Karahanlılar Devleti,Tarihi,Savaşları,Sanatı | Tarih Bilgileri |
Karahanlılar Devleti,840-1212 tarihleri arasında türkistan ve maveraünnehir’de hakimiyet kuran ilk müslüman Türk devleti.
Karahanlıların menşei üstüne tarihi kaynakarda çeşiti fikirler ileri sürülmüştür.

Karahanlılar, çin kaynaklarında T’uchüe A-shi-na şeklinde yazılan hanedanın bir kolu olan Kartuklara bağlanmaktadır.
Karluklar, 744-840 yıllarında Uygur birliğine girdiler ve türkmen adını kullandılar.
Karahanlılar Tarihi
Uygurlar zayıflayınca Karluk yabgusu kendisini «bozkırlar hâkimi ilân etti; büyük kağanın (kara hakan) unvanını aldı.
Devlet altay sistemine göre iki kısma ayrıldı.
Doğunun hâkimi olan büyük kağan, Karaordu’ya yerleşti ve «Arslan Kara Hakan» unvanıyla bütün Karahanlıların en yüksek hâkimi sayıldı.
Batının hükümdarı olan ortak kağan, Taraz’da, Kâşgar’da ve tekrar Taraz’da yerleşti.
Unvanı «Buğra Kara Hakan» idi.
İlk karahanlı hükümdarı olan Bilge Kül Kadir Han, Samanîler ile mücadele etmek zorunda kaldı. Nuh bin Esad, 840’ta Isbicab’ı, Bilge Kül Kadir Hanın elinden aldı.
Bilge Kül Kadir Handan sonra oğulları Bazır (Arslan Han), büyük kağan sıfatıyla, Balasangun’da; Oğulçak (Kadir Han) ortak kağan sıfatıyla da Taraz’da yönetimi ele aldılar.
Oğulçak Samanîlere yenilerek merkezini Kâşgar’a taşıdı.
Samanîler arasında başgösteren kargaşalıklardan yararlanan Oğulçak, asi samanîlerden bir şehzadenin kendi memleketine sığınmasına izin verdi.
Bu müslüman şehzade, Oğulçak’ın yeğeni Satuk Buğra Hanın müslüman olmasına ve Satuk’un, amcasına karşı başlattığı mücadeleden sonra devletin batısında İslâmlığın resmen kabul edilmesine sebep oldu.
Bu olay Batı Karahanlıların durumunu tamamıyla değiştirdi.
Satuk’un oğlu Musa (türkçe adı Baytaş), Doğu kağanı Arslan Hanı yenerek, sülâlenin bu kolunu ortadan kaldırdı. Onun zamanında memleket İslâmlaştı.
Musa’nın yerine oğlu Ebül Hasan Ali (öl. 998) geçti.
Onun ortak kağanı (Kılıç Bugra Han) ve yeğeni Ebu Musa El-Hasan (Harun) Samani ilerigelenlerinin destekleriyle İsbicab’ı zaptetti (990); bir süre sonra da Samanilerin başkenti olan Buhara’ya girdi.
Harun, Kâşgar’a dönerken öldü.
Ali’nin ortak kağanı büyük oğlu Ahmed, 998’de büyük kağan sıfatıyla tahta geçti.
Samanîler ile ilgili meselelerin çözümünü kardeşi Nasr’a bıraktı.
Bu arada Sebük Tigin’in yerine geçen oğlu Gazneli Mahmud, Karahanlılar ile anlaştı: Amuderya sınır olarak kabul edildi (1001).
Nasr, Mahmud’un Hindistan’da bulunmasından yararlanarak iki koldan Horasan’a girdi.
Bir kol Ali Tigin kumandasında Nişapur ve Tus, ikinci kol da Cafer Tigin kumandasında Belh üzerine yürüdü.
Fakat bu kuvvetler Mahmud ile kardeşi tarafından bozguna uğratıldı.
