Kandiye Kuşatması,Kandiye Kalesi Fethi | Osmanlı Tarihi |
Kandiye Kuşatması,Fazıl Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı devleti ordusunun Venediklilerin elindeki Kandiye Kalesi’ni kuşatması.
Serdar Deli Hüseyin Paşa kumandasındaki osmanlı ordusu Kandiye’yi iki defa kuşattı (1647 ve 1649).
Başarısızlıkla sonuçlanan bu kuşatmalardan sonra Mehmed IV, 1666’da Fazıl Ahmed Paşayı kalenin alınmasıyla görevlendirdi.
Fazıl Ahmed Paşa donanma ile önce Hanya’ya çıktı; oradan da Kandiye ordugahına geldi.
Barış için gelen Venedik elçisine Kandiye teslim edilmedikçe, barışın imkânsız olduğunu söyledi.
25 Mayıs 1667’de Kandiye’nin kuşatılmasına başlandı.
Fakat kuşatmanın uzun sürmesi üzerine padişah, Fazıl Ahmed Paşaya gerekirse kuşatmayı kaldırması için bir hattıhümayun gönderdi.
Bu arada Venedik elçisi kuşatmanın kaldırılması halinde, yıllık 24 000 riyal kuruş olarak vergi vermeyi ve Bosna’daki Kilis sancağını teklif etti (8 kasım 1668).
Bunun üzerine Mehmed IV durumu yeniden sadrazama sordu.
Sadrazam da kuşatmaya devam etmek istediğini bildirdi; bir miktar kuvvet gönderilmesini istedi.
Duc de Noailles kumandasında yardıma gelen fransız kuvvetleri de kale kumandanı Menzini ile fransız dükü arasında çıkan bir anlaşmazlık yüzünden geri döndü; böylece kalede savunma kuvveti 4 OOO’e indi.
Kandiye Kalesi Fethi
1669 Ağustosu sonlarına kadar süren kuşatmanın son günü, kale muhafız kumandanı Françesko Morozini’nin adamları ile yapılan görüşme sonunda (27 eylül 1669), kale türk kuvvetlerine teslim edildi.
Kuşatma 28 ay 10 gün sürdü.
Bu sırada Fransa, Papalık, Malta, Floransa donanma ve askeri ile Venediklilere önemli yardımda bulundular.
Alınmasından bir hafta sonra (4 ekim) sadrazam alayla kaleye girdi.
Şehir ve kale asker tarafından işgal edildi; tahkimatlar yapıldı. Bu arada büyük kiliseler camiye çevrildi.
Osmanlı hâkimiyetine alınan Girit adasında, merkezi Kandiye olan imtiyazlı bir eyalet kuruldu.
Eyalet Kandiye, Hanya ve Resmo sancaklarına ayrıldı. Kandiye’ye genellikle vezirlik rütbesine sahip muhafızlar tayin edildi.
Mora ihtilâli sırasında her üç muhafızlık Kandiye valisi Süleyman Paşaya verildi.
Ancak Kandiye adanın merkezi olmaktan çıkarak yerini Hanya’ya bıraktı (1850).
Girit Mısır’ın yönetiminde bulunduğu sırada diğer sancaklarda olduğu gibi Kandiye’de de bir meclis kuruldu Bu meclis valinin başkanlığı altındaydı; dini ve mirasa ilişkin konular dışında her türlü davalara bakardı.
Kandiye alındıktan sonra bütün sancaklarda yürürlüğe konulan vergi sistemi, önceki vergi toplama usulsüzlüklerini ortadan kaldırdı.
Kandiye’ye fetihten altı yıl sonra gönderilen bir fermanla halktan alınacak emlak ve arazi vergisi tespit edildi.
Mora ihtilâli sırasında, adanın bazı yerlerinde de ayaklanmalar oldu.
Babıâli, duruma Kavalalı Mehmed Ali Paşanın elkoymasını kararlaştırdı.
Londra antlaşmasından sonra duruma hâkim olan Mehmed Ali Paşa adadan ayrıldı.
Yerine Mustafa Paşa tayin edildi.
1866’da Girit için yeni bir nizamname düzenlendi.
Kandiye bu tarihte beş sancak arasında yer aldı.
Çoğunluğunu müslüman halk meydana getiriyordu.
1896 Nisanında müslüman halk ile hıristiyanlar arasında daha önce var olan anlaşmazlıklar büyüdü.
Bunun üzerine öteki devletler ise elkoydu; Girit’e bir hıristiyan vali tayin ettirdiler.
Daha sonra da Halepa mukavelenamesine benzer bir nizamname kaleme alındı.
16 Şubat 1897’de Vassos, adayı yunan kralı adına zaptetti.
Osmanlılar bu olay karşısında altı büyük devlete başvurdu.
Bu devletlerin isteğine uyan Yunanlılar 5 aralık 1897’de adadan çekildiler.
Fakat 30 mayıs 1910 Londra ve 10 ağuitos 1913 Bükreş antlaşmaları sonunda Girit ile Kandiye Osmanlıların elinden çıktı.