddette sert tartışmalar cereyan etmiştir.
Hürriyet ve itilâf fırkasının kapatılması hakkında herhangi bir belge yoktur.
Mahmud Şevket Paşanın öldürülmesinden sonra fırka ilerigelenlerinin bir kısmı yurt dışına kaçtıktan, bir kısmı da Sinop’a sürüldükten sonra Mütarekeye kadar fırka faaliyetsiz bir döneme girmiş oldu.
Ancak 4 şubat İ920 tarihli bir beyanname ile yeniden faaliyete geçtiğini kamuoyuna duyurdu.
Partinin yeniden canlanması üzerine Sadık Bey (miralay) İstanbul’a geldi (25 nisan 1919).
Fırkanın ılımlı kanadı olarak bilinen ve fikir ayrılığı sebebiyle buradan ayrılarak «Mutedil Hürriyet ve itilâf fırkası» adı altında yeni bir parti kuran grup (31 mayıs 1919) ikna edilerek aynlık giderildi ve bir ay sonra «Mutedil Hürriyet ve itilâf fırkası» kendini feshetti.
Hürriyet ve itilâf fırkası, kurucu üyesi ve başkanı Damat Ferid Paşa kabinelerine nazır ve şeyhülislâm vermekle fiilî iktidara sahip oldu.
1919 Seçimleriyle kurulan ve 1920’de dağılan Mebusan meclisinde yeralmış değildi.
Fırka bu son seçimlere katılmamıştı.
Bu tarihten itibaren «Müdafaayı Hukuk» hareketine karşı açıktan açığa cephe almıştı: «güya müdafaa veya muhafazayı hukuku milliye fikriyle, kendini milletin bağrından çıkmış sayan, nitelikleri ve yetenekleri şüpheli birtakım kumandanların isyanından ve hiç bir önemi ve değeri olmayan bir ayaklanmadan başka bir şey olmayan» Anadolu Kurtuluş hareketi resmî ve meşru bir hükümete karşı bir ayaklanma olarak yorumlanmıştır.
Hürriyet ve İtilafın bu görüşüne siyasî parti olarak yalnız «Sulh ve Selâmeti Osmaniye fırkası» katıldı.
Bunun yanı sıra siyasî parti niteliği taşımayan, sadece birer dernek durumunda bulunan «Kürdistan Teali cemiyeti», «İngiliz Muhipleri cemiyeti», «llâyi Vatan», «Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyat», «Nigenban Cemiyeti Askeriyesi», «Mağdurini Siyasiye Teavün cemiyeti» ve «Tarik-i Salah cemiyetleri de müdafaayı hukukçulara karşı yön aldılar.
Buna rağmen 1919 seçimlerini Hüriyet ve İtilaf aleyhtarları kazandı ve son Mebusan meclisinin «Misakı Millî» beyannamesini kabul eden anadolu mebusları tarafından oluşması karşısında, fırka ile hükümetin birleşmesini sağladı ve Dördüncü Damat Ferid hükümeti Meclisi Mebusanı feshetti (24 nisan 1920).
Dördüncü Damat Ferid hükümeti ayrıca Kuvayı inzibatiye kararnamesini yayınladığı gibi Şeyhülislâm-Dürrizade’nin fetvasıyle anadolu kumandanlarını idama mahkûm etti.
Bundan sonra Anadolu hareketiyle daha sıkı mücadele etmek üzere Beşinci Damat Ferid Kabinesi kuruldu.
Fakat çok geçmeden Sadarete Tevfik Paşanın getirilmesiyle, fırkanın faaliyeti de sona erdi.