Karahanlılar Dönemi Savaşları
Bunun üzerine Nasr, ortak kağan Yusuf bin Harun’dan yardım istemek zorunda kaldı.
Ancak bu birleşmiş kuvvetlede Belh savaşında (1008), Mahmud’a yenildi.
Karahanlıların bu başarısızlıkları iç karışıklığa sebep oldu.
Nasr bin Ali ölünce (1013), yerine «Arslan ilig» unvanı ile, üçüncü kardeşi Mansur (1013-1016) geçti.
Ahmed bin Ali ile Mansur arasındaki mücadelede ortak kağan Yusuf (Kadı Han) ile Ali Tigin, Ahmed’e bağlı kaldılar.
Fakat Ali Tigin, bu sırada Mansur bin Ali’ye esir düştü.
Ahmei bin Ali’nin ölümünden sonra, Yusuf Kadir Han, büyük kağan olarak Mansur bin Ali’yi tanımak istemedi.
Yusuf, yardım için, Gazneli Mabmud’a başvurdu.
Gerekli yardımı alamayınca bu sefer Mansur ile görüşme yaptı ve Mahmud’a karşı onunla birleşti.
Karahanlı kuvvetleri Horasan’a akın yaptılar fakat Belh yakınlarında bozguna uğradılar Bu sırada Ali Tigin, Mansur bin Ali’nin elinden kurtuldu.
Selçukoğlu Arslan ile birleşerek, Buhara’yı eline geçirdi (1020-1021); Mansur bin Ali’nin ordusunu yenilgiye uğrattı.
Mansur bin Ali’nin yerine 27 yıldar. beri ortak ağan olan Yusuf bin Harun geçti.
1025-1032 yılları arasında büyük kağan sıfatıyla hüküm sürdü.
Kendisine karşı iki kardeşi Ahmed ve Ali birleştiler.
Ahmed kendisini büyük kağan ilân etti; Ali, ona «arslan ilig» oldu.
Bunun üzerine Yusuf, yeniden Gazneli Mahmud ile bir antlaşma yaptı.
Antlaşmadan sonra Mahmud, Ali Tigin’in müttefiki olan Selçukoğlu Arslan’ın Türkmenlerine karşı harekete geçti; Selçuk oğlu Arslan’ı hile ile ele geçirdi. Hindistan’da hapse attırdı.
Ali Tigin, Buhara ve Semerkant’ı bırakıp bozkırlara kaçtıysa da. çok geçmeden geri döndü.
Yusuf ölünce (1032) yönetim, oğulları Süleyman (Arslan Han) ile Muhammed’in (Buğra Han) eline geçti, öte yandan Ali Tigin, kendini Maveraünehir’de Tangaç Buğra Kara Hakan ilân etti (1032).
Gazneli Mahmud’un ölümünden sonra Mesud, Maveraünehir’i Ali Tigin’den alarak, Mahmud bin Yusuf’u (Buğra Han) buraya yerleştirmeyi tasarladı.
Harizmşah Altuntaş 1032 baharında Ali Tigin üzerine yürüdü Selçuk Türkmenlerin de katıldığı Debusiye savaşında, Altuntaş yaralandı; bununla birlikte bir anlaşma yaptı, iki yıl sonra (1034) Altuntaş’ın halefi Harun, Mesud’a karşı, Ali Tigin ile birleşti.
Ali Tigin’in ölümünden sonra oğlu Yusuf bin Ali (Arslan İlig), tahta çıkışını bildirmek üzere Mesud’a elçi gönderdi.
Harizmşah ile yapılmış olan anlaşmaya bağlı kaldı.
Bir süre sonra Mesud’a karşı askerî harekete geçti.
Harun’un ölümü, bu hücumun yarıda kalmasına sebep oldu ve Yusuf kuvvetlerini geri çekti.
