Kervansaraylar | Tarih Bilgileri |
Kervansaraylar Hakkında Bilgi,Asya’daki müslüman ülkelerde aynı cinsten yapıya han, Mısır’da da ukel (vakkala) denir.
Kervansarayların Mimari Özellikleri
Kuzey Afrika ve İspanya’da hala eski adı fonduk ile anılır.
Kervansarayın en yaygın mimari tipi, arasından yüklü hayvanların geçebileceği kadar geniş olan tek kapılı dikdörtgen biçiminde bir avludan meydana gelir.
Avlunun etrafında az çok geniş odaların bulunduğu galeriler vardır.
Bir veya birkaç merdivenle birinci kata çıkılır, burası da biçim bakımın- kervansaray dan zemin katına benzer.
Yolcular özellikle minyatürü yabancı tüccarlardır.
Bunlar oralarda ya hayvanlarıyla geceyi geçirebilecekleri bir konut veya şehirlerde mallarını koyacak ve satacak bir yer bulurlar.
Hıristiyan tüccarlarını kabul eden ve sahil şehirlerinde bulunan Ortaçağ fondukları konsolosla birlikte memurların barındığı bir çeşit güvenlik yerleriydi.
Bunların bazılarında, dini ayinlerin yapıldığı küçük bir kilise de vardı.
Kervansarayların İşlevi
Kervansaraylar, ticaret malları taşıyan kervanların, çapullardan, göçebe ve eşkiya baskınlarından korunması için, sultanlar ve devlet adamları tarafından yaptırılan emniyetli konak yerleriydi.
Sefer sırasında da ordunun ikmali için kullanılmaları bakımından eski ribatlara (dini ve askeri mahiyette yapılan müstahkem yerler) benzerdi.
Şehir ve kasabalarda ticari amaçlarla kurulan hanlardan farklıydı.
Bir hayır yapısı olan kervansaraya gelen yolcular üç gün için kervansarayın kurucusunun misafiri sayılır; yeme, içme, yatma, tamir edilen ayakkabılar, nallanan hayvanlar için ücret alınmazdı.
Doğu, batı veya kuzey, güney yönlerindeki yollar üzerinde ve araları, deve yürüyüşüyle günde dokuz saat (40 km) uzaklıkta olan yerlere kurulurdu.
Kervansarayların Özellikleri
Kule ve burçlarıyla bir kaleyi andıran kervansarayların harabeleri, özellikle selçuklu devrinde Anadolu’nun ulaştığı İktisadi seviyeyi yansıtmaktadır.
Anadolu’nun dünya ticareti bakımından Batı ile Doğu arasında önem kazanması Selçuklularla başladı.
XII. yy.’ın sonlarına doğru İktisadî gelişmeler için yeni imkanlar doğdu.
Selçuklu sultanlarının İktisadi ve ticari faaliyetleri arttırmak için birçok koruyucu ve teşvik edici tedbirlere başvurmaları, Anadolu’nun milletlerarası bir köprü haline gelmesini sağladı.
Yollarda zarar gören, baskına uğrayan tüccarların zararları devlet hazinesinden karşılandı.
Ticaret kervanlarına, çapullardan ve baskınlardan korunmaları için emniyetli konak yerleri yaptırıldı.
Tenha yerler ve geçitler gibi tehlikeli sahalarda muhafız kuvvetler bulunduruldu.
Selçuklu kervansarayları bu ticari siyasetin bir sonucu olarak ortaya çıktı.
XIII. yy. boyunca Selçuklu sultanları ve ilerigelen devlet büyükleri, Anadolu’yu doğu, batı, kuzey, güney yönünde kesen iki büyük ticaret yolu üzerinde kervansaraylar yaptırdılar.
Doğu, batı yönünde giden yol Antalya ve Alaiye’den (Alanya) başlayarak Konya, Aksaray, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum’dan geçer, İran ve Türkistan’a ulaşırdı.
Kervansaraylar, Anadolu selçuklu mimarisinin en karakteristik ve gösterişli yapı tipidir.
Ayrıca bu yapılar, devrin özelliği olan taş işçiliğini gösteren zengin süslemeler bakımından da önemlidir.
Selçuklu hanları, plan bakımından genel olarak
3.üzeri açık, avlulu.
