Kosova Tarihi | Tarih Bilgileri |
Kosova Tarihi,Bizans’ın baskısı, X. yy.ın ilk yarısında bulgar saldırısı yüzünden bölge, Sırplar, Bulgarlar ve BizanslIlar arasında el değiştirdi. Bu arada batıdaki Arnavutlar da Kosova’ya doğru yayıldılar. Bölge, daha sonraları, bağımsızlıklarını ilan eden sırp «ban»larının hakimiyetine geçti.
1668’de ban Nemayna’mn Kosova’da Bizanslılara karşı büyük bir zafer kazanması üzerine, Sırp devleti gelişti. Sonunda, geniş bir sahaya Kosova adı verildi.
XIII. yy. başında da sırp krallarının hakimiyetine girdi. Bu hakimiyet, Istefan Duşan’ın ölümüne (1355) kadar sürdü. Duşan’dan sonra, Sırp krallığı parçalandı; Kosova, Kuzey Sırbistan kralı ve Duşan’ın oğlu Uroş V’in hâkimiyetine girdi.
1389’da Türklere vergi veren Sırp prensliğinin eline geçti. Osmanlılar devrinde, Ploşnik bozgunundan sonra (1387) Murad I, Çandarlızade Ali Paşayı Bulgaristan’a gönderdi (1388); Tuna kıyılarına kadar olan bölgeye akınlar yapıldı.
Ali Paşa, Kosova tekfuruna haber göndererek osmanlı himayesi altına girmesini istedi. Tekfur bu emri dinlemeyince, Yaralı Doğan Bey kumandasında birkaç bin kişilik kuvvet gönderildi.
Doğan Bey, Kosova tekfurunun yönetimi altındaki toprakları yağmaladı. Aldığı esirlerle dönerken, tekfur, Ali Paşaya, esirlere karşılık elinde bulunan bir kaleyi teslim edeceğini bildirdi; fakat verdiği sözü tutmadı.
Bir yıl sonra yapılan Birinci Kosova savaşı, Osmanlıların Balkanlar’a yerleşmesini sağladı. Bağımsızlığını kaybeden Sırp krallığı da XIX. yy.a kadar Osmanlı devletine bağlı kaldı.
Yıldırım Bayezid, Karamanoğullarının çevresinde toplanan anadolu beyleri meselesini çözmek için, Anadolu’ya dönmeden önce Rumeli işini düzeltmeye çalıştı.
Üsküp ile Güney Kosova yörelerini uçbeyi Paşa Yiğit’e vererek Anadolu’ya döndü. Üsküp ve dolaylarına. Menemen ovasından uzaklaştırılan Türkler ve Anadolu’dan gelen tatar göçmenler yerleştirildi.
Priştina’nın güneyinde bulunan Novo Brdo kasabası (Orta Kosova bölgesi), Musa Çelebi’nin Rumeli’ye hakim olduğu sırada (1410), Türklere geçti. Musa Çelebi, büyük kardeşi Süleyman Çelebi ile işbirliği yapan Üsküp sancakbeyi Paşa Yiğit’i hapsettirdi; sonra affederek eski görevine gönderdi.
Paşa Yiğit, Mehmed Çelebi hesabına Sırplar ile anlaştı. Bunun üzerine Musa Çelebi, yeniden Sırbistan sınırını aştı (1413).
Bir süre sonra, Çelebi Mehmed, Rumeli’ye geçti. Kuvvetleriyle Kosova sahrasına girdi, Sırplarla birleşti; kardeşi Musa’yı yakalatarak öldürttü (1413).
Orta Kosova bölgesi yeniden Sırplara bırakıldı.
Bu durum, Üsküp sancakbeyi ishak Bey zamanına (1439) kadar sürdü.
Bu tarihte Murad II Semendire’yi aldı, bütün Sırbistan osmanlı hakimiyeti altına girdi.
Kosova, Osmanlı devleti sınırları içine alındı.
Osmanlılar ikinci Kosova savaşından sonra, savaşa katılmayan sırplara Kosova’nın kuzeyini verdiler.
Vuçitrn ikinci defa alındı (1455). Fatih Sultan Mehmed zamanında, Kosova’nın tamamı Türk hakimiyetine girdi. Kosova’nın, Fatih Sultan Mehmed devri sonlarında (1475) düzenlenen tahrir defterlerine göre, Rumeli beylerbeyliğine bağlı Vuçitrn ve üsküp vilayetleri içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Bayezid II’nin ilk yıllarından kalma (1487) tahrir defterine göre, Kosova bölgesinin önemli bir kısmı Vuçitrn sancağının sınırları içindeydi.
