İznik Rum İmparatorluğu,Tarihi | Tarih Bilgileri |
İznik Rum İmparatorluğu,4. haçlı seferinden (1204) sonra İznik`te kurulan Rum İmparatorluğu.
İznik Rum İmparatorluğunun kurucusu olan Theodoros Laskaris (1204-1222), eski imparator Aleksios III’ün kızı Anna ile evlenmesi yüzünden Angelos, dolayısıyla de Komnenoslara bağlıdır.
İznik Bizans İmparatorluğu
Aleksios III (1195-1203) zamanında Haçlılarla savaştı, Dukas Murtzuphlos’un kaçması üstüne İstanbul’un ilerigelenleri tarafından Bizans imparatoru seçildi.
Fakat Haçlıların İstanbul’a girdiği sırada iznik’e kaçmak zorunda kaldı.
Bir süre sonra Bizans’ın ilerigelenleriyle Haçlılar önünden kaçabilen bazı sivil ve askerler iznik’e gelerek onun etrafında toplandılar.
Theodoros Laskaris doğuda Konya Selçukluları, batıda Latin imparatorluğunun tehdidi altında bulunduğu için iki yıl imparator unvanını kullanamadı, sadece «despot» lakabıyla yetindi.
Bir süre ülke anarşi içinde kaldı.
Latinler 1204’te Theodoros Laskaris’in üzerine yürüdüler.
Fakat İstanbul Latin imparatoru Baudouin’in Bulgarlar tarafından esir edilmesi, Balkanlara geçen Haçlıların Kumanlardan yardım gören bulgar çarı Kalonyan’a Edirne savaşında yenilmeleri (15 nisan 1205) Laskaris’i kurtardı.
Batıkların tehdidinden böylece kurtulan Laskaris, devletini kurdu, Bulgaristan’a çekilen patriği iznik’e çağırarak «imparator» unvanını aldı (1208).
Böylece İznik, imparatorluğun siyasî ve dinî merkezi oldu, İznik rum imparatorluğu gittikçe genişleyerek birçok yeri eline geçirdi.
Fakat Laskaris, selçuklu tehlikesi karşısında İstanbul’da bulunan Baudouin’in kardeşi Henri ile bir antlaşma yapmak ve ona bazı kaleleri bırakmak zorunda kaldı.
Buna karşılık kayınpederi Aleksios III Angelos’un yanına sığındığı selçuklu sultanı Gıyaseddin I Keyhüsrev (öl. 1211) ile Alaşehir (Bizans kaynaklarında Nazilli ile Denizli arasındaki Antakya) önünde yaptığı savaşı kazandı ve selçuklu sultanının ölümüne sebep oldu.
Toprak kazancı olmadıysa da İznik Rum İmparatorluğunun nüfuzu arttı.
Nitekim selçuk sultanı ile kayınpederini desteklemiş bulunan Henri’yi bozguna uğrattı.
İstanbul’u almak çarelerini aradı.
Fakat donanmaya ihtiyaç olduğundan bu teşebbüsü gerçekleşmedi.
Laskaris’in ölümünden (1222) sonra yerine damadı ioannes III Dukas Batatzes (1222-1254) imparator oldu.
Birbirleriyle bir türlü anlaşamayan Latin krallığı, Epir despotluğu ve ivan Asen II emrindeki Bulgar krallığı ile ilişkiler kurdu.
İstanbul Latin krallığına karşı olmasına rağmen Epir despotu Theodoros Angelos ile anlaşamadı.
Bu çekişmeden Latinler jle Bulgarlar faydalandılar.
Latinlerle yaptığı mücadelede başarı sağladı.
Donanmasıyla Midilli ve Sisam gibi adaları zaptetti; Edirnelilerin çağırması üzerine Balkanlara kuvvet gönderdi: buralara hâkim oldu.
Böylece kendisine İstanbul yolu açıldı.
Theodoros Angelos bu sırada Trakya’nın büyük bir kısmını zaptederek Edirne’ye yaklaştı (1225) ve İoannes Batatzes’in kuvvetlerini geri dönmeye zorladı; sonra da İstanbul’u sıkıştırmaya başladı; fakat aynı amaçla hareket eden bulgar kralı ivan Asen II (1218-1241) ile, 1230’da Klokotnitza’da (Semice) giriştiği savaşta öldürüldü.
Bu suretle yalnız kalan ioannes Batatzes, Edirne ile Draç arasındaki bölgeyi aldı.
Fakat Latinlerin tarafını tutan ivan Asen kendisine rakip oldu.
Bunun üzerine Sicilya’yı elinde bulunduran alman imparatoru Friedrich II von Hohenstaufen ile Latinlere karşı birleşti; Eirene’nin ölümünden sonra da onun kızı ile evlendi.
Ancak, bu dostluk Friedrich’in oğlu Sicilya kralı Manfred zamanında bozuldu.
İoannes Batatzes, doğudan gelen moğol tehlikesine karşı Selçuklular ve Trabzon imparatorlarıyle birlikte hareket etti.
Fakat, Moğolların Papa IV. innocentius’a gönderdikleri bir mektuptan anlaşıldığına göre onların düşmanlığını üzerine çekti.
Bütün bunlara rağmen mogol tehlikesini atlattı; ivan Asen II’nin ölümünden (1241) sonra bir ordu ile Balkanlara geçti, Asen’in zaptettiği toprakları geri aldı; 1246’da Selanik’e girdi.
Bir yıl sonra yeniden Balkanlara geçerek Latinlere ait yerleri aldı.
Epir’deki despotluğu kendine bağladı, ioannes Batatzes’in ölümünden (1254) sonra, oğlu Theodoros II Laskaris (1254-1258) ordunun ve asillerin destekleriyle imparator ilân edildi.
Theodoros II, önce kuvvetli bir ordu kurdu.
1258’de ölünce yerine Georgios Muzalon’un naipliğinde 7,5 yaşındaki oğlu ioannes IV Laskaris (1258-1261) geçti.
İoannes IV’ün çocuk olmasından yararlanan Mikhael Palaiologos 1259’da imparator seçildi.
Mikhael, Laskarislerin siyasetlerine sadık kalarak, İznik imparatorluğuna karşı Sicilya kralı Matıfred ve Akhaia prensi Guillaume de Villehardouin ile birleşen Epir despotu üzerine yürüdü ve onları Batı Makedonya’da Kastoria’da yendi (1259).
Ordusunda ilk defa Türkler ve Kumanlar da bulunuyordu.
Bu savaş Latinlerin zayıflamasına, İstanbul yolunun açılmasına sebep oldu.
Mikhael, Venediklilerin rakipleri Cenevizlilerle bir ticaret antlaşması yaptı, onlara bazı ticarî imtiyazlar tanıdı (1261), 25 temmuz 1261’de Mikhael’in kuvvetleri silah kullanmaksızın, İstanbul’u aldılar.
O sırada Anadolu’da bulunan Mikhael, hemen yola çıkarak ağustos ayının başında şehre girdi ve Ayasofya’da ikinci defa imparator ilan edildi.
Bu sırada latin büyükleriyle Baudouin II şehirden kaçtı.
Mikhael, yanında bulunan ioannes IV Laskaris’in gözlerini oydurdu.
Mikhael VIII adı üe Palaiologos sülâlesini kurarak merkezi İznik’ten İstanbul’a getirdi.