I. Kılıç Arslan | Biyografi,Tarih |

I. Kılıç Arslan,(1079 – 1107) Selçuklu Devleti’nin kurucusu, Sultanı.

Bu sırada İznik, bizans hücumuna karşı savunma durumundaydı.

1 kılıç arslan hayatı

Kılıç Arslan burada tahta çıktı; şehri imar etti.

Beylerbeyliğe getirdiği İlhan’ı Bizans’a karşı sefere gönderdi. ilhan, Balıkesir ve Kapıdağ dolaylarını eline geçirdi.

Fakat imparator Aleksios Komnenos’un gönderdiği yeni ordu karşısında yenilgiye uğradı.

Kılıç Arslan Bizanslılar için büyük bir tehlike yaratan Çaka Bey ile ilişki kurdu; onun kızıyla evlendi.

Bir süre sonra Bizanslılar ile anlaşarak Çaka’yı öldürdü; sonra Malatya seferine çıktı.

Danişmendliler de Malatya’yı almak istiyordu; daha önce harekete geçen Kılıç Arslan şehri kuşattı; kuşatmanın uzun sürmesi ve Haçlıların selçuklu topraklarına girmesi üzerine geri dönmek zorunda kaldı.

Haçlılar 1097 baharında iznik’i kuşattılar. Kaledeki türkler kuşatmaya karşı koymayacaklarını anlayınca, bizans kumandanı Butumites ile, hayatlarını kurtarmak şartıyla, şehrin teslimi görüşmelerine başladılar.

Bu sırada Kılıç Arslan’ın kuvvetleri İznik kalesi önünde göründü; şiddetli çarpışmalar oldu. Kılıç Arslan savaş planını değiştirerek İznik’ten çekildi.

Haçlıları dağ, geçit ve vadilerde sıkıştırmaya karar verdi.

Haçlılar iznik’i ellerine geçirdiler (26 haziran 1097); ve Eskişehir’e (Dorylaeum) doğru harekete geçtiler.

Kılıç Arslan Anadolu’daki Türk kuvvetlerini toplamaya ve düşmanı durdurmaya çalıştı.

Danişmend Gazi ve emir Hasan ile haçlılara karşı bir anlaşma yaptı. Bu kuvvetlerin kendisine katılmasından sonra Kılıç Arslan ile Haçlılar arasında çarpışmalar oldu.

Kılıç Arslan fazla kayıp vermemek için çete savaşlarına başladı.

Haçlılar Ereğli’ye kadar üerledi. Kılıç Arslan Danişmend Gazi ve emir Hasan ile yeniden Haçlıların karşısına çıktı; fakat başarılı olamadı; kuzeye doğru çekildi.

Bu sırada Danişmend Gazi, Malatya’ya hücum etti (1100).

Antakya prensi Bohemond, Danişmend Gazi’nin üzerine yürüdü; fakat pusuya düşürülerek esir edildi.

Bunun üzerine 1101’de yeni bir haçlı ordusu harekete geçti. Bu ordunun bir kısmı Sivas’a doğru ilerledi.

Diğer bir kol da Birinci Haçlı ordusunun yolunu tuttu.

Kılıç Arslan, Danişmendlilere, Suriye Selçuklu hükümdarı Rıdvan’a v.d. Türk beylerine başvurarak yardımda bulunmalarını istedi.

Ayrıca Haçlıların geçecekleri yerleri tahrip etti; erzak Ye su ihtiyaçlarını karşılamalarına engel oldu.

Böylece 300 000 kişilik bir haçlı kuvveti Amasya yakınlarında yok edildi.

Bir süre sonra Kılıç Arslan ile Danişmend Gazi’nin arası açıldı.

Bunun bir sebebi haçlı tehlikesinin ortadan kalkmış olması, diğeri de, Danişmend Gazi’nin Malatya’yı fethetmesiydi (1102).

Kılıç Arslan, Danişmend Gazi’nin esir aldığı Bohemond’un 100 000 dinar fidye karşılığında geri verilmesi için Aleksios Komnenos ile de görüşmeye başladığını öğrendi (1103).

Bunun üzerine Danişmend’den bu paranın yarısını istedi.

Danişmend Gazi’nin buna yanaşmaması üzerine savaş çıktı; Danişmend yenildi (1103).

Danişmend Gazi 1104’te ölünce, Kılıç Arslan Malatya’yı kuşattı. Kuşatma, 28 haziranda başlayarak 2 eylüle kadar sürdü.

Danişmend’in oğlu Yağısıyan, şehri 1106’da Kılıç Arslan’a teslim etti.

Kılıç Arslan’ın doğudaki hareketini gerçekleştirebilmesi için batıda Bizanslılar ile iyi ilişkiler kurması gerekiyordu.

Malatya’yı sınırlarına katmakla doğuda Danişmendli engelini ortadan kaldırdı.