2. üzeri örtülü, kapalı.
3. ikisinin karışımı.
Bunlar kullanış şekli bakımından, hol ve avlu olmak üzere iki kısımdan meydana gelir.
Hol kısmı, avludan küçüktür; hayvan ve seyislere ayrılmıştır.
Üzeri beşik tonozla örtülüdür; genellikle 3, 5 veya 7 nefli olur.
Avlu kısmında iki tarafta, açık ve kapalı yerler vardır.
Bu kısımda yer alan ve revak adı verilen kısımlar, iyi havalarda kullanılan yatacak yerleridir.
Beyt adı Yerilen kapalı kısımlar kışlıktır.
Ayrıca kervansaraylarda yolcuların temizliği için hamamlar da vardı.
Bazı büyük hanlarda köşk mescit adı verilen namaz kılmaya mahsus yerler de bulunurdu.
Anadolu selçuklu kervansarayları arasında dört tanesi başta gelir.
Bunlar, Sultan han (1229), Sultan han (1231), Ağzıkara han (1231) ile ishaklı han’dır (1249).
Bu dört büyük han plan bakımından da birbirine benzer, önde kare veya dikdörtgen bir avlunun iki tarafına sıralanan odalarla, bunun arkasında uzunlamasına dikdörtgen planlı kapalı bir hol vardır.
Ayrıca hepsinin avlusunda köşk mescit bulunur.
Bu büyük hanlar zengin süslemeli portalleri bakımından da önemlidir.
Tarihi belgelere ve bugünkü harabelerine göre bu yol üzerinde bulunan başlıca kervansaraylar şunlardır: Alaiye yakınlarında Şerefzah hanı ve kuzeye doğru Evdir han (İzzeddin Keykâvus I), Kırkgöz hanı (Keyhüsrev II); Burdur ve İsparta yakınlarında Susuz han ve incir hanı (Keyhüsrev II); Uluborlu’ya bağlı Dâdil köyünde Er-Tokuş hanı; Akşehir’in batısında ishaklı hanı (Sahib Fahreddin Ali); Akşehir ile Ilgın arasında Altun-aba (Argıt hanı); Konya, Aksaray ve Kayseri arasında Zincirlü, Obruk, Kaymaz, Zazatin (Sadeddin Köpek), Kılıç Arslan II, Alaeddin Keykubad; Aksaray-Ürgüp arasında Hoca Mesud; Nevşehir yolunda Alâi, Pervane, Ağzıkara, Latif kervansarayları.
Elbistan yoluyla doğu Anadolu ve Irak’a giden yol üstünde, Kayseri’nin 40 km doğusunda Karatay; Kayseri ile Sivas arasında Sultan hanı (Hanı Alâî Keykubad I), Lala; Sivas ile Tokat arasında Yenihan, Çiftlik hanı; Tokat ile Zile arasında Hatun hanı (Keyhüsrev II), daha ileride Azine Pazar hanı.
Selçuklu kervansarayları, Osmanlı devrinde, Anadolu’da devletlerarası ticaretin durması ve önemli yolların yer değiştirmesi yüzünden değerini kaybetti; bir kısmı zaviye haline geldi.
Bununla birlikte Osmanlılar, ihtiyaç olduğu kadar özellikle İstanbul’dan Suriye’ye giden yol üzerinde ve Suriye’de pek çok kervansaray yaptılar.
İşletilmesi için de hükümleri ve yasaknameleri kapsayan «Kervansaray kanunnameleri» yayımladılar.
Osmanlı devrine ait önemli hanlar şunlardır
Edirne’de Ayşekadın kervansarayı (Ekmekçioğlu Ahmetpaşa kervansarayı, 1609), Kastamonu’da Balkapanı hanı (1481-1512), Gebze’de Çoban mustafa paşa kervansarayı (XVI. yy.), İstanbul’da Büyükvalde hanı, Bursa’da Bezir hanı, Nevşehir’de Damat ibrahim paşa kervansarayı, Bursa’da Çukur han, Diyarbakır’da Hasan paşa hanı, Merzifon’da Karamustafapaşa kervansarayı, Antakya’da Kurşunlu han, Vezirköprü’de Köprülü Mehmet paşa kervansarayı, Niğde – Ulukışla’da öküz mehmet paşa kervansarayı’dır.