Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Kılıç Hakkı Sistemi Nedir | Osmanlı Tarihi |

Kılıç Hakkı Sistemi Nedir,Anadolu ve Rumeli vilâyetlerinde ve Anadolunun bazı illerinde, savaşa katılan sipahilere, gösterdikleri başarı ölçüsünde kılıç hakkı verildi.

Kılıç Hakkı Töresi

Kılıç Hakkı Sistemi Nedir
Anadolu ve Rumeli vilâyetlerinde ve Anadolunun bazı illerinde, savaşa katılan sipahilere, gösterdikleri başarı ölçüsünde kılıç hakkı verildi.

Kılıç hakkı olarak verilen tımarların değeri zamanla yükseldi.

Bazı sipahilere yirmi bin akçe değerinde toprak bağışlandığı oldu.

Böyle bir tımar alan kimse, savaş sırasında orduya belli sayıda asker vermek zorundaydı.

Osmanlı devleti genişledikçe kılıç hakkı olan tımarların değeri de arttı.

Üç bin akçeden altı bin akçeye kadar olanlara kılıç hakkı, altı bin akçeden yirmi bin akçeye kadar değer taşıyanlara terakki, yirmi bin akçeden daha fazlasına zeamet dendi.

Yüz bin akçeyi aşan tımarlar için has deyimi kullanıldı.

Kılıç hakkı olmayan haslar, yalnız padişahlara, vezirlere, büyük mevkide bulunan devlet adamlarına verilirdi.

Kılıç hakkı, islam dininin yayılmaya, islam ordularının komşu ülkeleri ele geçirmeye başladığı zamanlarda, gazilerin aldıkları «ganimet»in daha gelişmiş, Osmanlı devletince yeniden düzene konmuş bir şeklidir.

Hz. Muhammed, din yolunda savaşa katılan, başarı ve yararlık göstererek gazi unvanını kazanan kimselere, düşmandan alınan mallar ve paralar üzerinden belli bir hisse vermeyi uygun gördü.

Her gazi hissesini aldıktan sonra, artan bölüm, «beytülmal» denen hazineye kalırdı.

Hz. Muhammed’den sonra gelen dört halife devrinde de bu kurala uyuldu.

Ganimet, savaşa katılan gazilere, ordu kumandanlarına (savaş yönetenlere) verildi.

Emeviler ve Abbasiler çağında, bu ilk kural bırakıldı.

Savaşa katılmayan bazı devlet büyükleri de ganimetten hisse almaya başladılar.

Zamanla, geniş toprakları elinde bulunduran büyük zenginler türedi.

Topraklar belli ellerde toplanmaya başladı.

Osmanlı devleti, bu eski geleneğe başka ölçüler içinde, gene islam dininin ilkelerine uygun olarak, yeni bir düzen verdi.

Aşağı yukarı Kanuni devrine kadar, «kılıç hakkı»na dayanan bu sistem devam etti.

Ondan sonraki dönemlerde tımarlar, zeametler, özellikle haslar eski kurallara göre yönetilmez oldu.

Bazı devlet ilerigelenleri geniş toprakları ellerinde toplamaya başladılar.

Devlet içinde küçük toprak sahibi beylikler, ağalıklar doğdu.

El emeğine, savaşta dökülen kana dayanan kılıç hakkı kötüye kullanıldı.

Hazineye veya sipahilere verilmesi gereken topraklar belli kimselerin eline geçti.

Bugün, Anadolu’nun, Rumeli’nin bazı illerinde görülen büyük toprak sahipleri, eski kılıç hakkı ile başlayıp hasa kadar yükselen ganimet bölüşümünün, zamanla amacından ayrılması sonucu ortaya çıktı.

Kılıç hakkı, Osmanlı devletinde, savaşta yağmayı önlemek, dinin uygun gördüğü kurallar altında, savaşa katılan sipahilere haklarını verme ilkesine dayanıyordu.

Devlet düzeninin bozulması, savaşlara bile birtakım çıkarların karışması yüzünden bu gelenek yozlaştı.

Sipahi kuruluşları ile birlikte bu sistem ortadan kalktı.

Bir yanıt yazın