İlkel Hıristiyanlık Kiliseleri | Ansiklopedik Bilgi |
İlkel Hıristiyanlık Kiliseleri Constantinus devrinden itibaren birçok kilise yapılmaya başlandı.
Bu kiliselerin hemen hemen hepsi, yüzyıllar boyunca, birkaç küçük değişiklik bir yana bırakılacak olursa hep bazilika tipi yapılardı.
Yani yapı uzunlamasına bir orta eksene göre bakışımlıdır ve hemen hemen her biri antik yapılardan alınmış sütunlarla ayrılan üç veya beş şahından meydana gelir.
Sahınların bitiminde yarım daire biçiminde bir apsis vardır.
Bu apsis bir yarım kubbeyle örtülmüştür.
İç çevre geçidinde rahiplerin sırası ve piskoposun kürsüsü bulunur.
Apsisin ortasında da basit bir masadan ibaret olan ve üzerinde bir sunak tepeliği bulunan sunak vardır.
Kilisenin, apsisin bulunduğu ve sunağın önünde uzanan kısmı yüksektir.
Bu kısmın altında, içinde bir veya birkaç azizin kalıntıları gömülü olan bir mahzen mezar bulunur.
Bu kısım bir bölmeyle kilisenin gövdesinden ayrılmıştır.
İncil ve havari mektuplarının okunduğu karşılıklı vaiz kürsüleri bu bölümdedir.
Mihrabın bulunduğu bu kışım çok zaman sahınlar yönünde uzanarak koro yerini meydana getirir.
Orta sahınlar, çapraz veya yan sahınlarla çok zaman haç biçiminde kesişir.
Şahın çoğunlukla, orta şahın ve yan sahınlar biçimindedir.
Sütunlar ya bir başkirişi veya yan sahınların üzerinde duran pencereli bir duvarı taşır.
Bazilikalar ise ahşap bir çatıyla örtülmüştür.
Girişte son cemaat yeri bulunur.
Son cemaat yerinden önce de iç avlu gelir.
Bazilika planının kaynağı tek değildir.
Kısmen Hıristiyanlık öncesi bazilikalardan geldiği sanılır, ama öte yandan da iç avluya yalnız özel evlerde rastlanmıştır.
IV. yy.ın geniş bazilikaları olan Lalran’daki St. Johannes, Vatikan’daki San Pietro ve Santa-Maria-Maggiore bu şemaya göre yapılmıştır.
V. yy.da Azize Sabine kilisesi,
IX. yy.dan XI. yy.a kadar da daha birçok kilise hep bu biçimde inşa edildi.