Kastamonu Tarihi,Osmanlı Devri Eserleri | Tarih Bilgileri |
Kastamonu Tarihi Hakkında Bilgi,Şehrin adı üstüne birtakım varsayımlar ileri sütüldüyse de bunlar kesin dayanaklıdan yoksun görünmektedir Kastamonu adının M.ö. 1300’lerde Hıtitler tarafından yenilen Gas veya Gaska’lardan gelmiş olduğu söylendiği gibi, buradan türemiş olan ın kaleyi yaptırmışı veya onartmış oimalalından ötürü şehre Kastra-Komneni «Komnen kalesi» denildiği de ortaya atılmıştır.
Anadolu’nun bu bölgesinin iki adı Paphlagonia idi.
Strabon’un Paphlagonia’daki şehirleri arasında saydığı Pompeipolis’in Kastamonu olabileceği iltri sürüldüyse de buranın Amnias (Gökırmak) ooyunda Kastamonu’nun 45 km doğusundaki Taşköprü’nün yerinde olduğu anlaşılmıştı.
Yine Strabon’a göre bu bölgenin Bithynia sınırlarında Timonitis’lerin yaşadığı yörede bir Timonion şehri vardı bugünkü şehrin adına bir benzerlik gösteren bu şehrin Kastamonu güneybatısında, Kastamonu’ya uzak olmayan bir yerde, Araç suyu yukarı havzasında bulunduğu R. Leonhard tarafından kabul edilmektedir
Malazgirt savaşından (1071) sonra Anadolu’ya giren Türklerin bir kısmı Kastamonu yöresine uzandı Bunların öncüleri belki Danişmendilerdi.
1084’te Sinop’u kuşatarak ele geçiren Karatigin Bey o sırada Kastamonu’yu da içine alan bir beyliğe sahip bulunuyordu, fakat bir süre sonra Komnen’ler yöreyi geri aldılar.
Türklerin bu yöreye tekrar girmeleri selçuklu sultanı Alâeddin Keykubad zamanına rastlar.
Alâeddin Keykubad’ın kumandanlarından Hüsameddin 1213’e doğru Kastamonu yöresini ele geçirdi.
Burada XIV. yy.ın başına kadar sürmüş olan, Selçuklulara bağlı bir beylik kuruldu.
Selçuklu devletinin dağılması sırasında Kastamonu, Candaroğullarının eline geçti (1309).
Bu sırada (1333), şehri gezen seyyah İbni Battuta, Kastamoniya dediği şehrin büyük ve güzel olduğunu söyler.
Yöre, Yıldırım Bayezid zamanında (1392) Osmanlı devletine katıldı.
Ankara savaşından sonra, tekrar Candaroğullarının eline geçen şehri Fatih Sultan Mehmed 1461’de Kastamonu beyi Kızıl Ahmed’den geri aldı.
Fatih’in şehzadesi Cem 9 yaşındayken Kastamonu’ya vali gönderildi ve burada altı yıl kaldı.
1573 Nüfus ve vergi yazım defterine göre, Kastamonu’da 46 mahalle içinde 1 069 ev vardı; 1582 defteri ise burada 1 634 ev bulunduğunu bildirmektedir.
O sılada nüfusun bütünü müslümanlardan meydana geliyordu.
Daha sonraki kayıtlarda da bu durum çok az değişti, i. Macdonald Kinneir, 1814’te şehirde 30 kadar minareli cami saydığını, Türk nüfusun 1 200 kadar olmasına karşılık ancak 300 rum ve 40 ermeni ailesi bulunduğunu söyler.
Ainsworth’a göre Kastamonu’da başlıca ticaret malı yündü; şehirde bakırcılık, dericilik ve dokumacılık yapılmakta, basma ve boya tezgahları bulunmaktaydı.
XIX. yy. sonlarında şehrin nüfusu 15 000-16 000 olarak gösteriliyordu.
Abdurrahman Paşanın valiliği (1882-1891) sırasında Kastamonu’yu inebolu’ya bağlayan yol yapıldı, şehirde bir matbaa kuruldu.
Bununla birlikte XX. yy.ın başında Kastamonu’da ticaret geriledi.
