Hz. Hüseyin Kimdir,Hayatı,Öldürülmesi | Biyografi |
Hz. Hüseyin Kimdir Hayatı,Öldürülmesi Hz. Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib , Hz.Muhammed’in torunu.
Dördüncü Hâlife Ali bin Ebu Talib’in oğlu.
Annesi, Muhammed’in kızı Fatıma Zehra Künyesi Ebu Abdullah’dır.
Hz. Hüseyin Hayatı
En ünlü lakabı «Şehid»dir.
Şehitler ulusu anlamında «Seyyid-uş-şuheda» Yeya farşça «Şâh-ı şehîdan» diye de anılır. Ahzab suresinin 33. ayetinde övülür.
Bir hadiste «Hüseyin bendendir ve ben Hüseyin’denim» diye anılmıştır.
Babasının ve daha sonra ağabeyinin sağlığında onlara yardımcı oldu.
Ağabeyinin ölümünden sonra Muaviye’nin devlet reisliğini tanımadığı halde onun ölümüne kadar, fiilen siyasî hayata karışmadı.
İslâm büyüklerinden birçoğu ile birlikte, Yezid’in veliaht tayin edilmesine razı olmadığını belirtti.,
Muaviye’nin yerine geçen Yezid, Medine valisi ar’acılığıyla, Hüseyin’in kendisine bağlanmasına çalıştı. Kabul ettiremediği için Hüseyin’e karşı suikast teşebbüslerine girişti.
Mekke’ye gelen Hüseyin, Emevî idaresinden hiç memnun olmayan Irak ve özellikle Küfe halkından davet mektupları aldı. Bu çağrılara uyarak Mekke’den hareket etti.
Hac törenini tamamladıktan sonra, Irak’a gitti.
Yanma aile efradını ve kendisi ile birlikte gelmek isteyenleri almıştı.
Bu hareketin sonucunun ne olacağımı anlayan bazı kimseler, Hüseyin’in de tavsiye ve izni ile yolda kafüeden ayrıldı.
Hz. Hüseyin ve Kerbela Olayı
Irak’a yakın bir yerde, Küfe valisi Ubeydullah’ın gönderdiği bir devriye kuvvetinin kumandanı olan Hürr ve askerleriyle karşılaşan kafile Fırat’a yakın kurak ve ıssız bir çöl bölgesi olan Kerbelâ’da konakladı (2 muharrem [4 ekim] 680).
Muharrem’in üçüncü günü, Küfe valisinin bazı vaatlerle kandırdığı Sa’d ibni Ebi Vakkas oğlu Ömer’in kumandasında bir kuvvet Kerbelâ’ya geldi.
Bu askerî kuvvetin sayısı, sonradan gelenlerle birlikte otuz bine ulaştı.
Hüseyin’in yanındakiler ise, kadın ve küçük çocuklar dışında iki yüzü bulmuyordu.
Muharrem ayının yedisinden itibaren, Hüseyin ve yanındakilerin Fırat’tan su almaları önlendi.
Ömer, muharrem’in dokuzuncu günü savaşa kalkıştıysa da, Hüseyin’in baba bir kardeşi olan Ebul-Fazl Abbas, bir günlük mühlet aldı.
Muharrem’in onuncu günü (Aşure günü), sayı bakımından .pek çok farklı olan iki taraf arasında savaş başladı.
Emevîlerden bazıları Hüseyin’in kuvvetlerine katıldı.
İkindiye doğru Hüseyin ve yakınları şehit oldu.
Bunların arasında, Hüseyin’in kardeşleri, Kamer-i Bani Haşim ve Bab-ul-Havaic diye anılan Ebul-Fazl Abbas, Hüseyin’in oğlu Ali Ekber, imam Hasan’ın on bir yaşındaki oğlu Kasım vardı.
Hüseyin, altı aylık çocuğu küçük Ali’yi (Ali Asgar) düşman saflarının karşısına götürdü ve kendisini Yezid’e biat etmediği için suçlu saydıklarını, fakat bu küçük çocuğu niçin susuz bıraktıklarını sordu.
Ali Asgar, Hüseyin’in kucağında iken ok atılarak şehit edildi.
Hasta olarak yatan ve imameti devam ettireceği için Hüseyin tarafından savaşa girmesine izin verilmeyen oğlu Ali’den (Zeynelabidin, Seyyid-üs-Sacidin) başka kimse kalmayınca, Hüseyin, kadın ve çocukları kız kardeşi Zeynep ile Ali’ye emanet etti. «Hak yolunda ölmek, yük altına girmekten evlâdır» anlamında bir beyit okuyarak savaş meydanına girdi.
Hz. Hüseyinin Öldürülmesi
Yapılan bir saldırıda atından düşürüldü.
Yetmişe yakın kılıç, ok ve mızrak yarası aldı.
Sinan bin Enes Nahaî, boynuna ve göğsüne mızrak sapladı.
Bir rivayete göre Nahaî, daha yaygın bir rivayete göre de Zilcevşen oğlu Şimr, başını bedeninden ayırdı.
Kabri, Kerbelâ’dadır. Kerbelâ olayının İslâm tarihinde ve İslâm düşüncesinde büyük yankıları ve etkileri oldu.
İslâm ve özellikle şiî-alevî edebiyatında, Hüseyin için söylenen ağıtlar önemli bir yer tutar.
10 Muharrem (aşure) günü ve genel olarak muharrem ayında şiîler ve Ehlibeyti sevenlerce yas tutulur.