İbni Tufeyl Kimdir,Hayatı ve Felsefesi | Filozof Biyografileri |
İbni Tufeyl Kimdir Batı’da Abubacer diye anılır.
Gırnata’da tıp, riyaziye, edebiyat ve felsefe öğrenimi gördüğü söylenir.
İbni Tufeyl Hayatı
Bir ara muvahhidi sultanı Ebu Yakup Yusuf’un özel doktoru oldu.
Sonra kendini felsefe ve deney bilimleri alanında çalışmaya verdi.
Şiir de yazan filozofun en verimli olduğu alan felsefedir.
İbni Tufeyl, Şahabeddin Sühreverdi tarafından ortaya atılan işrakî felsefesinin Endülüs’teki temsilcisidir.
Farabî, İbni Sina, Gazzalî ile yunan filozoflarının eserlerini inceleyen İbni Tufeyl’e göre, varlığı kendi kendini gerektiren (vacibül vücud) yalnız Tanrı’dır; onun dışında her şey «yaratılmıştır.
İbni Tufeyl Felsefesi
İnsan, deney dünyasından derin bir düşünme yoluyla basamak basamak Tanrı’ya yükselir.
İnsan varlığının özünde tanrısal bir cevher vardır.
İnsan, doğuştan birtakım öğreniti, anlayıcı güçlerle donatılmıştır.
Bu yetenekleriyle tabiatı derin bir görüşle incelerse, en yüksek gerçek olan Tanrı ile birleşir.
Tabiatı inceleyen, onun özündeki aydınlatıcı ışığı kavrayan bir insan için «vahîy» ile derin düşünce arasında ayrılık yoktur, insan, öze inen, varlığın derinliğinde saklı kalan gerçekleri tanıdıkça, kendi özünü (zat) kavradıkça Tanrı’yı da kavrar, kendi özünün (zatının) Tanrı özünde (zatında) eridiğini; bu duruma gelince de Tanrı ile bir varlık olduğunu, onunla kaynaştığını anlar.
Kendinin gerçekte bir tanrı olduğunun bilgisine ulaşır.
Böyle bir kimsenin Tanrı’dan ayrı yanı yoktur, insan, düşüncenin verdiği güçle bu noktaya ulaşınca tanrı olur, tanrısal özünün gerçeğini, değerlerini kavrar.
Tanrı, bütün evrene yayılmış bir «nur»dur.
insan o «nur»u özünde görünce gerçeğe ulaşır.
Hayvan, bitki, cansız denen varlıkların birer amacı vardır.
Bu da, kendi varlığını sürdürmektir.
Fakat, onlar tek varlık olan Tanrı’yı bilmediğinden yok olup gider.
Değişik ilkelerden kurulu bütün varlıklar (mürekkep cisimler) yok olur, tek ilkeden var olanlar (basit cisimler) yok olmaz.
Bu yüzden gökler için yok olma, .ölüm düşünülemez, insan, özü kavramayı bilen derin düşünce yeteneğini kullandıkça, gerçeği kavradıkça (Tanrı’ya ulaşarak onun özüyle birleştikçe) yok olmaz.
İbni Tufeyl, bu görüşlerini Havy ibni Yekzan adlı felsefî romanında dile getirdi.
Batı Ortaçağında yaygın bir etkisi olan bu eser, sonradan bütün avrupa dillerine tercüme edildi: ibni Tufeyl ve görüşleriyle ilgili geniş ölçüde araştırma ve incelemeler yapıldı.
İbni Tufeyl Eserleri
XIV. yy.da Narbonne’lu Musa, Hayy ibni Yekzan’ı ibranîce’ye tercüme etti, sonuna bir de ibranîce açıklama ekledi.
Bu tercümeden yararlanan Pico della Mirandola XV. yy.da kitabı Latince’ye tercüme etti.
E. Poroche kitabın Arapçasını 1671’de Philosophus Autodidactus (Kendi Kendine Filozof) adıyla gene Latinceye tercüme etti.
Simon Ockley’in de The improvement of Human Reason (insan Aklının Gelişmesi) [1708] adlı bir İngilizce tercümesi vardır.
Bu kitabın 1920’de The History of Hayy ibn Yagzan (Hayy ibni Yekzan’ın Hikâyesi) adıyla ikinci baskısı yapıldı.
Kitap Hayy Ben Yagdhan, Roman Philosophique d’ibn Thofail (Hayy ibni Yekzan, İbni Tufeyl’in Felsefî Romanı) adıyla Fransızcaya da tercüme edildi.