Kömür Nedir,Nasıl Oluşur | Ansiklopedik Bilgi |
Kömür nedir nerelerde kullanılır,Kömür nedir ne işe yarar,Kömür nedir nasıl oluşur ve özellikleri,Kömür nedir ne için kullanılır,Kömür Nedir,Nasıl Oluşur,Saf kömürde (nem ve külleri hariç) sabit karbon, ağırlık olarak yüzde 58’in üstündedir.
Element analizindeki oksijen oranı yüzde 13’ten düşüktür ve ısıtma gücünün alt eşiği kilogram başına 7500 kaloridir, hatta bazlı yağlı kömürlerde 8 600 kaloriyi geçer.
Kömür, Birinci zamanın bir bölümü olan karbon katını nitelendiren fosil bir yakıttır.
İkinci jeolojik zaman topraklarında (Tonkin) antrasit, hatta üçüncü zaman kömürleri bile (Yeni Kaledonya) bulunur.
Karbon devrinden daha genç çağlara ait katı mineral yakıtlar jeolojik zamanlar boyunca tam bir kömürleşme geçirmemiştir; bunlar kömür değil linyittir.
Linyitteki uçucu madde miktarı (kuru eşantiyonda) yüzde 40’ı geçer; oksijen miktarı kömürdekinden daha çoktur, doğal nemlilikleri de oldukça yüksektir.
Buna karşılık linyitin ısıtma gücü kömürünkinden düşüktür.
Bir ikinci zaman linyiti genellikle çok gelişmiştir ve alevli yanan kömürlere çok yakındır.
Oysa üçüncü zaman genç linyitlerinin ısıtma gücü düşüktür. Bir ton kömürün vereceği ısıyı elde etmek için 4,5 ton doğal genç linyit gerekir.
Turba, çağdaş devirde oluşmuştur, tamamen kurutulmuş haliyle, külleri hariç yüzde 35 oksijeni vardır; fakat havada kurutulunca nemliliğinin yüzde 25’ini gene de muhafaza eder; doğal turbada kurusuna oranla 4 ila 5 misli su bulunur.
Odun Kömürü
Odunun kömürleştirilmesiyle elde edilen kalıntı, sıcaklık 400°C’ı geçerse hemen hemen saf karbondur.
Rengi siyahtır; içinde ancak yüzde 2 ila 3 oranında kül ve 1 500°C’ta tamamen açığa çıkan yüzde 12 ila 15 oranında uçucu madde bulunur. Bu madde, serttir, kolayca tutuşur ve yanar.
Isıtma gücü, taşkömür gibi 8 000 kalori civarındadır.
Ağırlığı metre küp başına 150 ila 250 kg arasında değişir.
Duman çıkarmaması ve odundan daha ucuza mal olması bakımından çok elverişli bir yakıttır.
İndirgeyici olarak da kullanılması gerekir; çünkü yapımı, ormanlardaki kırık dalların rasyonel bir şekilde kullanılmasına ve çok önemli yan ürünler elde edilmesine imkan verir.
Gerçekten de, odunun damıtılmasıyla, yüzde 25 ila 30 oranında odun kömürü, yüzde 18-25 arasında yakıt gaz, yüzde 5 civarında çok karmaşık bir katran (bazı reçineli odunlarda yüzde 25) ve yüzde 35 ila 53 arasında odun sirkesi denen yoğunlaştırılabilir sıvı ürün elde edilir; bu sıvıdan, pirolignöz asit, metil alkol, aseton v.b. gibi çeşitli ürünler elde edilir.
Bu çeşitli ürünler birçok kimya sanayiinin hammaddesidir veya katran olarak emprenye işleminde ve ısıtmada kullanılır.
Birçok yerde odunun kömürleştirilmesi, ilkel harmanlama usulüyle yapılır; bu metotta gerekli ısı, odunun bir kısmının ve açığa çıkan yanıcı gazların yanmasıyla sağlanır.
Gerçi bu işlemde açığa çıkan gazlardan istifade edilemez ama, yerinde yapılması ve odun nakliyatı gibi bir masrafın olmaması bakımından tercih edilen bir usuldür.
Reçineli odunlar kullanıldığı zaman harman, yuvarlak bir harman yerinde kurulur ve harmanın göbeğinden çıkan bir boru katran gazlarının bir su haznesinde yoğunlaşmasına imkan verir.
Günümüzde, daha çabuk sonuç veren, daha ekonomik çeşitli modellerde (karni, fırın v.b.) portatif karbonlaştırma cihazları, yani kömürleştirici’ler tercih edilmektedir.
Bu cihazlardan bazılarında yan ürünleri de değerlendirmek mümkündür.
Odun kömürünün sınai üretiminde de kapalı kap metodu uygulanır; fakat büyük verimli sabit cihazlar kullanılır; yan ürünleri toplamaya imkan veren karniler veya tüneller.
Karniler damıtma gazlarıyla ısıtılan bir ocağa yerleştirilen, 4,5 metre küp sığalı ve uçucu maddelerin çıkması için borulu bir deliği bulunan düşey dökme demir silindirlerdir.