Selçuklular, Selçuk’un torunu, Yusuf un öldürülmesi üzerine önce Harizmşah’a sığındılar.
Bir süre sonra Selçuklular, Horasan’ı istilâ ettiler.
Bu sırada Türkmenlerin yardımını gören Muhammed bin Nasr’ın kardeşi İbrahim, 1040’ta Kiş, 1041’de Soğd ve 1042’de Buhara’yı zaptetti.
Ali Tigin’in oğulları, akrabaları olan Yusuf Kadir Hamn oğullarına sığındılar.
Muhammed ve İbrahim, kendilerini Yusuf Kadir Han ailesinden ayırdılar; Muhammed, büyük kağan (Arslan Hakan), İbraim ortak kağan (Tangaç Buğra Kara Hakan) unvanlarını aldı.
Böylece Batı ve Doğu olmak üzere iki Karahanlı devleti kuruldu.
Doğu Karahanlılar Devleti
Bu devletin ilk hükümdarı (büyük kağan) Şerefüddevle lakabını taşıyan Ebu Şuca Süleyman bin Yusuf’tur (1031-1057).
Süleyman bin Yusuf, 1057’de kardeşi Muhammed bin Yusuf’a karşı yaptığı akında yenildi ve tutuklandı.
Muhammed kendini büyük kağan ilân etti, büyük oğlu Hüseyin’i de «arslan ilig» yaptı.
Fakat, ikinci karısı her ikisini de öldürttü ve oğlu İbrahim bin Muhammed’i (1057-1059) tahta geçirdi.
Bu durumdan yararlanan Batı Karahanlıların büyük kağanı İbrahim I bin Nasr, Fergana’yı yeniden eline geçirdi.
Bu sırada İbrahim bin Muhammed’in öldürülmesinden sonra Mahmud bin Yusuf, büyük kağan oldu (1059-1075).
Oğlu Ömer bin Mahmud ise ancak iki ay hüküm sürebildi, ölümünden sonra yerine Ebu Ali el-Hasan (Buğra Han) hükümdar oldu.
Bunun devrinde Kâşgar önemli kültür merkezlerinden biri haline geldi.
Balasagunlu Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig (Kutlu Olma Bilgisi) adlı eserini, El-Hasan’a ithaf etti; imam Ebülfutuh Abdülgafir (öl. 1093) Tarih-i Kâşgâr adlı eserini yine onun devrinde yazdı.
El-Hasan bin Süleyman, Maveraünnehir’i eline geçiren büyük selçuklu sultanı Melikşah’ın hâkimiyeti altına girmek zorunda kaldı.
Oğlu Ahmed halife Mustazhir Billâh’tan «Nurüddevle» unvanını aldı.
Ayrıca 1128’de Karahıtayları yendi, ölümünden sonra yerine geçen oğlu İbrahim II, Karluk ve Kanglı’ların taarruzlarını önlemek için Karahıtayları Balasgun’a çağırdı.
Yusuf bin Muhammed 1205’te ölünce, Gürhan’ın sarayında rehin olarak bulunan Ebül Feth Muhammed III bin Yusuf, Kâşgar’a geldi.
Fakat bu arada şehirde çıkan bir isyan sırasında öldürüldü (1211).
Batı Karahanlı Devleti Özellikleri
Batı karahan hükümdarı Muhammed I bin Nasr, büyük kağan olduktan sonra özkent’e yerleşti, ölümünden sonra yerine ortak kâğan Ebu ishak İbrahim I bin Nasr (Tangaç Han) geçti (1053-1068).
İbrahim, başkenti Semarkant’a taşıdı.
Karahanlıları yeniden teşkilâtlandırdı. ölümünden bir süre önce hükümdarlığı Şemsülmülk lakabıyla anılan oğlu Nasr I bin İbrahim’e verdi.
Fakat Togan Han, Nasr I’in hükümdarlığını tanımayarak isyan etti.
