İlahi Komedya – Dante,Konusu | Kültür,Sanat,Edebiyat |
İlahi Komedya – Dante (Divina Commediâ), Dante Alighieri’nin şiiri, muhtemelen 1307’ye doğru yazılmaya başlandı ve 1321’de bitirildi.
Tezhipli elyazmaları halinde birçok defa çoğaltıldı.
1472’den itibaren basılmaya başlandı, hemen hemen bütün dünya dillerine tercüme edildi. Adı önce Commediâ (Komedya) idi.
Divina (İlâhî) sıfatı 1555’te yapılan Venedik baskısında eklendi.
İlahi Komedya Konusu
Biçim bakımından bu eser, bir giriş ve her biri otuz üçer şarkılık üç bölüme (Cehannem, A’râf, Cennet) dağılan yüz şarkıdan kurulmuştur.
Her şarkıda, terza rima biçiminde sıralanmış 130 ile 140 kadar mısra vardır.
Teslis’in sembolü olan üç sayısı, Vita Nuova’da (Yeni Hayat) olduğu gibi burada da mistik bir değer taşır.
Şiirin içeriği o çağ edebiyatında çok rastlanan bir temadır:’ öbür dünyanın tasviri.
Dante’ye göre bu hayal ona 1300 yılının kutsal haftasında görünmüştü.
Sevgilisi Beatrice’in gönderdiği Vergilius’un rehberliğinde, şair sıra ile cehennemin dokuz katını gezer ve A’râf dağının yamaçlarına tırmanır. A’râf a varınca Beatrice tarafından Cennet’e doğru götürülür.
Dante’nin ilk rehberi Vergilius, Hıristiyanlık öncesinin insan bilgeliğini temsil eder; pagan şair A’râf’a bile ulaşamaz.
Beatrice ise insanlığı kurtaracak ve bir İlâhî aşk konusu olarak Tanrı’yı tanımamızı sağlayabilecek tek şey olan imanın sembolüdür.
Dante özellikle Cehennem bölümünde hayalgücünü ortaya koymuştur.
Bu bölümde cehennemdekilerin çektiği azap, ibret verme maksadıyla de olsa, görülmemiş bir gerçeklikle anlatılır.
Dante’nin dünyada iken Tann’yı tanımayan veya onun emirlerine karşı gelen bu günahkârlara verilen cezaları uygun bulduğu kesindir; fakat bazı çağdaşlarını cehenneme gönderirken, hırslarına ye kinlerine mağlûp olduğu da şüphe götürmez.
Dante’nin, sembolik olarak kapısına Cato’yu diktiği A’râf bir hürriyet ülkesidir: burada herkes kendi kurtuluş imkânlarını kendi seçebilir.
A’râfdaki ruhlar, henüz Tanrı’nin sevgili kulları değildir: bütün ikinci bölüme hâkim olan yakarmalar ve hüzün havası bundan ileri gelir.
Tanrı’nın yüceliğini yansıtan Cennet’te ise yalnız sevinç, ışık ve ahenk vardır.
Büyük bir ustalıkla kurulan İlâhî Komedya’da, en küçük ayrıntılara kadar, her şey birbirini tutar, en katı gerçekçilik ve en koyu tutku, en derin dinî duygular ve felsefî düşüncelerle bağdaşır.
XIII. yy. hıristiyan hümanizminin yetkin bir anlatımı olan bu eser, aynı zamanda bütün Ortaçağın manevî ve şiirsel bir sentezidir ve Dante’nin de dediği gibi «Göğün ve Yerin elinden çıkan kutsal bir şiir»dir (Cennet, XXV. 1-2).