Kurtuluş savaşı sırasında inebolu-Ankara yolunun önem kazanmasıyla, Kastamonu’da bir canlılık görüldü.
Cumhuriyetten sonra 1927’de yapılan ilk sayımda şehrin nüfusu 14.591) olarak tespit edildi.
Bu sayı daha sonraki dört sayımda geriledi (1950’de 13 597); sonra yavaş bir artma ile 1955’te 15 000’i.
1960’ta 20 000’i seçti.
1965’te 23 485 oldu.
1990’da da 50 000’i aştı.
Kastamonu Tarihi Eserler
Kastamonu’da en eski kültür kalıntıları tarihöncesi devirlere kadar inmektedir, ilk çağlardan itibaren Türk-İslâm devrine kadar burada pek çok höyük, tümülüs, kaya mihrabı, kaya tüneli ve kaya mezarı yapıldı.
Ortaçağda Komnenos’lar sülalesi devrinden kalma bizans kalesi, Selçuklular.
Candaroğulları ve Osmanlılar zamanında onarım gördü; 1943’teki depremde yıkıldı.
Kalenin yapıldığı devirde bütün şehrin etrafını kuşattığı bilinen surlardan bugün hiç bir iz yoktur.
Kalede, büyük sarnıçlara, tünellere, kaya mezarlarına ve türbelere rastlanmaktadır.
Kastamonu’da Çobanlar sülalesi (Kastamonu atabeyleri).
Candaroğulları ve Osmanlı devrine ait pek çok eser bulunmaktadır;
XIX.yy. sonunda şehirde 63 cami, 16 medrese, 15 hamam, 2 imaret, 1 tekke, 30 türbe, 112 çeşme vardı.
Bugün bu eserlerin çoğu harap veya tamamen ortadan kalkmış durumdadır.
Çobanlar Devri Eserleri
Atabey camii,Yılanlı dârüşşifası,Atabey hanı,Firenkşah hamamı,Candaroğulları Devri Eserleri,İbnineccar camii,İsmailbey camii ,İbrahim bey camii (veya Aktekke camii),İsmailbey türbesi,Hatunsultan türbesi,İsmailbey medresesi,İsmailbey hanı (veya Kurşunlu han)
Kastamonu Osmanlı Devri Eserleri
Yakubağa camii (Ağa imareti),Ferhat paşa camii,Sinanbey camii,Şücaüddin (Şabanıveli) camii,Kastamonu’daki diğer osmanlı cami ve mescitleri: Hasanefendi camii, Musafakih camii, Alaca mescit, Kubbeli mescit, Topçuoğlu camii, Saray camii, Honsalar camii, Halifesultan camii, Deveciler camii, Abdülcebbar camii, Kazancılar mescidi, Ahmetdede camii, Alpaslan mescidi, Hacıdede mescidi, Güzelcesinan mescidi, Saraçlar camii, Ak mescit, Abdürrezzak mescidi, Hasançelebi camii, Mollasait mescidi, Ovalıpazarı mescidi ve Bahaefendi camii’dir.
Yakubağa medresesi, Münir (Bayraklı) medresesi,Şeyh şabanı veli türbesi,Balkapam hanı,Karanlık bedesten,Çiftehamam,Arabapazarı çifthamamı,Diğer hamamlar: Dede hamamı Ferhat paşa hamamı, Yeni hamam, Saray hamamı, Kale hamamı ve Yakubağa hamamı’dır.
Kastamonu’daki sanat eserleri arasında yer alan şadırvan ve çeşmeler de önemli yapılardır.
Nasrullah şadırvanı, payeler ve sütunlar üzerinde iki kubesi ile önemli bir yapıdır.
Ayrıca, Topçuoğlu şadırvanı ile Şabanıveli şadırvanı ve Kanlıçeşme, Namazgâh çeşmesi, Kuruçeşme, Atlanbaç çeşmesi, Şekerci ali bey çeşmesi, Taş çeşme, Eli güzel çeşmesi, Kebkebiler çeşmesi, Abdülcebbar çeşmesi ve Aslanlı çeşme de bu grup eserler arasında sayılabilir.
Şehrin tek tarihi köprüsü Nasrullah köprüsü’dür.
Nasrullah camiinin yanındaki dere üzerindedir.