XVII. yy. başında Kosova, yönetim bakımından, iki eyaletin sınırları içinde kaldı.
Kuzeyde Mitrovitsa’dan, Ayruçan’a kadar olan yerler Bosna eyaletine bağlıydı.
Kosova ovası boyunca güneye doğru uzanan Vuçitrn, Priştina ve Kaçanik kasabaları da Rumeli eyaletinin Vuçitrn sancağına bağlıydı.
Kâtib Çelebi, Cihannüma adlı eserinde Kosova’nın, Vuçitrn sancağına bağlı Priştina sınırları içinde olduğunu yazar.
1660’ta Kosova ovasından geçen Evliya Çelebi, Vuçitrn kasabasının 2 000 hanelik bir sancak merkezi olduğunu, halkının türkçe ve arnavutça konuştuğunu, fakat Girit seferi dolayısıyla bu şehrin canlılığını kaybettiğini belirtir.
1683’te İkinci Viyana bozgunu üzerine.
Macaristan’ı işgal eden avusturya ordusu,1688-1689 yıllarında Balkanlar’a girdi ve Kosova ovasını ele geçirdi.
Kosova sahrası, bu sırada bir celalinin yönelimi altındaydı.
Avusturya seferinde Rumeli’ye gönderilen Yeğen Osman Paşa bu seferin seraskerliğine getirildi.
Çevresinde toplanan zorbalarla Kosova sahrasına yerleşti.
Komşu kasabaları yağma etti, kendisine «mührü hümayun» ile «sancakı şerifsin yollanması için İstanbul’a adamlar gönderdi. Bunun üzerine yeniden seraskerliğe getirildi.
Avusturyalılara yenilerek Sofya’ya çekildi.
Hükümet tarafından üzerine gönderüen Recep Paşa ile çarpışmak zorunda kaldı (şubat 1689); yenileceğini anlayınca yeniden Kosova sahrasına çekildi.
Piccolomini kumandasındaki bir avusturya ordusu, Kosova’ya girdi.
Sırpların yardımıyla, Kaçanik boğazına kadar indi. Yerli sırp asilzadelerinden birine, bu bölgede, merkezi Kumanova olan bir krallık kurdurdu.
Bu topraklar kısa bir süre sonra Mora seraskeri Koca Halil Paşa ile Selim Giray Hanın, Kaçanik boğanında ve Kosova ovasında asilerle Avusturyalılara karşı kazandıkları zafer sonunda yeniden ele geçirildi (1690).
Yüzyıl sonra Kosova’da devlete karşı çarpışan Kara Mahmud Paşa, babasının yerine Işkodra mutasarrıflığına getirildi.
Rusya – Avusturya savaşlarından yararlanarak Manastır ve Üsküp sancaklarına, Kosova’nın bazı bölgelerinde idari işlere karıştı.
Abdülhamid I tarafından 1786’da asi ilan edilerek, üzerine kuvvet gönderildi.
Kara Mahmud bu kuvvetleri Kosova ovasında yendi. Selim III,
Kara Mahmud ile anlaştı; kendisine vezaret rütbesiyle Yenipazar sancağı seraskerliğini verdi.
Bu olaydan 40 yıl sonra, yine aynı aileden işkodra valisi Mustafa Paşa ile hükümet kuvvetleri Kosova ovasında karşılaştı.
1828-1829 Yıllarında Babıali ile Mustafa Paşa arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden, Mustafa Paşa topladığı 15 000 askerle Kosova sahrasına geldi.
Kosovalılar Mustafa Paşaya söz Yerdikleri halde yardım etmediler.
Mustafa Paşa Kaçanik ve Üsküp taraflarına çekilmek zorunda kaldı.
Sonunda hükümet ordusuna yenildi, Arnavutluk a kaçtı.
Sadrazam Reşid Mehmed Paşanın kuvvetleri, Mustafa Paşadan sonra, Ali Vidaliç ile Kosova’da savaştı.
Osmanlı ordusu Kosova’da yine bozguna uğradı.