Nasr, Togan Hanın üzerine yürüyerek isyanı bastırdı.
1072’de Alp Arslan, Karahanlılara karşı bir akın yaptı; ölümü üzerine Nasr, Tirmiz’i eline geçirdi.
Amuderya’yı geçti ve Belh’e kadar geldi. Selçuklular ile anlaşma yaptı.
Nasr ölünce, yerine kardeşi Ebu Şuca el-Hıdr geçti.
Ebu Şuca’nın oğlu Ahmed bin el-Hızır (1080-1089), hükümdarlığı sırasında ulema ile mücadeleye girişti; ulema, Melikşah’ı Buhara’ya davet etti.
Buhara ve Semerkant’ı alan Melikşah, özkend’e geldi.
Ahmed esir edilerek İsfahan’a götürüldü.
Ahmed bir süre sonra vatanına döndü; fakat 1095’te yargılanarak idam edildi.
İsyancılar, Ahmed’in amcazadesi Mesud I bin Muhammed’i tahta geçirdier (1095-1101).
Mesud I’in ölümünden sonra Berk-yaruk, Maveraünnehir’i Karahanlıların elinden aldı; Mesud’un yerine önce Süleyman bin Davud’u geçirdi.
Bir süre sonra Süleyman öldü (1099). Aynı yıl Ebülkasım Mahmud, karahanlı tahtına oturdu.
Berkyaruk’un tahta çıkardığı üçüncü hükümdar olarak tahta geçirdiği Harun, Mahmud I’i öldürdü.
Melikşah’ın ölümünden sonra çıkan karışıklıklar sırasında Horasan’ı ek geçirmek istedi.
Horasan valisi Sencer’in adamı Gündoğdu’dan yardım aldıysa da Sencer’e yenilerek öldürüldü (1102).
Bu olaydan sonra Sencer, Kayınpederi Muhammed II bin Süleyman’ı (1102-1130), Büyük kağan unvanı ile Semer-kant’a gönderdi. Muhammed II’nin ölümünden sonra Sencer, Merv’de esir olarak bulunan El-Hasan bin Ali’yi Semer-kant’a yolladı (1130-1132).
Bu hükümdar da ölünce Sencer, Muhammed bin Süleyman’ın kardeşi Ebul Muzaffer İbrahim bin Süleyman’ı büyük kağan tayin etti; kısa bir süre sonra ölen Ebul Muzaffer’den sonra Mahmud II bin Muhammed tahta geçti, Sencer’in yeğeni olan Mahmud II, ona bağlı kaldı.
Karahıtaylar Mahmud II zamanında karahanlı topraklarını işgal ettiler.
Mahmud’un kardeşi İbrahim IİI bin Mu-
ha’mmed, Karahıtayların himayesinde kağan oldu (1141-1158).
Mahmud ve onun oğullarının ölümüyle Karahanlıların batı kolu da sona erdi.
Bundan sonra hâkimiyet Ali Tigin ailesine geçti.
Hasan Tigin’in oğlu Ali bin Hasan, İbrahim III bin Muhammed’in yerine han oldu.
Ali’nin ölümünden (1160) sonra yerine sırasıyla Ebul Muzaffer Mesud II bin el-Hasan, İbrahim IV bin el-Hüseyin, Osman I (1204-1212) geçtiler.
Osman I, harizmşah Muhamed bin Tekiş ile anlaştı.
Muhammed, Buhara’yı eline geçirince (1207), Karahıtaylar, Osman’ın üzerine yürüdüler.
Osman yenilgiye uğradı.
Bir süre sonra Karahıtaylar tarafından affedildi.
1212’de şehirde çıkan bir isyanda Harizmlilerin öldürülmesini emretti.
Bunun üzerine Muhammed Semerkant’a geldi.
Osman’ı öldürttü. Böylece karahanlı Ali Tigin soyu da son buldu.
