II. Basileios | Biyografi |
II. Basileios Bulgaroktonos («Bulgar kasabı») [957-1025], bizans imparatoru (963-1025).
Romanos II ile Theophano’nun büyük oğlu.
Babasının sağlığında taç giydi (960).
Kardeşi Konstantinos VIII de aynı şekilde 961’de taç giydi.
Babasının ölümünden sonra, kral naipliğini anneleri Theophano yaptı, hükümeti de Joseph Bringas yönetti.
Az sonra patlak veren bir askeri ayaklanma sonunda genç imparatorlar, Nikephoros II Phokas ile saltanatı paylaşmak zorunda kaldılar.
Phokas, Theophano ile evlendi.
Bizanslılar Makedonya sülâlesine çok bağlı olduğu için, Nikephoros II Phokos ile (963-969), İoannes Tsimiskes (969-976),ergin çağa ulaşıncaya kadar Basileios II ile Konstantinos VIII’e çok iyi davrandılar, loannes I in vâris bırakmadan ölmesi üzerine, genç imparatorlar, başmabeyinci Basileios Lekapenes’in vasiyeti altında tahta geçtiler.
Başlangıçtan beri, askerlerle toprak sahibi soylular, naiplik zamanında kazandıkları gücü elde tutmaya çalışıyorlardı.
Bu yüzden, büyük aileler arasında başgösteren rekabet, on üç yıl süren bir iç savaşa yol açtı.
Bardas Skleros, önce imparatorların vesayetini başmabeyinciden almaya çalıştı; orduları tarafından, Anadolu’da basileus olarak ilân edilince, 976’dan 979’a kadar savaşta direndiyse de general Bardas Phokas’a yenildi.
O zamana kadar yalnız eğlenceyle oyalanan Basileios II, Skleros’un esareti sırasında devlet işleriyle ilgilenmeğe ve başmabeyinciyle çatışmaya başladı.
Başmabeyinci onu yok etmek amacıyla askeri şeflerle gizlice anlaştı.
Ama Basileios daha önce davranarak başmabeyinciyi bir manastıra hapsetti.
Böylece Basileios II bağımsız olarak saltanat sürmeye başladı (985-1025) ve dünya zevklerinden elini eteğini çekti.
Sadece devlet işleriyle uğraşabilmek için temsilcilik görevlerini kardeşine bıraktı.
Kendisinden öncekiler gibi sarayda kalmayarak, komuta ettiği askerleri arasında yaşadı ve çok geçmeden, şaşırtıcı kış seferlerine girişmekten bile çekinmeyen, eşsiz bir komutan olduğunu ispat etti.
Bu durumu hoş karşılamayan soylular, ilk Bulgaristan seferinde (968) ona ihanet ettiler.
Bardas Skleros ile Bardas Phokas yeniden ayaklandılar: Anadolu’ya hâkim olan Phokas, Skleros’u hapsettikten sonra İstanbul’u kuşattı.
Bunun üzerine Kiev büyük prensi Vladimir I i yardıma çağıran Basileios II, Phokas’ın birliklerini bozguna uğrattı.
Yenilen Phokas, yakalanarak öldürüldü.
Serbest bırakılan Skleros yeniden savaşa giriştiyse de, çok geçmeden teslim oldu (986-989).
Basileios II imparatorluğu kısa zamanda bolluğa kavuşturdu, toprak sahibi soyluların gücünü azaltmak amacıyla, küçük mülk sahiplerinin mallarını kanunsuz olarak elde etmeyi sağlayan kırk yıllık zaman aşımı usulünü kaldırarak, toprakları ilk sahiplerine geri verdi.
Her vergi bölgesindeki zenginlerin, vergilerini ödeyemeyecek durumda olan küçük mülk sahiplerine kefil olmasını zorunlu kılan Allelenguon usulünü yeniden koydu.
Otoritesini, dinî işlerde de gösterdi.
Kiev büyük prensi Vladimir II ile yaptığı anlaşma (989) ile bizans kilisesinin gelişmesini sağladı.
Aynı anda dört cephede (Bulgaristan, Arap devletleri, Kafkasya ve Güney İtalya’da) çarpışarak, imparatorluğun dış düşmanlarıyla de yılmadan savaştı.
976’dan 989’a kadar süren iç ayaklanmalar 980’den beri Samuil tarafından yönetilen bulgar krallığının güçlenmesine yol açmış, buna karşılık güney İtalya’da bizans direnişi zayıflamıştı.
Basileios II, 989’dan 1001’e kadar Bulgaristan’a karşı kullandığı kuvvetlerini 995’te, Halep’i kuşatan fatımî halifesi El Aziz’e yöneltti; kış ortasında Anadolu’yu on altı günde aştı ve Mısırlıları kaçmaya zorladı.
Basileios, daha sonraki yıllarını, bulgar cephesiyle doğu cepheleri arasında geçirdi.
Antakya’yı yeniden ele geçirdikten sonra, yukarı Gürcistan’ı imparatorluğuna kattı, fatımî halifesi El-Hakim ile on senelik bir ateşkes anlaşması (1001) yaptı; bu da ona 1001-1018 arasında Bulgaristan meselesini bir sonuca bağlama imkânını verdi.
On yedi yıl içinde Bulgaristan’ı on yedi defa istilâ etti.
Kendisiyle işbirliği yapan bulgar ileri gelenleri ihanet ettikleri için, Basileios, 15 000 esirin gözlerini oydurttuktan sonra hepsini çar Samuil’e yolladı; rehberlik etmeleri için, her yüz tutsaktan birinin bir gözünü sağlam bıraktı.
Samuil, kederinden öldü.
Savaş dört yıl daha sürdü; sonunda bulgar ileri gelenleri boyun eğdiler.
Basileios II, İmparatorluğun diğer eyaletlerine benzemesin diye, Bulgaristan’ın kurumlarının çoğunu olduğu gibi bıraktı. 1018’den 1025’e kadar Gürcistan’a bir sefer yaptı.
İtalya’da barışı sağladı.
Kafkas ülkelerine saldırdı (1021), çeşitli kralları boyunduruğu altına aldı, Orta Asya’nın ilkel topluluklarına karşı bir set meydana getiren Ermenistan’la Gürcistan’ı baştanbaşa ele gelirdi.
Basileios II, İtalya’da Venedik’le yaptığı İktisadî ve askerî anlaşmadan (992) sonra, germen imparatorları, slav korsanları ve araplarla savaştı.
Apuleia, Dalmaçya ve Hırvatistan’a gücünü kabul ettirdi.
Sicilya’yı ele geçirmek amacıyla Messina’yı (1025) işgal etti; adaya çıkarken birdenbire öldü ve ardında, İustinianos zamanından beri görülmemiş bir genişliğe ve güce erişen bir imparatorluk bıraktı.