Hakkında Bilgi

Hakkında Bilgi,Ansiklopedik Bilgi

Tarih

Kurtuluş Savaşında Bolu | Kurtuluş Savaşı Tarihi |

Kurtuluş Savaşında Bolu Bolu Millî Mücadele yıllarında yabancı işgaline uğramakla birlikte, Ankara Hükûmeti’ne karşı kısa sürede patlak veren ayaklanmalar güçlükle bastırılabildiği için, bu dönemde Bolu’nun özel bir yeri vardır.

Bolu’da Millî Teşkilatlanmalar

Mondros Mütarekesi ve İzmir’in işgalinden sonra, Bolu ve çevresinde ilk direniş Gerede’de teşkilâtlandı.

Redd-i İlhak Cemiyeti’nin Bolu şubesi, Mithat Kemal Bey’in şehirde bulunduğu günlerde kuruldu.

Bu şube, daha sonra Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne dönüştü.

Gerede ve Bolu’dan sonra Göynük’te de Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.

Bolu ilçesinde kurulan direniş teşkilâtlarına Mudurnu’daki Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de katıldı.

İç Ayaklanmalar

Bolu ve çevresinde Millî Mü-cadele’nin hemen başlarında,

1920 Nisanından aynı yılın Ağustos sonlarına kadar, aralıklı olarak ayaklanmalar patlak verdi.

Milli güçlerin henüz zayıf olması sebebiyle hızla geniş bir alana yayılan büyük güçlükle bastırılan bu ayaklanmalar, bir ölçüde Yunan ilerleyişini kolaylaştırdı.

13 Nisanda Düzce’de çıkan ve Birinci Düzce Ayaklanması adı verilen ayaklanma 19 Nisanda Bolu’ya yayıldı.

Bolu köylerinden 27’sinin ayaklananlara katılmasından sonra, şehir bütünüyle ayaklanmacıların eline geçti.

Bolu ayaklanmacıların eline geçtikten iki gün sonra, çatışmalar 21 Nisanda Gerede’ye, 2

Mayısta Mudurnu, Göynük ve Akçakoca’ya da sıçradı.

7 Ağustos 1920 gecesi başlayan İkinci Düzce Ayaklanması kısa sürede Bolu’ya da yayıldı ve Bolu’da ikinci bir ayaklanmanın çıkmasına sebep oldu.

Ayaklanmacıların öncü kolu Bolu Dağı’na kadar geldi.

Ayaklanmacılar, önceki ayaklanma sırasında tutuklananların hemen serbest bırakılmasını istediler.

İlk ayaklanma sırasında oldukça kötü günler geçirmiş olan Bolulular, bu yeni saldırı ihtimali karşısında paniğe kapıldılar. Şehirde büyük bir kargaşa başgösterdi.

Binbaşı Nazım Bey’in aldığı tedbirler ise, saldırıyı durdurmaya yetmedi.

Kendisine bağlı tümen şehirden çekilmek zorunda kaldı.

Diğer idarecilerin de şehirden ayrılmasıyla 10 Ağustos günü Bolu idaresiz kaldı.

Ayaklanmacılar ise, bu boşluktan yararlanarak Bolu’ya girdiler.

Yönetimi kendilerine devretmesi için Mehmet Sıtkı Bey’le tartışmaya başladılar.

Bu tartışma uzayıp giderken, İsmet Bey’ce görevlendirilen Şerif Bey (Güralp) komutasındaki birlikler ve çeteler 14 Ağustosta Bolu’ya girdiler.

Ayaklanmacılar birdenbire ortaya çıkan bu birlikler karşısında dayanamayacaklarını anlayınca şehri boşalttılar.

Nazım Bey, Bolu’ya girdikten sonra yaptığı araştırmada, Boluluların ayaklanmaya katılmadıklarını gördü.Yunan saldırısının arttığı o günlerde bir af yasası çıkarıldı.

Mustafa Kemal, 14 Ağustosta Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı bir konuşmada, bu konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

“…Af dileyenler affedildi. Çeşitli yerlerde kendilerinden yararlanılmak istendi.

Bunlar son zamanlarda kaçtılar ve tekrar o muhite girdiler.

Anlaşılan, orada gizlenip kalmış olan diğer birtakım kışkırtıcılar daha vardır.

Bunlar, ihtimal kendileri için müsait zannettikleri bir ortamın doğduğunu zannederek isyan ettiler ve Düzce’yi gelip eskiden yaptıkları gibi işgal ettiler.

Sonra batıya doğru gidip Hendek’i işgal ettiler.

Doğuya doğru gittiler.

Bolu’nun içine girdiler.

Bildiğiniz üzere, bu bölgede bulundurduğumuz kuvvetimizi, Yunan taarruzu üzerine hemen tamamen denilecek derecede şevketmiş bulunuyorduk.

Orada bazı ufak müfrezeler bırakılmıştı, işte, bu müfrezelerin zayıf olmasından, Yunanlıların ve İngilizlerin beraberce Adapazarı dolaylarında faaliyet göstermesinden ve İstanbul’un da mübalağalı birtakım teşviklerde bulunmasından, arz ettiğim insanlar bu cürette bulundular.

Fakat bu defa görülüyor ki, halk bunlara katılmadı.

Ortada yalnız kaldılar.

Biz tabiatıyla, haberdar olduğumuz gün derhal ve seri vasıta ile o istikamete kuvvet sevketmeye başladık.

Bunun üzerine Düzce ahalisinin ileri gelenleri Büyük Millet Meclisi Başkanlığina ve bana telgrafla müracaat ettiler.

Ancak istedikleri affı ne Garp Ordusu Komutanı ne de biz vermeye yetkili değiliz.

Onu ancak yüksek meclisiniz takdir edebilir ve verebilir.”

Konuşmalardan sonra, Büyük Millet Meclisi konuyu görüşerek, Düzce ayaklanmacılarına ait bir af yasasının çıkarılmasını benimsedi.

Meclis’in Af Beyannamesi, 29 Ağustos 1920’de bir bildiri ile duyuruldu.

Garp Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa, bölge halkına yaptığı duyuruda, ayaklanma yöneticilerinin dışındaki kişilerden üç gün içinde bağışlanma dileğinde bulunup da Milli Mücadele için çalışacaklarını bildirenlerin bağışlanacağı belirtildi.

Bazı kişilerde Kuva-yı Milliye cephelerinde görevlendirildi.

Yasa, yalnızca Düzce ayaklanmacılarını içine almakla birlikte, Bolu bölgesi komutanı, suçun aynı nitelikte olduğunu gözönünde tutarak, Bolu’daki ayaklanmacılar için de af ilân etti.

Bir yanıt yazın