Karahanlı Sanatı Genel Özellikleri
Karahanlılar X. -XI. yy.da Semerkant, Buhara, Tirmiz, Ürgenç ve Merv’de birçok mimari yapı meydana getirdiler.
Kerpiç ve tuğladan köşe payeleri, yazı şeridi, örgü ve kervansarayların ancak bir kısmı bugüne kadar gelebildi.
Bu eserlerde görülen başlıca özellik, cephe mimarîsinin son derece gelişmiş olmasıdır.
ön cephe çeşitli biçimlerde tuğla, pişmiş toprak ve alçı süslemeyle kaplıdır.
En çok kullanılan süs unsurları tuğladan köşe payeleri, yazı şeridi, örgü ve geçme motifleri, kıvrık dal dekoru, rumîler, röliyef halinde yıldız-haç motifli tuğlalar, geometrik bordürlerdir.
Karahanlılara ait en eski cami, Şirkebir camii’dir (X. yy.).
Zengin alçı süslemeli mihrabı ile dikkati çeker.
Buhara yakınlarında XI. yy.dan kalma Hazerdegaron camii, kubbeli ana mekânı çeviren tonozlu bölümleriyle merkezî plan gösterir.
Musalla şeklinde yapılmış olan Namazgah camii’hin (XI. yy.), bugün sadece mihrabı ayaktadır.
Yine, XI. yy.a ait Talkatanbaba camii’nde değişik bir plan uygulanmış, kubbeli mekân yanlara doğru genişletilmiştir.
Buhara’daki Mugahattari camii’nin (XII. yy.) cephesi ise alçı, tuğla ve tuğla hamurundan yapılmış çeşitli motiflerle süslenmiştir.
Karamanlılardan kalan en eski türbe, özbekistan’da 978 tarihli Arapata türbesi’dir.
Dört duvar üzerine tek kubbeli olarak yapılmıştır.
Sivri kemerli portal, cepheye hâkimdir.
Kubbe tromplarının üç dilimli yonca yaprağı şeklinde oluşu, değişik bir özelliktir.
Türkistan-Sibirya demiryolu üzerinde XI. yy.a ait kare mekânlı iki türbe bulunur.
Bunların ilki Ayşebibi türbesi’dir. Cephede 64 değişik örnekte sırlı tuğla kullanılmıştır; yanlarda minareye benzeyen iki şekil, mimarîde görülen tek örnektir.
Balacıhatun türbesi’nin kubbesi, dıştan basık piramit şeklindedir.
XI. yy.dan kalan diğer bir türbe de Tirmiz’de Sultansaadet külliyesi içinde yer alan El-Hüseyin türbesi’dir.
XII. yy.a ait Fergana’daki Şeyhfazlı türbesi, dıştan üç katlı bir yapı görünüşündedir.
İçteki dekorlar da bu görünüşe uygun olarak yapılmıştır.
Doğu Fergana’da özkent türbeleri adı altında toplanan üç türbe (Nasır-binali [1012], Celâleddinhüseyin [1052], adlı bilinmeyen güneydeki türbe [1186]) karahanlı sanatının bütün özelliklerini göstermesi bakımından dikkate değer.
Celâleddinhüseyin türbesinin cephesinde bulunan finize çini kalıntısından, karahanlı mimarîsinde çini de kullanıldığı da anlaşılmıştır.
Türk mimarîsinde ilk kervansaraylar Karahanlılara aittir. Bunlara ribat denilirdi.
En önemlileri, Ribatımelik (1078 -1079), Dayhatun kervansarayı (XI. – XII. yy.), Dağıstan kervansarayı (XI. – XII. yy.), Akçakale kervansarayı, Kutluşehir kervansarayı, Kişmantepe kervansarayı’dır.
Karahanlı sanatı, gerek mimarî ve gerek süsleme bakımından daha sonraki anadolu selçuklu sanatını büyük ölçüde etkilemiştir.