Tanzimat ve Islahat fermanlarının ilanından sonra merkezi Sofya olmak üzere Niş ve Priştina’yı içine alan bir Kosova vüâyeti kuruldu.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra vilayet merkezi, Priştina’ya taşındı.
Kosova vilâyetinin ilk salnamesine göre, bu vilayet 1879’da Priştina, üsküp, Prizren, Yenipazar ve Debre sancaklarını içine alıyordu.
1888’de üsküp, vilayet merkezi oldu.
Son idari bölünmeye göre, üsküp, Priştina, Seniçe (Senitsa), ipek, Yaşlıca ve Prizren olmak üzere 6 sancağa ayrıldı.
Ayastafanos antlaşması (5 mart 1878) gereğince vilayet yerli halktan seçilen birleşik özel komisyonlarla yönetilecekti; bu komisyonların vereceği kararlar, uygulanmadan önce Osmanlı devletine sunulacak, Osmanlı devleti de Rusya ile görüşbirliğine vardıktan sonra uygulamaya geçecekti (md. 15). 13 Temmuz 1878 Berlin antlaşmasının 23. maddesi uyarınca, bu idare şeklinde değişiklik yapıldı.
Osmanlı devleti, komisyonun aldığı kararları, Doğu Rumeli için kurulan Avrupa komisyonuyla görüşecekti.
Aynı antlaşmanın 25. maddesine göre, Kosova vilayetine bağlı Yenipazar sancağının yönetimi Osmanlılara bırakıldı.
Sancağın her tarafında asker bulundurmak, askeri ve ticari yollar yapmak yetkisi Avusturya’ya verildi.
Avusturya, Yenipazar sancağının bölünmesinden sonra Bosna sınırında yeni kurulmuş olan Taşlıca sancağını işgal etti.
Gusinye ve Plav gibi yerlerin, aynı antlaşma uyarınca Karaağaç’a bırakılması, Kosova’da mahalli direnişlere yolaçtı.
Bu yüzden Babıali, antlaşmanın şartlarını yerine getiremedi.
Gusinyeli Ali Paşa toprak bırakılmasına karşı çıktığı için Mitrovitsa kumandanı Ahmed Paşa onu sindirmekle görevlendirildi.
Arnavut Süleyman Vokşi, gönüllüleriyle, 1881’de Üsküp, Priştina ve Mitrovitsa’ya. girerek Kosova ovasını baştan başa işgal etti.
Bunun üzerine BabIâli’nin Arna-vutluk’u ıslah için gönderdiği Derviş Paşa, 25 mart 1881’de Üsküp’e geldi.
29 Nisan 1881’de yapılan çarpışma sonunda arnavut gönüllüleri dağıldılar.
Abdülhamid II bir taraftan Arnavutlar üzerine asker gönderilmesini buyururken, öte yandan da onları hoş tutmaya çalışıyordu.
Bu siyaseti fırsat bilen Arnavutlar, 1883’te Kosova ovasına kadar bütün köyleri aldılar.
ilanına kadar bölgede önemli ayaklanma ve çarpışmalar oldu.
1912’de Mehmed V Reşad, Rumeli seyahatine çıkarak Kosova’ya geldi.
Kosova’da, Murad I türbesi yöresinde yapılan toplantıda padişah adına sadrazam Hakkı Pasa, halktan asi reislerin kışkırtmalarından kaçınılmasını istedi.
Bu çalışmalardan bir sonuç alınamayınca I. Fırka İstanbul’dan Kosova’ya gönderildi; gelen asker, Kosova’da Arnavutlar ile işbirliği yaptı.
Balkan savaşı çıkınca Sırplar hiç bir direnmeyle karşılaşmadan sınırı geçtiler.
General iankovitch kumandasındaki orduları 21 ekim’de Lab’ı ve 23 ekim 1912’de hemen bütün Kosova sahrasını işgal etti.
Londra antlaşması ile (30 mayıs 1913) Kosova vilayeti Sırbistan’a bırakıldı, Yugoslavya’nın kuruluşunda yine Sırbistan’da kaldı.
Eski Yugoslavya’nın en son idari bölürmenmesinde Kosova’nın bir kısmı Zeta (Karadağ), bir kısmı Morava, diğer kısmı da Vardar hanlığına düştü.
Bugün, yugoslav cumhuriyetlerinden Sırbistan Halk cumhuriyetine bağlı bağımsız bir bölgedir.