Sultan Berkyaruk ve Sultan Mehmed Tapar arasındaki mücadeleden yararlanmak istedi. Berkyaruk’un ölümünden sonra Urfa üzerine yürüdü.

Musul emiri Çökürmüş’ün, adamları tarafından davet edilince, Urfa kuşatmasını bırakarak Harman’ı teslim aldı. Meyyafarikin’i (Mafarkin, Silvan) ele geçirdi.

Melik Dukak adına burada valilik yapan Biyaeddin’e Elbistan’ı ıkta olarak verdi; aynı zamanda kendine vezir yaptı.

Bölge halkı. Haçlılara karşı Kılıç Arslan’ın hakimiyetini kabul etti.

Fakat bu sırada hastalanan Kılıç Arslan Malatya’ya döndü. Büyük Selçuklu hükümdarı sultan Mehmed, Çökümüş’ün Kılıç Arslan tarafını tutması üzerine, emir Çavlı’yı başkumandan yaptı.

Çavlı, Musul’a, girdi ve Çökümüş’ü öldürdü. Bunun üzerine Çökümüş’ün oğlu, devlet ilerigelenleri ve Musul halkı, Musul ve bölgesini Kılıç Arslan’a teslim etmeyi kararlaştırdılar.

Kılıç Arslan Malatya’dan Musul’a doğru ilerledi.

Anadolu’da kalan ve imparator Aleksios Komnenos’a gönderilen askerlerinde kendisine katılmalarını emretti.

Nusaybin’e varınca Çökürmüş’ün askerleri ve Musul’un ilerigelenleri kendisine katıldılar.

Bunlarla birlikte Musul’a girdi (mart 1107); tahta çıktı ve Sultan Mehmed adına okunmakta olan hutbeyi değiştirerek kendi adına okuttu; memleket işlerini düzene koydu; Çavlı, Musul’dan kaçarak Halep’e gitti; Melik Rıdvan ve ilgazi ile anlaştı ve Kılıç Arslan’a karşı harekete geçti.

Kılıç Arslan, 11 yaşındaki oğlu Şehinşah’ı (veya Melikşah) melik tayin ederek annesi ile birlikte orada bıraktı, iki tarafın kuvvetleri Habur nehri kenarında karşılaştı.

Kılıç Arslan’ın Anadolu’dan çağırdığı kuvvetlerin zamanında gelememesinden yararlanmak isteyen Çavlı, hücuma geçti, ilk çarpışmada Kılıç Arslan’ın asrkerleri birtakım küçük başarılar kazandılar.

Fakat Doğu Anadolu ve Elcezire beyleri karşı tarafa geçince, Kılıç Arslan’ın ordusu bozuldu.

Bu durum karşısında Kılıç Arslan ok yağmuru altında, atı ile birlikte Habur suyuna daldı ve atının zırhlarının ağırlığı yüzünden batarak boğuldu (temmuz (1107).

Cesedi Meyyafarikin’e (Silvan) taşındı.

Atabeyi Mehmed, orada Kılıç Arslan I adına bir türbe yaptırdı.

Bundan sonra Çavlı, Musul’u tekrar işgal etti.

Bozmış, karşı koyamayarak Kılıç Arslan’ın karısını alıp Malatya’ya gitti.

Fakat Kılıç Arslan’ın oğlu Şehinşah (veya Melikşah) yakalanarak.

Sultan Mehmed’e götürüldü ve iki yıl sonra serbest bırakıldı. Malatya’ya gelerek sultan oldu.

Kılıç Arslan tahta geçtiği günden ölümüne kadar pek çok güçlükle karşılaştı.

Anadolu’ya geldiği zaman her yanda birtakım feodal türkmen beyleri hüküm sürüyordu.

Bu beyleri birleştirmeye ve Bizanslılarla mücadele etmeye çalıştı.

Arkadan gelen büyük haçlı orduları karşısında çeşitli yollara başvurarak Anadolu’yu savundu.

Kahramanlığı ve becerikliliği yanında adaletli bir hükümdar olarak tanındı.

XIII. Yüzyıl yazarlarından İbnülesir, Kılıç Arslan’ın Musul’a girince zulmü kaldırdığını ve «kim bana birisi hakkında iftira ederse öldürülecektir» şeklinde bir beyanatta bulunduğunu yazar.

Ayrıca çağdaşı olan urfalı Matthieu, Kılıç Arslan’ın çok alicenap ve hayırsever olduğunu ve bundan dolayı ölümünde hıristiyanların da yas tuttuğunu kaydeder.

Kılıç Arslan İran’daki amcazadelerine karşı üstünlük davası güdecek kadar kuvvet kazandı.

Bununla birlikte genç yaşta ölümü, oğulları arasında taht mücadelelerine sebep oldu: Danişmendlilerle Bizanslılar fırsattan faydalandılar.

Anadolu Selçuklu devleti yeniden buhranlı bir döneme girdi.

Fakat torunu Kılıç Arslan II, ülkeyi bu buhrandan kurtarmayı başardı.

Bir cevap yazın