Tüneller uzun yatay fırınlardır; küçük vagonlarla taşınan odunlar bir uçtan girer öbür uçtan çıkar.
Odunlar bu tünelde kurur, kömürleşir ve sonra ısıtmada kullanılan damıtma gazlarının yanmasına yarayan havayı ısıtarak soğur.
Uçucu gazlar katran alıcıdan geçer ve sonra toplanır.
Metalürjide kullanılan odun kömürü çok ısı vermelidir.
Bundan dolayı kuvvetli kömür veren geniş yapraklı ve özü sert odunlardan yararlanılır.
Evlerde kullanılan kömürlerin kolayca tutuşması gerekir.
Bu şartlara en uygun kömür, gevşek ve reçineli odunlardan üretilen yumuşak kömürlerdir.
Kömürleştirme sıcaklığının da etkisi vardır; 300°C civarında kolay tutuşan kömür elde edilir; daha yüksek sıcaklıkta elde edUen kömür daha güç alevlenir.
Boyada kullanılan odun kömürü tozunu elde etmek için en az 400°C’a ulaşmak gerekir.
Karni kömürünün kalitesi homogendir ve çok aranır.
Gazojende kullanılan odun kömürü ortalama kiraz iriliğinde kırılır; fakat parça halinde odun kömürleri yerine, sıkıştırılmış odun kömürü tozu kullanmak daha iyidir; çünkü bunlar hem daha yoğun, hem daha az gözenekli, hem de daha az gevrektir.
En iyi sıkıştırılmış toz kömürler, odun kömürü tozu ile odunun kapalı kapta kömürleşmesi sırasında elde edilen katranı karıştırılarak hazırlanandır.
Etken (veya etkenleştirilmiş) kömür, turbayı, fosforik asitle karıştırarak ve bu karışımı 1200°C’ta kavurarak hazırlanır.
Saf fosforik asitle yakıldığı zaman, damıtma ürünü olarak fosfor verir.
Kalan kömür hidroklorik asitle yıkanıp 300°C’ta kurutularak etkenleştirilmiş kömür elde edilir; bu kömürün emici özelliklerinden tıpta, tıbbi müstahzarlarda, kimya sanayiinde, petrokimyada v.b. yararlanılır.
Kömür ocağında kömür yıkama yeri önemli ve çok pahalı bir tesistir.
Yapının üst kısmında yıkama öncesi ayırma kalburları; aşağıda, yıkama ve ikinci yıkama cihazları; daha aşağıda ticari ayırma ve temizleme kalburları ve nihayet en aşağıda stok Ye ince kömür tanelerini süzme siloları yer alır.
Son işlem, genellikle toz ve kırıntı kömürün yüzdürme usulüyle ayrılmasıdır.
Suların dolaşım pompalarıyla, kapalı devresi, durulama cihazları ve durulma havuzları kömür yıkama yerinin önemli bir kısmını meydana getirir.
Türkiye’de Kömür
Türkiye’de bulunan ilk kömür yatağı, Havza’dadır.
Karadeniz kıyısında Ereğli’den İnebolu’ya kadar uzanan 180 km uzunluğunda ve 50 km derinliğinde bir alanı kaplar.
Buradaki yataklar 1829 yılında, Sultan Mahmud II zamanında, Uzun Mehmed adlı bir deniz eri tarafından bulundu. Çıkarılan ilk kömürler donanma ihtiyacında kullanıldı.
1893’ten sonra, bu bölgede yeni kuyular açılarak üretim çoğaltıldı.
Kömür Türkiye’nin başlıca madenlerinden biridir.
Hepsi yurt içinde tüketilen kömürün üçte ikisi ısıtma işlerinde kullanılır. M.T.A. tarafından yapılan araştırmalara göre Türkiye kömür rezervi yaklaşık olarak iki milyar tondur.
Bu rezervin çoğu 4000 kg/kaloriden üstün taşkömür, geri kalam 4 000 kg/kaloriden düşük linyittir.
Yapılan araştırma sonunda 56 ilde linyit yatağının bulunduğu anlaşıldı: Adıyaman, Afyon, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Giresun, Gümüşhane, Hatay, İsparta, İçel, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Maraş, Muğla, Muş, Niğde, Ordu, Rize, Samsun, Sivas, Siirt, Sinop, Tekirdağ, Tokat, Tunceli, Van, Yozgat.
Taşkömür ise ancak dört ilde çıkarılır: Antalya, Diyarbakır, Kastamonu. Zonguldak.
Bu kömür üretim alanları içinde, toplu rezervin zenginliği ve kalite üstünlüğü bakımından, Türkiye Kömür işletmelerinin merkezi olan Zonguldak, en büyük kömür havzasıdır.
Devlet işletmesi buradan yılda 7 milyon ton (1970) satılabilecek nitelikte kömür üretildi.
1829’da bulunan Zonguldak kömür havzası 1849’dan beri de işletilmektedir.